By Eurohoops team / info@eurohoops.net
Dirk Nowitzki, NBA’de Dallas Mavericks‘le 19. sezonuna başladı. ABD’ye 1998’de gittiğinde kimse böylesi köklü, unutulmaz, hatta efsane bir kariyer yapmasını beklemiyordu.
Sport1.de‘ye konuşan Nowitzki, 20 yıllık NBA kariyerinin en önemli anlarını, süper takımları, tartışılan yeni playoff formatını, yeni All-Star’ı ve ABD sporunu çalkalayan ırkçılık protestolarını değerlendirdi.
“Birleşik Devletler’e 20 yaşında gelişimi hatırlıyorum. Tam anlamıyla acemiydim. Ligde herhangi bir yerim olacak mı? Bilmiyordum. İlk sezonumdan sonra Avrupa’ya döneceğimi düşünüyordum. Çok zordu. 18 yıl sonra, burada oturuyorum. İnsanın bir yere heykelinin dikilmesi muhteşem bir şey.”
“Uzun süredir bu ligdeyim. Batı Konferansı’nda her zaman her maçın sert rekabete sahne olduğu bir mücadele olur. Geçen yıl da çok iyi takımlar vardı. Ama bu yıl dört, beş takım çok güçlü. Onların ardından playoff’a aday üç, dört takım daha var. Umarım o takımlardan biri biz olup playoff’a gideceğiz.”
“Süper takımlar konusunda geçen yıl da konuştuk: Golden State Warriors‘ın geçen yılki gibi hiç yenilmeden turdan tura atladığı playoff’lar ligi için iyi değil. Final serisi yine çok iyiydi. Özellikle oyunun hızı… Finaller kesinlikle izlemeye değerdi. Ama normal sezon ve playoff’un ilk turları biraz değer kaybetti.”
“NBA’in konferansa bakmadan en iyi 16 takımı alma fikrine sıcak bakıyorum. Ama sorun şu: Amerika çok büyük, Almanya’daki gibi uçağa atlayıp hemen bir yere gitmek mümkün değil. Seyahatler çok uzun. Yani bu fikri uygulamak zor. Yine de gerçekten en iyi 16 takımın playoff yapmasının tek yolu bu.”
“Ben All-Star’ın eski halini beğenenlerdenim. Son dönemde trend savunma yapılmayan ve gösterişli hareketlerin yapılıp övüldüğü bir maç haline geldi. Seyirci için ilginç değil tabii bu. Jordan’ın döneminde Doğu ve Batı maçı gerçekten kazanmak isterdi. Durum artık böyle değil. NBA yeni bir şey denedi. Şimdi de yeni bir formatla eskisi gibi olması isteniyor. Olacak mı? Göreceğiz.”
“Irkçılıkla ilgili protestolar konusunda oyuncular, teknik ekip ve yönetim bir araya gelip ne yapabileceğimizi düşündük. Herkes fikrini söyledi. Sonunda bir ortak karara vardık: Milli marş sırasında hiçbir harekette bulunmama kararı aldık. Görüşünü ifade etmenin çok yolu var. Tişörtler gibi şeyler, örneğin. Daha aktif ve etkin olmak, eşitliği öne çıkarmak istedik. Ama marş bence bir şeyler yapmak için yanlış zaman.”