FIBA Genel Sekreteri Andreas Zagklis’ten Eurohoops’a: EuroLeague’le İlişkiler, Devşirmeler ve Fazlası…

2022-08-22T15:00:36+00:00 2022-08-22T15:15:55+00:00.

Berkay Terzi

22/Ağu/22 15:00

Eurohoops.net

FIBA Genel Sekreteri, Avrupa basketbolu hakkında Eurohoops’a önemli açıklamalarda bulundu.

By Aris Barkas / barkas@eurohoops.net

Avrupa basketbolu, FIBA Dünya Kupası Elemeleri de dahil olmak üzere, küresel etkiye sahip olacak üç haftalık önemli bir sürece hazırlanıyor. EuroBasket turnuvası uzun bir geçmişe sahip ancak prestiji ve cazibesi bu yaz benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştı.

Bu gerçekten küresel bir olay çünkü basketbol dünyasının en büyük yıldızlarını içeriyor. Andreas Zagklis, Eurohoops’un da bulunduğu ortak bir röportajda şu şekilde konuştu: “NBA’de Sezonun En İyi Beşi’nde yer alan üç oyuncumuz var.”

Ancak, bu buzdağının sadece görünen kısmı. Bir saat boyunca açıklamalarda bulunan FIBA Genel Sekreteri, dünya basketbol sahnesinde kilit tartışmalara sebep olan önemli konulara değindi.

Devşirme Oyuncu Tartışması

FIBA, uzun zaman önce her milli takımın bir devşirme oyuncuyu kullanma hakkına sahip olduğuna karar verdi. Bu kural, ABD’li bir basketbolcu tarafından desteğe ihtiyaç duyan birçok Avrupa takımı tarafından kullanıldı ve oynadıkları ülkeyle gerçek bir bağ kurmadan aniden Avrupa pasaportu alan oyuncular oldu.

Bu, FIBA’nın sevmediği bir gerçekti ancak küresel bir perspektiften bakıldığında “dürüst” bir uzlaşma olarak kabul edilebilir. Kendisi de bir avukat olan Zagklis, konu hakkında şöyle konuştu:

“Organizasyondaki geçmiş rolüme dayanarak, yüzlerce oyuncunun vakasını incelemek için oldukça zaman harcadığımı görebilirsiniz. Milli takım ülkenizi temsil etmek demektir. Herhangi bir federasyona sorarsanız çıkış noktası şudur: O ülkenin pasaportuna sahip misiniz? O zaman Uluslararası Federasyonun rolü, rekabetçi denge ve sportif bütünlüğü sağlamak ve aynı zamanda oyuncular ile temsil ettikleri ülke arasında bir dereceye kadar bağlantılar olduğundan emin olmaktır.

Sorun şu ki, FIBA olarak 212 üyemiz var ve bu da vatandaşlık için 212 farklı yasa anlamına geliyor. Bazı ülkelerde pasaport almak son derece zor ve pasaport edinme sürecinin çok daha kolay olduğu başka ülkeler de var. Bu nedenle 212 farklı millet için temel olabilecek tek bir kural koymak son derece zor. Bazı durumlarda ülkede doğmuş olmanız yeterli oluyor. Bazılarında iki veya üç kuşak önce bir atanız olması gerekir. Bazılarında o ülkeye hiç adım atmadıysanız bile vatandaş olabiliyorsunuz.”

İşleri daha da karmaşıklaştıran şey, ABD’de birkaç ülkeyle bağları olabilecek ve birden fazla pasaport alabilecek çok fazla basketbolcu olmasıdır:

“Sporumuzu icat eden, her yıl en az yüzlerce oyuncu üreten bir ülkeye sahibiz ve bir kısmı milli takım basketbolunun bazı seviyelerinde fark yaratabilir. Ayrıca ABD, kültürü ve toplumun inşa edilme şekli nedeniyle dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkeden göç etmiş büyük topluluklara sahip. Ve mirasları nedeniyle, bazılarının birden fazla pasaportu var. Bu yüzden size söyleyebilirim ki, bu işe bir denge getirmek son derece zorlu bir görev.”

Bu yüzden FIBA, milli kadroların geri kalan 11 oyuncusu konusunda katı bir yaklaşıma sahip ve 12’ncisi için ulusal yasaları kabul ediyor:

“FIBA’nın bu duruma cevabı, geri kalan 11 oyuncuya karşı çok katı olmak olmuştur. Standart kuralımız etraftaki en katı kurallardan biridir ve bu konuda çok fazla şikayet alıyoruz. Çünkü bu kural, 16 yaşından önce pasaport sunma veya belirli bir ülkenin basketboluyla veyahut toplumuyla gerçek bağlantılar sunma zorunluluğu içeriyor.

Bu, ülkelerimizin çoğu tarafından, oyuncuların kalkınma sistemlerini kurmuş olan büyük ülkeler için getirilmiş bir koruma mekanizması olarak görülmektedir. En kötü durum, bir oyuncunun 16 yaşından sonra vatandaşlığı kazanması. Size şunu söyleyebilirim ki, bir milli takım için oynama arzusunu ifade eden ve ilçenin mekanizmaları aracılığıyla pasaport alan oyuncuların vakaları var.

Sıradan bir taraftara göre 12. oyuncu için çok fazla kurala yer vermiş gibi görünebiliriz. Ancak bu konuşmayı erkekler EuroBasket’inden önce yapıyoruz ve kadınlar basketbolu üzerinde çok daha büyük bir etkisi var.

Merkez yönetim kurulu bunu birçok kez tartıştı. 11’lik katı kural ile devşirme bir oyuncuya izin veren kural arasındaki bu dengenin doğru denge olduğu ve bu kuralı değiştirmeye niyetimiz olmadığı sonucuna vardı. Bence bu kuraldan yararlanmak her federasyonun hakkıdır.

Ve bunların basketbol dünya haritasının dinamiklerini bir gecede ve çok yapay bir şekilde değiştirebilecek kararlar olduğunu anlamanızı isterim. Bu, meclis üyelerimizle ve yönetim kurullarımızla sık sık yaptığım bir tartışma. Eğer 11 oyuncunun kuralı gevşetilirse, Karayipler’de ve Okyanusya’da bir gecede çok güçlü basketbol takımları inşa edilebilir.”

12 Kişilik Milli Takım Kadroları

Yunanistan Milli Takım Koçu Dimitris Itoudis, geçtiğimiz günlerde milli takım kadrolarının 14 kişiye çıkarılma zamanının geldiğini söyledi. Ancak Itoudis’in bu talebi, FIBA’nın gündeminde değil:

“Bu yeni bir fikir değil, neredeyse 10 yıl önce ortaya atıldı. Bu kuralı değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. İdari bir kural olarak görülmekle birlikte, dinamikleri değiştirebilecek ve rekabet gücü üzerinde ciddi bir etkisi olabilecek bir kuraldır. 16 veya 18 kişilik bir kadroya alışkın olan, belirli bir maç için sadece 12 tane oyuncu seçmek zorunda kalan üst düzey bir antrenör için doğal görünebilir. Ancak iki haftalık bir turnuvada, 12 kişi seçmeniz gerekir. Bu aynı zamanda turnuvanın güzelliğinin bir parçası.

Son derece yetenekli ve nitelikli antrenörlerimiz bu kadroları yönetebilir. Bu, hoşumuza gitmediği için değil, ortada 14 oyuncuya sahip olmanız gerektiğini gösteren hiçbir gerçek olmadığı için reddettiğimiz bir şey. 13 veya 14. potansiyel oyuncunun kullanım süresi minimum düzeyde olacaktır. 2001-2017 yılları arasındaki EuroBasket’lerde 10-11-12. oyuncuların kullanım süresini gördük. 12. oyuncu toplamda 3-4 dakikadan fazla oynamadı, 11. oyuncu ise beş dakikadan fazla süre bulamadı.

Bu yüzden genişletilmiş bir kadroya sahip olmak için herhangi bir neden görmüyoruz. Ne yazık ki, koç Itoudis ve diğer antrenörler önümüzdeki birkaç gün içinde bazı sert kararlar almak zorunda kalacaklar. Ve şunu unutmayalım ki, erkek sporunda yaptıklarımızın her seviyede etkisi var.”

Ayrıca, bu durum özellikle Olimpiyatlar için lojistik bir sorun teşkil edebilir. Hikayenin ilginç yanı, aslında kadroların azaltılması için taleplerin olması:

“Aslında daha dar kadrolar için talepler vardı ve oyuncu sayısını azaltma olasılığını inceledik. Bu, 3X3 basketbolun eklenmesinden sonra Olimpiyatlar bağlamında da geldi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin yaklaşımı sporcu sayısını artırmak yönünde değildir. Ancak bu, yakın gelecekte uygulamayı planladığımız bir şey değil. Bu örneği, verilerin bizi diğer yöne gitmeye teşvik ettiğini söylemek için kullandım. Ancak 12 kişilik kadronun iyi bir kural olduğuna inanıyoruz ve bu kurala bağlı kalıyoruz.”

NBA ile İlişkiler ve Kural Farkları

Giannis, Doncic ve Jokic’in NBA’in yüzleri olmasa da, ABD Ligi’nin en gözde oyuncularından olduğunu iddia edebilirsiniz. NBA, Basketbol Afrika Ligi’nde FIBA ile ortak. Bu yüzden belki de NBA’in milli takımları içeren FIBA turnuvalarının herhangi bir parçası olma zamanı gelmiştir.

Fakat bu konuda herhangi bir yardım takdir edilecek olsa bile cevap hayır. “NBA ve FIBA arasındaki ortaklığın son birkaç yılda daha geniş ve daha derin hale geldiğini biliyorsunuz” diye açıkladı Zagklis. NBA ile görüşmelerin esas olarak kulüp düzeyine odaklandığını, ancak milli takım turnuvalarına uzanmadığını belirtti:

“Milli takım müsabakalarında nasıl çalışacağımız konusunda çok iyi bir dengemiz var. Son yıllarda, maaşların etkileyici bir oranda arttığı bir zamanda, ulusal federasyonlar ve NBA kulüpleri için oyuncuların katılım koşullarının iyileştirilmesini sürekli olarak tartışırken, konuşmalarımızın çoğunun kulüp müsabakaları etrafında yoğunlaştığı bir sır değil. FIBA’nın uluslararası kulüp müsabakalarını şekillendirmek için stratejik bir hedefi var.

BAL (Basketbol Afrika Ligi) bu tartışmaların ön saflarında yer aldı. FIBA Kıtalararası Kupa’da NBA G-League şampiyonu yarışıyor. BCL ve NBA Avrupa ile federasyonlar etrafında daha fazla ortaklık gerçekleşiyor. Bütün bunlarla sağlam bir temel ve daha fazla proje inşa edebiliriz. Tüm bu müsabakaların tanıtımının NBA’in olumlu tutumundan da faydalandığını unutmayalım.”

Saha içerisine değinecek olursak, yakın zaman içinde kural kitaplarının birleşmesini beklemeyin. FIBA ve NBA kuralları, sadece birkaç büyük farklılığın olduğu bir seviyeye ulaştı. Üç sayılık çizgi mesafesinin ve sahasının büyüklüğü gibi bazı kurallar asla tam olarak aynı olmayabilir:

“Kural farkı son birkaç yılda gerçekten daraldı. Sahanın büyüklüğü ve üç sayılık çizginin yanı sıra, farklı olan çok az sayıda önemli kural var. Unutulmaması gereken nokta, biz Dünya Kupası finalinden gençler liglerine kadar tüm dünya için bir kural kitabı düzenlerken, NBA’in sadece 30 arenayı düzenlediğidir.

FIBA kurallarına yaklaşmaya karar veren kolej basketbolunu da (NCAA) dikkate almalıyız. Yaklaşıyoruz, mümkün olduğunca yakınlaşmak için çalışıyoruz. Ancak neticede lojistik olarak mümkün olmayabilir. Mahallenizdeki sahalardan birine giderseniz, sanırım üç sayı çizgisinin hala 6,25 m olduğunu göreceksiniz. İşte o zaman bu çizginin küresel basketbol topluluğundaki milyonlarca sahanın onda birinde değiştirilmesi gerektiğini anlarsınız.”

EuroLeague

FIBA Genel Sekreteri ile Avrupa basketbolu konularında konuşurken, konu er ya da geç EuroLeague tartışmasına gelecektir. NBA gibi özel bir lig olan EuroLeague ile FIBA, soğuk savaşın uzun bir döneminden sonra tekrardan görüşüyorlar. Ancak şu ana kadar FIBA’nın beklediği gibi bir iyi niyet jesti asla gerçekleşmedi.

Öte yandan, çözülmesi gereken daha acil sorunlar varken EuroLeague CEO’su Jordi Bertomeu’nun varisi hakkında hala belirsizlik var. EuroLeague’in bu noktada Dejan Bodiroga ile yeni bir maceraya yelken açması bekleniyor ancak resmiyette hala bir şey yok.

Zagklis, savaş baltalarını gömmek istediğini bir kez daha açıkça tekrarladı ancak bunun gerçekleşmesi için EuroLeague başkanı kim olursa olsun, belirli şartlar var:

“Tartışmaya sonuna kadar açık olduğumuzu ve sadece FIBA’nın değil, küresel basketbol ailesinin EuroLeague’e katılmayan kulüpleri konusunda çok net olduğumuzu biliyorsunuz. Ulusal ligler ve ulusal federasyonlar bunları tartışmak istiyor.

Milli takım takvimine saygı duymaya ihtiyacımız var.  Birleştirilmiş kurallar dizisine sahip olmaya ihtiyacımız var. Kulüplerin Perşembe ve Pazar günleri farklı varyasyonlar altında maç oynamalarına ihtiyacımız yok. Ve hiç şüphe yok ki Avrupa’daki kulüp müsabakalarında daha iyi bir yapılanma istiyoruz.

Bence bu son bahsettiğim nokta, oturup muhtemelen müzakere etmeye hazır olduğumuz bir nokta. Ancak ilk iki nokta tüm basketbol ekosistemi için temel unsurlar. Başka bir organizasyondaki iç tartışmalar hakkında yorum yapmak benim görevim değil ve herhangi bir kişiye/kuruluşa karşı saygısızlık yapmamak için çok dikkatli olmalıyız. FIBA’nın pozisyonu her zaman bu olmuştur. Belirsizliğin bize yardımcı olmuyor. Bu belirsizlik halinin FIBA’nın geçen yıl aldığı inisiyatifi daha da geliştirme ve herkesi aynı masaya getirme çabalarını daha da geciktirdiğini söyleyebilirim.

Kulüpler bana görüşebileceğimiz kişi veya kişileri gösterdiğinde ve masanın diğer tarafında el sıkışabileceğimiz biri olduğunda, FIBA, dünya ve Avrupa düzeyindeki meslektaşlarımla böyle bir tartışmaya ilk katılanlar olacağız.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!