by Semih Tuna / info@eurohoops.net
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ve Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde sezona iyi bir başlangıç yapan Darüşşafaka Lassa’da takımın tecrübeli isimlerinden Janis Timma, Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.
Ligde forma giydiği 2 maçta 6.5 sayı – 1.5 ribaund ortalamaları yakalayan Timma, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ise 3 maçta 7.3 sayı – 1.0 ribaund ve 1.0 asist ortalamaları ile oynuyor.
Kariyerinde Zenit, Baskonia, Olympiakos, Khimki ve UNICS Kazan formaları da giyen Timma, Darüşşafaka Lassa’da tecrübesiyle fark yaratıyor. Tecrübeli oyuncu sezon başında yeşil-siyahlılarla anlaşmaya varmıştı.
Darüşşafaka Lassa, deplasmanda Reeder Samsunspor’u 90-98 mağlup ederek ligde üst üste 4. galibiyetini alırken Janis Timma da 28 sayı – 8 ribaundlık muazzam performansıyla öne çıkan isim oldu.
Timma, NBA denemesi, Darüşşafaka Lassa’ya transfer süreci, sözleşmesindeki çıkışı opsiyonu ve Dünya Kupası da dahil olmak üzere birçok konuda Eurohoops’a konuştu.
Karşınızda Janis Timma’nın Eurohoops’a verdiği röportaj:
Soru: Geçmiş röportajlarını okurken; 2015 yazında, Memphis Grizzlies tesislerindeyken Orlando Magic‘e takas edildiğini gördüm. Daha idmanını yeni bitirmiştin. Buna rağmen “İyi tamam… Antrenmanı bitirebilir miyim?” şeklinde bir tepkin olmuş. Her zaman böyle sakin biri miydin Janis?
Cevap: Evet. Bu biraz şok geçirdim ama sonuçta bu sektördeki ilk günüm değildi. Aynı zamanda bunun benim için yeni bir macera olduğunun da farkına varmıştım. Elbette Memphis’te yapacaklarım hakkında da hayallerim vardı. Ama o zaman 23 yaşındaydım, hala gençtim. Pazartesi sabahları kondisyon antrenmanları yapıyorduk, ilk antrenmanı bitirmiştim. Tesislere döndük, kahvaltı yaptım ve soyunma odasında antrenman için üstümü değiştirdim. Soyunma odasında oturup birbirimizle konuşurken GM geldi ve bana takas edildiğimi söyledi. Ben de “Tamam, antrenmanı mı bitirebilir miyim?” dedim. Herkes, hatta koçlar bile şaşırmıştı. Koçlarım bana hep “Senin için çok zaman harcadık. Şimdi gidiyorsun ve gelip bizim k*çımızı tekmeleyeceksin. Bu hiç adil değil. Neden gidiyorsun?” diyordu. Bu tip şeyleri kişisel algılamıyorum. Demek ki olması gerekiyormuş.
S: Her yıl daha fazla sayıda Avrupalı oyuncunun NBA draftlarında seçildiğini görüyoruz. Ancak Letonya Ligi takımlarından Ventspils’ten NBA draftlara. İşte bu çok sık gördüğümüz bir şey değil. Nasıldı süreç?
C: Sezonu bitmişti. O sırada NBA’in Treviso’da kampı vardı. Beni oraya davet ettiler, çok iyi oynadım. Sonrasında ‘hadi drafta girelim’ diye düşündük. Yalan söylemek istemiyorum ama sanırım drafta belki bir ay belki daha az kalmıştı. 6 veya 7 takım beni denemelere çağırdı. Sadece üç yere gidebilmek için zamanım vardı: Houston, Atlanta ve Memphis. Bu üç takımın denemelerine gittim. Hatta Memphis’te komik bir olay da oldu. İkinci antrenmanda koçlardan birisi soyunma odasında, ikinci antrenmana bir kişinin gelemeyeceğini, yerine katılmak isteyenin olup olmadığını sordu. “Ben hazırım.” dedim. Arka arkaya iki denemeye katıldım. Belki de beni beğenmelerinin sebeplerinden birisi buydu.
İlk antrenmanı yeni bitirmiştim ve antrenmandan sonra iki ya da üç dakika boyunca süren tüm sahayı koşma egzersizleri vardı. Sürekli koşuyorsunuz işte. Onu da yapmıştım. Ondan sonra bile kendimi iyi hissettim. Neyse ki ikinci antrenmandan sonra bir daha koşmama gerek olmadığını söylediler (gülüyor). Treviso kampından sonra drafta katıldım ve son sıradan seçildim. Bence drafta girerek hata yaptım ama pişman değilim. Bir sonraki yıl girseydim muhtemelen daha üst sıralardan seçilirdim. İnsanların beni ve oyunumu anlaması ve analiz etmesi için çok zamanı yoktu. Sonuçta olan oldu. Harika bir deneyimdi.