by Buğra Uzar/ buzar@eurohoops.net
Yoğun bir yaz döneminin ardından NBA’de yeni sezon hızla yaklaşıyor. Yeni sezonun fikstürünün belli olmasıyla birlikte heyecan daha da artmış durumda.
Peki yüzlerce maç arasından hangisini izleyeceğinizi bilemiyor musunuz? Merak etmeyin, Eurohoops derdinize derman olmak için bu maçlar arasından en önemlilerini sizler için bir liste haline getirdi! Bu maçların bazılarında geçmişi olan iki takım karşı karşıya gelecek, bazılarında yükselen iki genç yetenek birbirine karşı oynayacak, bazılarında ise yuvadan uçan yıldızlar eski evlerine geri dönecek!
Dilerseniz fazla lafı uzatmadan bu sezon mutlaka izlemeniz gereken 10 maçı sizlerle paylaşalım:
10- Sacramento Kings – Los Angeles Clippers (25 Kasım 2017)
Bu yaz Turkish Airlines EuroLeague’e veda eden en büyük iki yetenek ve aynı zamanda iki yakın dost olan Bogdan Bogdanovic ve Milos Teodosic, artık dünyanın en büyük basketbol arenasında karşı karşıya gelecekler. Cousins’ın takımdan gönderilmesinin ardından yeniden yapılanmaya giden Sacramento Kings, Fenerbahçe formasıyla muhteşem bir sezonu geride bırakarak Avrupa şampiyonu olan Bogdan Bogdanovic’i bu yaz kadrosuna katmayı başardı ve NBA Draftını da en iyi geçiren takımlardan birisi. Bogdanovic’in yanı sıra Buddy Hield ve De’Aaron Fox gibi genç yıldızlara sahipler. Üstelik bu isimlerin yanında Zach Randolph, Vince Carter ve George Hill gibi tecrübeli yıldızları kadrolarına katmayı başardılar. Kısacası bu sezonki kadro son zamanların en heyecan verici Kings kadrosu olabilir.
Los Angeles Clippers ise bu yaz büyük bir değişim yaşadı ve Chris Paul’ü takas ederek yepyeni bir yola saptı. Milos Teodosic de Los Angeles ekibinin bu yaz kadrosuna kattığı yıldızlardan birisi oldu. Danilo Gallinari (rakiplerini yumruklamazsa), Patrick Beverley ve Lou Williams gibi önemli oyuncular da bu yıl yenilenmiş Clippers’ın formasını giyecek. Bu iki takımın 25 Kasım’da Sacramento’nun salonunda oynayacağı maçı daha da ilginç kılan bir başka nokta ise hem Teodosic’in hem de Bogdanovic’in takımlarında önemli görevler üstlenebilecek olmaları. Teodosic, Chris Paul’den boşalan saha içi generallik görevini üstlenebilir ve Bogdanovic de takımının bir numaralı skoreri olabilir. Kısacası Avrupa basketbolunun son dönemde yetiştirdiği en büyük yeteneklerden ikisinin NBA’deki ilk karşılaşmalarını kaçırmak istemezsiniz!
9- Golden State Warriors – Houston Rockets (17 Ekim 2017)
Batı Konferansının iki güçlü ekibi NBA’in açılış gecesinde Oracle Arena’da kozlarını paylaşacak ve son şampiyon Golden State Warriors, bu yazın en hareketli takımlarından Houston Rockets‘ı ağırlayacak. Bu iki takımı sezon sonunda Batı Konferansı Finalinde görmemiz kuvvetle muhtemel. Son şampiyon Warriors, birçoklarına göre haksız rekabet yaratan rüya kadrosunu korumakla kalmayıp Nick Young, Omri Casspi ve çaylak Jordan Bell gibi kilit takviyeler yaptı. Curry, Thompson, Durant ve Green’den oluşan korkutucu dörtlünün sadece bir şampiyonlukla yetineceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz ve onlar da sezona sağlam girerek herkesi etkileyip mesaj vermek isteyeceklerdir.
Yaz döneminde kadrosuna Chris Paul’ü katarak yeni bir “Süper Takım” kuran Houston Rockets ise artık bir sonraki aşamaya geçmek istiyor. Sezonun ardından konuşarak birlikte oynama kararı alan Harden ve Paul, gerçekleşen takasın ardından muratlarına ermişti. Topla oynamayı çok seven bu ikilinin saha içerisinde topu nasıl paylaşacakları büyük merak konusu. Rockets, Paul’ün yanı sıra Mbah A Moute, PJ Tucker ve Tarik Black gibi görev oyuncularıyla da kadrosunu tamamladı. Basketbolseverler yenilenmiş Rockets’ı ilk kez bu maçta izleyebilecekler. Sezonun ilk maçı olmasına rağmen bir playoff atmosferinde geçmesi beklenen bu mücadele, izleyeceklere yüksek tempo, bol skor ve keyifli bir basketbol vaat ediyor. Kaçırmayın yoksa pişman olursunuz!
8- Los Angeles Lakers – Philadelphia 76ers (15 Kasım 2017):
Bu yılki NBA Draftının ilk iki sıra seçimi, Markelle Fultz ve Lonzo Ball, Lakers‘ın Sixers‘ı ağırlayacağı maçta ilk kez karşı karşıya gelecekler. “Sürece güvenin” mottosuyla yola çıkan ve heyecan verici genç bir çekirdek oluşturan Sixers’ın ağzı sakatlıklardan fazlasıyla yandı. Geçtiğimiz yıl sergilediği performansla herkesi etkileyen Joel Embiid’den bir türlü istedikleri kadar faydalanamadılar, geçen yılın 1. sıra seçimi Ben Simmons bir maça bile çıkamadı ve bunların yanı sıra birçok problem yaşadılar. Ancak artık tüm bunlara bir son vermeye ve çıkışa geçmeye hazırlar. Sixers, ilk andan itibaren gözüne kestirdiği Fultz’u birinci sırada seçebilmek için Celtics‘le bir takasa girdi ve muradına erdi. Ondan çok şey bekliyorlar ve bu isimlerin yanı sıra Dario Saric, Jahlil Okafor, Furkan Korkmaz’ı barındıran genç çekirdeğe komutanlık etmesini umuyorlar.
Geçtiğimiz yıl Magic Johnson’ı takımın başkanlığına getirip yeni bir sayfa açan Lakers ise draftın 2. sırasından ilk andan itibaren Lakers’a gelmek istediğini söyleyen Lonzo Ball’u seçti. Ball’un gelişi Lakers’ın havasını tamamen değiştirdi ve ona güvenerek D’Angelo Russell’ı takımdan gönderdiler. Genç yıldızın Yaz Ligi’ndeki harika performansı da Lakers taraftarlarını daha da umutlandırdı. Lakers da tıpkı Sixers gibi birçok genç yıldıza sahip ve onlar da başarısız geçen sezonlara bir son vererek çıkışa geçmeyi umut ediyorlar. Nitekim yaz döneminde Ball’un yanı sıra Brook Lopez, Kentavious Caldwell-Pope gibi önemli isimleri kadrolarına kattılar. Kısacası bu yılki NBA Draftının en önemli iki yeteneği, ligin en heyecan verici kadrolarına liderlik edecek. Belki de gelecek yıllar ligin yüzü olabilecek bu iki genç adamın birbirlerine karşı ilk randevusunu kaçırmak istemezsiniz!
7- Utah Jazz – Boston Celtics (28 Mart 2018)
Yaz döneminin en çok yankı uyandıran hamlelerinden biri de Gordon Hayward’ın Utah Jazz‘den ayrılarak Boston Celtics‘in yolunu tutması oldu. Hayward ve Jazz geçtiğimiz yıl oldukça iyi bir basketbol oynamış ve Batı Konferansı yarı finallerine kadar gelmişti. Ancak yıldız oyuncu, Jazz’da büyük başarılar kazanamayacağını düşünerek geçtiğimiz yıl Doğu Konferansı’nı normal sezonda zirvede tamamlayan Celtics’in yolunu tuttu. Celtics hali hazırda zaten güçlü bir kadroydu ancak Hayward’ın gelişiyle artık bir sonraki adımı atarak şampiyonluk mücadelesi vermeye hazırlar. Cavaliers‘ın da olası bir Irving takasıyla kan kaybedebileceğini varsayarsak bu sezon Celtics’in o şansı yakalayabileceği yıl olabilir. Hayward da sahanın iki yönünde de çok etkili olabilen bir isim olarak Yeşillere büyük güç katacaktır.
Ancak Hayward’ın Celtics’e gitmesinin de Jazz taraftarlarının canını çok yaktığı bir gerçek. Jazz, Hayward’lı Gobert’li kadrosuyla tekrar playofflara dönmüş ve umut vaat etmişti ancak artık bu kadro yok. Dolayısıyla Utahlı basketbolseverlerin de faturayı Hayward’a kesmesi kuvvetle muhtemel. Kısacası kendisini 28 Mart’ta Utah’ın evi Vivint Smart Home Arena’da oynanacak maçta hoş bir karşılama beklemiyor olabilir. Bu hikaye de bu mücadeleye farklı bir anlam katıyor. Bakalım yaz döneminde kadrosuna Ricky Rubio, Ekpe Udoh ve Thabo Sefolosha gibi isimleri katan Jazz, eski yıldızının elini boş gönderebilecek mi?