by Buğra Uzar / info@eurohoops.net
FIBA Europe Cup finalinde Reggio Emilia karşısında ilk maçı deplasmanda 69-72 kazanan temsilcimiz Bahçeşehir Koleji, sahasında da rakibini 90-74 mağlup ederek şampiyon oldu.
Müthiş bir başarıya ulaşan Bahçeşehir Koleji, ülkemize 7. Avrupa Kupası’nı getirdi. Takımın yıldız isimlerinden Langston Hall, bu başarının ardından Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.
Huzurlarınızda Hall ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…
– Öncelikle kupa için tebrikler. Şu anda nasıl hissediyorsun? Avrupa şampiyonu olarak hayat nasıl?
– Teşekkür ederim. Muhteşem bir his. Sekiz yıldır yurt dışında oynuyorum ve herhangi bir seviyede Avrupa şampiyonu olduğunu söyleyebilecek çok kulüp yok. Bunu yapmak zaten özel ama Bahçeşehir ile bunu başardık ve organizasyonun birinci ligde henüz dördüncü senesi. Böyle bir şampiyonluk, muhteşem bir his. Umarım henüz işimiz bitmemiştir ve yolumuza devam edebiliriz.
– Bize final maçlarından bahsedebilir misin? İki farklı maç oynandı ama iki maçın da büyük bölümünde üstünlüğünüzü korudunuz. Onlar geri dönmeye çalışsa da siz karşılık vermeyi başardınız. Neticede kupayı kazandınız. O maçları bize anlatabilir misin?
– Reggio Emilia gerçekten iyi bir takım. Harika bir sistemleri, harika oyun kurucuları var. Andrea Cinciarini takımda her şeye liderlik ediyor. İki maçta da farkı açtık. İlk maçta 19-20 sayıya kadar çıkardık farkı. Sonrasında galiba biraz rehavete kapıldık ve rakibin geri dönmesine izin verdik. İtalya’daki atmosfer inanılmazdı, taraftarları çok acayipti. Birkaç şut sokup bizi de durdurunca maça döndüler. Maç da böylece it dalaşına döndü. Neticede küçük bir farkla kazandık. İkinci maçta kendi salonumuzda atmosfer çok acayipti. Tribünler muhteşemdi. Yine büyük bir fark yakaladık. Bu kez yine biraz geri döndüler ama çok yaklaşmalarına izin vermedik. Salondaki atmosferi tarif etmek mümkün değil. Bence bu eşiği o atmosfer sayesinde atladık. Büyük bir seri ile maça girdiler ama taraftarlar bizim yanımızda oldu ve bize destek oldular. Bu sayede de şampiyonluğu kazanmamızı sağladılar.
– Sezon boyunca taraftar desteği gördünüz. Keza finalde de Türkiye’nin birçok yerinden insanlar sizi desteklemeye geldi. Bu konuda neler söylersin?
– Bizim için çok önemliler. Deplasmanda bile tribünün bir yerinde kendi taraftarınızı görmek, sizi desteklediklerini, size inandıklarını ve gittiğiniz her yerde sizi desteklediklerini gösteriyor. Hâliyle tabii ki minnettarız. Daha çeyrek finalden itibaren salon tamamen doluydu. Üç playoff maçında da 10.000’in üzerinde insan vardı salonda. Çok acayip bir şeydi bu. Çeyrek finalin ilk maçında sahaya çıktığımda şoka uğradım. Hiç böyle olmasını beklemiyordum. Takımdaki herkes şaşırmıştı bence. Birbirimizi çağırıyorduk.
– Dediğin gibi “Avrupa şampiyonu oldum” diyebilecek çok insan yok. Sen bu başarıyı kariyerinde nereye koyuyorsun?
– 1 numara olmalı. Profesyonel olduğumdan beri geçen yıl Kızılyıldız ile Adriyatik Ligi şampiyonu olduk. Tabii ki çok büyük başarılar. Sırbistan Ligi, Sırbistan Kupası keza öyle… Ama Avrupa şampiyonluğu kazanmak başka. Her ne kadar favori olarak gösterilsek de bunu başarmak inanılmaz. Çünkü her rakibimize karşı favori olduğumuz için her maçta rakiplerimiz bize karşı elinden gelenin en iyisini yaptı. Dolayısıyla kolay değildi.
– Sezon boyunca virüs ve sakatlık gibi birçok sorun da oldu. Bunları nasıl aştınız?
– Bence yönetim, çok derinlikli bir kadro kurma konusunda çok iyi bir iş çıkardı. 11-12 kişiye kadar çıkabilen bir rotasyonumuz vardı. Dolayısıyla eksiklerimiz olduğunda bile en azından 7-8 veya hatta 9-10 oyunculu derin bir kadro ile oynama şansımız oldu. Genel menajere ve takım sahiplerine bu kadar iyi bir takım kurdukları için teşekkür etmemiz lazım. Gerçekten derin bir takım.
– Sence bu kupayı kazanmanızda başka ne tip faktörler rol oynadı?
– Bence en büyüğü fedakarlık. Takımdaki herkesin ya EuroLeague, ya EuroCup ya da NBA deneyimi var. Europe Cup’ta bunu söyleyebilecek çok fazla takım yok. Böyle bir takım varken herkesin de fedakarlık yapması çok önemliydi. Galiba ligin en çok asist yapan 2-3 takımından biriyiz. Bu da takım olarak bencillikten ne kadar uzak bir takım olduğumuzu gösteriyor. Günün sonunda sadece kazanmak istiyoruz. Bence en önemlisi buydu.
– Bahçeşehir Koleji sana geçen yaz teklif yaptığında böyle bir başarıyı bekliyor muydun?
– Daha başından beri beklediğimi söyleyemem ama bir süre sonra isimleri görünce biliyordum. Jamar Smith ve Ben Bentil alınmıştı ve daha bu iki oyuncuyu görünce gerçekten özel bir takım olacağını biliyordum. Dolayısıyla çok başarılı bir sezon geçireceğimizi biliyordum ama gerçekten şampiyon olabileceğimizi hiç tahmin etmiyordum.
– Sezonun hangi noktasında kupayı kazanabileceğinizi düşünmeye başladınız?
– Hedefimiz buydu. Temel hedefimiz zaten buydu. Kupayı kazanmayı konuşuyorduk. Bunu yapmak istiyorduk. Maç maç gitmek istiyorduk. Hiçbir rakibimizi küçük görmek istemiyorduk. Hiçbir şeye garanti gözüyle bakmadık. Ben, Milano’ya gitti. Devin takımdan ayrıldı. Sam ve Tarik Black geldiler. Herkesi dahil etmeye çalıştık ama en başından itibaren hedefimizin bu olduğunu ve maç maç gidip bencillikten uzak oynarsak bunu başarabileceğimizi biliyorduk ve başardık da.
– Avrupa’da birçok takım gördün. Geçen yıl da Kızılyıldız’daydın. Bahçeşehir Koleji organizasyonu ile ilgili neler söylersin? Hedefleri yüksek bir organizasyon ve bu doğrultuda çalışıyorlar.
– Organizasyon muhteşem. İlk geldiğimden beri aile gibi. Bize aile gibi davranıyorlar, bizimle aile gibi konuşuyorlar. Sezon başından beri kaybettiğimiz zaman bile kimse “Şöyle kötü oynadınız, bunları kötü yaptınız” demedi. Gelip bizimle konuştular, bizi çok seviyorlar. Gerçekten yüksek beklentileri var ve bu da takıma yaptıkları yatırım düşünülünce normal. Her yıl bir sonraki adımı atarak organizasyon olarak yeni bir seviyeye çıkmalarını sağlamaya çalışacağız.
– Takımda birçok yetenekli oyuncu da var. Kısa rotasyonunda Jamar Smith ile birlikte rakiplere büyük sorun çıkardınız. Takım arkadaşlarınla kimyan hakkında ne söylemek istersin?
– Dediğim gibi çok derin bir kadromuz var. Jamar, Avrupa’nın en iyi şutör guardlarından biri. Geçen yıl EuroCup’ta MVP oldu. Takımını finale taşıdı. Böyle bir skorer ile oynamak, benim işimi kolaylaştırıyor. Topu ona verip önünden çekiliyorum. Bu tabii asist istatistiklerime de faydalı oldu. (Gülüyor.) Keza Kartal Özmızrak ve Muhammed Baygül gibi harika Türk oyuncularımız var. Büyük bir deneyime sahipler. EuroLeague deneyimleri var, EuroCup şampiyon takımında oynadılar. Gerçekten derin bir kısa rotasyonumuz var. Kimin başladığı, kimin maçı bitirdiği önemli değil. Hepimiz aynı seviyedeyiz. Oyunu paylaşmak, bencillikten uzak oynamak ve takımın kazanması için elimizden geleni yapmak istiyoruz.
– Bahçeşehir’e gelme kararı, senin için zor bir karar mıydı? Kızılyıldız ile EuroLeague oynadıktan sonra buraya gelme kararını nasıl aldın? Buraya gelmeden önce temel hedefin neydi?
– Kolay değildi. Bazı takımlardan teklifler vardı. EuroCup takımları vardı, Basketbol Şampiyonlar Ligi takımları vardı. Teklifleri gerçekten düşündüm ama bazı koçlarla, Bahçeşehir’in bazı eski oyuncuları ile konuştuktan sonra herkes organizasyon, şehir ve teknik ekip hakkında harika şeyler söyledi. Bu da kararımı kolaylaştırdı. İyi bir sezon geçirmeyi bekliyordum ama emin değildim çünkü son yıllarda para harcasalar da büyük başarılar yakalayamamışlardı. Fakat takımın yalnızca iyi yabancılar değil iyi yerliler de aldığını görünce ikna oldum, ki bu genelde en üst seviye takımlar ile orta seviye takımlar arasındaki farkı oluşturur. Bunun özel bir şey olabileceğini gördüm.
– Keza Kartal Özmızrak da ilk kez Türk oyuncuların bir Avrupa kupasında bu kadar katkı verdiğini söylemişti. Türk oyuncular ile yabancı oyuncular arasında iyi bir kimya var diyebilir miyiz?
– Kesinlikle, %100. Biz yabancı veya Türk oyuncular gibi bakmıyoruz duruma. Hepimiz biriz. Aile gibiyiz. Kimin sahada olduğu önemli değil. Birbirimizi destekliyoruz. Sahada kim varsa onu destekliyoruz. Bahçeşehir forması giydiğimiz sürece hepimiz aileyiz. Biz de böyle bakıyoruz. Çünkü birbirimizi gerçekten önemsiyoruz.
– Teknik ekip ile ilgili ne söylemek istersin? Yetenekli ve derin bir kadroda rotasyonları ayarlamak kolay değil ama neticede gerçekten iyi bir iş çıkardılar. Erhan Ernak ve teknik ekip hakkında ne söylemek istersin?
– Bence harika bir iş çıkardılar. Tabii ki çok zor bir karar süreci. Çünkü dediğim gibi hepsi aynı seviyede olan 10-11 oyuncumuz var. Bazı oyuncular diğerlerinden çok iyi, o zaman onları 30 dakika oynatalım da diğerleri 10 dakika oynasın denilebilecek bir durum yok. Denge bulmanız gerekiyor. Dolayısıyla rakiplere göre her maçta sıcak eli bulmak gerekiyor. Bazen Kartal bir maçta 25-30 dakika oynuyor, bazen ben sonraki maçta 25-30 dakika oynuyorum. Onlar için durum kolay değil ama harika bir iş çıkardılar. Herkesi mutlu ettiler, herkesi rotasyonun bir parçası yaptılar. Harika bir iş çıkardılar ve bu da bize çok yardımcı oldu.
– Birçok koç playofflarda rotasyonu 7-8 oyuncu ile kullanıyor. İlk 5’e uzun süreler veriyor ve kenardan 2-3 oyuncu getiriyor ama Bahçeşehir, böyle yapmadı. Dediğin gibi bazı maçlarda farklı oyuncular 25-30 dakika oynadı. Fakat ben hiçbir oyuncunun oyundan çıktığı için mutsuz bir tavır sergilediğini görmedim. Bu da kimyayı gösteriyor olmalı.
– Kesinlikle buna katılıyorum çünkü bence sezon başından hatta sezon hazırlıklarından beri bu durum böyle. Koç herkese böyle oynayacağımızı söyledi. Her maçta 10-11 oyuncuyu oynatacağız dedi. Çünkü çok dengeli ve derin bir kadromuz var ve 7-8 oyunculuk rotasyonlar olmayacak. Tabii sakatlık veya eksiğimiz olmazsa… Dolayısıyla sezon daha başlamadan oyuncular ritme girdi, durumu gördü. Böyle oynayacaklarını biliyorlardı. Koçun sizi oyundan çıkarıyor olması, kötü bir anlama gelmiyor. Başka iyi oyuncularımız olduğu anlamına geliyor. Sezon başında belki bazı oyuncular için zor olmuştur ama daha sonra duruma alıştık ve anladık. Herhangi biri ilk 5 başlayabilir, herhangi biri kenardan gelebilir. Herkes takım için fedakarlık yapıyor.
– Önünüzde şimdi yeni bir sınav var. Basketbol Süper Ligi playoffları geliyor. Bahçeşehir’in hedefleri yine yüksek. Bu konuda neler söylemek istersin? Bu yolculukta Europe Cup şampiyonluğu sizin için nasıl bir motivasyon kaynağı olacak?
– Sezonun başından itibaren iki hedefimiz vardı: Europe Cup’ı kazanmak -ki bunu yaptık- ve normal sezonu ilk altıda bitirmek. Bunu yapmak için hâlâ şansımız var. Pek bizim elimizde değil. Biz kendi maçımızı kazanıp diğer maçlarda istediğimiz sonuçların çıkmasını umacağız. Fakat playofflara geldiğimiz zaman 6-7-8. olmak çok da fark etmez. Neticede üç maçlık bir seri olacak. Normal sezondaki takımların nasıl oynadığı önemli değil. Playofflarda her şey olabilir. Böyle bakmalı ve elimizden geleni yapmalıyız. Biz Bahçeşehir Koleji gibi oynarsak Türkiye’de her takımı yenebileceğimizi biliyoruz. Tabii bazı takımlara karşı kolay olmayacak ama savunma yaparsak, topu paylaşırsak, bencil oynamazsak, birbirimizi desteklersek sezon boyunca olduğu gibi herkesi yenebiliriz.
– Sen de kendi koleksiyonunu yavaş yavaş genişletiyorsun. Geçen yıl Adriyatik şampiyonluğu, bu yıl Europe Cup. Keza forması asılmış bir kolej efsanesisin. Bu konuda neler söylersin?
– Büyük bir onur tabii ki. Bunların hepsini birlikte oynadığım takım arkadaşlarıma borçluyum. İkinci yılımda kolejde bir turnuva kazandık. NCAA’in altında bir üçüncü seviye turnuvasıydı. Üçüncü yılımda normal sezonu konferans lideri olarak tamamladık. Sonra NIT’ye gidip ilk turda Tennesse’yi yendik. Sonra son yılımda da NCAA’e kadar gidip Duke’u eledik. Bence bunlar hedeflerime ulaşmamda bana çok yardımcı oldu çünkü ben hiçbir zaman kendi istatistiklerini düşünen bir oyuncu olmadım. Ben sadece kazanmak istiyorum. Kazanıp düşük istatistiklerinizin olması, kaybedip maç başına 20 sayı atmaktan daha iyi gözüküyor. Ben sadece bunu önemsiyorum. Bu yüzden gittiğim yerlerde atmosferi, kültürü değiştirmeye çalıştım. Eğer fedakarlık yapmam gerekiyorsa, ilk fedakarlığı yapmam gerekiyorsa yaparım. İstatistikler umurumda değil. Ben sadece kazanmak istiyorum. Bence bu da kolejde görüldü ve böylece o başarıları yakaladım, formam da salona asıldı.
– Tabii bir de koç Mike Krzyzewski’ye karşı hiç kaybetmemiş olman gerçeği var. Artık emekli de oldu ve bu onur sende kalacak.
– Çok doğru. Coach K, en iyisi değilse bile kesinlikle en iyilerden biri. Onları yendiğimiz maçtan sonra Coach K soyunma odamıza geldi ve bizi tebrik etti. İnanılmaz bir şeydi. Harika bir koçtu ve harika bir insan.
– Türkiye’de ilk sezonunu bitirmek üzeresin. Türk kültürü, Türk mutfağı hakkında neler söylemek istersin? İstanbul’u gezme fırsatın oldu mu?
– Evet, İstanbul oynadığım şehirler arasında en sevdiğim şehir oldu. Harika bir deneyim oluyor. Türk halkı bize harika davranıyor. Sanki hayatımız boyunca burada yaşamışız gibi bakıyorlar bize. Harika bir deneyim oluyor. Türkiye harika geçiyor. Kesinlikle beklediğimden farklı. Ne bekleyeceğimi bilmiyordum çünkü daha önce buraya gelmemiştim. 1-2 kez maça gelmiştim ama şehri dolaşmamıştım. Söyleyebileceğim tek olumsuz şey, trafik. Trafik muhtemelen gördüğüm en kötü trafik. Ama onun dışında İstanbul muhteşem.
– Peki en sevdiğin Türk mutfağı ürünü nedir?
– Tabii birçok şey denedim. Adana kebabı seviyorum. Son yıllarda çok fazla çorba içmeye başladım. O yüzden biraz limonlu mercimek çorbası, en sevdiğim çorba olabilir. Kesinlikle favorim.
– Daha önce NBA’i hiç denemedin. 2014 Draftı sonrası direkt Avrupa’ya geldin. Bence bu kolay bir karar değil. Bunu da sormak istiyorum. Kolej sonrası bu kararı nasıl aldın?
– Kolejden hemen sonra NBA Yaz Ligi’nde oynadım. Miami Heat’te oynadım. Sadece Yaz Ligi için olsa da o organizasyonda oynamak harika bir deneyimdi. Harika oyuncular ve insanlarla tanıştım. Hâlâ NBA’de oynayan bazı insanlar var. Harika bir deneyimdi ama G League ile yurt dışı arasında bir tercih yapmam gerekiyordu. Farklı teklifler de vardı ama menajerimle konuştum. İtalya birinci liginde oynama fırsatım vardı. Çok da iyi bir lig. Bunu es geçemezdim. Bu da yurt dışı kariyerim için iyi bir başlangıç oldu. Harika bir deneyim oldu. İnsanlar, kültür, şehir harikaydı. Böylece bir sonraki adımı atıp Avrupa’da bir oyuncu oldum.
– Geleceğin ile ilgili ne düşünüyorsun peki? Bahçeşehir teklif sunarsa kalmak ister misin?
– Kesinlikle isterim. Muhteşem bir sezon oluyor. İniş çıkışlarımız oldu. Tabii kazanmamız gereken maçlar vardı ama genel olarak sezon, büyük bir başarı oldu bizim için. Keza kişisel olarak benim için de öyle. Burada kalmayı çok isterim. Kesinlikle isterim, %100. İstanbul benim için muhteşem. Bahçeşehir de harika. Hiçbir şikayetim yok.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!