by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net
NBA’de 2018 saha içi ve dışında olaylı başladı. Takımların hakem feryatları, yıldızların takımlarından memnuniyetsiz halleri, istikrarsız sonuçlar alan bir sürü takım, All-Star arası yaklaşırken gevşeyen ekipler…
Eurohoops bu karmaşanın ortasında ligin en karmaşık konferansındaki ekipleri değerlendirdi ve sıraladı, NBA’in Doğu’sunun objektif bir fotoğrafını çekmeye çalıştı:
15 – Orlando Magic
Onlar için bu noktada ne dense boş. Orlando Magic şu an (bence) tartışmasız NBA’in ne yaptığı en belirsiz ve potansiyel kelimesinden dahi en uzakta takımı. Bir an önce ellerinde topladıkları beş benzemez ekibi dağıtmaları ve yeniden başlamaları gerek.
Yoksa tünelin ucunda ışık gözükmüyor.
14 – Atlanta Hawks
Doğu’nun draft bekleyen üçlüsünün arasından Batı takımlarına karşı 5-3’lük iç saha karneleriyle sıyrılıyorlar. Bunun haricinde kaybetmesi gereken ve kaybeden bir takımlar.
Ara ara görev adamlarından beklenmedik katkılar alıyorlar. Zaman zaman Dennis Schröder maç kazandıracak bir maç formu buluyor. Bunun haricinde Atlanta’nın yeri belli.
Doğu’nun dibi.
13 – Brooklyn Nets
Son iki maçtır kazandıkları için onları buraya çıkarttım. Bunun dışında durumlarında D’Angelo Russell’ın dönüşü ve üzerindeki pası atmaya çalışması dışında bir gelişme yok.
Savunmaları geçtiğimiz aya göre biraz daha iyiydi, en azından sayılar böyle söylüyor. Ama bunun haricinde Nets‘te beklenmedik ya da insanı bir şekilde şaşırtan bir değişim yok.
Bazen kazanıyorlar bazen kaybediyorlar. En azından geçen senelerdeki kadar kötü değiller. Zaten daha iyi olmaları ne gerekiyor ne de kimse böyle bir şey bekliyor.
12 – New York Knicks
Son yedi maçın beşini kaybettiler. Sakatlıklar hem Porzingis’in hem de Tim Hardaway Jr.’ın aksamasına neden oluyor. Savunmaları evlere şenlik.
Oynadıkları son altı maçta altı yarıda 60’dan fazla sayı yediler. Potayı korumayı en azından bireysel bazda bir öncelik haline getirmeyi başaramazlarsa sezonun ilk yarısında sergiledikleri potansiyelin hiçbir önemi kalmayacak.
Oyun olarak da gün be gün düşüyorlar. Hardaway Jr.’ın dönüşü hücumda onları biraz olsun yükseltti. Ama hala tam anlamıyla hücum edemiyorlar. Sezon başından bu yana başlarını ağrıtan hedefsizlik sorunu tüm hızıyla sürüyor:
Draft’a mı yatıyorlar, playoff’a mı oynuyorlar, gençleri mi geliştiriyorlar? Bunların hiçbirine tam anlamıyla evet ya da hayır demek zor.
11 – Charlotte Hornets
Son altı maçta dört, son dokuz maçta altı galibiyet. Gerçekten iyi gözüken bir karne. Peki bunu nasıl yaptılar?
Açıkçası ben de bilmiyorum.
Sezonun ortası geldi. Hornets dönem dönem kötü, dönem dönem çok kötü, dönem gayet iyi sonuçlar aldı. Ama bu sezon neyi iyi yaptıklarını çözmek her üç ihtimalde de hayli zor, neredeyse imkansız.
Kemba Walker’ı çıkardığınız zaman playoff resmine yaklaşması imkansız bir takıma dönüşüyorlar. Ve bench’leri gerçekten çok kötü. Bu durumda iyi sonuç dahi alsalar onlar hakkında iyi şeyler söylemek çok zor.
10 – Detroit Pistons
Beş maçtır konferanstaki direkt rakiplerine kaybediyorlar. Savunmaları darmadağın halde. Neyse ki Avery Bradley döndü ama bir türlü iyi bir takım olup aynı zamanda iyi bir takım olmaya devam edemiyorlar.
Cevaplamaları gereken hala o kadar çok soru var ki… Savunmaları mı güçlü, hücumları mı? Savunmada mı iyi olmayı hedefliyorlar, hücumda mı? Yıldızları kim? Drummond’a güvenebilirler mi? Jackson’a güvenebilirler mi?
Pistons için zaman geçiyor, sürekli olarak cevaplar yerine sorular artıyor. Ve iyi sonuçlar almaya dönmezlerse tersi de zor gözüküyor.