by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon süreci artık geride kaldı. Gruplardaki 6. ve son maçların oynanmasıyla birlikte 8 takım organizasyona resmen veda etti ve 8 takım adını direkt olarak Son 16’ya yazdırdı. Ayrıca 8 de Play-In eşleşmesi ortaya çıktı.
Bu sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer alan temsilcilerimizin hiçbiri grubunu sonuncu tamamlamadı ve dolayısıyla henüz turnuvadan elenen bir Türk takımı olmadı.
Ligdeki en iddialı temsilcilerimizden Galatasaray NEF, yer aldığı C grubunu liderlikle tamamlayarak adını direkt olarak Son 16 turuna yazdırdı. Kalan 4 Türk takımı ise Son 16 için Play-In’de son derece çetin mücadeleler verecekler.
Tarihinde ilk kez Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer alan Bahçeşehir Koleji, grubunu 2. sırada tamamlayarak Play-In etabı için saha avantajını ele geçirdi. Pınar Karşıyaka, Darüşşafaka ve TOFAŞ ise gruplarını 3. sırada bitirdikleri için Play-In’de saha avantajı olmadan Son 16 şansı arayacaklar.
Eurohoops Fırın, zorlu Play-In etabının öncesinde tüm temsilcilerimizin normal sezon serüvenlerine bakış atıyor.
Galatasaray NEF
Normal Sezon Derecesi: 6 maç, 4 galibiyet, 2 yenilgi / C grubu liderliği
Sezon başında Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcilerimiz arasında belki de en iddialısı olan Galatasaray NEF, gruplara üst üste 2 galibiyetle başlasa da normal sezon boyunca bazı zorluklar yaşadı. Özellikle Basketbol Süper Ligi’nde üst üste alınan kötü sonuçlar, Galatasaray’ın kadrosunda bazı önemli değişiklikler yapmasına yol açtı.
Yazın büyük umutlarla transfer edilen Braian Angola ve Raymar Morgan gibi iki isim, yetersiz performanslarının ardından takımdan ayrıldılar. Ayrıca Jehyve Floyd’un da sakatlık sorunları nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalması, Galatasaray’ı henüz sezon ortasına bile gelinmeden 2 takviye yapmaya itti.
Yaşanan ayrılıkların ardından Ian Hummer ve özellikle Tyrus McGee eklemeleri, temsilcimizin bariz bir performans artışı yaşamasına sebep oldu.
Şu sıralar Pınar Karşıyaka formasıyla gayet etkili bir form grafiği yakalayan Braian Angola, dış şutundaki istikrar problemleriyle birlikte takımın diğer kısaları Dylan Ennis ve Dee Bost’la uyumsuz görüntüsü nedeniyle Galatasaray serüveni boyunca vasatı aşamadı. Profil olarak Bost ve Ennis’i daha iyi tamamlayan Tyrus McGee, kısa süre içerisinde yeni takımına büyük etki yaptı.
Geçtiğimiz sezon sürpriz şekilde Final Four’a kalan Hapoel Holon’a da sezon ortasında transfer olan McGee, yine kısa süre içerisinde büyük katkı yaparak takımını başarısında çok büyük pay sahibi olmuştu.
Şu ana kadar temsilcimizle çıktığı 3 Basketbol Şampiyonlar Ligi maçında 14.3 sayı, 2.7 asist ve %52 üçlük isabet oranı gibi dikkat çekici rakamlarla mücadele eden ABD’li skorer, Galatasaray’ın grup liderliğini almasındaki en önemli faktörler arasına adını yazdırdı.
C grubunun 5. haftasında Filou Oostende’e karşı evinde çok sürpriz bir yenilgi alan sarı-kırmızılı ekip, grup liderliğini Hapoel Holon’a kaptırmış gibi gözüküyordu. Holon’un grubu 3. sırada tamamlanması kesinleşmiş olan Oostende’e karşı alacağı bir galibiyet, İsrail ekibini direkt olarak Son 16’ya gönderecekti. Yine de işler temsilcimizin lehine gelişti.
Son hafta grup sonuncusu Legia’ya karşı deplasmanda çok rahat kazanan Galatasaray, Belçika’dan gelecek sonucu beklemeye başladı. Grupta herhangi bir iddiası olmamasına karşın evinde Hapoel Holon’u uzatmalar sonucunda deviren Oostende, bir anlamda temsilcimizi grup liderliğine taşıdı.
Böylelikle adını direkt olarak Son 16’ya yazdıran Galatasaray NEF, kaliteli kadrosu ve başarılı koçu Andreas Pistiolis’le birlikte ligin en dikkat çekici ekiplerinden biri olmaya devam edecek.
Bahçeşehir Koleji
Normal Sezon Derecesi: 6 maç, 3 galibiyet, 3 yenilgi / D grubu ikinciliği
Geçtiğimiz sezonu FIBA Europe Cup şampiyonluğuyla tamamlayan ve kulüp tarihinin ilk Avrupa şampiyonluğunu kazanan Bahçeşehir Koleji, bu büyük başarının ardından yaz döneminde iddialı takviyeler yaptı. Özellikle Jaka Blazic ve Vladimir Brodziansky takviyeleri, koç Erhan Ernak’ın ekibine dair beklentilerin artmasına yol açtı.
Buna rağmen Bahçeşehir Koleji, Süper Lig ve Basketbol Şampiyonlar Ligi kulvarlarında beklenen başlangıcı yapamadı. Bu noktada Jaka Blazic ve Langston Hall gibi iki çok değerli ismin yaşadığı sakatlıklar, temsilcimizin normalde planlanandan çok daha dar bir rotasyonla mücadele etmesine yol açtı.
Ayrıca flaş transfer Vladimir Brodziansky’nin de kısa süren İstanbul serüveninde beklentilerin epey altında kalması, kötü sezon başlangıcındaki etkenlerden biri oldu. Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçında Igokea’ya karşı evinde beklenenden çok daha zorlanarak kazanan Bahçeşehir Koleji, sonraki hafta ise Bilbao deplasmanında farklı kaybederek soru işaretleri yarattı.
Bu süreçte Langston Hall ve Jaka Blazic’in sakatlıkları nedeniyle kadroya eklenen Kasey Shepherd’ın da vasatı aşamaması, kısa rotasyonunda Kartal Özmızrak, Jamar Smith ve Muhammed Baygül gibi oyuncuların omuzlarına binen yükü epey arttırdı.
Devamında grubun sonunculuk adayı olarak görülen ERA Nymburk’a deplasmanda mağlup olan temsilcimiz, bir sonraki hafta Nymburk’u evinde yenerek rakibinden rövanşı aldı. 5. hafta Surne Bilbao’ya karşı iç sahada alınacak bir galibiyet, grup liderliğinin de habercisi olabilirdi.
Bu kritik Bilbao karşılaşmasında hiçbir varlık gösteremeyen Bahçeşehir Koleji, rakibine oyunun hiçbir noktasında üstünlük kuramadı ve bunun sonucunda 32 sayı farkla kaybederek çok ağır bir mağlubiyet aldı.
Lider Bilbao karşısında alınan farklı yenilgi, son hafta oynanacak olan Igokea deplasmanına dair beklentileri bir nebze olsun azaltmıştı. Buna rağmen sakatlığı bulunan Jaka Blazic ve Langston Hall gibi oyuncuların dönmesiyle birlikte rotasyonunu genişleten temsilcimiz, maç boyunca müthiş bir savunma yaptığı Igokea maçını kazandı ve grup ikinciliğini aldı.
Böylelikle Play-In etabı için saha avantajını ele geçiren Bahçeşehir Koleji, bir diğer temsilcimiz Galatasaray‘ın normal sezon grubunda yer alan Filou Oostende ile eşleşti. Kadro kalitesi bakımından ağır bastığı Belçika ekibini elediği takdirde koç Erhan Ernak’ın ekibi, Son 16 turunun dikkat çekici takımlarından biri olacaktır.
Pınar Karşıyaka
Normal Sezon Derecesi: 6 maç, 2 galibiyet, 4 yenilgi / B grubu üçüncülüğü
Yazın transfer dönemini en hareketli geçiren kulüplerden biri olan Pınar Karşıyaka, bu süreçte kadrosunu Errick McCollum, Mindaugas Kuzminskas, Jaylon Brown, Angel Delgado ve Vitto Brown gibi dikkat çeken eklemelerle güçlendirdi. Özellikle yabancı rotasyonuna gelen kaliteli isimlerin ardından Karşıyaka’ya dair beklentiler de epey arttı.
Buna rağmen koç Ufuk Sarıca‘nın ekibi, normal sezonun hayal kırıklığı yaratan takımlarından biri oldu ve sonuncu olup elenmenin eşiğine kadar geldi.
2021-22 sezonundan kalma bir cezadan dolayı gruptaki ilk 2 iç saha maçını seyircisiz oynayan Pınar Karşıyaka, bu karşılaşmalarda önce AEK’i, sonrasında ise Reggio Emilia’yı mağlup etmeyi başardı. Buna rağmen temsilcimizin oynadığı tüm deplasman mücadelelerini kaybetmesi, gruptaki işini zora soktu.
İlk olarak evinde ağırladığı AEK’i zor da olsa mağlup eden Karşıyaka, bir sonraki hafta grubun flaş ekibi Telekom Baskets Bonn’a karşı hücum etmekte çok zorlandı ve sahadan yenilgiyle ayrıldı. Alınan bu mağlubiyetin telafisi olarak sahasında Reggio Emilia’yı deviren temsilcimizin kalan 3 haftada Bonn ile birlikte liderlik yarışı vermesi bekleniyordu.
Bu süreçte kadrosunda bazı değişikliklere de imza atan İzmir ekibi, sezon başından beri katkı alamadığı Skyler Flatten ile yollarını ayırdı. Flatten’ın yerine Galatasaray‘dan Braian Angola’yı kadrosuna dahil eden Karşıyaka’da Jaylon Brown’un da süreleri epey azaldı.
Basketbol Süper Ligi’nde ise sezona istikrarsız bir başlangıç yapan koç Ufuk Sarıca‘nın ekibi, bu değişikliklerin ardından müthiş bir form yakaladı ve ligin üst sıralarına doğru tırmanışa geçti. Beklentilerin aksine yerel ligdeki bu dikkat çekici çıkışın Basketbol Şampiyonlar Ligi’ne pek bir yansıması olmadı.
Önce Reggio Emilia’ya deplasmanda kaybeden Karşıyaka, grup liderliği iddiasını korumak için Telekom Baskets Bonn’u taraftarının önünde devirmek zorundaydı. Maç boyunca sezonun yıldızı TJ Shorts’u durdurmakta çok zorlanan temsilcimiz, bu sezon Avrupa’daki ilk seyircili maçında rakibine mağlup oldu ve liderlik şansını yitirdi.
Bu mağlubiyet sadece Karşıyaka’nın liderlik şansını yitirmesi anlamına gelmiyordu. Son hafta sahne alacağı AEK deplasmanında kaybettiği takdirde koç Ufuk Sarıca’nın ekibi, grubu sonuncu bitirerek Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin dışında kalabilirdi.
Mutlak galibiyet parolasıyla çıktığı maçta Pınar Karşıyaka, farkı bir aras 20’lere kadar çıkarmasına karşın geri dönüşe engel olamadı ve rakibine mağlup oldu. Buna rağmen grup lideri Telekom Baskets Bonn’un herhangi bir iddiası olmadan mücadele ettiği Reggio Emilia deplasmanında kazanması, temsilcimizin grubu 3. sırada bitirerek adını Play-In’e yazdırmasını sağladı.
Açıkçası Pınar Karşıyaka’nın Basketbol Süper Ligi’nde müthiş bir çıkış yakalamışken Avrupa serüvenine erken veda etmesi, büyük bir hayal kırıklığı olurdu. Play-In etabında UCAM Murcia ile eşleşen ve saha avantajı elinde olmayan Karşıyaka’nın işi hiç kolay olmayacak.
Yine de kadroda Errick McCollum, Mindaugas Kuzminskas, Braian Angola ve Angel Delgado gibi tecrübeli isimlerin varlığı, temsilcimizin eşleşmedeki şansını epey arttıracaktır. Deplasmanda oynanacak ilk karşılaşmayı kazandığı takdirde Pınar Karşıyaka, İzmir’de müthiş taraftarının önünde turu geçmek için çok büyük bir şansa sahip olacak.
Normal Sezon Derecesi: 6 maç, 2 galibiyet, 4 mağlubiyet / E grubu üçüncülüğü
Tıpkı bir diğer temsilcimiz gibi bu sezon Basketbol Süper Ligi’ndeki formunu Basketbol Şampiyonlar Ligi’ne taşımakta zorlanan Darüşşafaka, inişler ve çıkışlarla geçen bir normal sezon periyodunun ardından grubunu üçüncü tamamladı ve adını Play-In’e yazdırdı.
Yazın kadrosuna az sayıda takviye yapan Daçka, daha önce sözleşmesini yenilediği kaptan Doğuş Özdemiroğlu’nun yanı sıra Wayne McCullough ve Gabriel Olaseni’yi takımda tuttu. Yabancı rotasyonuna Akwasi Yeboah ve Fenerbahçe Beko’dan Markel Starks’ı ekleyen temsilcimiz, yerlilerde ise Ercan Osmani ve Hakan Sayılı gibi eklemelere imza attı.
Geçtiğimiz yılın en büyük problemlerinden biri olan dar rotasyon konusu, bu sezon yine şu ana kadar koç Selçuk Ernak’ın elini zorluyor. Özellikle iki yabancı transferinden biri olan Akwasi Yeboah’ın şu ana kadar bir istikrar yakalayamamış olması, temsilcimizin faydalanacağı güvenilir alternatif sayısını da haliyle azaltıyor.
Basketbol Şampiyonlar Ligi normal sezonuna dış sahada alınan Hapoel Jerusalem yenilgisiyle başlayan Daçka, devamında grubun zayıf halkası Bakken Bears’ı iç sahada rahat geçerek toparlanma sinyalleri verdi. Buna rağmen 3. hafta temsilcimizin evinde aldığı 20 sayılık MHP Riesen Ludwigsburg mağlubiyeti, bazı soru işaretlerine yol açtı.
Gabriel Olaseni, Wayne McCullough, Ercan Osmani, Markel Starks ve kaptan Doğuş Özdemiroğlu değerli katkılar verseler de Yeboah’ın formsuzluğu, Berke Atar’ın eksikliğiyle birleşince rotasyonun epey daralmasına yol açtı.
4. haftada grubun yenilgisiz tek ekibi MHP Riesen Ludwigsburg’a konuk olan Darüşşafaka’ya şans tanıyanların sayısı pek fazla değildi. Buna rağmen maç boyunca müthiş bir savunma performansına imza atan Daçka, Doğuş Özdemiroğlu ve Ercan Osmani ikilisiyle rakibine ilk yenilgisini tattırdı.
Alınan bu görkemli galibiyet, temsilcimiz açısından gruptaki beklentileri de bir anda yukarı çekti. Son 2 maçında sırasıyla Bakken Bears ve Hapoel Jerusalem’le karşılaşacak olan Darüşşafaka, bu süreci ikide ikiyle geçtiği takdirde grup liderliği için büyük şansa sahip olabilirdi. Bu noktada planları bozan konu ise Bakken Bears deplasmanı oldu.
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en zayıf takımı olarak görülen Danimarka ekibi, sahasında temsilcimizi 15 sayı farkla yenemediği takdirde her halükarda grup sonunculuğunu garantileyecekti. Çoğu kişinin rahat galibiyet beklediği Bakken Bears deplasmanında rakibinin büyük direnciyle karşılaşan Darüşşafaka, son topta kalp kırıcı bir mağlubiyet aldı ve liderlik iddiasını yitirdi.
Liderlik iddiasını yitirmesinin yanı sıra ikincilik şansını da kaybeden Daçka, son hafta evinde oynayacağı Hapoel Jerusalem’e karşı sahaya grup üçüncülüğü kesinleşmiş bir şekilde çıktı. Evinde rakibine farklı kaybeden temsilcimiz, Play-In’de Benfica’yla eşleşti.
Bu sezon kulüp tarihinde ilk kez Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde yer alan Benfica, ligin şu ana kadarki dikkat çeken takımlarından biri olmayı başardı. Futbol kaynaklı köklü geçmişi nedeniyle önemli bir taraftar desteğini arkasına alan Portekiz ekibi, temsilcimize karşı saha avantajından sonuna kadar faydalanmaya çalışacaktır.
Evet, bu noktada Darüşşafaka’nın Play-In’de işi kolay olmayacak. Yine de geçtiğimiz sezon yine Play-In’de son şampiyon Burgos‘la yine saha avantajı olmadan karşılaşan Daçka, zorlu rakibini eleyerek adını Son 16’ya yazdırmıştı.
TOFAŞ
Normal Sezon Derecesi: 6 maç, 2 galibiyet, 4 mağlubiyet / A grubu üçüncülüğü
Geçtiğimiz sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde adını çeyrek finale kadar yazdırarak önemli bir başarıya imza atan TOFAŞ, bu yaz hareketli bir transfer dönemini geride bıraktı. Koç Ahmet Çakı’yla yollarını ayırarak Yunan çalıştırıcı Dimitris Priftis’i göreve getiren Bursa temsilcisi, kadrosuna önemli takviyeler yaptı.
Bir önceki sezonun önemli isimlerinden Tyler Ennis’in sözleşmesini yenileyen TOFAŞ, bunun yanı sıra Rob Gray, Khyri Thomas, Boubacar Toure, Suleiman Braimoh, Josh Reaves ve Cecil Williams gibi önemli yabancı oyuncu eklemelerine imza attı. Yerlilerde ise Berk Uğurlu ve Emre Tanışan’ı kadroda tutan Bursa ekibi, bu iki ismin yanı sıra Berke Büyüktuncel, Mustafa Kurtuldum ve Ege Demir gibi potansiyelli gençleriyle 2022-23 sezonu serüvenine başladı.
Kaliteli yabancıları ve potansiyelli gençleriyle yeni sezona büyük hedeflerle başlayan temsilcimiz, buna rağmen şu ana kadar beklenen performansın uzağında kaldı. Hem ligde, hem de Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde istikrar yakalamakta çok zorlanan Bursa ekibi, takım kimyası bakımından da ciddi sorunlar yaşadı.
Yazın İsrail devi Maccabi Tel Aviv‘den büyük umutlarla transfer edilen Khyri Thomas, kişisel sorunlar nedeniyle sadece 1 maça çıkabildi ve TOFAŞ serüveni çok erken sona erdi. Thomas’tan farklı olarak ise Josh Reaves, tek bir maçta bile süre alamadan takımdan gönderildi.
Bu iki ismin yanı sıra ABD’li forvet Cecil Williams’tan da düzenli katkı alamayan Bursa temsilcisi, henüz sezon başında Deon Thompson ve Arturas Milaknis gibi tecrübeli oyuncuları kadrosuna kattı. Yapılan bu takviyelere rağmen TOFAŞ, henüz beklenen performans düzeyine ulaşabilmiş değil.
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin zorlu gruplarından birinde yer alan temsilcimiz, A grubunda UCAM Murcia ve SIG Strasbourg gibi iki önemli takımla mücadele etti. Bu iki takıma karşı oynadığı 4 maçı da kaybeden TOFAŞ, gruptaki iki galibiyetini zayıf halka olarak görülen Falco Szombathely’e karşı alabildi.
Şu sıralar tüm kulvarlarda oynadığı son 9 maçın 7’sini kaybeden Bursa ekibi, son olarak evinde UCAM Murcia’ya 77-87’lik skorla kaybetti ve grup ikinciliği fırsatını geri tepti. Bunun sonucunda normal sezonu grup üçüncülüğüyle tamamlayan TOFAŞ, Play-In’de saha avantajı olmadan mücadele edecek.
Play-In’de Yunanistan basketbolunun köklü kulüplerinden AEK ile karşılaşacak olan temsilcimizin eşleşmede bir avantajı olacak. Normal sezonda oynanan Reggio Emilia karşılaşmasındaki tribün olayları nedeniyle 3 maç seyircisiz oynama cezası alan AEK, Play-In’de evindeki tüm maçlarını taraftar desteği olmadan oynamak durumunda kalacak.
Buna rağmen Yunanistan ekibi, evinde bileği bükülmesi çok zor bir takım. Bunu da son olarak bir diğer temsilcimiz Pınar Karşıyaka karşısında gösterdiler.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!