Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 6 Eylül 2017 tarihinde Ringer’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Sindarius Thornwell
Michael Baumann: Sin, “görünmez kahraman” rolünü de aşıp gerçekten iyi bir oyuncu olacak mı bilmiyorum. Zira ikinci turun orta sıralarından seçilmesinin bazı sebepleri vardı. Drafta 22 yaşında girdi. Fiziği yeterli ancak bir kanat için ideal bir fizik değil. Dahası, muazzam bir pasör veya çok keskin bir üçlükçü de değil. Thornwell’in kolejdeki dominant oyunu ve çok yönlülüğü, yetişkin bir birey olarak genç oyunculara karşı oynamasıyla ilgiliydi.
Ancak Thornwell’ın ikinci turdan seçilen bir çaylak olarak maç başına 17 dakika süre almasının da bir sebebi var. Basketbolu, ölüm-kalım meselesi gibi oynuyor. NBA’de savunma ve ribaund almanın büyük bir kısmı, gösterdiğiniz çabayla ilgilidir ve Thornwell, gerekirse ortalığı karıştırıp pota ile rakip arasına kendi vücudunu sokar. Bu, bir oyuncuyu All-Star yapmaz ama Thornwell önümüzdeki 10 yılın çoğunda rotasyonda süre alacak çünkü koçlar ne yaptığını bilen ve mücadele eden oyuncuları sever.
Rondae Hollis-Jefferson
John Gonzalez: Hollis-Jefferson, Nets’te hiçbir ana istatistik kategorisinde lider değil. Sayılarda D’Angelo Russell, ribaundlarda DeMarre Carroll, asistlerde Spencer Dinwiddie, top çalmalarda Carroll ve Caris LeVert ve bloklarda da Jarrett Allen lider. Verimlilik puanında, doğru şut yüzdesinde, artı-eksi verimliliğinde ya da galibiyet payında da takım lideri değil. Ancak oyunun her alanında ciddi bir katkı verdi. Bu da RHJ için önemli bir gelişme. Zira ligdeki ilk iki sezonunda hiçbir iyileşme belirtisi göstermemişti.
Bu sezon, Hollis-Jefferson, maç başına 14,6 sayı ortalamasıyla oynadı ve %48,5 ile saha içi isabeti buldu. Her ikisi de geçen sezonki ortalamalarından çok yüksek (8,7 sayı, %43,4 saha içi isabet). Maç başına 5,5 kez serbest atış çizgisine gelen Hollis-Jefferson, %83 ile isabet kaydediyor. Dahası, yalnızca 22 yaşında. Bunun yanında -en büyük argümanım bu- Danny Chau, Hollis-Jefferson’ı o kadar savunuyor ki, ben kendisine en başta çok iyi bir seçim olmadığını söylediğimde benim kulağımı çekmişti. Hâlâ da onun acısını duyarım. Belki de Danny haklıdır. Neticede, Jefferson daha geçenlerde LeBron’a LeBron bloğu koydu.
Salah Mejri
Jonathan Tjarks: Nerlens Noel, sırf Rick Carlisle genç oyunculardan nefret ediyor diye benchte oturmuyor. Bunun bir sebebi de Mavs’in Noel’in yapması gereken şeyleri zaten yapabilen bir oyuncusunun olması. Salah Mejri, 31 yaşında, Tunuslu bir pivot ve ligdeki üçüncü sezonunu geçiriyor. Mejri, ligdeki en iyi blokçulardan biri hâline geldi. Sahadayken, rakiplerin şutlarının %12,1’ini blokluyor. NBA’de en az 10 maç oynayan oyuncular arasında daha yüksek bir yüzdeye sahip olan bir oyuncu yok. Bunun sebeplerinden biri Mejri’nin her şeye atlıyor ve yemediği fake’in olmaması. Oyunda kaldığı her 36 dakikada 5,5 faul yapıyor. Ama bu da onu cazip kılan faktörlerden biri.
Mejri, ikinci çeyrekte aradaki farkı 21’e indiren smacından sonra Gregg Popovich ve Tim Duncan’a bağırarak ülke çapında ünlü olmuştu. Joel Embiid özgüvenine sahip ama onun 10’da biri yeteneğinde birini hayal edin. Mejri maçlara başlarken rakiple atışmaya başlıyor ve hiç susmuyor. Şutunuzu bloklar ve top karşı tarafa yönelirse, durup size bunu haber veriyor. Tahmin edebileceğiniz üzere, bu durum kendisine rakip takımlardan fazla destekçi kazandırmıyor. NBA’deki en yumuşak huylu oyunculardan Trevor Ariza, bir keresinde Mejri ile kavga etmek için Mavs soyunma odasına kadar arkasından gitmeye çalıştı.
Mejri, kimseden çekinmiyor ve yetenek seviyesine dair en ufak fikri yok gibi gözüküyor. Son saniyelerine 6 sayı farkla girilen bir maçta şöyle bir şey denedi mesela 2,17’lik bir pivot olarak:
Mejri, yeniden yapılanan bir takımda, son kontrat senesinde ve Mavs’in pivot pozisyonunda fazla oyuncusu var. Takas döneminin sonuna kadar muhtemelen takımdan ayrılacak. Gittiği yerde haftalar içinde taraftarların sevgilisi olabilir. Kariyeri bitmeden önce bir playoff serisinde en az bir büyük kavgaya sebep olacağı kesin. Sabırsızlanıyorum.
Alex Abrines
Justin Verrier: Thunder, Warriors maçı bir kenara, olması gerektiği kadar iyi bir performans sergilemiyor. Russell Westbrook, kötü şut atıyor ve maç sonlarında yalnızca istatistik kovalayarak kendi verimli oyununun seviyesini düşürdü. Paul George bir öyle, bir böyle. Çoğu maçta Carmelo Anthony, üçüncü adam olmayı doğrudan reddediyor gibi gözüküyor. OKC elbette bazı geri dönüş sinyalleri verdi ancak hâlâ yapılması gereken şeyler var. Bu da çok sevdiğim Abrines’in daha sık oynamasıyla başlayacak.
Savaşçı oyuncunun istatistiksel verimliliği düşük… Maç başına 5 sayıdan az atıyor ve pek az farklı katkıda bulunuyor. Sahada bulunma sebebi olan üç sayılık isabetlerde bile %33,3 gibi idealin altında bir isabet oranıyla oynuyor. Ancak +9,8’lik verimlilik puanı (Abrines sahadayken OKC, rakiplerine ortalama 9,8 sayı fark atıyor) maç başına 15 dakika sahada kalan oyuncular arasında takımdaki en yüksek istatistik. Abrines ile inanılmaz atletik bir kanat fiziğine sahip pivot Jerami Grant’i Melo ve Andre Roberson ile değiştirdiğiniz zaman OKC kadrosu fazlasıyla iyi hâle geldiği için bu çok da büyük bir sürpriz değil. (OKC, bu değişiklikle 25 sayı daha fazla atıyor.)
Bu 32 dakikalık örnekle ilgili çok fazla tartışma var. Özellikle de takımda düzenli olarak ilk 5 başlayan oyuncuların görece iyi bir istatistik (+5,6) yakaladığını düşünürsek. Ancak hangi oyuncuların Thunder’ın gerçek Büyük Üçlüsü Russ, PG ve Steven Adams’ın yanında daha iyi işlediğini soracak olursanız, şut atabilen, koşabilen ve savunma yapan atletik oyuncular derim. Grant, belki çok şut atamıyor ve Abrines de belki çok iyi savunma yapamıyor ancak lafta kalan bir süper yıldızdan daha çok ihtiyacı var bu takımın onlara.
Tyreke Evans
Paolo Uggetti: Evans, çaylak sezonunda oynadığı 72 maçın tamamında ilk 5’te başladı ve 20,1 sayı ortalaması yakalayıp Yılın Çaylağı ödülünün sahibi oldu. Dördüncü sıradan seçilen bir oyuncudan beklediğiniz rol ve etki tam da budur. Ancak sonraki yedi sezonda Evans, kötü bir seçim olma yolunda bazı adımlar attı.
Memphis ile geçirdiği bu ilk sezonunda Evans hiçbir maça ilk 5’te başlamadı ancak çaylak sezonundan bu yana hiç olmadığı kadar iyi oynuyor. Maç başına 17,9 sayı atan Evans, %50,2 ile saha içi isabet, %41,7 ile de üçlük isabeti buldu ve bunları yaparken bench’ten geldi. İster kendini tekrar ispat etmeye çalışıyor deyin, ister kontrat yılı olduğu için… İşin aslı sonunda Evans’tan beklentiler, kendisinin aşabileceği bir seviyeye indi. Kim bilir, belki de en başından beri bu rolde oynaması gerekiyordur.