By Nick Friedell / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 24 Ekim 2017 tarihinde, ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Derrick Rose, basketbol evreninin merkezinde bulunmaktadır. 2011 Noel’inden birkaç gün önce utangaç, 23 yaşındaki oyun kurucu, kendisini Chicago’da, banliyödeki bir alışveriş merkezinde bulur. Kalabalık bir taraftar grubu, çığlıklar atarak Rose’un ilgisini çekmeye çalışmaktadır. Birkaç saat önce, Chicago Bulls bir önceki sezonun MVP’si ile yaklaşık 100 milyon dolar değerinde bir maksimum kontrat imzalayarak Rose’un sözleşmesinin resmi olarak uzatıldığını açıklamıştı. NBA’in önde gelen organizasyonlarından biri için gelecek parlaktı.
“Son derece mutluyum. Bana verilen her şeyin kıymetini biliyor ve herkese minnet duyuyorum,” der Rose basın toplantısında ve ekler: “Sanırım artık bunu söyleyebilirim: ‘Anne, sonunda başardık.’”
Rose, binada yankılanan “MVP” tezahüratları eşliğinde alışveriş merkezinin ortasındaki bir masaya gelir. Kimi, silahlarını görünür bir yerde tutan güvenlik görevlileri, Rose’un hayran kitlesi nedeniyle bunalmadığından emin olmaya çalışmaktadır.
Altı yıl sonra, hayaller yerini, bir sakatlıklar silsilesine bırakmıştır ve tüm bu sakatlıkların merkezinde Rose’un 2012 playofflarının ilk maçında sol diz çapraz bağlarını koparmış olması vardır.
Geçtiğimiz günlerde Bulls, eski bir rakibiyle, Cleveland Cavaliers ile karşı karşıya geldi ve artık bazı tanıdık yüzler bulunuyor Cavs’in kadrosunda. Huzurlarınızda, lig tarihindeki en genç MVP’yi kadrosunda bulunduran, umut vaat eden bir takımken yeniden büyük bir takım olma ihtimali uzak, çok uzak gözüken ve kavga gürültüyle çalkalanan bir organizasyona dönüşen Bulls’un kaderini çizen 12 sahne…