By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Geçtiğimiz sezon Eskişehir Basket’le harika bir yıl geçirdikten sonra hem milli takıma yükselen hem de yaz döneminde Anadolu Efes’le sözleşme imzalayan Buğrahan Tuncer, kariyerinin bir sonraki adımı için hazır.
Lacivert beyazlıların keskin şutörü, sezon öncesinde yapılan medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı ve hem bireysel hem de takımsal hedeflerinden bahsetti.
***Not: Bu röportaj 3 Ekim’de oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinden önceki bir tarihte yapılmıştır.
-Geçtiğimiz yıl çok iyi bir performans gösterdikten sonra kariyerinde bir sonraki adımı attın ve Anadolu Efes’e geldin. Neden Anadolu Efes’i seçtin ve EuroLeague’de yer alacağın için heyecanlı mısın?
Tabii ki EuroLeague’de mücadele edeceğim için çok heyecanlıyım. Anadolu Efes, Türkiye’de basketbol diyince akla gelen ilk kulüp. Belki Fenerbahçe son yıllarda hiçbir kulübün yakalayamadığı büyük başarılar yakaladı ama Anadolu Efes’in tarihi de çok büyük ve camiada herkesin aklına ilk gelen kulüp. Anadolu Efes’in ve Ergin Ataman’ın beni istediğini duyunca çok fazla düşünmeme gerek kalmadı. Benim de transfer teklifleri gelince ilk tercihim Anadolu Efes oldu. NBA tabii ki dünyanın en iyi ligi ve çok üst bir seviyede. Ancak EuroLeague’de de mücadele üst seviyede. Çok heyecanlıyım burada oynayacağım için.
-Anadolu Efes yaz döneminde çok önemli transferler yapıp çok geniş bir kadro kurdu. Sence bu geniş rotasyon takıma nasıl yansıyacak?
Evet, gerçekten çok geniş bir rotasyon var. Ben de takımla çok kısa süredir beraberim ama gördüğüm kadarıyla takımda çok iyi bir kimya oluşacak gibi duruyor. Sezon içerisinde de bu kimya gelişecektir. Geniş rotasyona sahip olmak bence avantaj çünkü talihsiz bir durumda alternatif çok. Aynı zamanda saha içerisinde de bize farklı farklı çözümler olacaktır. Bence en büyük avanntaj o. Takımdaki herkes farklı çözümler yaratabiliyor. Bence Avrupa’nın en iyi kadrolarından birisiyiz.
-Sana göre Anadolu Efes’in EuroLeague’deki hedefi ne olmalı? Final Four’da yer alabileceğinizi düşünüyor musun?
EuroLeague çok zor bir turnuva. Özellikle son yıllarda daha da zor oldu. Ancak Fenerbahçe son yıllarda üst üste Final Four’da yer almayı başardı. Ben kadromuzun o kalitede olduğunu düşünüyorum ve Final Four oynayacağımızı umut ediyorum. Tabii ki oyuncuların birbirlerine alışmaları çok önemli. Herkesin göstereceği reaksiyon, sezon içi vereceğimiz performans çok belirleyici olacak. Bana göre hep oralarda olmalıyız.
-Türkiye Ligi de Avrupa’nın en rekabetçi liglerinden bir tanesi ve her maç çok sert geçiyor. Sence böylesine rekabetçi bir ligde oynamak bir avantaj mı?
Daha önce de dediğim gibi biz gayet geniş rotasyonlu bir takımız. Bu sezon rotasyonumuzu en iyi seviyede kullanacağımızı düşünüyorum. Bunu yaptığımız sürece de iyi olacağımıza inanıyorum. Bana göre Fenerbahçe ile birlikte ligin en iyi iki kadrosundan birine sahibiz. Türkiye Ligi, İspanya ile beraber Avrupa’nın en iyi liglerinden birisi. Bu sene tek hedefimiz kazanabildiğimiz kadar maç kazanıp hem ligde hem de Avrupa’da elimizden gelenin en iyisini yapmak.
-Koç Ergin Ataman hakkında neler söylemek istersin? Türk basketbolunun yetiştirdiği en büyük koçlardan birisiyle çalışmak nasıl bir duygu?
Ergin Hoca gerçekten Türk basketbolunun en antrenörlerinden birisi. Zaten Türkiye’nin en önemli kulübünde çalışıyor. Daha önce birçok şampiyonluğu var. Ergin Hoca beni bir kez aradı, bana konuşmasında beni transfer etmek istediğini, beni kullanacağını ve beğendiğini söyledi. Ben de hiç düşünmeden kabul ettim. O da hücum oyununu seven bir antrenör. Hücuma daha yatkın. Ben de hücum oyununu çok seviyorum. İnşallah ikimiz açısından da sezon iyi geçecektir.
-Milli Takımımız hakkında neler söylemek istersin? Eleme maçlarındaki müthiş performansımız ardından Dünya Kupası’na gitme şansımız yüksek. Dünya Kupası’nda oynama ihtimalin olduğu için heyecanlı mısın?
Yazın oynadığımız son iki maçta oynama şansı bulamadım ama bölgem gerçekten çok kalabalıktı. Kasım ayındaki maçlarımız benim açımdan da çok önemli. Vereceğim katkının ne düzeyde olacağını göreceğiz? Umarım üst düzey katkı verebilirim. Her Türk basketbolcusu hatta her sporcu gibi milli takımda oynayıp en üst seviyede kendimi göstermek istiyorum. Umarım Kasım ayına kadarki kısmı çok iyi geçirip Kasım’da da milli takımımıza elimden geldiğince yardımcı olurum. Sonraki eleme maçlarımıza kadar kazasız belasız geçirerek Çin’de de kendime yer bulabilirim.
-Sezon içerisinde milli takıma gitmek senin için iyi oluyor mu? Geçen sene de bunu yaptın ve oldukça iyi gözüküyordun.
Tabii ki iyi oluyor. Sonuçta milli formayı giyiyorsunuz ve bu da büyük bir gurur. Kulüp takımınıza döndüğünüzde de bu gururla dönüyorsunuz. Bu size bir rahatlık da veriyor. Sonuçta milli takımla maç yapıyorsun, o formayı giyiyorsun. Ben geçen sezon geri döndüğümde iyi döndüm ama takım olarak bazı sıkıntılar yaşadık sakatlıklara da bağlı olarak. Kendi açımdan bu durumun iyi olacağını düşünüyorum.