by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
NBA’de bazı oyuncular, basketbolseverler arasında veya medyada hak ettiğinden daha fazla ilgi görüyor, yer buluyor. Bu tür oyuncuları “overrated” olarak nitelendirmek mümkün.
Keza takımlarında gereğinden yüksek maaş alan oyuncuların bazılarını da “overrated” olarak düşünebiliriz. Çünkü kontratlar, oyuncuların değerini tartmanın yollarından birisi. Her takım, oyuncusuna ne kadar değer veriyorsa o doğrultuda bir maaş ödüyor. “Overpaid” ve “overrated” kavramlarının birbirine yakın olduğunu söyleyebiliriz.
Tabi “overrated” kelimesinin son derece subjektif olduğunu ve kişiden kişiye, çevreden çevreye değişkenlik gösterebileceğini belirtmek gerek.
Derdimizi anlattığımıza göre lafı daha fazla uzatmadan listemize geçebiliriz. Eurohoops Fırın, NBA takımlarının en “overrated” oyuncularını derliyor.
Atlanta Hawks: Clint Capela
2020/21 sezonunda Atlanta Hawks formasıyla ilk sezonunu geçiren Clint Capela, 15.2 sayı – 14.3 ribaund ve 2.0 blok ortalamalarıyla gayet iyi bir sezon geçirmişti ve hem En Çok Gelişim Gösteren Oyuncu hem de Yılın Savunmacısı ödülleri adayları arasında kendisine yer bulmuştu.
Ancak ilerleyen sezonlarda Capela’nın performansı bir düşüş trendine girdi. Uzun boyu, atletizmi ve pota altındaki varlığıyla birlikte iyi bir savunmacı profili çizen Capela’nın zamanla bu yeteneklerinin de yavaş yavaş törpülenmeye başladığını gördük.
Capela’nın işin hücum tarafında kendisine hazırlanan pozisyonları tamamlamak ve screen yapmak dışında oyuna katabildiği pek bir özelliği yok. Savunma tarafındaki yeteneklerinin de yavaş yavaş erozyona uğraması onun değerini ister istemez düşüren bir faktör.
Atlanta Hawks’tan 2023/24 sezonun başında iki yıl 45 milyon dolarlık bir kontrat alan Capela, özellikle Onyeka Okongwu’nun gelişimiyle de birilkte daha gözden çıkarılabilir bir oyuncu haline gelecektir.
Boston Celtics: Kristaps Porzingis
2023/24 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Boston Celtics‘in kupaya uzanan yolundaki en önemli faktörlerden birisi takım derinliği ve özellikle rotasyondaki ilk altı oyuncusunun çok kaliteli olmasıydı.
Böyle bir takımdan, özellikle şampiyon olduktan hemen sonra bir oyucuyu “overrated” şeklinde damgalamak çok kolay değil. Özellikle Jayson Tatum için play-off’larda çektiği skor üretme sıkıntısı nedeniyle bu eleştiriler yapılsa da, yıldız ismin hem oyununu biraz daha top yönlendirici bir role devşirdiğini hem de ne olursa olsun şampiyon takımın birinci opsiyonu olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Bu noktada seçimimizi yaparken, yaşadığı sakatlık sorunları nedeniyle play-offlarda çok kısıtlı katkı veren Kristaps Porzingis’e yöneldik. Celtics’in play-off’larda oynadığı 19 maçın sadece yedisinde forma giyen ve bu karşılaşmaların sadece dördüne ilk beşte başlayan Porzingis, final serisinin ilk maçı dışında çok akılda kalıcı bir maça da imza atmadı.
Porzingis’in sağlıklı olduğu senaryoda Celtics’in başka bir seviyeye çıktığını ve hatta sağlıksızken bile savunmadaki varlığının bile işleri değiştirdini söyleyebiliriz. Ama takımda sahip olduğu rol ve verebildiği performans göz önüne alındığında bu kadroda “overrated” sıfatının en yakışan topçunun Letonyalı isim olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Brooklyn Nets: Ben Simmons
2016 NBA Draftı’nın ilk sıra seçimi Ben Simmons, LeBron James’in veliahtı olarak başladığı NBA kariyerinde pek fazla ilerleyemedi. Simmons’ın kariyerindeki en iyi sezonun çaylak yılı olduğunu iddia etmek yanlış olmaz. Çoğu kişi Simmons’ın sahanın hücum tarafında ‘canavar’ olmasını beklerken, şut ve yaratıcılık eksikleri sebebiyle bunu başaramadı. Çok yönlü savunması sayesinde NBA’de kendine isim yapsa da, birçok kişinin hayal ettiği oyuncu olamadı. Playoff performansı da cabası.
28 yaşındaki oyuncunun lige ilk geldiği zamanlarda uyandırdığı beklentileri bir noktaya kadar anlayabiliyorsunuz. Sonuçta 2.08’lik oyun kurucular ağaçta yetişmiyor. Ama Simmons’ın bir üst paragrafta bahsettiğimiz zaaflarının izleri, o günlerde de görülebiliyordu. Buna rağmen, eskisi kadar ateşli olmasa da hala Simmons’ın NBA standartlarında bir süperstar olmasa da yeterli bir oyuncu olabileceğine inananlar var.
Simmons’ın önümüzdeki sezon için 40 milyon dolarlık bir kontrata sahip olduğunu ve son üç sezonda toplam 57 maçta forma giydiğini göz önünde bulundurursak; sadece Brooklyn Nets‘te değil NBA’in tamamında bile onun kadar abartılan oyuncu sayısının çok az olduğunu söyleyebiliriz.
Charlotte Hornets: Miles Bridges
2022/23’ün tamamını kaçıran Miles Bridges, geçen sezon ortasında Charlotte Hornets formasıyla tekrar parkeye döndü. 3 yıllık 75 milyonluk kontratı olduğunu ve uzun süre takıma katkı veremediğini düşününce bu listede bu yüzden yer aldığını düşünebilirsiniz ama tek sebep bu değil.
Kağıt üstünde baktığımızda Bridges’ın istatistikleri hiç de fena gözükmüyor. Geçen sezonu 21 sayı – 7.3 ribaund – 3.3 asist ortalamalarıyla tamamladı ama bu sayıların şişmesi büyük ölçüde Charlotte Hornets’in çok kötü bir takım olmasıyla doğrudan ilişkili.
Bridges’ın oyun üzerindeki ağırlığının da yukarıdaki istatistikleri kadar hissedildiğini de belirtmek gerekiyor. Buna ek olarak fiziksel olarak çok iyi bir savunmacı olabilecek potansiyele sahip olsa da Bridges’ın savunma tarafında ortalama üstü bir yardım savunmacısı olmaktan öteye gidemediğini de belirtmek gerekiyor.
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda da Bridges’ın istatistiklerinin gösterdiği oyuncu olmadığını söylemek çok zor olmuyor.
Chicago Bulls: Nikola Vucevic
Chicago Bulls, Nikola Vucevic için 2021 yılında Wendell Carter Jr, Otto Porter Jr ve birinci tur haklarını takas ettiğinde biraz fazla ödeme yaptığı söyleniyordu. Yine de Vucevic’in sürekli yaptığı double-double’ları ve zaman içerisinde geliştirdiği üç sayılık atışı bazı basketbolseverlerin gözünü boyamak için yeterli oldu.
Ancak tıpkı Bridges örneğinde olduğu gibi, Vucevic’in istatistiklerinin de gerçek anlamda oyuna etki ettiğini söylemek pek de mümkün değil. Hücumda her zaman iyi bir pasör oldu ama skorerlik anlamında asla tam olarak istenen verimlilik seviyesine ulaşamadı. İşin savunma tarafında da Vucevic’in net bir eksi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
2025/26 sezonunun sonuna kadar Chicago Bulls ile yıllık 21 milyon dolar civarında bir sözleşmesi bulunan Vucevic, maaş bütçesiyle beraber Bulls’un hamle yapmasının önüne geçen faktörlerden de biri haline gelmiş durumda. Tüm bunları birleştirince Bulls’un 2021 yılındaki takasa çok farklı bir gözle bakması gerektiğini de söyleyebiliriz.
Cleveland Cavaliers: Evan Mobley
Evan Mobley’nin savunmada elit yeteneklere sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Cavaliers‘ın geçen sezon ligin en iyi savunma takımlarından birine sahip olmasının arkasındaki en önemli faktörlerden biri tartışmasız Evan Mobley’di.
Ancak uzun oyuncunun büyük anlarda performansının düşmesi ve zaaflarının rakip takımlar tarafından rahatlıkla avantaja çevrilebilmesi Cavaliers’ın tavanını sınırlayan faktörlerden biri. Buna ek olarak işin hücum tarafında bir faktör haline gelmeyi bir türlü başaramayan Mobley, çaylak sezonundan sahanın bu tarafında fazla gelişim gösteremedi.
NBA’in günümüzde ilerlediği noktaya baktığımızda sadece savunma katkısı veren uzunlarla iddialı hale gelmek eskisinden çok daha zor. Tüm bunlara Mobley’nin yaşadığı sakatlık sorunlarını da ekleyince bir dönemler hayal ettirdiği noktaya ulaşması çok kolay olmayacakmış gibi gözüküyor.
Dallas Mavericks: Klay Thompson
Klay Thompson henüz Dallas Mavericks ile tek maça bile çıkmadı, bu listede ne işi var diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak Thompson’ın geçen sezonki halini ve Mavericks’in ona 3 yıl 50 milyon dolarlık bir kontrat verdiği gerçeği bile bir şeylerin abartıldığının net bir göstergesi.
Evet Klay Thompson tarihin en iyi şutörlerinden biri, hatta büyük ihtimalle Stephen Curry’nin hemen ardından tarihin en iyi ikinci şutörü. Fakat özellikle yaşadığı sakatlıklar sebebiyle eski günlerinin çok gerisinde. Şut yüzdelerine baktığımızda ortada vahim durum olmadığını söyleyebilirsiniz, ancak en iyi günlerinde topsuz oyunda sürekli hareket etmesiyle hücumunu yaratan bir ismin eski fizikselliğinden uzak olması oyunundan bir şeyleri götürüyor.
Buna ek olarak Klay Thompson’ın savunmada artık net şekilde eksi yazan biri isim olduğunu belirtmek gerekiyor. Kafa olarak da kendisini eskisi kadar oyuna vermediğini net şekilde görebiliyorsunuz.
Dallas Mavericks, geçen sezon final oynarken birçoklarının beklentisini aşmayı başarmıştı. Şampiyonluğa bu kadar yaklaşmışken, eşiği aşmak için yaptıkları en önemli hamlelerden birinin Klay Thompson olmaması gerekirdi…
Denver Nuggets: Jamal Murray
Jamal Murray’nin All-Star değilse bile o seviyeye çok yakın, iyi bir basketbolcu olduğunu söylemek gerekiyor. Özellikle play-off kariyerinde akla kazınan harika performansları da mevcut. Geçen sezonu 21.2 sayı – 6.5 asist ortalamasıyla bitiren Murray’nin, Nikola Jokic ile birlikte harika bir kimyası da mevcut.
Ama onun da yaşadığı sakatlık sorunlarıyla beraber, sağlıklı olduğu dönemlerde de istikrar problemleri var. Bazı büyük maçları tamamen değiştirebildiği gibi büyük anlarda kaybolduğunu da sık sık görüyoruz. Özellikle istatistiksel olarak baktığımızda Jokic’in kenarda oturduğu anlarda hücumu taşıma konusunda da fazlasıyla zorlanıyor.
Murray’nin bazıları tarafından süperstar olarak nitelendirildiğini biliyoruz, onun yakın zamanda 4 yıl 207 milyon dolarlık bir anlaşmayla kontratını uzatması da gündemde. Ancak bu paraları vereceğiniz oyuncunun Murray’den çok daha güvenilir bir opsiyon olmasını istemek de en büyük hakkınız.
Detroit Pistons: Isaiah Stewart
Geçen sezonu toplam 14 galibiyet alarak bitiren bir takımdan “overrated” bir oyuncu seçmek çok da kolay bir iş değil. Ya da bu damgayı kadrodaki oyuncuların hepsine vermek de bir seçenek olabilir.
Cade Cunningham ve Jalen Duren gibi oyuncuların potansiyellerini tüm kötü sonuçlara rağmen zaman zaman sahaya yansıttığını görebiliyoruz. Bunun benzerini Isaiah Stewart için söylemek ise pek mümkün değil.
Geçen sezonu 10.9 sayı – 6.6 ribaund ve 1.6 asist ortalamaları yakalayan Stewart, Pistons yönetiminin geleceğe dair yaptığı yatırımlardan biri olarak görülüyordu. Ancak Stewart’ın üç yıllık NBA kariyerinde oyunundan çok sahadaki öfke patlamalarıyla akıllarda kaldığını belirtmek gerekiyor.