By Frank Urbina / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 21 Kasım 2017 tarihinde HoopsHype’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
2016 yazı, takımları mahvetti.
Ligdeki yeni televizyon anlaşması nedeniyle maaş bütçesi 70 milyon dolardan 94 milyon dolar seviyelerine çıktı, hem de bir yazda. Bu bir yıllık inanılmaz artış, organizasyonları kesinlikle para harcamaları gerektiğine inandırdı ve çoğu da harcadı. Harcarken de düşünmeden, para saçarak yaptılar bunu.
Birçok kişi, bir yıllık böylesi bir artış yerine ligin, maaş bütçesini her yıl belli oranda artırmakla daha sağduyulu bir artış yapmış olacağı kanısındaydı.
Nihayetinde Kevin Durant, Golden State Warriors’a gitti. Keza ligin yakın geleceğindeki en arsız geçişleri, kontratları da yine aynı dönemde gördük.
Elbette tüm “taşınmaz kontratlar” 2016 yılında imzalanmadı, göreceksiniz zaten. Takaslanması mümkün gözükmeyen kontratlar o vahim yazın öncesinde de imzalanıyordu ve NBA var olduğu sürece imzalanmaya devam edecek.
Miles Plumlee/Dört yıl, $50 milyon
Daha yeni takas olmuş bir oyuncunun takas olamayacağını söylemek mantıksız geliyor ama Miles Plumlee’nin kontratı da pek mantıklı değil.
2016 yazında imzalanan (çünkü tabii ki o zaman imzalanacaktı) sözleşmesi dört yıllık ve 50 milyon dolar değerinde. Elinde hâlâ üç yıllık, 37,5 milyon dolar değerinde bir kontrat var ve azıcık olsun oynayabilse bu miktar, uygun miktarın yarısı değerinde olurdu.
Ne yazık ki, kendisi 29 yaşında ve bu sıralar G-League’de takılıyor. Geçtiğimiz sezon ise ortalama 10,8 dakika süre alıp yalnızca 2,5 sayı ve 2,1 ribaund ortalamaları ile oynadı.
Aslında Atlanta tarafından organizasyonla yıldızı pek barışmayan Dwight Howard’dan bir an önce kurtulmak için takas edildi.
Ancak bu durum, takası iyi bir takas yapar mı?
Kesinlikle hayır. Neyse ki Hawks zaten yeniden yapılanmaya gittiği için çok da önemli değil. Yani bütçelerinde fazladan bir gider olması, onları en azından birkaç sezon daha etkilemeyecek.
Al Horford/Dört yıl, $113,3 milyon
Tamamen dürüstçe söylüyorum, Boston Celtics’te kötü bir kontrat bulmak neredeyse imkansız. NBA’de bir organizasyon ne kadar doğru yönetilebilirse o kadar doğru işler yapıyorlar.
Celtics genel menajeri ve basketbol operasyonları başkanı Danny Ainge, geleceğe yatırım yaparken güncel zirve yarışına da takımını harika adapte etti. Birçok takım için bunu gerçekleştirmek bir yana düşünmek bile imkansız neredeyse.
Boston’da 8 haneli paralar kazanan yalnızca üç oyuncu var. Kaldı ki, 8 hane bugünün NBA’inde düşük bir miktar. 2016-2017 sezonunda, diğer tüm oyuncular 6 milyon doların altında paralar kazanıyorlardı.
Beantown’da büyük paralar kazanan üç oyuncu, Gordon Hayward, Kyrie Irving ve Al Horford arasında, Hayward malum sebeplerle çalışmamıza dahil edilmedi. Diğer ikili ise Celtics formasıyla sezon başında oynadıkları oyunla şimdiden MVP yarışına dahil oldular.
Buna rağmen bu üçlü arasında takası imkansız bir kontrat seçecek olsak, Horford’ın kontratı olur.
Bazı çeşitli gelişmiş ölçütlere göre, Horford bu sezon Brad Stevens’ın en iyi oyuncusu. Skor üretiyor, pas dağıtıyor, savunma yapıyor ve ribaund alıyor. Bunları yaparken takımların uyumuna yardımcı olan küçük şeylerin de tamamını yapmayı ihmal etmiyor.
Ancak 31 yaşında ve kontratında hâlâ üç yıllık bir zaman ve 86,7 milyon dolar bulunuyor. Sözleşmesinin son yılında, 33 yaşında 30,1 milyon dolar kazanacak.
Söyleyebileceklerim bu kadar: Horford’ın kontratı birkaç sezon sonra takımın çok da işine gelmeyecek.
Tabii ki işler bu şekilde gittiği sürece, Horford’ın zarif yapısı da düşünülünce Celtics için bu durum çok da sorun olmayacak. İşlerin böyle gitmesi de epey olası…