Marko Tomas: “Hayatımın Bir Döneminde Fenerbahçe Ailesinin Parçası Olduğum İçin Gururluyum”

09/Mar/22 10:28 Mart 9, 2022

Can Bedel

09/Mar/22 10:28

Eurohoops.net

Marko Tomas, Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

by Can Bedel / info@eurohoops.net

Kariyerinde Real Madrid forması giyen, Basketbol Süper Ligi’nde Fenerbahçe Beko forması ile şampiyonluk yaşayan ve son olarak geçen sezon Gaziantep Basketbol’da oynayan Marko Tomas, Euroohops’un sorularını yanıtladı.

Real Madrid forması giydiğin dönemde 2007’de EuroCup ve İspanya Ligi şampiyonluğu yaşamıştın. Real Madrid günlerin için neler söylersin? Ayrıca o dönemde Kerem Tunçeri de takım arkadaşındı. Kerem Tunçeri hakkında görüşlerin neler?

Real Madrid’in bir parçası olmak ve şampiyonluk kazanmak her oyuncu için büyük bir tatmin. Real Madrid, bir kulüpten daha fazlası, Avrupa’nın en büyük spor kurumu ve bu yüzden o dönemi sonsuza kadar hatırlayacağım. Kerem Tunçeri kulübe çok tecrübeli bir oyuncu olarak geldi ve takımın hedefine ulaşmasında büyük pay sahibi oldu. Sahada iyi takım arkadaşıydık ve saha dışında daha da iyi arkadaşlardık.

Fenerbahçe’de oynadığın dönemde taraftarın sevdiği isimlerdendin. Fenerbahçe döneminle ilgili neler söylersin, Fenerbahçe’yi hala takip ediyor musun?

Kariyerimin Fenerbahçe dönemine bayılıyordum. Fenerbahçe’nin kulüp olarak geliştiği dönemdi ve kulüp ile çevresindeki güzel şeyleri hissediyordum. Tabii ki hala Fenerbahçe’yi takip ediyorum ve her zaman da edeceğim çünkü hayatımın bir döneminde Fenerbahçe ailesinin bir parçası olduğum için gurur duyuyorum. Paha biçilemez bir şey bu.

Fenerbahçe’yle 2010-2011 sezonunda Galatasaray‘ı yenerek şampiyonluğa ulaşmıştınız. O sezon ve o final serisi hakkında neler söylersin?

O yıl ligde gerçekten çok üstündük ve şampiyonluk dışında bir sonuç oyuncular, taraftarlar ve kulüp yönetimi için büyük bir hayal kırıklığı olurdu. Final serisi her zaman hatırlanacak çünkü inanılmaz bir atmosfer vardı. Favoriydik. Galatasaray iyi bir mücadele gösterdi ama kupa kazanmaları için yetmedi.

Fenerbahçe’de oynadığın dönemde Neven Spahija ile çalışmıştın. Şu anda Baskonia‘da antrenörlük yapıyor. Koçla nasıl bir ilişkiniz vardı, koç için neler söylersin?

Kariyerimin başlarında milli takımda antrenörümdü, bu yüzden onu Fenerbahçe’ye gelmeden önce tanıyordum. Fenerbahçe’ye gelmemin sebeplerinden biriydi ve büyük başarılar kazanacak bir takım oluşturmak için söz vermişti.

2011’de Fenerbahçe’nin iddialı bir kadrosu vardı ancak Avrupa’da istenen başarı gelmemişti. Bunu neye bağlıyorsun?

O dönem EuroLeague sistemi bugünkünden farklıydı. O sezon harika işler yaptık ama kısa bir sakatlık dönemi elenmemize neden oldu.

Daha sonraları üç farklı dönemde Ted Kolejliler ve Gaziantep Basketbol formaları giydin. Türkiye’ye dönmeye nasıl karar vermiştin, o dönemlerden bahsedebilir misin?

Bir dizi sakatlık yaşadıktan ve uzun bir süre hiç basketbol oynayamadıktan sonra, kariyerimde radikal bir değişiklik yapmaya ve haftada sadece bir maça çıkan bir kulüpte oynamaya karar verdim. Ülke olarak Türkiye’yi seviyorum ve kararımda bunun da payı oldu. Şimdi baktığımda hepsinin iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. Özellikle iki yıl Gaziantep’te yaşamaktan ve oynamaktan keyif aldım.

Geri dönüp baktığında “şunu yapmasaydım” veya “şunu yapsam bir şeyler farklı olurdu” dediğin bir hamle var mı kariyerinde?

Kariyerimin başında çıkış gösteren bir oyuncuydum ve Real Madrid dönemi öncesinde fırsatlardan biri de NBA’e gitmekti. O zamanlar bunu bir hata olarak görmüyordum ama bugün bakınca NBA’de şansımı denemediğim için pişmanlık duyuyorum.

Oynadığın takımlarda birçok koç ile çalıştın. Çalıştığın koçlardan en çok hangisiyle çalışmaktan keyif aldın, hangisiyle çalışmak senin için daha keyifsiz bir deneyim oldu?

Kariyerim boyunca pek çok harika koçum oldu ve bu yüzden onlardan birini ayırt etmem gerçekten zor olur.  Bunun dışında hiçbir koçumla tatsız bir deneyim yaşamadım ve bunun için minnettar olduğumu söyleyebilirim.

2002’de Almanya’da EuroBasket altın madalyası kazanan U18 takımının bir parçasıydın. Hırvatistan basketbolunda o günden bu yana hep büyük beklentiler var fakat istenilen o çıta bir türlü aşılamadı. Bu durumu neye bağlıyorsun?

Hırvat basketbolunun beklenenin altında performans gösterdiğini düşünüyorum ama bunun nedenini söylemek gerçekten zor. Ülkemizde de çok sık tartışılıyor ama tek ve doğru bir cevap yok. Bir zamanlar basketbol Hırvatistan’da bir numaralı spordu ve birçok harika oyuncumuz ve dolayısıyla da büyük arzular ve hedefler vardı. Şimdi çok iyi oyuncularımız olsa da Dražen Petrović gibi gerçek bir liderin olmaması milli takımın başarısızlığının nedeni olabilir.

Sarunas Jasikevicius’tan Sergio Llull’a Felipe Reyes’e birçok Euroleague efsanesi ile aynı takımda oynadın. Şu ana kadar birlikte oynadığın oyunculardan seni en çok hangisi etkiledi? Bu isimlerden bir İlk 5 yapacak olsan kimleri alırsın?

Bu oyuncuların hepsi EuroLeague’in efsaneleri arasında. Cevaplaması kolay bir soru değil. Hepsi hatırlanacak oyuncular. İlk beş kursam şöyle olur: Sarunas Jasikevicius, Sergio Llull, Bojan Bogdanovic, Felipe Reyes ve Mirsad Türkcan.

Kendisiyle takım arkadaşlığın kısa sürdü gerçi ama Saras’ın koçluk kariyeri konusunda ne düşünüyorsun?

Sarunas gelmiş geçmiş en büyük oyun kuruculardan biri ve onunla oynamak gerçekten bir onurdu. Kısa bir süre birlikte oynamış olsak da bir gün harika bir baş antrenör olacağı fark ediliyordu.

Son olarak Fenerbahçe taraftarına bir mesajın var mı?

Fenerbahçe taraftarı kariyerim boyunca gördüğüm en iyi taraftarlardı ve onlarla oynamak gerçekten çok özeldi. Onların hem ligde hem de EuroLeague’de daha çok şampiyonluk kazanmalarını diliyorum.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!