by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de Denver Nuggets forması giyen Nikola Jokic, Sırp basınına kapsamlı bir röportaj verdi. Yıldız oyuncu birçok konuda açıklamalarda bulunurken milli takımdan MVP ödülüne kadar değindi.
EuroBasket’te son 16’da elenmelerine değinen Jokic, “Son 16’da elenmek hepimizi etkiledi. İtalya çok fazla üçlük buldu. Ben, EuroBasket’teki en iyi takım olduğumuza gerçekten inanıyordum. Luka Doncic’li Slovenya, İspanya, Yunanistan, Fransa gibi harika takımlar vardı ancak yine de en iyi takımın biz olduğumuza inanıyorum. Turnuva sonunda şampiyon olamasak da benim kişisel fikrim değişmedi” ifadelerini kullandı.
Milli takımda oynamanın çok farklı olduğunu belirten Sırp yıldız, “Milli takım için oynamak çok farklı bir duygu. Bu, hiçbir şey ile karşılaştırılamaz. Pesic’e bana güvenebileceğini söyledim. Sadece ne zaman gelmem gerektiğini söylemesi gerekiyor. Ben hazırım. Takımda olduğum sürece madalya kazanmak için her zaman elimden gelenin en iyisini yapacağım.” dedi.
Takımda çok iyi bir iletişim olduğunu da söyleyen Jokic, “Takımda iyi bir iletişim vardı, herkes iyi anlaşıyordu. İtalyanlara kaybettiğimiz maçın ardından da onlarla oynamaktan keyif aldığımı ve aynı soyunma odasını paylaşmanın bir zevk olduğunu söyledim. Gerçekten harika çocuklardı.” sözlerini söyledi.
Nuggets’ta geçen yıllara göre farklı bir rolde olduğunu söyleyen süperstar, “Geçen iki yıl hücumu daha çok düşünüyordum ancak bu sezon ise bunu değiştirdim. Artık daha yetenekli bir takımız ve artık her gece 30 sayı atmak zorunda değilim. Her maç 50 sayı atabilecek kapasitede olan Jamal Murray var. Aaron Gordon 20, 30 sayı atabilir, Porter keza bir maçta 7-8 üçlük bulabiliyor. Hyland da bize benchten iyi bir enerji veriyor. Bu yeni bir takım ve önceki iki seneden farklı oynuyoruz. Benim oyunum o dönemle aynı olmasa da performansım benzer” açıklamasını yaptı.
Jokic yeni gençlere rehber olabileceğini de söylerken, “Utah Jazz’e karşı oynadığım bir maçı hatırlıyorum. Sadece 4 sayı atmıştım ancak 15-16 asist yaptım ve sonunda da 20 sayı farkla kazanmıştık. Takımın kazanması veya kendinizi göstermek için en çok sayıyı atmanıza gerek yok. Belki benim bu örneğim, sayı üretme konusunda çok da yetenekli olmayan isimlere sahada başka şeyleri de yapabilecekleri konusunda bir rehber olur” ifadelerini kullandı ve, “Asistler üzerinde çalışmak çok zor çünkü her şey sizin elinizde olmuyor. Pas konusunda bir yeteneğim olabilir ancak oyunumun bu bölümünü sahadaki tecrübemle geliştirdim. Rakibinizin ve takım arkadaşlarınızın yapacaklarını ve onlardan neler bekleyebileceğinizi bilmelisiniz. Bana ikili sıkıştırma yaptıklarında asistlerimin daha da arttığı kesin, burada kendimi geliştirdim. Ancak tabii ki hata da yapabiliyorum. Belki de baktığınızda NBA’de top kaybında ilk 5’teyim fakat herkes hata yapabilir” dedi.
NBA’de son iki sezonun MVP’si olan Jokic, üst üste üçüncü kez MVP ödülünü kazanma isteğiyle ilgiliyse, “Önceliğim üst üste üçüncü kez MVP ödülünü almak değil, böyle de olmasını istiyorum zaten. Dürüst olmak gerekirse, kariyerim bittiğinde MVP ödülü benim için biraz daha önemli olabilir. Bir şeyi isteyip elde ettiğinizde mutlu olmanız mantıklıdır. MVP ödülü kazanmayı düşünmedim bile, bu yüzden belki de olması gerektiği kadar zevk alamadım. Ne rekorlar için ne de triple-double’lar için basketbol oynamıyorum” açıklamasında bulundu.
Elbet bir gün kendisinden iyi isimlerin geleceğini de belirten Jokic, “Bir gün benden daha hızlı, daha uzun ve daha iyi birinin geleceğini biliyorum ve bunun olması an meselesi. Özellikle de henüz NBA’e gelmemiş genç yetenekleri gördüğünüzde bunu daha iyi anlıyorsunuz. Elbette rekabete girebiliriz ancak benden çok daha iyi birinin geleceğine eminim. Bu yüzden kafamda kıskançlığa, kibire yer yok ve diğer insanların başarısına her zaman sevineceğim. Herkesle iyiyim, bir düşmanım da yok egom da” dedi.
Yıldız oyuncu, Doncic’in “NBA’de basket atmak EuroLeague’den çok daha kolay” sözüne karşılık, gülerek “Luka Doncic için belki daha kolaydır zira o daha çok dışarıda oynuyor ancak pota altında ise gerçek bir güreş var.” dedi ve sözlerine,
“Avrupa’da savunmacılar için üç saniye kuralı yok, bu da hücumdan çok şey götürüyor. Üç sayı çizgisi de daha yakın ve bu da manevra yeteneğinizi kısıtlıyor. Avrupa’da basketbol sanki ahırda 10 koç var da hepsi birbirine tosluyor gibi oynanıyor. Çok dar bir alanda oynuyorsunuz. Bu koşullar altında EuroBasket’te oynamak benim için tuhaftı ama buna çabucak alıştım.” şeklinde devam etti.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!