NBA Güç Sıralaması v3: Doğu Konferansı

24/Oca/18 10:00 Ocak 30, 2018

Bugra Uzar

24/Oca/18 10:00

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, her ay olduğu gibi NBA’i,n

by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net

NBA’de 2018 saha içi ve dışında olaylı başladı. Takımların hakem feryatları, yıldızların takımlarından memnuniyetsiz halleri, istikrarsız sonuçlar alan bir sürü takım, All-Star arası yaklaşırken gevşeyen ekipler…

Eurohoops bu karmaşanın ortasında ligin en karmaşık konferansındaki ekipleri değerlendirdi ve sıraladı, NBA’in Doğu’sunun objektif bir fotoğrafını çekmeye çalıştı:

15 – Orlando Magic

Onlar için bu noktada ne dense boş. Orlando Magic şu an (bence) tartışmasız NBA’in ne yaptığı en belirsiz ve potansiyel kelimesinden dahi en uzakta takımı. Bir an önce ellerinde topladıkları beş benzemez ekibi dağıtmaları ve yeniden başlamaları gerek.

Yoksa tünelin ucunda ışık gözükmüyor.

14 – Atlanta Hawks

Doğu’nun draft bekleyen üçlüsünün arasından Batı takımlarına karşı 5-3’lük iç saha karneleriyle sıyrılıyorlar. Bunun haricinde kaybetmesi gereken ve kaybeden bir takımlar.

Ara ara görev adamlarından beklenmedik katkılar alıyorlar. Zaman zaman Dennis Schröder maç kazandıracak bir maç formu buluyor. Bunun haricinde Atlanta’nın yeri belli.

Doğu’nun dibi.

13 – Brooklyn Nets

Son iki maçtır kazandıkları için onları buraya çıkarttım. Bunun dışında durumlarında D’Angelo Russell’ın dönüşü ve üzerindeki pası atmaya çalışması dışında bir gelişme yok.

Savunmaları geçtiğimiz aya göre biraz daha iyiydi, en azından sayılar böyle söylüyor. Ama bunun haricinde Nets‘te beklenmedik ya da insanı bir şekilde şaşırtan bir değişim yok.

Bazen kazanıyorlar bazen kaybediyorlar. En azından geçen senelerdeki kadar kötü değiller. Zaten daha iyi olmaları ne gerekiyor ne de kimse böyle bir şey bekliyor.

12 – New York Knicks

Son yedi maçın beşini kaybettiler. Sakatlıklar hem Porzingis’in hem de Tim Hardaway Jr.’ın aksamasına neden oluyor. Savunmaları evlere şenlik.

Oynadıkları son altı maçta altı yarıda 60’dan fazla sayı yediler. Potayı korumayı en azından bireysel bazda bir öncelik haline getirmeyi başaramazlarsa sezonun ilk yarısında sergiledikleri potansiyelin hiçbir önemi kalmayacak.

Oyun olarak da gün be gün düşüyorlar. Hardaway Jr.’ın dönüşü hücumda onları biraz olsun yükseltti. Ama hala tam anlamıyla hücum edemiyorlar. Sezon başından bu yana başlarını ağrıtan hedefsizlik sorunu tüm hızıyla sürüyor:

Draft’a mı yatıyorlar, playoff’a mı oynuyorlar, gençleri mi geliştiriyorlar? Bunların hiçbirine tam anlamıyla evet ya da hayır demek zor.

 

11 – Charlotte Hornets

Son altı maçta dört, son dokuz maçta altı galibiyet. Gerçekten iyi gözüken bir karne. Peki bunu nasıl yaptılar?

Açıkçası ben de bilmiyorum.

Sezonun ortası geldi. Hornets dönem dönem kötü, dönem dönem çok kötü, dönem gayet iyi sonuçlar aldı. Ama bu sezon neyi iyi yaptıklarını çözmek her üç ihtimalde de hayli zor, neredeyse imkansız.

Kemba Walker’ı çıkardığınız zaman playoff resmine yaklaşması imkansız bir takıma dönüşüyorlar. Ve bench’leri gerçekten çok kötü. Bu durumda iyi sonuç dahi alsalar onlar hakkında iyi şeyler söylemek çok zor.

10 – Detroit Pistons

Beş maçtır konferanstaki direkt rakiplerine kaybediyorlar. Savunmaları darmadağın halde. Neyse ki Avery Bradley döndü ama bir türlü iyi bir takım olup aynı zamanda iyi bir takım olmaya devam edemiyorlar.

Cevaplamaları gereken hala o kadar çok soru var ki… Savunmaları mı güçlü, hücumları mı? Savunmada mı iyi olmayı hedefliyorlar, hücumda mı? Yıldızları kim? Drummond’a güvenebilirler mi? Jackson’a güvenebilirler mi?

Pistons için zaman geçiyor, sürekli olarak cevaplar yerine sorular artıyor. Ve iyi sonuçlar almaya dönmezlerse tersi de zor gözüküyor.

9 – Chicago Bulls

Evet, doğru okudunuz. Hayır, bir yanlışlık yok. NBA’in kaybetmek için tasarlanmış gözüken takımlarından Chicago Bulls kazanıyor. Hem de gerçekten kazanıyor.

Son 25 maçın 16’sını kazandılar. Son altı maçın dördünü kazandılar. LaVine, Dunn, Jerian Grant, Mirotic, Markkanen, Portis… Şu an hepsi beklenenin üzerinde katkı yapıyor.

Dunn’ın beklenmedik sakatlığı olmasa belki o iki kaybın birini yaşamamanın bir yolunu bulurlardı. Kaybettikleri diğer takımsa zaten Golden State Warriors. En formda hallerinin bile onları yenebileceğini sanmıyorum.

Ama sezon başlarken birkaç maç üst üste kazanabileceklerini de sanmıyordum. Bulls bu sezon her şeyi sansasyonla ve sürprizle yaşıyor.

8 – Milwaukee Bucks

Her zamanki gibi sezona yeni bir takım gibi başlayıp ortalara doğru kırılgan bir ekip görüntüsüne büründüler. Aynı sorunların tekrar etmesinden yorulan Bucks yönetimi de Jason Kidd’in işine son verdi.

Sezonun hücum anlamında en kötü günlerini geçirmeleri bu kırılgan görüntülerinin yanına eklenince playoff resminin son sırasındaki yerleri de şu an tehlikeye girmiş durumda.

Yetmezmiş gibi dizindeki ağrılar yüzünden oynayamayan Giannis, Kidd’in gönderilmesi kararından memnun değil.

İki iyi haber var: Sezon ortasında koç arayarak takıma yepyeni bir yön vermeye çalışmak gibi bir çılgınlık yapmayacaklar. Ve sonraki 12 maçlarının dokuzunu %50’nin altındaki zayıf takımlarla oynayacaklar.

Kidd’in gidişi sonrası bu noktadaki kriz ihtimalini değil fırsatı görüp yakalamalılar. Yoksa Greek Freak’in en iyi oynadığı sezon onlar için takım başarısı anlamında boşa gidecek.

(Tanıyamayanlar için: Fotoğraftaki kişi Kidd sonrası yeni koçları Joe Prunty.)