by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Houston Rockets‘ta temsilcimiz Alperen Şengün’ün takım arkadaşı olan Usman Garuba, NBA’deki ikinci sezonunu tamamladı.
Büyük bir çıkış yakalamasa da belli açılardan ilerleme kaydeden genç uzun, Marca’ya verdiği röportajda, yeni koç Ime Udoka’nın sistemine uyumlu bir oyuncu olduğunu söyledi.
Garuba, ayrıca yaklaşan Dünya Kupası’nı, Rockets‘taki ikinci sezonunu, Victor Wembanyama’yı ve kazanma alışkanlığını da konuştu.
NBA’de ikinci sezonun ardından düşünceleriniz ve duygularınız neler?
Açıkçası takım düzeyinde işer istediğimiz gibi gitmedi çünkü istediğimiz sonuçları alamadık. Sezon öncesi iddialıydık ve harika bir sezon geçirebileceğimizi düşünüyorduk ama son anlarda kaybettiğimiz birçok maç oldu ve bu zihinsel olarak bizi dağıttı. Ders aldığımızı düşünüyorum ama daha iyisini yapabilecek bir kadromuz vardı.
Peki sizce bireysel düzeyde nasıl geçti?
Tırnak içinde de olsa iyiydi ama çok daha fazlası olabilirdi. Mutluyum çünkü geçen yıla kıyasla bir ilerleme olduğunu düşünüyorum ama çok daha fazlasını verebilirim. Sezon bitiminde acı tatlı bir tat aldım. Ama bu şekilde çalışmaya devam edersem, gelecek yıl birçok insanı şaşırtabileceğimi düşünüyorum.
Yeni koçunuz Ime Udoka oldu, onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benim tarzımda bir oyuncu onun gibi bir koçun işine yarayabilir. Sıfırdan başlayacağım. Çok çalışmalı, güvenlerini kazanmalı ve göreve hazır olmalıyım. Eski takımı Boston’da gördüğüm kadarıyla çok iyi uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum. Ama hiçbir şeye kesin gözüyle bakmıyorum çünkü işin içinde daha fazla faktör var.
Houston’ın draftta ilk sıradan Wembanyama’yı seçme ihtimali var. Bu gerçekleşirse onunla pota altı partneri olacaksınız. Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Wembanyama’yı herhangi bir oyuncuyla yan yana oynatabilirsiniz çünkü bence o saf bir pivot değil. Sabit ve keskin bir pozisyonu olduğunu düşünmüyorum. O yalnızca sahaya sürdüğünüz bir oyuncu ve bence hepimiz için çok kullanışlı olabilir.
Basketbolun ve özellikle NBA’deki uzunların evrimine uyum sağlayabildiğini düşünüyor musun?
Bence ben her zaman çok yönlü bir oyuncu oldum. Başlarda bu benim için zordu çünkü bana söylenenleri yapıp daha sınırlı oynuyordum ama sahada her şeyi yapabilirim. Beni 5 numaraya koyabilirler ama 4 veya 3 numara gibi oynayabilirim. Takımımız “5 dışarıda” basketbolunu ilk uygulayan takımlardan biriydi ve bu bana kişisel olarak uyan bir şey. Sahada sabit bir pozisyonum yok.
Kazanan takımlarda yer almış biri olarak, kaybetmek bir alışkanlık haline mi geliyor yoksa her mağlubiyet acı veriyor mu?
Kaybetmeye alışkın değilim ve her yenilgi canımı yakıyor. Kaybettiğim her maç beni çok sinirlendiriyor. Her mağlubiyetten sonra babamı arıyorum ve oynasam da oynamasam da bir saat boyunca maç hakkında konuşuyoruz. Kendimi “kazanan” biri olarak görüyorum çünkü Madrid’de, alt yaş kategorilerinde ve milli takımda bu şekilde alıştım. Şu anda çok zor ama galibiyetler gelmeye başladığında “winner” ruhumun işe yarayacağını biliyorum.
NBA’de geçen bir yılın ardından milli takımda oynamak sizin için ne ifade ediyor?
Çok keyifliydi. Houston’da da oynuyorum ama milli takımda durum farklı. Joel Parra, Jaime Pradilla, bu yaz orada olacak Santi Aldama gibi küçüklüğümden beri antrenman yaptığım birçok takım arkadaşımla birlikteyim.
Bu yılki turnuvadan ne bekliyorsunuz, son Dünya Kupası şampiyonu olarak tacınızı korumaya çalışacaksınız.
Son şampiyon olarak favoriler arasındayız ve bu da işimizi iyi yaptığımız anlamına geliyor. Gerçekle yüzleşmeliyiz, son Dünya Kupası’nda ve EuroBasket’te eksiklerimiz nedeniyle bizi favori olarak görmediler. Ve sonunda biz kazandık. Bu bizim iyi olduğumuz bir şey. Harika bireysel yeteneklerimiz var ama bizim gücümüz, takım olmamızdan kaynaklı. Dünya Kupası’nda kazandığımız şampiyonlukların şans eseri değil, sıkı çalışmanın sonucu olduğunu göstermeliyiz.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!