Nikos Varlas/ varlas@eurohops.net
Ettore Messina NBA’de çalışabilmek için Avrupa’dan ayrılmış olsa da Avrupa basketbolu hakkındaki fikirleri ve düşünceleri her zaman çok değerli ve saygıdeğer kalmaya devam edecek. İşte bu nedenle Wall‘dan Ohad Greenwald sezonun en ilginç bölümü hakkında ve CSKA Moskova’dan ayrılığı hakkında kendisiyle derin bir röportaj yapmış.
Şimdi vereceğim alıntı da tam bu konu hakkında, Messina geçen seneki CSKA hakkındaki dedikodular hakkında konuşmuş ve bir de bu sezon kontratı olmasına rağmen gerçekleştirdiği “boşanma”dan bahsetmiş:
– İnsanlar Messina’nın takım üzerindeki kontrolünü kaybettiğini, soyunma odasının adeta darmadağın olduğunu söylüyor.
“İnsanlar mı söylüyor? Hangi insanlar? Takımda birlik olmadan, sertlik olmadan ve takım ruhu olmadan Maccabi maçında geri gelebilmemiz mümkün değildi – ki CSKA kariyerim boyunca en çok zorlandığım anlardan biriydi- ve üstüste 9 maç kazandık ki bunlardan 6 tanesi deplasmandaydı, VTB ligi ve Rusya ligini kazandık bunları takımda birliktelik olmadan mı yapmışız? Yani “boşverin” insanları ve yorumlarını.
Eğer CSKA’daki bir yöneticinin yaptığı açıklamadan bahsediyorsanız – ben kendimi o seviyeye düşürmeyeceğim. Kontratımdaki opsiyonu Şubat ayında kullanma kararı aldım. Söylenen ve yapılan herşey benim ayrılma kararımdan etkilenilmesiyle ve sonrasında oluştu. Çünkü kimse kocasının kendisinden ayrılmasını sevmez. Herkes kocasından ayrılanın kendisi olmasını tercih eder.”
– Hakkınızda yazılanlardan dolayı onurunuz kırıldı mı?
“İtalya’da kullandığımız bir deyim vardur – “Ne kadar çok evirip çevirirseniz, o kadar daha çok kokar.” Bahsettiğimiz b..k anladığınız üzere. Yani bırakalım bu konuyu artık. Superbowl’u izledin mi! Seahawks sence de mükemmel oynamadı mı? Maçın sonunda bir oyunu çok kötü oynadılar sadece ve sonunda kaybettiler. Tıpkı bizim de Final Four’da başımıza geldiği gibi.”
Artık NBA’in bir parçası olsa da Eurolig’in içinde bulunduğu finansal durum hakkında ise Messina’nın beklentisi daha fazla. Şöyle diyor: “Şuanda sağlıksız biri durumda, bence bu tehlikeli bir durum. Yeni Eurolig ilk kurulduğundan yani 2001’den bu yana ürün istediğimiz gibi ve yeteri kadar hızlı gelişmiyor, büyümüyor.
“Belki de bunun sebebi ekonomik kriz ya da iyi bir TV yayın anlaşması yapılmasındaki zorluktur. NBA’de TV yayın anlaşmaların herşeyin temelini oluşturuyor. Avrupa’da ise TV bir faktör değil. Büyük talihsizlik maalesef çünkü bana göre Eurolig NBA playofflarından sonra kalite anlamında ikinci sıradaki organizasyon. Umarım lig gelişebilmek adına bir yol bulur.”
Final Four sistemi hakkında ise Messina kendisine bir şans verilseydi playoff sistemini kullanacağını belirtiyor: “Ben net bir şekilde Final Four’a karşıyım ve bunu yıllardır söylüyorum. 2001 yılında Eurolig’in ilk final serisini, Virtus-Tau, yaşayanlardan biriyim ve 5 maçlık seri gerçekten fantastikti. Tüm maçlar dolu salonlarda oynanmıştı ve herks TV’den seyretmişti.
O yaz Arjantin’e bir antrenör seminerine gittiğimizi hatırlıyorum ve tüm Güney Amerika’nın bu organizasyonu bayıldığı bana söylenmişti, sebep olarak da Arjantinli oyuncular Ginobili ve Scola gösterilmişti. Ben birkaç Final Four kazandım ve elbette bir kaçını da kaybettim ama işin temel noktası şu, şampiyonu tek bir maçın belirlemesi adaletli değil.
Finallere giden yol çok zor – ilk roundda 10 maç oynuyorsunuz, sonra top 16’da çok daha zor 14 maç daha yapıyorsunuz, sonra da çeyrek finaller. Peki yarı finalde ve finalde neden tek maç yapılıyor? Bence eğer yarı finalleri ve finali 5 maçlık serilere çevirirsek ilgi anlamında hiçbir şey kaybetmeyiz. Mesela bir final serisi hayal edin CSKA ve Maccabi arasında ya da Real ile Maccabi arasında. Tüm Avrupa buna bayılacaktır. Maçlar her yerde gösterilecektir.
Birkaç oyuncunun sakatlığından dolayı ya da takımlardan birinin kötü gününde olmasından dolayı etkilenebilecek tek bir maç yerine basketbolseverlere bu fırsatı vermeliyiz. Yani bence şampiyonu Final Four ile belirlemek adaletli ve mantıklı değil. Ve şunu da belirtmek istiyorum bu konuyu görüştüğüm tüm koçlar da benle aynı fikirde.”