By Jonathan Tjarks / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 28 Kasım 2017 tarihinde Ringer’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Basketboldaki yetenek havuzu, hiç bugünkü kadar derin olmamıştı. Bu spor, son birkaç nesildir ciddi sıçramalar yaşadı. NBA’de altı ayrı kıtadan oyuncu var ve yeryüzündeki neredeyse her gelişmiş ülkenin profesyonel liglerinde oynayan Amerikalılar da bulunuyor. Genelde diğer kıtalara basketbol oynamaya giden oyuncular görüş açısından çıkıyor, NBA takımlarının aklına gelmiyor. En özenli organizasyonlar bile hepsinin takibini yapamıyor. Profesyonel basketbol da diğer endüstriler gibi aslında. Bir oyuncu bir kez düştükten sonra aynı kariyer yoluna dönmek zor. Kolej sonrası oyunlarını geliştirmek için okyanus ötesinde oynamaya ihtiyaç duyan oyuncular hep oldu NBA’de ama o oyuncuların sayısı her yıl artıyor. Beklenen kariyer anlayışı değişmeye başlıyor.
“Yaş penceresinden bakmanız gerekiyor bu konuya. 19 yaşında NBA’de oynayabilen çok oyuncu yok. Oynayanlar da genelde çok özel oyuncular,” diyor NBA takımlarından birinin baş gözlemcisi. “21, 22 yaşındaki oyunculara baktığınız zaman bile iyi bir takıma katkı vermeye hazır çok az sayıda oyuncu var. Ancak aynı oyuncular 25-26 yaşlarında saha içi ve saha dışında olgunlaşıyorlar. Dünya genelinde NBA’de oynayabilecek seviyedeki oyuncuların oluşturduğu havuz da o yaş aralığında çok daha büyük.”
Bu sezon, Avrupa’dan serbest durumda gelip NBA’de oynayan yedi oyuncu var. Bunların arasında başı Ekpe Udoh (Jazz) ve Milos Teodosic (Clippers) çekiyor. Her ikisi de 30 yaşında olan yıldızlar, kendilerini kıtanın en iyi oyuncuları olarak gösterdiler. Diğer beşli ise 20’lerinin ortasında yollarını değiştiren, görece tanınmadık isimler açıklamasına uyuyor: Brandon Paul (Spurs), Daniel Theis, Shane Larkin (Celtics), Darius Miller (Pelicans) ve Mike James (Suns). Bu oyuncuların her biri şu ana kadar iyi çalıştı ve sezonun ilk bölümünde takımlarına katkı verdiler.
Okyanus ötesindeki deneyimleri bir yana, hepsine uyan bir kategori yok. Paul ve Miller, kanat oyuncuları. Larkin ve James oyun kurucu. Theis ise uzun. NBA’deki durumları da tamamen birbirlerinden farklı. Boston ve San Antonio, oyuncularından maksimum düzeyde verim alan koçları olan model organizasyonlar. Aksine New Orleans ise son üç sezonda Anthony Davis’in etrafına bir takım kurmaya çalışırken 48 ayrı oyuncu kullandı. Phoenix ise yıldız oyun kurucusunu yolladı ve sezonun ilk haftasında da koçunu kovdu. Avrupa’da oynayan oyuncular bu tip değişimlere alışkın. Yeni durumlara nasıl çabucak uyum sağlayacaklarını da öğrenmişler.
“Üç ayrı ülkede, üç ayrı ligde oynadım ve hepsi kendi açılarından farklı liglerdi. Farklı hızda oynanan bir oyun. Farklı kurallar var. Bu farka alışıyorsunuz,” dedi Paul iki hafta önce Dallas’taki bir şut idmanının ardından.