By Scott Cacciola / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 8 Aralık 2017 tarihinde NY Times’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NEW ORLEANS – Golden State Warriors‘ın New Orleans Pelicans ile geçtiğimiz pazartesi oynadığı maçın dördüncü çeyreğinin sonlarında Eric Housen, Smoothie King Center’da deplasman takımının soyunma odasına bir bakınca bir şeylerin ters gittiğini fark etti.
Warriors‘lı Kevin Durant ile Pelicans‘lı DeMarcus Cousins, biraz önce birbirlerine bazı galiz ifadeler kullandıkları için oyundan atılmışlardı ve Housen da soyunma odasının dışından gelen gürültüleri duydu. Bir bakmaya gitti.
Warriors takım operasyonları direktörü olarak Housen, zilyon tane işi bir arada yürütüyor. Oyuncuların formalarını o topluyor. Çantalarını o taşıyor. Otel odalarını o ayarlıyor. Antrenman eşyalarını o yıkıyor. Abur cuburlarını o alıyor. Takımı havaalanından otele, maça götüren otobüslerin vaktinde doğru yerde olmasına özen gösteriyor. Takımın yoğun seyahat programında aile üyelerinin ve yayıncıların da dahil olduğu özel uçuşları o ayarlıyor.
“Hayatta en büyük yardımcım kafein muhtemelen,” diyor Housen ve ekliyor, “Antrenör ekibi hep benim için daha sağlıklı alternatifler bulmaya çalışıyor.”
Bitmek tükenmek bilmeyen, NBA’in en görkemli yıldız grubunu başlarına geleceklerden koruma göreviyle Housen soyunma odasından çıkıp Cousins’ın Durant’i ararken koridorda terör estirdiğini gördü. Durant de o sırada oyundan atılmış ve soyunma odasına doğru gidiyordu. Bir sıkıntı çıkacağının farkında olan güvenlik görevlileri, Durant’i çabucak küçük bir koridora götürürken diğerleri de Cousins’ı yatıştırmakla meşguldü.
“Kapıyı kapatın! Kapıyı kapatın!” diye bağırıyordu görevliler koridor boyunca birbirlerine.
Housen da bu sırada Cousins’a doğru koşup onun önünde durdu. 2,11’lik, 122 kilogramlık Cousins, kızdığı zaman çok daha ihtişamlı duruyordu ve nihayet bir güvenlik görevlisi tarafından kendi soyunma odasına gitmeye ikna edilmişti. 1,78 boyu ve 84 kilogram ağırlıyla Housen ise eşyaları toplama işine geri döndü.
Bu cesaret ya da delilik sayılabilecek hareketiyle ilgili, “Beni biraz orada görürlerse belki bir şey yapmazlar diye düşündüm,” şeklinde konuşuyor.
Herkesin “E” olarak seslendiği 44 yaşındaki Housen, Warriors’ın perde arkasındaki gücü. Chris Mullin ile birlikte Pacers‘a gittiği bir sezon hariç 1985’ten beri Warriors bünyesinde çalışıyor. O zamanlar top toplayıcı olarak başlamış işe ve henüz yedinci sınıftaymış.
“Organizasyondaki en önemli adam,” diyor asistan koç Bruce Fraiser onun için.
Housen, 1999 yılında tam zamanlı bir çalışan olarak ekibe katıldığından beri tek bir maç kaçırmadığını söylüyor. O sezonların üçünde, unvanı malzeme sorumlusu iken takımın antrenman tesislerinde yaşamış ve portatif bir karyolada yatmış. Geçen sezonun başından beri ise yalnızca üç gün izin yapmış. Eşi Codi’yi anlayışlı bir eş olarak tanımlıyor Housen. (Artık bir evi var yani. Ayrıca, çift ilk çocuklarını bekliyor.) Yine de bir türlü hafta sonu ve tatil programını kavrayamıyormuş.
“Böyle şeylere önem vermem,” diyor.
Warriors’ta oynadığı günlerde Mullin, Housen’i işe almış ve yaz dönemindeki çalışmalarını ve sokak maçlarını organize etmesi için görevlendirmişti. Housen, Temmuz ortasında elinde file, havlu, paspas ve herkesin ölçüsünü aldıktan sonra Mullin’in arkadaşları için getirdiği ayakkabılarla bir lisede ortaya çıkıyordu o dönemde. O maçları bir playoff maçı gibi görmekten kendini alamıyormuş.
“Büyük bir ressam, bir sporcu, bir dansçı gibi… Kendi ritmi, kendi iş düzeni var ve muhtemelen başka kimse onun yaptığı gibi yapamaz bu işleri,” diyor Mullin. “Warriors’ın milyarder oyuncuları ve milyarder bir sahibi var ama Hpusen olmadan bütün düzen yerle bir olurdu. Biliyorum, saçma geliyor ama işin aslı bu. Bir de bu işi 25 yıldır yapıyor.”
Nerede O Çanta?
Warriors ile Pelicans arasındaki maçtan bir gün önce takım Heat ile karşılaşmak üzere Miami’deydi ve Housen da maç başlamadan iki saat kadar önce sağa sola koşturmaktan helak olmuştu.
Üç takım otobüsü salona vardıktan kısa süre sonra bir oyuncunun geç kaldığını öğrendi. O oyuncu, bir taksinin arka koltuğunda salonun yükleme alanına yetişmek üzere olan Klay Thompson idi. Housen, bilgisayarını bir grup çantanın üzerine attı ve dışarı koşup Klay Thompson’la buluştu, taksinin parasını ödedi. Birkaç dakika sonra Thompson soyunma odasından çıktı geldi.
“Ağırlık odası nerede E?” diye sordu Housen’a.
Housen yükleme bölümüne döndü ve takımın çantalarının (tam 127 parça) kamyona yüklendiğini ve o akşam New Orleans’a gidecek uçağa yüklenmek üzere havaalanına gitmeye hazır olduklarını gördü. Işık hızıyla, şoförün de yardımıyla çantaları kontrol etti. Yalnızca bir tanesi eksik görünüyordu. David West’e ait olan çanta yoktu.
“Hep en son kalkan otobüse biner, kamyonun arka tarafında olmamasına şaşırdım,” dedi Housen karanlıkta çantayı ararken. “İşte burada!”
Maç başladığında Housen, Warriors bench’inin ön tarafında yere oturdu. Takımın ısınırken kullandığı formaları ve havluları topladı. Bir pozisyonun ardından Heat‘te bir top toplayıcı çocuk ıslak zemini sildi. Ancak Housen’a yer hâlâ ıslak gözüktü. Sahaya gidip elinde bir havluyla o zemini kendisi sildi Housen.
“Çocukların neye ihtiyacı varsa onu tahmin etmeniz gerekiyor,” diyor.