By Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net NBA'de sezonun ikinci ayı geride kalırken yeni takvim yılı öncesinde yavaş yavaş dengeler sağlanmaya, takımlar kendi oyunlarını oturtup sistemlerini cilalamaya bizler de daha oturaklı bir lig izlemeye başladık. Batı Konferansı'nda yavaş yavaş her takımın durumu belli oldu ve galibiyet/mağlubiyet dereceleri arasındaki farklar açılmaya başlandı. Biz de bu sezon ikinci kez Batı Konferansı'ndaki güç sıralamasını belirledik. Pek vakit kaybetmeden başlayalım. İlk ayın güç sıralaması için tıklayınız. 15. Dallas Mavericks (9-25) Çok uzun zamandır bu kadar kaliteli bir Draft'a yatma görmemiştim. Dallas sezon başından bu yana maç kaybetmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya devam ediyor. Dennis Smith Jr. onlar adına sezonun parlak bir noktası olabilirdi ancak o da dizinden yaşadığı problemlerle çok maç kaçırdı. Kleber'in ilk beşe yerleşmesiyle birlikte takıma katkısı arttı ve bu kısa vadede muhtemelen onlar için kötü bir gelişme. Biz elimizden geldiğince emekli olmadan Nowitzki'yi izlemeye devam edelim. 14. Memphis Grizzlies (10-23) Sezona 7-3 ile girdikten sonra son 23 maçın 20'sini kaybeden Memphis var karşımızda. Mike Conley'in ne kadar değerli bir oyuncu olduğu yine ve yeniden ortaya çıktı. O sakatken organize olmakta ve iyi basketbol oynamakta çok zorlanan Grizzlies, tepetaklak oldu ve konferansın dibine demir attı. Marc Gasol'le yaşadığı tansiyonun ardından kovulan koç Fizdale bana göre uzun süre işsiz kalmaması gereken bir koç. Memphis Conley'in dönüşüyle az da olsa toparlanacaktır ancak onlar için yeniden yapılanma sürecinin zamanı geldi de geçiyor. 13. Sacramento Kings (11-21) Joerger bana göre bu sezonun tüm ligdeki en kötü koçluk performansı için önemli bir aday. Tüm ligde izlemeyi en sevmediğim takımlar listesinde en yukarılarda Kings var. Bu kadar yetenekli genç oyuncu dolu bir kadronun galibiyet almasından bağımsız olarak zevksiz ve itici bir basketbol oynamasının temel nedeni hala tecrübeli oyunculara büyük görevler verilmesi. De'Aaron Fox NBA kariyerine istediği başlangıcı yapamamış olsa da Frank Mason'ın performansı onlar adına iç açıcı bir gelişme. Kings bu sezon geleceği değerlendirip hangi oyuncularla devam edileceğine karar verecek gibi duruyor. Koç hakkında da detaylı bir değerlendirme yapılsa hiç fena olmaz. 12. Phoenix Suns (12-23) Batı'nın dibi o kadar kötü durumda olan 4 takımla dolu ki, hangisini sıralamada yukarı atsak boş olacak. 12.sırada Devin Booker'ın sakatlığı sonrası ne yaptığı bilemeyince tüm sorumluluğu TJ Warren'a veren Suns var. Takımda Ulis, Jackson, Chriss, Canaan gibi karakterli oyuncular var ve ne olursa olsun kaybetmekten hoşlanmıyorlar. Böyle olunca biraz daha rekabetçi birkaç maç çıkartmayı başardılar. Savunma hala büyük problem. Onlar bu yıl Bender, Jackson, Chriss gibi oyunculardan ne kadar katkı alabilirlerse o kadar kardır gözüyle bakıyorlar. 11. Los Angeles Lakers (11-20) NBA'in muhtemelen en çok yakın maç kaybeden takımı. Cleveland, Houston ve Golden State (2 defa) ile üst üste oynadılar, bu seriyi tek galibiyet 3 yakın mağlubiyetle geçtiler. Brook Lopez'in sakatlığı, Kentavious Caldwell-Pope'un kötü oyunu ve hapis cezası sonrası Kyle Kuzma - Lonzo Ball ve Josh Hart gibi 3 çaylağı 35 dakikalardan fazla oynatan Lakers'ın buradan sonra play-off potasına girme ihtimali çok az. Onlar da Ingram, Ball ve Kuzma gibi oyuncuların iyi performanslarıyla sezon sonuna kadar mutlu olmak isteyeceklerdir. Lonzo'nun son dönemde yayın gerisinden çok daha iyi yüzdelerle attığını söylemek gerek. 10. Utah Jazz (15-19) Rudy Gobert döndüğü gibi yine sakatlandı, yoksa Utah'ın yeri burası değil. Fransız pivotla birlikte muhtemelen playoff potasının içinde olacakları yarışın az da olsa gerisinde kaldılar ancak hala daha alınan ekstra mağlubiyetleri telafi etmek için zamanları var. Batı'nın playoff yarışında galibiyet çıtasının daha yukarılarda olmasını bekliyordum ancak gerek Jazz gerekse Clippers'ın yaşadığı sakatlıklar çıtayı aşağı düşürdü. Çaylak Mitchell harika bir oyun oynuyor ve çok iyi bir oyuncu olacağının ışıklarını sergiliyor. Utah Gobert'in dönüşüyle savunma seviyesini artırıp yukarılara yaklaşacaktır. 9. Los Angeles Clippers (13-19) Daha iyi basketbol oynuyorlar. Teodosic'in dönüşüyle DeAndre Jordan'ın daha iyi kullanıldığı, Austin Rivers ve Lou Williams'ın skor patlamaları yaşamasını her maç izlediğimiz bir takım düzenine oturdu Clippers mecbur olarak. Griffin ve Gallinari'nin dönüşleri hakkında tam bir bilgi yok. Onlar dönene kadar Rivers-Williams takıma birkaç ekstra galibiyet getirebilirse Clippers'ı düşen playoff çıtasıyla birlikte sezon sonunda 8.sırayı zorlarken görebiliriz. 8. Portland Trail Blazers (17-16) Lillard'ın sakat sakat oynadığı ve sakatlığı yüzünden oynamadığı son bölümde çok maç kaybedip yüzde 50 galibiyet seviyelerine kadar indiler. Nurkic'in geçen sezon takıma katıldıktan sonra oynadığı oyun aynı seviyede kalmayınca hücumda zaten son derece dışa bağlı olan hücum dengesi belli bir yerden sonra tamamen yok oluyor. Zach Collins'in yavaş yavaş açılmaya başladığı, Napier'ın kariyerinin en iyi basketbolunu oynadığı dönemde Lillard'ın da dönüşüyle alacağı birkaç ekstra galibiyet Portland'ı playoff potasının daha da üstüne atabilir. 7.New Orleans Pelicans (17-16) Pelicans son dönemdeki Doğu turnesinden iyi sonuçlar alarak yoluna devam ediyor. Davis ile Cousins'in yan yana oynadığı sistem, Rondo'nun dönüşü ve Holiday'in formunun yükselmesiyle birlikte hücum anlamında her geçen gün daha iyiye gidiyor. Davis sarstıntı nedeniyle arada birkaç maç kaçırsa da takım olarak üstüne koydukları çok açık. Forvet olarak şut atacak birkaç oyuncu bulmaları halinde Batı beşinciliğine kadar tırmanmak onlar için kesinlikle hayal değil. Sonra Cousins serbest kalacak. Yazın neler olacağını hep birlikte göreceğiz. 6. Oklahoma City Thunder (18-15) Çok zor maç kazanıyorlar. Rahat kazanmaları gereken maçlarda bile çok zorlanıyorlar ve bu da takımı ilerisi için olumsuz etkiliyor çünkü her yakın maç ekstra bir efor. Takımdaki hücum paylaşımını sorununu Westbrook, Carmelo ve George'un toplamından fazla şut atmaya başlayarak 'kendi bildiği yönden' geçici şekilde çözmüş gözüküyor. Tabii bu durumda da George ve Carmelo neden burada sorusu ortaya çıkıyor. Koç Billy Donovan'ın işin hücum kısmında çok sınıfta kaldığını düşünüyorum. Sıralamada yukarı tırmanmış gibi gözükseler de Thunder'ın çok temel problemleri var ve bunları çözmek zorundalar. 5. Denver Nuggets (18-15) Denver çok ilginç bir takım. Bir anda çıkıp Warriors'ı deplasmanda domine ederek, her parçadan iyi katkı alarak farklı da yenebiliyorlar, hiç beklenmedik maçlarda saçma sapan bir mağlubiyet de alabiliyorlar. Ancak bu kadronun potansiyelinin olduğunu unutmamak lazım. Trey Lyles, Millsap'in sakatlığından sonra değerli katkı vermeye başladı. Jokic'i de birkaç maçlığına kaybeden Denver, sonrasında Murray ve Harris'in de formlarını yukarılara çekmeleriyle daha derli toplu bir takım haline geldi. Millsap'in de dönüşüyle playoff'ta oynamak istemeyeceğiniz bir takım olacaklar. 4. Minnesota Timberwolves (20-13) Kazanıyorlar kazanmasına da koç Thibodeau'nun 'savunma koçu' ünvanına hiç yakışır bir tablo yok. Kağıt üstünde savunma açısından potansiyeli olan Kurtlar, bunu gerçeğe dönüştürmekte zorlansa da hücumdaki kaliteli oyuncularının etkisiyle galibiyetlere devam ediyorlar. Towns ve Wiggins, tahmin edilen savunma potansiyellerinin çok çok altında kaldı. Bir de 8 kişilik rotasyon meselesi var. Thibs normal sezonda 8 kişilik rotasyon kullanan tek NBA koçu. Oyuncularının pestilini çıkarmasıyla ünlendiği Bulls'tan ayrıldıktan sonra bu konuda kendini geliştirir diye düşünmüştük, yanılmışız. 3. San Antonio Spurs (23-11) Yine bir yerlerde bir şekilde istikrarlı şekilde maç kazanmaya devam ediyorlar. Kawhi Leonard sonunda geri döndü ancak tabii ki sakatlık sonrası ısınma sürecini tam olarak atlatabilmiş değil. Spurs ise her gece düzen basketbolunun yanına 1 isim çıkararak galibiyetleri topluyor. Aldridge, Gasol, Mills gibi isimler istikrarlı katkılarını sürdürüyorlar. Ginobili'nin 40 yaşında parkede yapabildiği şeyler gerçekten inanılmaz. Tecrübeli bir takım olan Spurs, şu ana kadar lideri olmadan çok iyi idare etti. Leonard'ın formunun yükselmesiyle birlikte playoff'ta yine çok baş ağrıtacaklar. 2. Houston Rockets (25-6) Bu listeyi birkaç gün önce yazsam mutlaka ilk sırada olacaklardı ancak 14 maçlık galibiyet serisinin ardından içeride Los Angeles takımlarına karşı üst üste alınan iki mağlubiyet onları ikinci sıraya itti. Batı'nın zirvesinde bu kadarlık bile hata payınız yok işte. Chris Paul'ün sakatlığının ne derece ciddi olduğuna dair kesin bir bilgi olmasa da çok fazla maç kaçırması beklenmiyor. Harden üst üste 2 maçtır 50 atıyor ki bu 2007 Kobe'den beri bir ilk. Rockets'ın mağlubiyet serisinden hemen kurtulup hızlı tempo basketboluyla galibiyetlere devam etmesini bekliyorum. 1. Golden State Warriors (26-7) Denver'a kaybetmeden önce üst üste 11 maçlık bir galibiyet serisi yakalamışlardı. Curry ve Green'in sakatlıkları nedeniyle önemli bir süre kaçırdıkları seride Durant oyununu bu sezon ilk kez bu kadar yukarılara çekti. Savunmada çember koruyucusu görevini iyiden iyiye benimseyip hücumda da ana odak haline gelince istatistikleri de yukarılara çıktı. Onun dışında Jordan Bell ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu (ve olacağını) gösteriyor. Klay'in verimliliği biraz düşse de Curry'nin geri dönmesiyle birlikte Warriors yavaş yavaş muhtemelen kimsenin ulaşamayacağı seviyesine çıkacaktır. Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!