by Yiğit Alp Kalkancı / info@eurohoops.net
Fenerbahçe‘nin tecrübeli guardı Sinan Güler, takımının medya gününde Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.
Önceki yaz sarı-lacivertli takıma katılan deneyimli oyuncu,
Bu yaz uzun yıllar sonra milli takım kadrosunda değildin ve dinlenme fırsatı buldun. Kendini nasıl hissediyorsun, yeni sezona nasıl hazırlandın?
“Bireysel olarak kendi eksiklerimi giderecek, fiziksel ve mental anlamda kendimi yeni sezona hazırlayacak çalışmalar yaptım. 10 yıl sonra ilk defa bireysel olarak çalışabileceğim bir yaz oldu. Geçtiğimiz sezondan ve geçtiğimiz yıllardan hatalarımı kapatabileceğim şekilde çalıştığıma inanıyorum. Özellikle fiziksel anlamda. Umuyorum ki geçen seneden daha farklı ve daha iyi bir yıl olacak benim için.”
Milli takımı dışarıdan izleme fırsatı buldun. Genç ve yetenekli bir çekirdeği olan bu yeni milli takımı sen nasıl değerlendiriyorsun?
“Önemli bir çekirdek ekip kuruluyor ve uzun seneler Türk basketbolunu yukarıya taşıyabilecek hedefleri ve imkanları var. Mühim olan konu tabii ki sezon içinde oynanacak maçlarda kurulacak takımlar ve onların gösterecekleri başarı.”
Fenerbahçe’nin kadrosunun büyük bölümünü koruması çoğu kesim tarafından bir avantaj olarak nitelendiriliyor. Sence de bu bir avantaj mı? Avantajsa hangi konularda avantaj sağlıyor?
“Sürdürülebilir bir şekilde takım kültürü oluşturmak ve bunu devamlı bir şekilde yapabiliyor olmak başarının en büyük anahtarlarından bir tanesi. Avrupa’da bunun örneklerini geçtiğimiz 15 sene içerisinde net olarak görüyorduk. Fenerbahçe’nin de bu isimler arasına katıldığını düşünüyorum.”
Geçtiğimiz sezonun kısa rotasyonundan Wanamaker ve Nunnally gibi iki isim gitti ve yalnızca Tyler Ennis eklemesi yapıldı. Gelecek sezon bir kısa oyuncu olarak rolünün daha fazla olacağını düşünüyor musun?
“Takımın içerisinde herkesin belirli rolleri ve yapması gerekenler var. Geçtiğimiz sezon Bobby Dixon olsun Nikola Kalinic olsun uzun sakatlıklarının dönüşünü yaşayan oyuncular oldu. Bu noktada bu sezonki takıma baktığımızda herkesin üzerine düşen görev, yapması gerekenler belli. Önemli olan herkesin bu fırsatları nasıl değerlendirdiği ve üzerine nasıl koyduğu.”
Zeljko Obradovic ile birlikte bir sezonu tamamladın, ikinci sezona başlıyorsun. Obradovic’in senin oyununa neler kattığını düşünüyorsun?
“Oyuna bakış açıma çok şey kattığına eminim. Zaten öğretmeyi seven bir antrenör. 35 yaşında dahi basketboluma bir şeyler katabileceğimi ve takım içerisinde yeri geldiği zaman oynamasam bile aktif bir rol alabileceğimi gördüğüm bir dönem oldu.”
EuroLeague’de yeni bir oluşum var, EuroLeague Oyuncular Birliği. Bu yeni oluşum hakkındaki düşüncelerin neler?
“Oyuncuların masaya oturabileceği her imkan bence çok değerli. Organizasyonların gelişebilmesi adına etkileşimin en büyük paydaşlarından biz oyuncuların söz sahibi olabilmesi çok önemli. Umuyorum ki bu Avrupa’da geniş kapsamlı, yerel ligleri de kapsayacak bir hale gelir.”
Gelecek sezon yeni yabancı sınırı düzenlemesiyle birlikte maç kadrolarında altı serine beş yabancı oyuncu olacak. Sen bu kuralın yerli oyunculara olumlu etki edeceğini düşünüyor musun veya az sayıda yabancı oyuncu oynatmanın, yabancı oyuncularda ritm kaybına neden olacağını düşünüyor musun?
“Çalışan Türk oyuncusuna faydası olacağını düşünüyorum. Avrupa Kupası oynayan takımlar sezon öncesi hazırlıklarını buna göre yapıyorlar. Anladığım kadarıyla kontrat sınırı veya lisanssal bir farklılaştırma olmayacağından dolayı daha fazla yabancı oyuncusu olan takımlarda ritm kaybına neden olacağını sanmıyorum.”
Bu sezon Fenerbahçe için başarının tanımı nedir? Fenerbahçe, sezonu nerede tamamlarsa başarılı olarak addedilmelidir?
“Bence bu sorunun cevabı zaten belli. Fenerbahçe kendi adını her sezon Final Four yapan takımlar arasında alıştırmış durumda. Bu hissiyatı hem Fenerbahçe taraftarına hem Avrupa basketbol camiasına net bir şekilde vermiş durumda. Bundan farklı bir şey beklenilmediği gibi bu maratonu en başarılı şekilde sahaya yansıtmamız gerekiyor.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!