By Kevin O’Connor / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 23 Ocak 2018 tarihinde Ringer’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Cavaliers, Thunder tarafından 148-124 dağıtıldıktan saatler sonra, Lyft sürücüm Victor ve ben NBA ile ilgili muhabbet ettik.
Lonzo Ball ve Lakers, basketbolun değişen oyun tarzı ve LeBron James’in Cavaliers‘tan ayrılma ihtimali üzerine konuştuk. Cavs’in koç Tyronn Lue’yu kovup LeBron’un Kasım ayında kendisinden övgüyle söz ettiği, eski Grizzlies koçu David Fizdale’ı göreve getirmesinin gerekip gerekmediğini sordum. “Fizdale mı? Yapma,” dedi Victor, inanamamış biçimde. “Gregg Popovich bile toplayamaz o takımı.”
Spurs ile Cavaliers arasında oynanan maçta da gördük ki Spurs, yaşlanan çekirdeğini genç, savunmayı düşünen rol oyuncuları ile tamamladı ancak Cavs, genç bir yapı kuramadığı gibi savunmada da bir kimlik yaratamadı. Cavs’i bu noktaya getiren kısa vadeli düşünce tarzı, eski genel menajer David Griffin’in 2016’da şampiyonluk kazanan kadroyu kurabilmesi için gerekli bir fedakarlıktı. Ancak artık bedellerini ödüyorlar ve ellerinde bir ayağı NBA’in emeklilik tabelasında bulunan bir takım var.
Cleveland’ın Kasım ortasından Aralık sonuna kadar yakaladığı 19-2’lik galibiyet oranı bir yanılsama oluşturdu aslında. O galibiyetlerin 15’i şu anda playoff yarışının dışında bulunan takımlara karşı geldi. Elbette bu durum Cavs’in galibiyet sayısını artırarak playofflarda ev sahibi avantajı için iyi bir konuma gelmesini sağladı ancak şampiyonluğa oynayan bir takım için önemli olan tek şey büyük takımları yenmek. Aslında yaptıkları ağır başlangıç da bu yüzden bu kadar can sıkıcıydı. Yaşlı ve yavaş bir takım, sezon ilerledikçe daha iyi olmaz.
Noel gününde Golden State‘e kaybettikleri maç da dahil, Cleveland geçen ayı 3 galibiyet, 9 mağlubiyet ile geçti. Bu mağlubiyetlerin sekizi playoff sıralamasında bulunan takımlara karşı geldi. Takım, bu süreçte ligin en kötü ikinci averaj oranını yakaladı. Genel itibariyle, Cavaliers’ın savunma puanı 109.8, bu da onları NBA’de 29. sıraya koyuyor. numberFire’ın yaptığı araştırmaya göre, 1979-1980 sezonundan bu yana NBA’de final oynayan 76 takım arasında yalnızca iki takımın (2000-01 Lakers ve 2016-17 Cavaliers) savunma puanları, lig ortalamasının altında oldu. Bu yılki Cavs; Warriors, Rockets ya da hatta belki Thunder ile oynanacak bir seriyi çok iyi geçiremez. Çünkü işin aslı, takımda istikrarlı olarak savunmada iyi performans gösteren bir oyuncu yok. LeBron da işin savunma kısmında bezgin halleriyle takıma pek yardımcı olmuyor.
Cavs sendeliyor ve bunun farkındalar. Pazartesi günü yapılan idmandan önce, takım ateşli bir toplantı yaptı ve ESPN’in haberine göre bazı oyuncular, Kevin Love’ın hastalığının gerçekliğini sorgulayıp Thunder maçı bitmeden Love salonu terk ettiği için kendisine yaptırım uygulanmasını istediler. Habere göre, takım Love’ın açıklamasını kabul ediyordu fakat hastalık belirtileri de çok inandırıcı değil.
Bir takımda biri hedef gösterilmeye başlandığında durumu düzeltmek zordur ancak 8 Şubat’taki takas takviminin sonu yaklaşırken Cavaliers, bazı değişiklikler yapabilir. Rakip oyun kurucuyu savunabilecek bir guarda, çok yönlü bir kanata ve verimli bir iç savunmacıya ihtiyaçları var. Başka bir deyişle, takımın görünümünü baştan aşağı değiştirmeleri gerekiyor.
Bilinen Seçenekler
Cavs‘in zaafları, Kings guardı George Hill ve Clippers pivotu DeAndre Jordan’a olan ilgilerini açıklıyor aslında. Her iki oyuncu da takıma yardımcı olabilir. Hill, Sacramento’daki karmaşada kaybolmuş durumda ancak çaba gösterdiği zaman da etkili bir savunmacı oluyor. Her iki guard pozisyonunu da savunabilecek fiziğe sahip olan Hill, böylece Cavs‘in sahaya sürdüğü her türlü dizilişe de uyum sağlayabilir. 31 yaşındaki oyuncunun ayrıca hücumda takıma katkı sağlamak için topu elinde tutması da gerekmiyor. 2013-2014 sezonunda, normal sezon ve playofflarda Hill, pas üzerinden attığı üçlüklerde %42,1’lik bir isabet oranı yakalamıştı. Ancak Hill, son yıllarda sakatlık sıkıntıları çekiyor. Toplamda çıkabileceği 291 maçın 88’ini kaçıran Hill, ayak, kasık, diz, el, tendon sakatlıklarının yanı sıra bir de sarsıntı sıkıntısı yaşadı.
Jordan ise takımın ilgisini özellikle çekiyor. 29 yaşıdnaki yıldız, Cleveland’ın ligde 27. sırada bulunan savunma ribaundu sıralamasını ciddi anlamda yukarı çekebilir ve aynı zamanda savunmanın merkezinde Cavs’in dış savunmacılarının üzerindeki yükü alarak göz korkutucu bir varlık sergileyebilir. Jordan’ın geçiş hücumlarındaki koşuları ve devrildiği oyunlardaki atletizmi, Cleveland’ın oyun kurucularına da iyi bir silah sunabilir.
Ancak playofflarda, iş daha çok yarı saha oyununa döndüğü zaman Jordan’ın kötü şut becerisi ve kötü serbest atış yüzdesi can yakar. Geçen yıl Isaiah Thomas’ın hücumda rakipleri bitiren bir performans sergilemesinin sebeplerinden biri de Al Horford’ın açtığı alan oluyordu. Thomas, bu sezon ilk üç ayda oynamadıktan sonra yalnızca 7 maçta forma giydi ancak ilk adım ve patlayıcılık eksikliği, geçen sezonki seviyesine ulaşması konusunda karamsar bir bakış açısı getirdi. O seviyeye tekrar çıksa bile Kyrie Irving’in playofflarda ortaya koyduğu 27,7 sayı ve %51,8’lik saha içi isabet oranı istatistiklerinin yerini tutacak bir performans sergileyip sergilemeyeceği merak konusu. Dwyane Wade, Jeff Green ve Jae Crowder da en iyi ihtimalle ortalama şuta sahip oyuncular. Jordan, ancak bu şut atamayan oyuncuların takımında onların kervanına katılır. Aslında Warriors ile oynanan maçlarda da asla büyük etkiler yaratamamasının sebebi bu.
Hücumda fedakarlık yapmadan savunmaya katkı sağlamak zaten zor ancak yeni Cavaliers Genel Menajeri Koby Altman, işin mali boyutunu da hesaba katmalı. Hill, gelecek sezon 19 milyon dolarlık bir sözleşmeye sahip olacak ve yakında 32. yaşını geride bırakacak. Jordan ise bu yaz kontratından çıkabilir ve serbest duruma düşebilir. Her ne kadar yalnızca birkaç takımın maksimum kontrat verebilecek parasının olacağı kuru bir piyasa olması beklense de, gelecek yaz Jordan kendisine yıllık 30 milyon dolardan fazla kazandıracak bir kontrat isteyebilir. Mevcut sözleşmesindeki so yılında sözleşmesini uzatsa bile, yıllık 24,1 milyon dolar kazanacak.
Diyelim ki Cavaliers; Tristan Thompson, Iman Shumpert, Channing Frye ve draft hakları karşılığında Hill ile Jordan’ı kadrosuna kattı; Jordan da sözleşmesini uzattı. Yalnızca 8 oyuncuya 101.6 milyon dolar garanti maaş ödüyor olacaklar, ki bu rakama daha LeBron, Thomas, Wade ya da diğer oyuncuların sözleşmelerinin uzatılması dahil değil. James ya da Thomas sözleşmenin altına imzayı attığı anda vergi dilimine girecekler. Bir oyuncunun daha kontratını uzatacak olsalar Dan Gilbert, kendi cebinden para vermekle uğraşacak.
Kadronuzda LeBron varken lüks vergisi ödemekte sorun yok. Ancak James’in takıma sunduğu yetersiz taahhüt, olası bir takasta varı yoğu ortaya koymayı zorlaştırıyor. Jordan veya Hill takasları o kadar da mümkün olmayabilir yani. Konuştuğum bazı NBA yöneticileri ve menajerler, hem Kings hem de Clippers‘ın genç oyuncuları ve draft haklarını elde etmek istediklerini söylüyorlar. Bir anlaşmaya varmak için zaten Batı’da sekizinci sırada bulunan Clippers için çok daha az teşvik unsuru var.
Özellikle 2015 ve 2016’da Rich Paul’un menajerlik şirketi Klutch Sports’un menajerliklerini yaptığı Tristan Thompson ve J.R. Smith’e ödenen paralar nedeniyle Cavs’in cephanesi az. Ellerinde 25 yaş ve altında yalnızca üç oyuncu var: Cedi Osman, Ante Zizic, London Perrantes. Ayrıca iki kontrat da bitmek üzere: Frye ve Thomas. Ellerindeki 2018 ilk tur draft hakkı da Jordan için yeterli olmayacaktır ve ben Jordan’ın kontrat durumu, yaşı ve Warriors karşısındaki etkisizliği düşünülünce 2018’deki ilk tur draft hakkına değeceğini düşünmüyorum.