NBA’de 2020-2021 Sezonunda Patlama Yapabilecek 7 İsim

14/Ara/20 11:39 Aralık 14, 2020

Bugra Uzar

14/Ara/20 11:39

Eurohoops.net

NBA’de 2020-21 sezonunda patlama yapmasını beklediğimiz oyuncuları sizlerle buluşturuyoruz…

By Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net

Tarihin en kısa arası geride kalmak üzere… Basketbol severler için büyük rüya gerçekleşiyor!

NBA artık geri dönmek üzere.

Bu sezon yine birçok önemli hikayeye sahne olacak fakat bazı oyuncular için bu sezonun kendilerini göstermek adına büyük bir şans olduğu aşikar.

Eurohoops olarak biz de gelecek sezon patlama yapması en muhtemel 7 oyuncuyu sizler için listeledik.

Dilerseniz fazla vakit kaybetmeden başlayalım…

Chris Boucher – Toronto Raptors

2021 yazında serbest kalacak Giannis Antetokounmpo için maaş boşluğu açmaya çalışan ve bir yandan da geleceğin takımını kurmayı hedefleyen Raptors, şampiyonlukta önemli rol oynayan ancak yaşı ilerleyen Marc Gasol ve Serge Ibaka’nın takımdan ayrılışına izin verdi. Bu iki ismin yerine Aron Baynes’i alsalar da asıl kahramanlarını kendi içlerinden yaratmaları gerekecek. Bunun için önemli bir adayları da mevcut.

Ligdeki dördüncü yılına giren Chris Boucher, bu sezon sürelerinde ciddi miktarda bir artış görecektir. Geçtiğimiz sezon olumlu gidişatına ilişkin sinyaller veren Boucher, atletik yetenekleri ve iyi bir bitirici olmasıyla kendisini gösterebilir. Savunmada da iyi bir çember koruyucusu olan 27 yaşındaki pivot, geçtiğimiz yıl ortalama 13 dakika oynasa dahi 1 blok ortalaması yakalamayı başardı.

Hali hazırda ligin en dinamik takımlarından birisi olan ve bu yaz daha da gençleşen Toronto Raptors, gelecek yıl daha hızlı bir basketbol oynayabilir. Bu da açık alanda etkili olabilen Boucher adına önemli bir artı. Son dönemde geliştirmeye başladığı şutuna bu yaz döneminde daha da geliştirdiyse bambaşka bir oyuncuya dönüşebilir.

Bakalım kendi yıldızlarını bulmasıyla meşhur olan Raptors sistemi, son ürününden istediği verimi alabilecek mi?

Markelle Fultz – Orlando Magic

2017 NBA Draftının 1. sırasından seçilen Markelle Fultz’un kariyeri, üzerindeki büyük baskıdan dolayı bir türlü istediği gibi başlamadı, hatta kabusa döndü. Öyle ki bir dönem basketbolu dahi unutmuşa benziyordu. Ancak geldiğimiz noktada şunu söyleyebiliriz ki Fultz her ne kadar o büyük beklentileri karşılayamayacak olsa da lanse edildiği kadar kötü bir oyuncu değil.

Geçtiğimiz sezon kendine güvenini yavaş yavaş yakalayan genç oyuncu yeteneklerini de sergilemeye başladı. Müthiş hızıyla açık sahada büyük bir tehdit olan Fultz, takımının liderliğine soyunmaya da başlayacaktır. Öyle ki Magic, olası Aaron Gordon takasını gerçekleştirirse genç guardın sorumluluğu daha da artacaktır. Henüz sadece 22 yaşında ve önünde gidebileceği çok yol var.

Orlando Magic bu seneki drafttan Cole Anthony’i seçti ki ben Fultz’la birlikte iyi bir ikili olmalarını bekliyorum. İyi bir şutör ve topu yönlendirme konusunda meziyetli bir isim olan Anthony, Fultz’un üzerindeki baskıyı paylaşacaktır. Tabii ki şut demişken Fultz hakkındaki en büyük soru işareti şutu olduğunu söylemeden olmaz. Kariyerinin ilk anından itibaren çok kötü bir şutör oldu ve geçtiğimiz sezon her ne kadar oyun olarak silkelense de şut konusunda pek bir gelişim gösteremedi. Eğer bu alanda da bir atılım yapabilirse sezonun en sürpriz isimlerinden biri olabilir.

herro_heat

Tyler Herro – Miami Heat

Geçtiğimiz yıl en çok konuşulan çaylakların başında Tyler Herro geliyordu. 2019 draftının 13. sırasından seçilen Herro, iyi bir şutör olarak dikkat çekiyordu ancak onun bu kadar olgun bir basketbol oynamasını sanırız Miami Heat yetkilileri hariç kimse beklemiyordu.

Daha şimdiden ligin en keskin şutörlerinden birisi olarak nitelendirilmeye başlayan Herro, üstün hücum meziyetlerinin yanı sıra oyuna birçok farklı alanda da katkı yapabiliyor. Pozisyonuna göre çok iyi bir ribauntçu olan Herro, zaman zaman top yönlendirmede de önemli sorumluluk alabiliyor. Fakat onun en önemli artısı bu özellikleri değil. Ucu bucağı yokmuş gibi gözüken özgüveni…

Genç oyuncu geçtiğimiz yıl hiç de çaylak gibi oynamadı. Play-off’larda dahi kimseye karşı geri adım atmadı ve takımının finallere ulaşmasında önemli bir pay sahibi oldu. Öyle ki şu sıralar adı James Harden’la anılan Heat, takas görüşmelerinde dokunulmaz isim olarak Herro’yu belirledi. Dolayısıyla bu da onların genç oyuncudan beklentilerinin büyüklüğünü gösteriyor.

Herro için bu sezon büyük bir fırsat olacak. Artık bir çaylak değil, kısa da olsa kendisini geliştirebileceği bir off season’ı oldu. Takımının hücumlarında daha büyük bir rolü olacak ve süresi de artacaktır. Eğer bunları iyi değerlendirebilirse bu sezon adından daha da söz ettirmesi içten bile değil.

Shai Gilgeous-Alexander – Oklahoma City Thunder

Oklahoma City Thunder, yeniden yapılanma projesinde bu yaz iyiden iyiye gaza bastı. Kadrolarındaki oyuncu sayısından çok birinci tur draft hakları var desek yalan olmaz. Tabii ki bu yeniden yapılanmanın merkezindeki isim de Shai Gilgeous-Alexander’dan başkası değil.

Paul George takasıyla kadroya katılan genç yıldız, geçtiğimiz sezon başarılı geçen çaylak yılının da üstüne koymayı başardı ve iyiden iyiye ligin elit kısaları listesinin kapılarını zorlamaya başladı. Chris Paul ve Dennis Schröder’in de ayrılmasıyla birlikte bu sezon takımın merkezinde olacak. Dolayısıyla kullanacağı top miktarı da doğru oranda artmış olacak. Üstelik takımın üzerinde play-off baskısı da olmayacağı için yeteneklerini rahat bir ortamda sergileyebilecek. Dolayısıyla bu sezon adından bolca bahsettirmek adına büyük bir fırsatı var.

Güçlü fiziği, atletik özellikleri, çember etrafındaki bitiriciliği ve ayak çabukluğu onun en büyük özellikleri. Fakat Schröder’in ve özellikle de Paul’ün gitmesi onun adına olumsuz yanlar da içeriyor. Çünkü artık karar vericilik konusunda yalnız kaldı. Hem kendi skorunu bulmak hem de takım arkadaşlarına pozisyonlar yaratmak zorunda. Bununla birlikte Gallinari’nin de gidişiyle birlikte rakip savunmaların bir numaralı odağı olacak. Bu da onun başını ağrıtabilir. Eğer bu sorumluluğun altından kalkabilirse Thunder adına gelecek çok daha parlak olacak.

Michael Porter Jr. – Denver Nuggets

Denver Nuggets, Michael Porter Jr.’ı  2018 draftının 14. sıradan kucağında bulduğunda büyük bir fırsat yakaladığını biliyordu. Genç oyuncu kolejdeyken ciddi bir sakatlık yaşamasaydı muhtemelen ilk üç sıradan seçilecekti. Kadrosunda yeterince derinliğe sahip olan Nuggets da bu kumarı oynadı. Bir sezon boyunca sakatlığı yüzünden forma giyemeyen Porter, geçtiğimiz yıl sahalara geri döndü ve Nuggets da oynadığı bu kumarın kazanan tarafında olduğunu görmeye başladı.

Genç yıldız, geçtiğimiz sezon birçok maçta gösterdiği etkileyici performanslarla takımın en büyük yıldızları Jokic-Murray ikilisini dahi geride bırakmayı başardı. Hücum konusunda büyük yeteneklere sahip, pozisyonuna göre oldukça güçlü ve potansiyeli oldukça yüksek bir isim. Nuggets’ın oyun stili için de biçilmiş kaftan diyebiliriz. O da tıpkı Herro gibi genç olmasına rağmen büyük bir olgunlukla oynayan bir isim.

Oyunundaki en büyük defosu ise savunmada çoğu zaman yokları oynaması. Üstelik takımın en önemli dış savunmacılarından biri olan Jerami Grant’in takımdan ayrılışı da bu alanda üzerindeki yükü arttıracaktır. Fakat ikinci yılına giren bu genç yıldızın bu sezon adından sıkça söz ettireceğini düşünüyorum ki En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ödülü için de erken favorilerden birisi olduğunu söyleyebiliriz. Bakalım Porter Jr. ve Nuggets, geçtiğimiz yıl iyi bir noktaya çıkarttıkları çıtayı bu sezon geçmeyi başarabilecek mi?

John Wall – Houston Rockets

John Wall’u unuttunuz mu? Pek de haksız sayılmazsınız… Bir zamanlar ligi fırtına gibi kasıp kavuran, rüzgardan bile hızlı şekilde tüm sahayı geçen ve NBA’in en patlayıcı oyuncularından biri olan John Wall, geçirdiği ağır sakatlığın ardından neredeyse 2 yıldır tek bir maçta dahi forma giyemedi. Geçtiğimiz günlerde Russell Westbrook karşılığında Houston Rockets‘a transfer olan yıldız oyuncu, kariyerinde yepyeni bir sayfa açmaya hazır.

Yukarıda da bahsettiğim gibi ligin en iyi guardlarından biri olan Wall, artık eski günlerinden uzak. Geçirdiği sakatlığın ardından sahalara nasıl dönebileceği büyük bir soru işareti. Üstelik Houston Rockets gibi şu anda büyük bir “Harden Krizi” yaşayan ve geleceği belirsiz bir takımda forma giyecek. Birçokları artık onun işinin bittiğini düşünüyor ki mevcut koşullara bakarsak pek de haksız sayılmazlar. Fakat durum pekala tersi de çıkabilir.

John Wall uzun süredir sahalara geri dönebilmek için çabalıyor ve son gelen haberler fiziksel olarak tekrar tamamen düzeldiği yönündeydi. Nitekim Rockets’ın hazırlık maçlarında da eski günlerinden enstantaneler göstermeye başladı. Ayak çabukluğu belki eskisi kadar yok ancak ona rağmen vücudunu geçmişe kıyasla daha iyi kullanıyor ve daha güçlü gibi gözüküyor. Şut konusunda da daha iyi gözüken Wall, olası Harden takasının ardından takımdaki ipleri de eline alabilir.

Wall için ayrı bir artı ise kolejden çok yakın arkadaşı DeMarcus Cousins’la birlikte oynayacak olması. Üstelik kariyerleri de büyük benzerlik gösteriyor. Cousins da tıpkı Wall gibi bir zamanlar ligi domine ederken ağır sakatlıklarla uzun süre sahalardan uzak kalmak zorunda kaldı. O da Wall gibi kariyerini yeniden canlandırmaya çalışıyor ve bu alanda bu iki yakın arkadaş birbirlerine ciddi birer psikolojik destek sağlayacaktır.

Bogdan Bogdanovic – Atlanta Hawks

Bogdan Bogdanovic bu yaz NBA’in en çok konuşulan isimlerinin başında geliyordu. Önce Milwaukee Bucks‘a takas olduğuna dair haberler çıkan Sırp yıldız, daha sonra Atlanta Hawks ile sözleşme imzalamıştı. Bogdan’ın bu hamlesi bir kelebeğin kanat çırpışlarının büyük bir fırtınaya dönüşmesine sebep olabilir. Giannis Antetokounmpo’nun Milwaukee Bucks‘tan ayrılma ihtimalinin her geçen gün daha da artmasından bahsediyorum tabii ki. Ancak bu konu şu anda bu yazının konusu değil.

Ülkemizdeki basketbol severlerin de yakından tanıdığı bir isim olan Bogdanovic, NBA’de şu ana kadar kendini yeterince gösterebildi dersek yanılmış oluruz. Bunda kendisinden çok sorunlu bir yapıda olmasının etkisi yüksek. Sacramento Kings‘in düzensiz rotasyonunda kendisine sabit bir rol bulmakta zorlanan Bogdanovic, buna rağmen üstün yetenekleri sayesinde zaman zaman adından ciddi şekilde söz ettirmeyi başardı. Ancak dediğim gibi, sorunlu bir yapıda olması onun adına en büyük dezavantajdı ve Kings‘ten ayrılma kararı alması pek de şaşırtmadı.

Bogdanovic, bu yazın en etkin takımlarından Atlanta Hawks‘ta yeni bir maceraya yelken açıyor. Hali hazırda çok iyi bir genç çekirdeğe sahip olan Hawks, Rondo ve Gallinari gibi iki veteran yıldızı takıma getirirken son ve en önemli dokunuşu Bogdan’la yaptı. Bu sezon Bogdanovic için çok önemli bir sezon olacak. Artık kariyerindeki o adımı atması, müthiş yeteneklerini sahada tam olarak göstermesi ve adını ait olduğu yere kalıcı şekilde yazdırabilmesi için büyük bir fırsat var.

Trae Young’la birlikte oynadığı dönemlerde saha hakimiyetini ve top yönlendiriciliğini gösterebilir. Keza Rondo sahadayken de skor yeteneklerini sergileyebilir. Bogdanovic’in bahsettiğim konularda ne kadar yetenekli olduğunu anlatmaya gerek yok. Yani bu sezon 20+ sayı, 5+ asist ortalamaları yakalarsa bu pek de şaşırtıcı olmaz. Üstelik yüksek oyun bilgisi, ve tabii ki kritik anlarda büyümesi gibi istatistiklere yansımayan ancak çok faydalı özellikleri de cabası.

Bogdanovic için bu sezon öncesi en büyük soru işareti bu yenilenen Hawks takımında kendisine nasıl bir rol edineceği. Hazırlık maçlarında benchten gelen Bogdan’ın sezon devam ederken bu rolü kabul etmeyeceği aşikar. Young’la topu nasıl paylaşacakları, Hawks’ın derin rotasyonunda kendisini ritimde tutacak şutları nasıl bulacağı gibi soru işaretlerini çözebilirse bu sezon onun ve takımının kaderini belirleyecektir.

Photo Credit: Atlanta Hawks Twitter hesabı

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!