By Antonis Stroggylakis / AStroggylakis@eurohoops.net
Mike Tobey, Tokyo Olimpiyatlarında Slovenya Milli Takımıyla birlikte kariyerinde ilk kez Olimpiyat oyunlarında yer alacak.
Eurohoops’a verdiği röportajda bunun hem kendisine hem de ailesine büyük bir heyecan verdiğini belirten Tobey, Amerika’daki ailesinin şimdiden bir Slovenya bayrağı edindiğini ve olimpiyatlar boyunca evlerinin balkonuna bu bayrağı asacaklarını söyledi.
Tobey, “Ailemle FaceTime üzerinden konuştuğumda annem bana aldıkları Slovenya bayrağını gösterdi. Bir tane de Olimpiyat bayrağı almışlar. Şimdiden turnuvaya hazırlar. Olimpiyatlar boyunca Slovenya bayrağını evin balkonuna asacaklar. Komşularımızın kafası karışacaktır ama bu harika bir şey. Zaman farkı sebebiyle maçlarda ailemi garip saatlerde bağırırken duyacaklardır. Zamanla komşuların da bu durumu anlayacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Tobey, Kaunas’ta oynanan eleme maçlarında 15.0 sayı – 7.5 ribaunt ve 20.5 Verimlilik Puanı ortalamasıyla Slovenya’nın tarihinde ilk kez Olimpiyatlara kalmasında büyük rol oynamıştı. Tobey, az önce belirttiğimiz istatistik kategorilerinde takımın süper yıldızı Luka Doncic’in hemen arkasından 2. sırada yer alıyordu.
Tobey, Slovenya milli takımıyla henüz birkaç haftadır beraber olmasına rağmen Luka Doncic ile birlikte harika bir kimya yakalamış vaziyette. Doncic ile aralarındaki kimya hakkında konuşan Tobey, “Bunun için bütün krediyi Doncic’e vermem gerekiyor. İlk andan itibaren uyum sağlamayı başardık.” açıklamalarını yaptı. Aralarındaki kimyayı Mavericks taraftarının da fark etmesi ve Dallas Mavericks‘in sahibi Mark Cuban’a sosyal medyada Tobey’i transfer etmesi için paylaşımlarda bulunması hakkında da konuşan Tobey, “İlk başlarda bu durumun farkında değildim ama insanlar bana paylaşımları atmaya başladı. Böyle bir şeyi görmek gerçekten komik.” dedi.
Eurohoops’un Tobey ile gerçekleştirdiği röportajdan öne çıkan satır başları şu şekilde:
EH: 2017 yılında sana 4 yıl sonra Olimpiyatlarda mücadele edeceğini söyleseydik ne hissederdin?
M.T.: Büyük olasılıkla gülerdim. 4 yıl önce bunların hiçbirine inanmazdım. Kesinlikle ABD için oynayacağımı düşünmezdim. Açık konuşmak gerekirse bu hiç ihtimal verdiğim bir şey değildi. Çocukken Olimpiyatları izlerken tabii ki bir gün orada olmak istediğimi düşünürdüm. Basketbolu ne kadar çok sevdiğimi biliyorum ama bunun gerçekçi bir hedef olduğunu düşünmüyordum.
Amerika’da büyürken yıllar sonra Avrupa’da olacağımı da düşünmüyordum. Ama başka bir ülkeyle de olsa neden Olimpiyatlara gitmeyeyim ki? Şu anda her şeyi akışına bıraktım ve anın tadını çıkarmaya çalışıyorum.
EH: 2017 yılında Slovenya’nın EuroBasket şampiyonu olduğu turnuvayı izledin mi?
M.T.: Evet turnuvayı izliyordum. Sezon öncesinde Tenerife’ye yeni gelmiştim ve herkes turnuva hakkında konuşuyor, maçları izliyordu. Yaz döneminde oynanan milli turnuvalarla ilk olarak o zaman tanışmıştım.
EH: Devşirme oyuncu olarak Anthony Randolph’ın yerine Slovenya milli takımında yer alıyorsun. 2017’de EuroBasket’i kazanan takımın önemli bir parçasıydı. Bu üzerinde baskı yaratıyor mu?
M.T.: Anthony’yi tanıyorum. Ona karşı hem EuroLeague’de hem de İspanya Ligi’nde oynadım. O harika bir oyuncu. Ben de buraya işimi yapmaya ve takımın kazanmasına yardımcı olmaya geldim.
EH: Slovenya’nın eleme maçlarında harika bir kimyası vardı. Şimdiden birbirinizi çok iyi tanıyor gibi gözüküyordunuz. Luka, takıma Kaunas’taki turnuvadan kısa bir süre önce katılmıştı ama buna rağmen çok çabuk uyum sağladınız. Yıllardır beraber oynuyor gibi gözüküyordunuz. Bu nasıl oldu?
M.T.: Açıkçası bu durum Luka Doncic’in ne kadar harika bir oyuncu olduğunu gösteriyor. O şu anda dünyanın en iyi oyuncularından bir tanesi. Ben de pick and roll oynarken ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Hücumda takımın benden ne ihtiyacı varsa sahaya onu yansıtmak istiyorum. Aramızdaki kimyanın bu kadar kısa sürede bu noktaya gelmesi tamamen Doncic ile alakalı.
Benim için basketbol oynarken en çok keyif aldığım dönemlerden birisi oluyor. Yakaladığımız kimya için bütün krediyi Doncic’e veriyorum. Takımda da harika insanlar var. Herkes birbirine çok yakın ve açık sözlü. Beraber çok eğleniyoruz. Herkes rekabetçi ve kazanmak istiyor. Bu takım için oynamak kesinlikle çok eğlenceli.
EH: Luka Doncic’in zor bir karakter olduğuna dair haberler çıkıyordu. Bu konuda ne düşünüyorsun?
M.T.: Açıkçası bunun tam tersini düşünüyorum. Benim deneyimlediğim kadarıyla o harika birisi ve onunla oynamaktan büyük keyif alıyorum. Bu söylentiler nereden çıktı bilmiyorum ama benim şu ana kadarki deneyimim bunun tam tersi.
EH: Luka soyunma odasında da etkili bir figür mü? Saha içindeki gibi saha dışında da takımın lideri mi?
M.T.: Kesinlikle. Soyunma odasında müziği sürekli o çalıyor, takımın DJ’i gibi. Burada Balkan müziğini çok seviyorlar, sürekli onu çalıyor. Ben de bu müzik türüne alıştım. Takım içerisinde genel olarak eğlenceli bir atmosfer var. Doncic de hem saha içinde hem de saha dışında bir liderin yapması gereken şeyleri yapıyor. Burası bir aile gibi, herkes çok yakın ve beraber olmaktan keyif alıyor.
EH: Olimpiyatlar için bir hedef belirlediniz mi? Takım olarak beklentileriniz hakkında konuştunuz mu?
M.T.: Rekabetçi oyuncular olduğumuz için hepimiz iyi oynamak ve kazanmak istiyoruz. Zor bir grupta olduğumuzu biliyoruz. Arjantin ve İspanya, 2 yıl önce Dünya Şampiyonası’nda final oynadı. Dünyanın en iyi 2 takımı arasında yer alıyorlar. Olimpiyatlarda oynayacağız, buraya gelen her takımın yetenekli olacağının farkındayız. Oraya gideceğiz ve sonuna kadar savaşacağız. Oyunumuzu oynamaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Hedeflerimiz var. Bu hedeflerimizi mümkün olduğu kadar gerçekleştirmek istiyoruz. Spesifik olarak bir hedef söyleyemem ama hepimizin kazanmak istediği kesin.
Photos courtesy of FIBA