By Antonis Stroggylakis / info@eurohoops.net
Avrupa’da 2019 yılının en sıcak oyuncusunun sorulduğu bir anket yapılsaydı, en popüler cevap Shane Larkin olurdu.
7 Mart 2019’da Barcelona karşısında 37 sayı kaydederek hem EuroLeague’in bu yüzyılda bir maçta en yüksek skor kaydeden beşinci oyuncusu olup hem de temsilcimiz Anadolu Efes‘e playoff yolunda çok önemli bir galibiyet kazandıran Larkin, yine playofflarda Barcelona karşısında müthiş performanslar sergileyerek takımını Final-Four’a taşıdı.
Vitoria-Gasteiz’deki 2019 Final-Four’unda da yarı finalde bir diğer temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya büyük bir darbe vurarak takımını yıllar sonra ilk kez Turkish Airlines EuroLeague finaline taşıyan Shane Larkin, CSKA Moskova karşısındaki mükemmel performansına rağmen kupaya uzanamamıştı.
Sonrasında Basketbol Süper Ligi sahnesine playoff yolundan çıkan Larkin, 2009’dan beri ilk kez kazanılan Anadolu Efes şampiyonluğunda Finaller MVP’si seçilerek pastanın üzerindeki çilek olmuştu.
Fotoğraf: Isa Terli/Anadolu Agency/Getty Images
Larkin, Olympiacos‘la oynadıkları ve 67-86 kazandıkları maçtan bir gün önce Eurohoops‘a konuştu. Shane, geçtiğimiz sezonu, NBA’den gelen teklifleri reddetmesi, ABD Milli Takımı ve obsesif kompülsif bozukluğuyla verdiği savaşı anlattı.
– Altı yıllık profesyonel basketbol kariyerinde ilk kez bir takımla ikinci sezonda yollarınız ayrılmadı. Sence bu neden şimdi gerçekleşti?
– “Geçen sezon bir oyuncu olarak çok geliştiğimi düşünüyorum. Bu takımda sahip olduğum sorumluluk, buna izin verdi. Benim en çok istediğim şey bu. Halen nispeten gencim. 27 yaşımdayım. Yani, hala basketbol oynayacak uzun bir zamanım var ve burada başka bir yıl daha kalmam gerektiğini hissettim. Bence geçen yıl, Mart ve Haziran arasında ulaşmak istediğim noktaya gelebilmek için büyük bir atılım yaptım. Bir sezon daha burada kalmam, yeni bir adım daha atmam demek. Bu yüzden geri döndüm.”
– Geçen sene Avrupa’ya dönen Shane Larkin’le şimdiki arasında nasıl bir fark var?
– “Kendimi buldum. Bir ilk raund seçimiydim (2013 Drafti’nde 18. sıradan). Kolejde bir oyun kurucuydum ancak skorer bir oyun kurucuydum. NBA’e girdiğimde, olduğumdan farklı bir oyuncu olmayı denedim ve bu beni yaraladı. Geçen sezon ise, kendimi bulmamı sağlayan yere, özüme döndüm. İlk raunddan seçilmemi sağlayan kişiliğime döndüm. Şimdi buradayım (gülüşmeler). Sadece aslında olduğum kişi olacağım ve oyunumu ‘oynayabildiğim şekilde’ oynayacağım.”
– EuroLeague’de yazın en tartışılan konularından birisi, senin Efes‘e dönüp dönmeyeceğin olmuştu. Anadolu Efes‘le imzalamadan önce neler oldu?
NBA benim her zaman için bir hedefim olmuştur. Oraya gidip oynamayı ve akranlarımın saygısını kazanmayı her zaman istemişimdir. Yani, bazı fırsatlar doğmadı değil. NBA’e gidip hem oynamak hem de iyi para kazanmak için bazı düzgün fırsatlarım oldu. Ancak hiçbiri benim asıl istediğim fırsatlar değildi.
Efes‘te olmak, NBA’de daha ucuz bir rolde oynamaktan çok daha yeğdi. Bu yüzden Efes‘e geri döndüm ve topa sahip, takıma kazanma yolunda yardım edecek sorumluluğu üstlenecek oyunculardan biri olmak istedim. Bunun bana büyük bir sorumluluk üstlenmediğim bir ligde oynamaktan daha çok yardımcı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bir oyuncu olarak gelişimime devam etmek için buraya geldim.”
– ABD Milli Takımı’nın Dünya Kupası’nda çeyrek finallerde elenmesi sonrası, Fenerbahçe forveti ve geçmişte ikinci sıradan draft edilen Derrick Williams, EuroLeague’de oynayan ABD vatandaşı oyunculardan oluşan bir kadronun FIBA platformunda daha iyi mücadele edeceğini söylemişti. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
– “Bence bu düşünmeleri gereken bir şey. Avrupa’da sadece Amerikanlar olmamak üzere birçok NBA’de oynayabilecek oyuncu var. 450 NBA oyuncusuna bakın. Avrupa’da bile oynayamayacak bir sürü adam var orada. Yani, NBA’de süre alıyor olabilirler ancak asla düşündükleri kadar başarılı olamazlar. Ben burada çok iyi iş çıkaracak Amerikalılar olduğunu düşünüyorum ve Avrupa’da oynanan basketbolun bu konularda ABD’ye yardımcı olabileceğini biliyorum.
Özellikle yazın herkes “Oynamak istemiyorum, oynamak istemiyorum, oynamak istemiyorum.” deyip durdu. LeBron, KD, Steph gibi oyuncularınız oynayabiliyorsa onlar oynar. O zaman Avrupa’da oynayan kimseye bakmak zorunda kalmazsınız. Ama bu yazki gibi oluşan durumlarda, Avrupa’da oynayan Amerikanları takıma katmak akıllıca olabilir diye düşünüyorum.
– Milli takımlar konusu açılmışken, Türk milli takımından “harika bir teklif” aldığını söyledin. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’da seni izlemekten ne kadar keyif aldığını ve son kararı koç Ufuk Sarıca‘nın vereceğini söyledi. Bu konu hakkında bir gelişme var mı?
– “Yeni hiçbir şey yok. Milli takım koçu Ufuk Sarıca, Türkiye Ligi’nde Pınar Karşıyaka’yla yenilgisiz yoluna devam ediyor ve o kendi sezonuna, biz kendi sezonumuza odaklanmış durumdayız. Yeni bir görüşme yapmadık ve ne olacağını göreceğiz.”