by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 11 Aralık 2024 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1973’ten beri bu yana NBA’de her sezon Yılın Yöneticisi ödülü veriliyor. Bu ödül, iyi bir sezon geçiren karar vericiyi ödüllendirir ve son dönemde yakalanan başarılara aşırı önem verme eğilimindedir, bu da uzun vadeli stratejilere ya da anlık başarıya bağlı bir doğruluk sağlamaz. 2009’dan beri NBA, süreci devralarak kazananı lig yöneticilerinin oylarıyla belirlemeye başladı ve o dönemden bu yana bu ödülü kazananların yalnızca dördü şampiyon takımlardan çıktı.
Büyük bir yönetici olmak karmaşık bir iştir. Bunun için beceri, zeka, cesaret ve tabii ki şansa da ihtiyacınız olur. Harika sezon yaratmak zor, bunun üst üste sezonlarda tekrarlamak ise daha da zordur. Bazen işler harika görünebilir — tek bir büyük hamle bir şampiyonluğu getirebilir — fakat aynı zamanda, zamanla büyük ödüller kazandıran küçük kazanımları elde etmek için bir dizi hamleye de ihtiyaç duyabilirsiniz.
Organizasyon şemasının tepesinde tek kişi otursa da etrafında güçlü bir yönetim ekibi kurması gerekir. Şampiyonluk kazanmak için gözlemden stratejiye, analitik çalışmalara ve şampiyonluk kazanacak bir kadro oluşturmaya varana kadar birçok faktörün bir araya gelmesine.
2024-25 sezonu devam ederken, The Athletic şu ana kadar en iyi iş çıkaran yönetimleri belirlemeye karar verdi. Ligde görev yapan 40 yönetici — başkanlar, genel menajerler, başkan yardımcıları ve asistan GM’ler — ankete katıldı ve NBA’nin en iyi yönetim ekiplerini sıraladı. Bu anket esnasında her yönetici en iyi beşini sıraladı ve puanlar NBA MVP oylama sistemine göre verildi: birinci için 10 puan, ikinci için 7 puan, üçüncü için 5 puan, dördüncü için 3 puan ve beşinci için 1 puan. Tek kural, yöneticilerin kendi takımlarına oy vermemeleriydi.
İlginçtir ki, şampiyonluk kazanmanın bu sıralamada yüksek bir derece elde etmenin garantisi olmadığı da ortaya çıktı. Son şampiyon Boston Celtics, ilk beşte yer aldı ama birinci olamadı. Önceki yıllarda şampiyonluk kazanan diğer takımların yönetimleri ise çok daha kötü bir sonuçla karşılaştı. Ancak anketimizden açık ara farkla çıkan bir birinci bulunuyor ve diğer takımların onların yanına bile yaklaşamadığını söylemek gerekiyor.
1 – Oklahoma City Thunder
En iyi yönetim ekibini aradığımız ankette birinci çıkmak önemli bir şey ve Sam Presti’nin ekibi net bir şekilde 1 numaraya oturdu. Peki, tüm lig genelinde bu ekip için neden bu kadar büyük bir övgü var? Öncelikle, Presti, 2007’de Seattle SuperSonics döneminde yönetimi devralmadan önce San Antonio’da R.C. Buford ve Gregg Popovich’in altında eğitim aldı ve kendini elit bir basketbol mimarı olarak kanıtladı.
Kevin Durant-Russell Westbrook (James Harden ile birlikte) çekirdeğini geçmişte draft ile oluşturmak bu durumu kanıtlar nitelikte. Şampiyonluk eksiği, bu uygulamada akranları tarafından bir handikap olarak görülmedi.
Ancak bu son Thunder‘un şu an içinde bulunduğu durum, genellikle aynı anda başarılması imkansız olan iki şeyi gerçekleştirebiliyor: Şampiyonluk iddiası ve gelecek için esneklik. Tüm bunları mümkün kılan ana hamle, 2019 Temmuz’unda Paul George karşılığında Shai Gilgeous-Alexander, beş birinci tur draft seçimi ve iki birinci tur swap’inin alındığı LA Clippers ile yapılan takastı. Bu, uzun bir başarı yolunun temelini attı. 2020 Kasımında Mark Daigneault’ı başantrenör yapmak, G League takımından yükseldiği beş yılın ardından, büyük bir başarı oldu.
Bu süreçte Thunder, ligin en geniş draft hakkı koleksiyonlarından birini topladı (2030 yılına kadar 13 birinci tur seçimi ve toplamda 17 garantili ikinci tur seçimi). Bu özel stratejinin zamanı, ligin son toplu pazarlık anlaşmasının yapılandırmasıyla mükemmel bir uyum içindeydi; zira draft seçimlerinin değeri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı.
Bir rakip yönetici, Presti’nin CBA’nın onaylandığı Nisan 2023’ten önce bu müzakere sürecine en yakın olan isimlerden biri olduğunu ve şimdiki dönemde draft seçimlerine öncelik vermenin kritik öneme sahip olduğunu bildiğini vurguladı.
2 – Boston Celtics
Üç sezon önce Danny Ainge’in yerine geçen Brad Stevens, takımın sorumluluğunu tamamen üstlendi. Celtics organizasyonunun diğer yapısal anataşları uzun zamandır var ve bu isimler arasında basketbol operasyonları başkan yardımcısı Mike Zarren ve asistan genel menajerler Austin Ainge ve Dave Lewin bulunuyor.
Celtics, şu andaki kadrosunun ana çekirdeğini 2013 yılında Brooklyn Nets ile yaptıkları takasta bir araya getirmişti ama Stevens’ın son yıllarda bu ikili etrafında yaptığı çalışmalar büyük takdir topladı.
Stevens döneminde Kristaps Porziņģis, Al Horford, Derrick White ve Jrue Holiday için yapılan takaslar, Brown-Tatum çekirdeğinin etrafında şampiyonluk iddiasını çok daha güçlü hale getirirken çok ciddi lüks vergisi ödemek zorunda da – en azından şimdilik- kalmadılar.
Draft edilmeyen Sam Hauser ve ilk turun sonlarından seçilen Payton Pritchard, yetenek havuzlarını genişletti. Ime Udoka’nın görevden alınmasının ardından, daha önce başantrenörlük yapmamış yüksek potansiyelli bir iç aday (Joe Mazzulla) hızlıca göreve getirildi ve sadece ikinci sezonunda şampiyonluğa ulaşmayı başardı.
3 – Miami Heat
Heat tüm lig genelindeki en özel yönetim ekiplerilnden birine sahip. Pat Riley, 1995’ten beri etrafındaki isimlerle birlikte yönetimde bulunuyor. Yardımcısı Andy Elisburg, aslında Riley’den daha önce Miami’de ve NBA’deki en saygın yöneticilerden biri haline gelmişti. Asistan GM Adam Simon, 1995’te Heat’te video odasında başladığında, draftta önemli başarılar yakalayan ekipte yer aldı. Oyuncu personeli başkan yardımcısı Eric Amsler, organizasyondaki 21. sezonunu yaşıyor.
Bu kadar uzun zaman birlikte çalıştıkları için, Heat kültürünü yansıtan unsurlar konusunda son derece keskin bir göze sahipler. Sonuçlar da bunu kanıtlar nitelikte. Riley döneminde Heat üç NBA şampiyonluğu kazandı ve yedi NBA Finali’ne çıktı.
Shaquille O’Neal ve Dwyane Wade gibi yıldızlarla büyük zaferler elde ettiler, LeBron James önderliğindeki büyük üçlü ile de başarılı oldular ve oyuncu gözlemi ve geliştirme konusunda en iyi organizasyonlardan biri haline geldiler.
Serbest kalan oyuncuları Miami’ye çekebilme becerisine sahip oldular ve draftlarda da Bam Adebayo, Tyler Herro ve Jaime Jaquez Jr. gibi iyi potansiyelli oyuncuları kadrolarına kattılar.