By Semih Tuna
28. dakikadan sonra neler oldu, Banvit neyi değiştirdi? Jordan’ın yanıtı şöyle: “Monaco’nun göze hoş gelen bir stili var. Hızlı hücumda koşup geçiş oyunlarından sayı buluyorlar. Eğer hücumda hızlı bir şuta kalkıyorsanız onlar da ribaunt aldıktan sonra sizin açığınızı bulup cezalandırıyorlar. Bence ilk yarıda olan şey de buydu.
İkinci yarıda ise maçın kontrolünü kendi elimize aldık. Set hücumlarını kullanıp onların koşmasını engelleyince işlerin nasıl değiştiğini gördünüz.”
Peki bu takımın süper starı olması, ona herhangi bir baskı yaratıyor mu? “Üzerimde hiçbir baskı hissetmiyorum. Maçın tamamında sahadayım, neredeyse 38-39 dakika ortalamayla oynuyorum. Sahada her ne pozisyonda olursa olsun varlığımı hissettirmek istedim. Savunma yapmak, skor bulmak veya takım arkadaşlarıma verdiğim asistler… Sadece takımıma yardımcı olmak istiyorum. Bunu tüm sezondur yapıyorum. Takım arkadaşlarımın, teknik ekibin bana güveni tam. Benim de kendime karşı inancım tam.”
İki sezondur Avrupa Finalleri’nde oynamanın nasıl bir duygu olduğu hakkında ise: “Profesyonel kariyerimin ilk 3 senesinde kaybeden takımlardaydım. Geçtiğimiz sezon ise Frankfurt’a gidip ilk kez Avrupa Kupaları’nda oynadım. Kupayı kazandık ve buraya geldim. Sana söylemek istiyorum, bu duygu muhteşem. Ama işimiz hala bitmedi. Kalan 1 maçımız daha var. Karşılaşacağımız rakip kim olursa olsun kolay geçmeyecek. Biraz dinlenip, bir sonraki maça hazır olmaya çalışacağız. “