by Yiğit Alp Kalkancı / info@eurohoops.net
Alman ekibi medi Bayreuth, geçtiğimiz sezon FIBA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu’nda temsilcimiz Beşiktaş Sompo Japan’ı eleyerek büyük bir sürprize imza atmış ve dikkatleri üzerine çekmişti.
Bu serinin kaybedilmesi Beşiktaş Sompo Japan adına büyük bir hayal kırıklığı yarattı ve belki de sonunda Ufuk Sarıca ile yolların ayrıldığı sezonun kırılma noktalarından birini oluşturdu.
medi Bayreuth bu sezon da FIBA Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş Sompo Japan ile aynı gruba düştü. Alman ekibinin Avusturyalı koçu Raoul Korner, maç öncesinde Eurohoops’a özel bir röportaj verdi. medi Bayreuth projesini ve Beşiktaş’ı geçtiğimiz yıl nasıl elediklerini anlattı, Avusturya’nın yeni devşirmesi Sylven Landesberg’i değerlendirdi.
Lafı daha da fazla uzatmadan sizleri Raoul Korner ile baş başa bırakıyorum…
Öncelikle bu sezonla başlamak istiyorum. Gabe York, Nate Linhart ve Assem Marei gibi kilit oyuncularınızı yaz aylarında kaybettiniz. Sezona da yavaş bir giriş yaptınız ancak şimdi 7 maçlık bir galibiyet seriniz var. Bu sezonki takım ve performans hakkındaki düşünceleriniz neler?
“Evet senin söylediğin gibi yavaş bir giriş yaptık. Bence bunun 2 nedeni var. İlki yeniden yapılanmayla alakalı. Aslında bunu sezon öncesi hazırlık kampında aşabilirdik ama bu sene biraz farklıydı. Birkaç oyuncumuz milli takımlarıyla birlikteydi. Hassan Martin gibi bazı oyuncularımız da yaz dönemi boyunca sakattı. David Stockton aramıza geç katıldı. De’Mon Brooks da sakattı. Tüm takımla birlikte idman yapma şansımız hiç olmadı. Bu da sezon başı itibariyle bizi yaraladı. Düzeltme imkanımızın olmadığı durumlarla karşılaştık. Eğer biraz daha birlikte idman yapabilseydik, kaybettiğimiz maçların bazılarını kazanabilirdik. Geçtiğimiz birkaç haftaya göre daha iyi durumdayız. 1-2 hafta sonra ise şu anki durumumuzdan daha iyi olacağız.”
Takıma Hassan Martin gibi önemli bir ekleme yaptınız. Kaybedilen önemli oyunculara rağmen tıkır tıkır işleyen bir sistem var. Bir üst seviyeye çıkmaya aday oyuncuları nasıl buluyorsunuz ve bu oyun sistemini devam ettirmede sırrınız nedir?
“Her şeyin birbirine uyumlu olması gerek. Aldığımız oyuncuların kulübün kültürünü devam ettirecek oyunculardan olması gerekiyor. Çünkü bu tarz oyuncular takımdaki genç oyunculara nasıl oynayacaklarını, sistemin işleyişinin nasıl olduğunu anlatabilir. Bu tarz oyuncular kaybettiğiniz maçlardan sonra gençlere “takım sistemine güvenin, biz de bu aşamalardan geçtik, çalışmaya devam” edin şeklinde telkinde bulunabilirler. Bu, alacağımız oyuncularda aradığımız özelliklerin büyük bir parçasını oluşturuyor. Tabii Bayreuth aynı zamanda kariyerinde bir adım üst seviyeye çıkmaya hazır olan oyuncular için biçilmiş kaftan.”
“Oyuncu alırken bazı riskler de alıyoruz. Yetenekli ama tecrübe kısmında eksik, çalışmaya ve gelişmeye istekli oyuncuları arıyoruz. Onlara Almanya Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde kendilerini gösterme şansı tanıyoruz. Onlar bizim başarılı olmamıza yardımcı oluyor, biz de onların kariyerleri için önemli bir durak haline geliyoruz. Gabe York, Assem Marei gibi… Listeye daha fazla isimler de ekleyebiliriz. Bu bizim buradaki konseptimiz. Bu tarz bir bütçeyle başarılı olmak için yapmamız gereken tek şey bu.”
Sizce bu seneki takımın en güçlü olduğu noktalar nereler?
“Bence çok dengeli bir takımız. Rakipler bize baktığında ‘şu oyuncu durdurmalıyız’ cümlesinden ziyade ‘Bayreuth’u durdurmalıyız’ diyor. İyi bir kimyamız var. İstatistikle ve egoyla işi olmayan takım oyuncularına sahibiz. Oyuncularımızın ilk hedefi maç kazanmak. Bir oyuncu skorda öne çıktığında veya çok iyi oynadığında ona bakıp “artık şut atma sırası bende” veya “benim de bir şeyler yapmam” demek yerine onu destekliyor. Oyuncular rollerini anlıyor, o rollerin altını dolduruyor ve yetenekleriyle birlikte bizi iyi bir takım haline getiriyor.”