O Eski Halimden Eser Yok Şimdi: NBA’in Sönmüş All-Star’ları

23/Oca/18 11:36 Ocak 24, 2018

Bugra Uzar

23/Oca/18 11:36

Eurohoops.net

Önemli olan zirveye çıkmak değil, zirvede kalmak. Bu yazıyla saydığımız isimler zirveye çıktılar ama orada kalmayı başaramadılar. NBA’de 2018 All-Star’ına beş kala parlak isimleri konuşmadan önce sönen yetenekleri hatırlatmaya geldik.

by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net

Her zaman söylerler: Zirvede kalmak, zirveye çıkmaktan daha zordur. NBA’de de büyük yıldızların ve onlar kadar büyük olmayan yıldızların konuşulduğu anlarda hep bu sözü hatırlatan bir özellik konuşulur…

Devamlılık ve istikrar.

İyiydi ama kaç yıl? Muhteşem oynadı ama kaç maç? Takımını taşıdı ama kaç sezon? NBA All-Star’ına “beş kala” parlak yıldızları konuşmadan önce sönenleri hatırlatmaya karar verdik.

İşte en iyilerin içinde en iyilerden olmayı başarıp bugünlerde “iyi” dendiğinde bile akla gelmeyen yedi isim:

Rajon Rondo

Bir süredir yolunun kesiştiği her takım onu aradığı oyun kurucu olacak, ekibe saha içinde, oyunun “oyun” yönünde liderlik edecek oyuncu olarak kadrosuna katıyor.

Rajon Rondo “Kötü oynuyor” ya da “Kötü bir oyuncuya dönüştü” demek hala mümkün değil. Ama sahip olduğu sıra dışı becerileri düşününce şu anki hali kendisi için vasatı aşmıyor.

Henüz 31 olan yaşı antrenman, fitness gibi konularda “roket bilimi” seviyesinde uzmanların cirit attığı NBA için fazla yüksek sayılmaz. Fakat Rondo, Boston Celtics‘e liderlik ettiği, ligin en önemli basketbol zekası gibi gözüktüğü “All-Star” günlerinden hayli uzakta gözüküyor.

Oyununa şut ekleme konusundaki isteksiz ve hırssız hali bile bu listeye girmesi için çok önemli bir sebep olarak gösterilebilir.

Carmelo Anthony

New York Knicks taraftarı MSG’deki son birkaç sezonunda zaten ondan şikayet ediyordu. Melo, OKC Thunder‘da yaşlanan vücudu ve keskin skor becerileri için daha uygun bir rol buldu ama onu da henüz beklenen beceriyle oynayabildi mi? Tartışılır.

Sanki basketbolla arasında bir soğukluk varmış da bir türlü düzelemiyor gibi. Onun durdurulamaz skor becerisini en keskin olduğu dönemde izleyenler bugün izledikleri Anthony’nin kötü olmadığını biliyor ama yine de yeterince iyi olmadığının da farkında olsalar gerek.

Anthony hala iyi bir basketbolcu fakat en son ne zaman oynadığı bir takımı daha iyi bir ekibe dönüştürdü? Hatırlamak zor.

Derrick Rose

Yazı için seçtiğim isimlerin 2013’ten önce All-Star olmaması gibi bir kriter koymuştum. Ama Rose için (maalesef) bu kritere bir istisna eklemek zorunda kaldım.

NBA birçok büyük yeteneğin büyük düşüşüne şahitlik etti. Yine de Rose kadar ağır ağır, aşama aşama ve adeta her sezon azalarak sönen başka bir yıldız bulmak zor.

Tek sezonluk New York Knicks macerasıyla yıldız statüsünü kaybettiği gerçeğini herkes kabul etmek zorunda kaldı. Cleveland Cavaliers‘a gidişinin onun için yeni bir rol getirip yeni bir sayfa açacağı düşünülüyordu.

Bunun yerine basketbolu bırakmanın eşiğinden döndü.

Derrick Rose’un yıldızı artık tam anlamıyla sönmüş durumda.

Jeff Teague

Üsttekilerden farklı olarak düzenin yıldıza dönüştürdüğü oyunculardan biri Jeff Teague. Düzen dışına çıkmasıyla ışığının azalarak yok olması bir oldu.

Düşüşü Atlanta Hawks‘taki durumunu takip edenler için şaşırtıcı olmadı. Ama oyuncu özelliklerini kendisinin güçlü yanlarına oynamayan bir takımda hiç gösterememiş olması yine de şaşırtıcı.

Şutu sağlam, elleri ve ayakları çabuk guard’ların NBA’de hüküm sürdüğü günlerde Teague’in en azından bir iki sezon daha bir yıldız gibi görünebileceği düşünülüyordu.

Sakatlıkların önüne çıktığı bugünlerde onu yargılamak doğru değil ama Indiana’da ve sağlam olduğu dönemde Minnesota’da Atlanta günlerinin yanına yaklaşabilecekmiş gibi gözükmemişti zaten.

Bundan sonra başarabileceğini de düşünmek de sanırız iyi dileklerden ötesi olmaz.

Roy Hibbert

En son Denver Nuggets ona NBA’de forma vermek istedi. Ama hatırladığınızı sanmıyoruz. Önce basketbolun Hibbert’ı, sonra da Hibbert’ın vücudunun basketbolu bıraktığını söylemek yanlış olmaz.

Yavaş ayakları, patlayıcı olmayan atletizmi, skor becerisinin düşüklüğü, savunmadaki varlığından öte bir özelliği “seçkin” seviyede repertuvarına ekleyememesi derken Hibbert, henüz 2014’te All-Star seçilebilen bir isimken 2017’de oynayacak takım bulamayan bir oyuncuya dönüştü.

Modern basketbolun yeni kurallarının kurban ettiği bir isim varsa o Roy Hibbert’tan başkası olamaz.

Joakim Noah

2013’te All-Star seçilebilen bir oyuncuyken Joakim Noah’nın bugün geldiği noktaya insan inanmakta güçlük çekiyor.

Ama listenin bu noktasına kadar saydığımız hiçbir isim herhalde onun kadar sakatlıklardan çekmemiştir. Söndüğünü söylemenin bir eleştiri ya da tespit değil, bir itiraf olduğu oyuncu Joakim Noah.

Çünkü iyi olduğu dönemde taraftarı olsun olmasın aurasıyla ligin dört tarafından izleyiciyi kendine hayran edebiliyordu. Ve sakatlıkların o enerji ve yeteneği heba etmesi izleyici için de kendisi kadar büyük bir hayal kırıklığı oldu.

Bugünlerde Knicks‘te birkaç dakika almakta dahi çok zorlanıyor.

Brook Lopez

Brook Lopez 2013’te kariyerinin oyun olarak tepesine çıkıp hücum çeşitliliği, şutları, fiziğiyle tam bir modern uzun izlenimi veriyordu. NBA’deki basketbol onun güçlü yanlarını öne çıkaracak trendlere doğru yöneliyordu.

Fakat o trendlere uyum sağlayacak özelliklere sahip olmasına rağmen o özellikleri gösterecek performansı gösteriyor mu? Tartışılır.

Evet, istatistikleri iyi gözüküyor. Ayrıca Brooklyn Nets‘in onun oynadığı dönemde bu kadar kötü olmaya mahkum bir takım olması da kendisinin suçu sayılmaz.

Gel gör ki (iyi ya da kötü) en son ne zaman bir takımı daha iyi, daha yarışmacı bir takım haline getirdiğini hatırlamak her yeni sezonla birlikte zorlaşıyor.

Sakatlık sorunlarıyla azalan istikrarını ve iyice yavaşlayan ayaklarını da ekleyince manzara tam anlamıyla sönük bir yıldızınkini hatırlatıyor.