by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Fenerbahçe’nin kilit rol oyuncusu Nikola Kalinic, istediği gibi geçmeyen bir sezonun ardından yeni forma numarasıyla yeni bir başlangıç yaparak tekrar eski formuna dönmeye hazır.
Eurohoops da sarı lacivertlilerin düzenlediği medya gününde Sırp yıldızla fiziksel durumundan yeni forma numarasına, bu sezonki hedeflerinden futbolcu Nikola Kalinic’le karıştırılmasına kadar birçok konuyu içeren geniş çaplı bir röportaj gerçekleştirdi. İşte yıldız oyuncuyla keyifli sohbetimiz:
-Yazın en çok merak edilen sorusuyla başlayalım. Neden Atletico Madrid’den ayrıldın ve futbolculuk kariyerini noktaladın? (Editör Notu: Kalinic, futbolcu Nikola Kalinic’le karıştırıldığı için birçok mesaj aldı ve sık sık sosyal medyadan durumu açıklamaya çalıştı.)
Futboldan sıkıldım ve üst seviyede bir futbolcu olduktan sonra basketbola geçmeye karar verdim (Gülüyor). Şimdi basketbolcuyum ve Fenerbahçe’deyim ve elimden gelenin en iyisini yapacağım. Şaka bir yana bu konu çok yorucuydu. Başlangıçta bir şaka gibiydi. Beni Hırvat futbolcu Nikola Kalinic’le karıştırdılar. Dünya Kupası’nda finale kaldılar ve o ara birçok mesaj aldım. Özellikle İtalyan taraftarlardan yoğun tepki geldi çünkü Milan’da oynarken çok iyi değilmiş sanırım. O noktadan sonra işin ucu kaçtı. Ben de ne yapacağımı bilemedim ve şakayla karışık “Evet, ben Nikola Kalinic’im” diye tweet attım. O noktadan sonra durumu anlamaya ve kime tweet attıklarını fark etmeye başladılar. Öncesinde futbolcu değilim diyordum bana yalan söylüyorsun diye tweet atıyorlardı.
-Basketbola dönecek olursak, hazırlık dönemi senin için nasıl gidiyor? İki kilit eklemeniz var ama çekirdeği korumayı başardınız.
Benim için harika gidiyor. Uzun bir süreden sonra yazın dinlenebildim, zihnimi basketboldan uzaklaştırdım ve belimle ayak bileklerimi iyileştirebildim. Sonrasında ise çok sıkı idmanlar yaptım ve yeni sezona hazır olduğumu düşünüyorum. Herkese yazın harika çalıştığımı göstermek istiyorum. Bazı yeni oyuncular getirdik ve birkaç değişiklik oldu. Bence bu seneki takım daha iyi. Bu yıl daha kompakt bir takımız. Belki çok yaratıcı olan yetenekli oyuncularımızın sayısı fazla değil ama bence daha birlikteyiz ve daha sert bir takımız. Bu yıl da hedefimiz her sezon olduğu gibi EuroLeague’i kazanmak.
-Ben de fiziksel durumunu soracaktım. Geçtiğimiz yıl birkaç şanssız sakatlık problemiyle uğraştın ama şu anda %100’müsün?
Evet, şu anda çok iyi hissediyorum. Sezonun henüz başı olduğu için %100 diyemem ama harika hissediyorum. Çok güvenliyim. Sakatlık öncesi yapabildiğim şeyleri hatta fazlasını yapabiliyorum. Tüm hareketleri, sıçramaları… Bence kendime iyi baktım. Sadece basketbol performansından bahsetmiyorum. Her şey iyi gidiyor ve ben de iyimserim.
-Bu yıl takımın büyük bir bölümünü korumayı başardınız. Herkes de bunun Fenerbahçe için büyük bir avantaj olduğunu söylüyor. Sen buna katılıyor musun?
Kesinlikle bu iyi bir şey. Yeni oyuncuların gelmesini ve uyum sağlamasını da kolaylaştırıyor. Geldiklerinde 5-6 eski oyuncu olduğunda sohbet edip bilmek istedikleri şeyleri öğrenebilirler. Bence bu iyi bir şey. Tabii ki birlikte oynamaktan yorulmamalıyız. Geçtiğimiz yıllarda kötü iş çıkartmadık ama oynadığımız 3 finalden sadece birini kazandık. Benim için bu kötü bir sonuç. Bir tanesi CSKA’ya karşıydı ve Khryapa’nın çılgın bir şutuyla kaybettik. Bunu hala düşünüyorum. Geçtiğimiz yılsa bize ne olduğunu bilemiyorum. Sezon içerisinde olduğumuz kadar iyi değildik. Ne olduğunu bilemiyorum. 3 Final Four’dan birini kazanmak iyi değil. Eğer bu yıl EuroLeague’i kazanırsak çekirdeği korumanın iyi bir şey olduğunu söyleyebiliriz. Bana göre 4 yılda bir tane şampiyonluk kazanmak hiç de iyi olmaz. Öyle olursa bunu söyleyen ilk ben olurum.
-Fenerbahçe geçtiğimiz yıllarda da Avrupa’nın en iyi savunma takımlarından birisiydi. Bu yıl iki iyi savunmacı olan Tyler Ennis ve Joffrey Lauvergne’in de gelişiyle savunmada daha da iyi olacağınızı düşünüyor musun?
Evet. Ben de sadece savunma yapmak için değil çok yönlü oynamak için buradayım. İnsanlar beni bir savunma oyuncusu olarak görüyor ama ben kendimi böyle görmüyorum. Çok yönlü oynamak daha önemli. Ama tabii ki benim basketbol anlayışımda savunma şampiyonluklar demek. Bazı istisnalar var tabi, Golden State Warriors gibi. Ancak onlar da çok çok iyi bir savunma takımılar. Yani onlar için sadece hücum takımı diyemeyiz. EuroLeague’de sadece Real Madrid, Madrid’deki turnuvada hücum ağırlıklı bir basketbolla şampiyon olabilmişti. Savunma olmadan kazanmak çok zor. Dediğim gibi daha kompakt bir takımız ve savunmada çok daha iyi oynayabiliriz. Bu sayede karşılaşılması daha zor bir takıma dönüşürüz. Bize karşı oynayan herkes fiziksel ve sert oynayacağımızı biliyor. Bu da iyi bir şey.
-Hazırlık döneminde takımda fark ettiğin en önemli şey neydi?
Çok pozitif şeyler gördüm. Bence bu sezon herkes daha aç. Belki de geçtiğimiz sezon problemimiz buydu. Belki geçtiğimiz sezon yeterince aç değildik. Bu kadar yüksek seviyede mücadele eden ve bizi sürekli en iyiye zorlayan bir koç varken bunu söylemek aptalca olabilir ama belki de problem buydu. Bence bu sezonki takımımız kazanmaya daha aç. Şampiyon olduğumuz yıldaki gibi olmalıyız. O yıl kazanmaya inanılmaz açtık. Taktikler ve rakipler önemsizdi çünkü elimizden gelen en iyi basketbolu oynuyorduk. Bu yıl da aynısını yapmalıyız.
-Fenerbahçe son yıllarda EuroLeague Final Four’larının değişmez takımı oldu. Sen kendinizi bu yılki Final Four’da görebiliyor musun?
Evet, kesinlikle. Biz bu yüzden buradayız. Tabii ki kimse ne olacağını bilemez, sakatlık problemleri olabilir, başka şeyler olabilir. Ama yine de bizim hedefimiz ve planımız bu. Eğer her şey planlandığı gibi giderse bu bizim ana hedefimiz. Oraya gittiğimizde de daha odaklanmış, daha aç olmalıyız ve kazanmalıyız.
-Bu yıl forma numaranı da değiştirdin. 12 numarayı almanın özel bir nedeni var mı yoksa sadece bir değişiklik mi istedin?
Aslında ikisi de. 12 numarayı seviyorum. Buraya gelmeden önceki üç kulübümde 12 numara giyiyordum. Ama buraya geldiğimde Pero Antic benden önce gelmişti ve 12 numarayı o aldı. 12 numarayı ondan almaya çalıştım. Ondan rica ettim, ona bir şeyler almayı teklif ettim, her seyahatimizde bagajlarını taşıyacağımı filan söyledim. Ama kabul etmedi. Sonra da 33’ü aldım. Ayrıca dediğim gibi 3 finalden birini kazanmak iyi bir sonuç değil. Ben de birkaç sakatlık problemi yaşadığımdan yeni bir sayfa açmak istedim. Daha pozitif olmak ve bu sezon farklı bir Nikola Kalinic olmak istedim. O yüzden bu değişikliği yaptım.
-Peki 12 numarayı aldıktan sonra Pero Antic’i aradın mı?
Hayır hayır. Açıkçası aramadım. Kulüpteki herkese sordum tabii ki. Herkes onay verdi. Bunun aynı zamanda ürün satışlarıyla da ilgili olduğunu biliyorum. 12 numaranın özellikle futbol kulübü için de önemli olduğunu biliyorum. Bunun önemli bir şey olduğunun farkındayım ama hazırım. 12 numara benim numaram ve onu giydiğimde daha rahat hissediyorum.
-Türkiye Basketbol Ligi’nde yeni bir yabancı kuralı var. Sence bu yoğun sezonda ara sıra dinlenebilecek olmanız açısından iyi mi yoksa ritminizi kaybedebileceğiniz için kötü mü?
Benim açımdan ben maç kaçırmayı pek sevmiyorum. Tribünlerde olmayı çok sevmiyorum. Özellikle geçen sezondan sonra hiç sevmiyorum. Ben her maçı oynamak istiyorum. Türk oyuncular için bu kural iyi olabilir. Bazı oyuncular bu sayede şans bulabilir. Bazı yabancı oyuncular da yoğun sezonda dinlenme şansı bulabilir. Ben her maçı oynamak istiyorum. Hayatımda hiçbir zaman oyundan çıkmak istemedim. Oynayabildiğim her dakikayı oynamak istiyorum.
-Senin için Fenerbahçe taraftarlarına bir EuroLeague şampiyonluğu daha hediye etmek ne kadar önemli?
Bu benim için çok önemli. Bana egolu diyebilirsiniz ama kazanmak benim için bir şampiyonluk daha kazanmak çok önemli. Taraftarların sevgisini hissedebiliyorum. Bizi çok iyi destekliyorlar. Deplasman maçlarında bile bizi yalnız bırakmıyorlar. Burada bazen yoğun trafik oluyor, salona gelmeleri zor oluyor ama ona rağmen her maça geliyorlar. Bence çok güzel bir iletişimimiz var. Tabii ki bir şampiyonluk daha kazanmak hem bize olan güvenlerini hem de sevgilerini tazeler. Önümüzde çok büyük bir meydan okuma var ve biz de buna hazırız.