by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
FIBA, Mart ayının ortasından bu yana koronavirüs salgını nedeniyle, dünyadaki canlı spor faaliyetlerini izlemekten uzak kalan basketbolseverler için dijital bir kampanya kampanya olan #FIrstBAsket’i (ilk basket) başlatmıştı. FIBA’nın #FIrstBAsket kampanyasının bu haftaki konuğu NBA’de Philadelphia 76ers’ta forma giyen milli oyuncu Furkan Korkmaz oldu.
Furkan Korkmaz’ın FIBA tarafından sorulan sorulara cevapları şu şekilde:
Profesyonel olduktan sonra ilk attığın basketi hatırlıyor musun? Neler hissetmiştin?
İlk basketimden ziyade, Anadolu Efes’te A takıma çıktığım dönemdeki bir basketi hatırlıyorum. Orta sahada Sloukas’ı geçip vurduğum bir smaç vardı A takıma yükseldiğim ilk dönemde. Hatta Ülker Arena’daydı maç. O zaman Fenerbahçe’nin sahasında bir turnuva düzenleniyordu EuroLeague takımlarıyla. Oradaki sayım benim aklımda kalan bir sayımdı, ilk basketimden ziyade. Çok farklı hissetmiştim. Bir de A takım seviyesinde bir genç oyuncu olarak… Böyle jeneriklik bir smaç derler ya, öyle bir smaçtı o. Herkesin ayağa kalkması, sevinçle beni desteklemesi… Takımın bir parçası olduğumu hissetmiştim o zaman.
Sahalara geri döndüğünüzde atacağın ilk basketin nasıl olacağını düşünüyorsun?
İyi bir savunma yaptıktan sonra rakipten topu çalıp gidip smaçla bitirmek isterdim. Bence bu güzel bir başlangıç olurdu. Ama o kadar çok şey özledim ki basketbola dair, çok uzun zaman oldu ve nasıl olursa olsun artık sadece basketbola dönmek istiyorum. Antrenman yapmayı, seyahat etmeyi özledim. Yeri geliyordu bazen evimizde kalalım diyorduk ama şimdi gidip otelde kalmayı özledim, takımla deplasmana gitmeyi özledim. Bu duygular, özlemler basketbolla bütünleşince çok farklı bir duygu veriyor. Sahaya çıktığımda atacağım ilk basket için hayalim bu şekilde ancak atacağım her sayı beni mutlu eder diye düşünüyorum.
Evde kalınan süreçte neler yaptın, nasıl aktif kaldın?
Basketbol anlamında, antrenman tesislerini kullanma şansımız pek olmuyor. Tabii ki durumun ciddiyetinin hepimiz farkındayız. Bu yüzden olabildiğince evde kalmaya çalışıyoruz ve evde en aktif şekilde kalmaya çalışıyoruz. Kondisyonumu iyi bir seviyede tutmak adına evde bisiklet antrenmanları yapıyorum. Bu dönemin bana kattığı bir şey olarak da yoga yapmaya başladım ve yoganın faydalı olduğunu görmeye başladım. Aynı zamanda evde ağırlıklar, sağlık topları ve bazı ekipmanlarla birlikte güç antrenmanları da yapıyorum ve ekstra kor antrenmanları yapmaya çalışıyorum her gün. Bu işin basketbol kısmı. Onun dışında sezon boyunca çok yoğun bir tempoda olduğumuz için, bazı izleyemediğim film ve belgeselleri bu dönemde izlemeye başladım. Aynı zamanda okumaya, daha fazla bilgi edinmeye çalışıyorum. Yani bu süreç aslında kişisel gelişim adına da hepimizin biraz daha kendine bir şeyler katabileceği bir dönem oldu diyebilirim.
Basketbolda en çok neleri özlüyorsun?
Basketbola dair her şeyi özledim. Ben basketboldan ilk defa bu kadar uzakta kalıyorum. Yaz tatillerinde bile bu kadar uzak kalmıyorduk basketboldan. Taraftarlarla bütünleşmeyi çok özledim. Çünkü özellikle evimizde oynadığımız maçlarda muazzam bir atmosfer oluyordu Wells Fargo Arena’da. O atmosferi çok özledim. Ama dediğim gibi basketbolla aramıza bu kadar mesafe girince basketbola dair her şeyi özledim. Çünkü basketbol yaşamımızın bir parçası, bizim için bir yaşam tarzı olmuş diyebilirim.
Seni sahada görmeyi özleyenlere mesajın nedir?
Bizi seven, destekleyen insanlara ben biraz daha sabırlı olmalarını söylemek istiyorum. Çünkü daha güzel, daha hijyenik, daha temiz ve daha sağlıklı bir ortamda hem spora, hem basketbola hepimiz umuyorum yakın bir zamanda kavuşacağız. Tekrar onların gözünün önünde sahne alıp, tekrar onlarla buluşacağımız için biz de çok heyecanlıyız gerçekten. Ama dediğim gibi, olabildiğince bu dönemde el ele verip bu zor süreci evde kalarak, sosyal mesafemizi koruyarak devam ettimeliyiz. Böylece bu süreci biraz daha kısaltıp bir an önce görüşeceğiz diye düşünüyorum.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!