“Ufuk Sarıca’nın Açıklamaları Geçen Yıl Bizi Ekstra Motive Etti”

11/Ara/18 13:05 Aralık 11, 2018

Semih Tuna

11/Ara/18 13:05

Eurohoops.net

medi Bayreuth başantrenörü Raoul Kourner, Beşiktaş Sompo Japan deplasmanı öncesinde Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

by Yiğit Alp Kalkancı / info@eurohoops.net

Alman ekibi medi Bayreuth, geçtiğimiz sezon FIBA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu’nda temsilcimiz Beşiktaş Sompo Japan’ı eleyerek büyük bir sürprize imza atmış ve dikkatleri üzerine çekmişti.

Bu serinin kaybedilmesi Beşiktaş Sompo Japan adına büyük bir hayal kırıklığı yarattı ve belki de sonunda Ufuk Sarıca ile yolların ayrıldığı sezonun kırılma noktalarından birini oluşturdu.

medi Bayreuth bu sezon da FIBA Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş Sompo Japan ile aynı gruba düştü. Alman ekibinin Avusturyalı koçu Raoul Korner, maç öncesinde Eurohoops’a özel bir röportaj verdi. medi Bayreuth projesini ve Beşiktaş’ı geçtiğimiz yıl nasıl elediklerini anlattı, Avusturya’nın yeni devşirmesi Sylven Landesberg’i değerlendirdi.

Lafı daha da fazla uzatmadan sizleri Raoul Korner ile baş başa bırakıyorum…

Öncelikle bu sezonla başlamak istiyorum. Gabe York, Nate Linhart ve Assem Marei gibi kilit oyuncularınızı yaz aylarında kaybettiniz. Sezona da yavaş bir giriş yaptınız ancak şimdi 7 maçlık bir galibiyet seriniz var. Bu sezonki takım ve performans hakkındaki düşünceleriniz neler?

“Evet senin söylediğin gibi yavaş bir giriş yaptık. Bence bunun 2 nedeni var. İlki yeniden yapılanmayla alakalı. Aslında bunu sezon öncesi hazırlık kampında aşabilirdik ama bu sene biraz farklıydı. Birkaç oyuncumuz milli takımlarıyla birlikteydi. Hassan Martin gibi bazı oyuncularımız da yaz dönemi boyunca sakattı. David Stockton aramıza geç katıldı. De’Mon Brooks da sakattı. Tüm takımla birlikte idman yapma şansımız hiç olmadı. Bu da sezon başı itibariyle bizi yaraladı. Düzeltme imkanımızın olmadığı durumlarla karşılaştık. Eğer biraz daha birlikte idman yapabilseydik, kaybettiğimiz maçların bazılarını kazanabilirdik. Geçtiğimiz birkaç haftaya göre daha iyi durumdayız. 1-2 hafta sonra ise şu anki durumumuzdan daha iyi olacağız.”

Takıma Hassan Martin gibi önemli bir ekleme yaptınız. Kaybedilen önemli oyunculara rağmen tıkır tıkır işleyen bir sistem var. Bir üst seviyeye çıkmaya aday oyuncuları nasıl buluyorsunuz ve bu oyun sistemini devam ettirmede sırrınız nedir?

“Her şeyin birbirine uyumlu olması gerek. Aldığımız oyuncuların kulübün kültürünü devam ettirecek oyunculardan olması gerekiyor. Çünkü bu tarz oyuncular takımdaki genç oyunculara nasıl oynayacaklarını, sistemin işleyişinin nasıl olduğunu anlatabilir. Bu tarz oyuncular kaybettiğiniz maçlardan sonra gençlere “takım sistemine güvenin, biz de bu aşamalardan geçtik, çalışmaya devam” edin şeklinde telkinde bulunabilirler. Bu, alacağımız oyuncularda aradığımız özelliklerin büyük bir parçasını oluşturuyor. Tabii Bayreuth aynı zamanda kariyerinde bir adım üst seviyeye çıkmaya hazır olan oyuncular için biçilmiş kaftan.”

“Oyuncu alırken bazı riskler de alıyoruz. Yetenekli ama tecrübe kısmında eksik, çalışmaya ve gelişmeye istekli oyuncuları arıyoruz. Onlara Almanya Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde kendilerini gösterme şansı tanıyoruz. Onlar bizim başarılı olmamıza yardımcı oluyor, biz de onların kariyerleri için önemli bir durak haline geliyoruz. Gabe York, Assem Marei gibi… Listeye daha fazla isimler de ekleyebiliriz. Bu bizim buradaki konseptimiz. Bu tarz bir bütçeyle başarılı olmak için yapmamız gereken tek şey bu.”

Sizce bu seneki takımın en güçlü olduğu noktalar nereler?

“Bence çok dengeli bir takımız. Rakipler bize baktığında ‘şu oyuncu durdurmalıyız’ cümlesinden ziyade ‘Bayreuth’u durdurmalıyız’ diyor. İyi bir kimyamız var. İstatistikle ve egoyla işi olmayan takım oyuncularına sahibiz. Oyuncularımızın ilk hedefi maç kazanmak. Bir oyuncu skorda öne çıktığında veya çok iyi oynadığında ona bakıp “artık şut atma sırası bende” veya “benim de bir şeyler yapmam” demek yerine onu destekliyor. Oyuncular rollerini anlıyor, o rollerin altını dolduruyor ve yetenekleriyle birlikte bizi iyi bir takım haline getiriyor.”

Geçen yaz takımınızdan ayrılan Assem Marei, Türkiye’ye Pınar Karşıyaka’ya transfer oldu. Onu takip ediyor musunuz? Kendisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

“Assem harika bir oyuncu. Onu kadroya kattığımda Amerika’da II Division’da yer alan bir kolejde ve Litvanya gibi vasat bir ligin vasat bir takımında oynamıştı. Assem, az önce anlattığım şeylere tam oturan bir örnek. Onda hoşuma giden şeyler gördüm. Büyük takımlarda oynamak için gereken CV’ye sahip değildi. Ona bir şans verdik. 2 sene bizde kaldı. Aslında ilk yıl sonrası da gidebilirdi. İyi teklifler gelmişti ama kalmayı seçti ve ödülünü de aldı. Geçen hafta Fenerbahçe‘ye karşı inanılmaz bir maç oynadı. Onunla gurur duyuyorum. Bizden gittikten sonra başarılı olan oyuncuları seviyorum. Çünkü bu, transfer döneminde oyuncu almamızı kolaylaştıracak etmenlerden. Hassan Martin’i alabildik çünkü Assem Marei bizde başarılı olup transfer yapmıştı. Ondan sonra gelecek olan oyuncu da Hassan Martin’e bakacak ve buraya gelmek isteyecek. Bu iş bu şekilde yürüyor.”

“Assem hakkında ne söyleyebilirim? Sanırım ellerini kullanmayı bilen gördüğüm en iyi uzunlardan birisi. Ayrıca olağanüstü bir ribaunt sezgisine sahip. Pota seviyesinin üzerinde oynamıyor, diğer oyuncular gibi zıplamıyor ama ahtapot gibi kollara sahip. Eğer ribaunda çıkan 5 oyuncu topu almak için çabalıyorsa topu alacak oyuncu Assem Marei olur. Bu, benim daha önce hiç görmediğim tarzda bir yetenek. Onun hakkında olumsuz söyleyebileceğim tek şey atletizmi olur. Eğer biraz daha atletik olsaydı veya birkaç santim daha uzun olsaydı şu an bir NBA oyuncusundan söz ediyor olurduk. Ancak şu an bile sahip olduğu yetenekler ve karakter özellikleriyle üst seviye bir oyuncu.”

Geçtiğimiz sezon Beşiktaş’a karşı Şampiyonlar Ligi’nde çok önemli bir serisi kazandınız ve bu Beşiktaş adına önemli bir kırılma oldu. Sezon sonunda Beşiktaş ligde de çeyrek finalde elenince koç Ufuk Sarıca ile yollar ayrıldı. Bir bakıma Bayreuth serisi Beşiktaş için sonun başlangıcı oldu. Bu durumdan haberiniz var mıydı? Yaşananlar hakkında düşünceleriniz neler?

“Başka bir takım hakkında konuşmak her zaman çok zordur. Çünkü orada yaşananları sadece dışardan izleyebilirsiniz. Bizim açımızdan Beşiktaş’ı elemek, sezonun en önemli başarısıydı. Beşiktaş’ın favori olduğunu biliyorduk. Bence bizim bir avantajımız vardı geçtiğimiz yıl. Çünkü kimse bizim kim olduğumuzu bilmiyordu. Çünkü ilk defa uluslararası bir organizasyonda oynuyorduk ve 21 yıl aradan sonra playoff’a kalmıştık. “Underdog” statüsündeydik. Belki bizi biraz küçümsediler. Kendi evimizde onları yendikten sonra sonra rakip koç avantajın hala onlarda olduğunu ve Final Four’a kalacaklarını söyledi. Biz de bu sözlerin çıktısını alıp soyunma odasına astık. ‘Beşiktaş koçu Final Four’da olacaklarını söyledi, görelim bakalım’ modundaydık. Bu tarz bir ekstra motivasyona sahiptik. Onlar için bu elenme tabii ki bir hayal kırıklığıydı. Bu tip hayal kırıklıkları da sezonun gidişatını değiştirebilir.”

Son maçınızın ardından Beşiktaş, Jason Rich gibi bir oyuncuyu kadrosuna kattı, Anadolu Efes ve Darüşşafaka gibi iki EuroLeague ekibini mağlup etti. Bugünkü karşılaşmadan beklentileriniz neler?

“Çok zor bir maç olacağını düşünüyorum. Son karşılaşmada sakatlanan Adonis Thomas maçta oynamayacak. Bizim sistemimizde hem hücumda hem savunmada en önemli parçalardan biriydi. Beşiktaş son zamanlarda ritmini bulmaya ve daha iyi oynamaya başlamış durumda. Evimizde oynadığımız maç öncesi De’Mon Brooks’tan yoksun olmamıza rağmen onları yeneceğimizi düşünüyordum. Onu savunmada aradığımız bölümlerde yokluğu Robin Benzing’in boş şut imkanları ve onun da bu şutları atmasıyla sonuçlandı. Önümüzde yeni bir maç var. Onları yenmek için her zamankinden çok daha iyi oynamamız lazım. Yine “underdog” olarak maça başlayacağız. Aradaki tek fark Beşiktaş’ın bizi bu kez hafife almayacak olması.”

Geçtiğimiz sezon karşılaştığınız Beşiktaş’la bu sezonki Beşiktaş arasındaki farklar sizce neler?

“Bambaşka iki takım. Eğer yeni bir koçunuz ve yeni oyuncularınız varsa üstündeki forma aynı olsa bile bunun önemi yok. Yeni bir kültür, yeni bir felsefe kazanıyorsunuz.”