By John Gonzalez / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak The Ringer’da yayınlanmıştır.
O an parkedeydi ancak görmemişti. En azından ilk anda. “Ama sonra arkama baktım” diyor Jayson Tatum, “ve bacağını işaret ettiğini gördüm. ‘Aman tanrım’ diye düşündüm.”
Geçtiğimiz günlerde Lakers‘a karşı oynana maç öncesinde UCLA’in eski antrenman tesisinde ayakkabılarını bağlayan Tatum, kısa profesyonel kariyerinin ilk anlarından birini böyle anlatıyordu. O günden bu yana Celtics Tatum’a çok güvendi. Belki plan hep buydu. Belki yeteneklerini tam anlamıyla sahaya yansıtması biraz daha dikkat ve parkede geçirilen dakikaya bağlı olacaktı. Ama Celtics formasıyla ilk maçında Gordon Hayward’a olanların Tatum’ın adapte sürecini hızlandırmadığına dair bir çıkarım yapmak son derece zor.
“Hemen oracıktaydı” diyor Tatum, Hayward’ın ayağını kırdığı anlardan bahsederken, “Ben de oradaydım.” Tatum o anda şoka girmiş ve Hayward için üzgün durumdaydı. Aylar sonra yaşananlara hala inanamıyor. Ama rolündeki değişim bu sürece göre çok daha kısa sürede gelişti.
“Aniden” diyor Tatum. “Çok dramatik bir şeydi. Berbattı. Kafamın derinliklerinde bir yerde sadece benden değil, herkesten daha çok şey yapmasının beklendiğini fark etmiştim.”
Sezonun ilk ayında çok daha fazlasını yaptı. Çok daha. Ekim ile Aralık ayları arasında Tatum 50.8/47.1/82.4 yüzdeleriyle oynadı. Hücum reytingi istatistiği de Ekim’de 116 iken Kasım’da 118, Aralık’ta inanılmaz bir istatistik olan 121’e çıktı.
Tatum basamakları insanların beklemediği bir hızla bir bir tırmanırken (All-Star’daki Yükselen Yıldızlar Maçı’na seçildi) sorumlulukları da arttı. Farkında olmadan gelişmekte olan bir oyuncudan Boston’ın en önemli oyuncularından birine dönüştü. Maksimum kontratlı bir oyuncunun yerini doldurmak kolay değildir, biz burada bir de bir çaylaktan bahsediyoruz. Bu konuda Ocak’ta biraz tökezlese de Tatum çok iyi bir iş çıkardı. Ocak’ta hücum reytingi 96’ya düştü ve saha içi yüzdesi %41.3’e, üçlük yüzdesi %35.1’e geriledi. Yani tecrübeli bir NBA yıldızı performansından çok iyi bir çaylak performasına düştü. (Bu sezon Klay ve George Hill’in arkasında NBA’de yayın gerisinden %44.3 ile en yüzdeli atan üçüncü oyuncu.)
Hızlı başlangıcın ardından son birkaç hafta Tatum ve Celtics adına bir sınav oldu (son 10 maçlarında 5-5 gidiyorlar). Boston üst üste 4 maç kaybederek sezonun en kötü günlerini geçirirken Tatum da bu durumdan çıkmaya çalıştı. Philadelphia ile Orlando’ya karşı 22’de 8 ile saha içi isabeti bulurken Lakers‘a karşı adeta görünmez bir hayalet gibi sahada geziniyordu.
Tabii ki birçok kişi Tatum’ın çaylak duvarına çarpıp çarpmadığını düşündü. Muhtemelen evet. Tatum Duke’ta 29 maça çıktı, Celtics‘te ise şimdiden 51 maçta oynadı. Sezon ilerledikçe hızını düşürecek ilk çaylak Tatum olmayacak. Herkese oluyor. Bu normal. Önemli olan Tatum’ın bunu ele alış ve normale dönüş şekli.
Bu açıdan bakıldığında Tatum’ın yeteneklere olan inancının üst düzey olduğunu söyleyebiliriz. Geçen hafta konuştuğumuzda performans düşüklüğünden pek etkilenmemişe benziyordu. NBA’e geldiğinde neler yapabileceğini ve Celtics’e neler verebileceğini bilerek geldiğini söylüyor. Denver’a karşı alınan kritik galibiyette daha iyi bir performans sergiledi. 13’de 8’le oynayan Tatum, 20 sayı 6 ribaunt 4 asist, 1 top çalma 1 blok yaparken bir de Torrey Craig isminde bir savunmacıyı böyle rezil etti:
Jayson Tatum just spun Torrey Craig back to the G-League ?? pic.twitter.com/tVt8heANtq
— Rob Perez (@World_Wide_Wob) 30 Ocak 2018
Yine de neler yapabileceğini düşünmekle (veya bilmekle) bunları NBA’deki çok yetenekli ve tecrübeli oyunculara karşı defalarca kez sergilemek arasında çok büyük farklar var. Yükselen Yıldızlar Maçı ile ligde gerçekten yükselen bir yıldız olmak arasındaki fark istikrar. Bu açıdan bakıldığında Ocak ayındaki düşüşü ilk üç ayki performansından sonra pek de sürpriz değil.
“Ben herkesten daha az sürprize uğramıştım” diyor Tatum.
Yeteneklerinin yanı sıra 2.04’lük genç forvette Celtics GM’i Ainge’i ilk olarak etkileyen özelliğin kendine güven olduğunu söyleyebiliriz. Ainge ligin en çok kendine güvenen yöneticilerinden biri olmasının yanı sıra Draft’tan sonra takası yapıp 3.sıraya inmeseler dahi Tatum’ı ilk sıradan seçeceğine dair açıklamalar yaptı. Bunun ne kadar doğru veya yanlış olduğu Danny’e kalmış ancak Tatum için pek bir önemi yok çünkü o buna inanıyor. GM’i Ainge ile birlikte sürekli takası yapmayıp onu ilk sıradan seçmesi gerektiğine dair şakalaşıyorlarmış.
“Daha çok para kazanırdım,” diyor Tatum gülerek. “Bir de ilk sıra üçüncü sıradan daha kulağa hoş geliyor.”
Tatum’ın son zamanlarda parkede yaşadıkları bitmek bilmeyen Markelle Fultz olayının trajikomikliğine bakıldığında çok daha küçük geliyor. Tatum ile Fultz Draft’tan önce yapılan takasın ana kahramanları oldukları için sonsuza kadar taraftarların muhabbetlerinde ve ‘ya takas olmasaydı’ paralel evrenlerinde birlikte konuşulmaya devam edecekler.
Şu ana kadarki NBA maceraları ve kariyerleri herhalde daha da ayrık olamazdı. Tatum üç iyi aydan sonra bir daha az hatırlanacak ay geçirdi. Fultz ise dört maç oynayıp sonrasında gizemli omuz ‘sakatlığı’ nedeniyle parkelerden uzak kaldı ve şu sıralar kötü şut stiliyle iPhone’dan çekilen videoların kahramanı oluyor. Tatum kendisinden iki sıra önce seçilen yaşıtı hakkında çok düşünüyormuş. Fultz’u iyi tanıyor, çok iyi bir oyuncu olduğunu söylüyor ve işin içinden çıkacağını tahmin ediyor. Ancak Tatum olanlar karşısında da kafasını sallamaktan fazla bir şey yapamıyor.
“Tam olarak neler yaşandığını bilmiyorum” diyor Tatum. “Ama şanssız bir olay olduğunu biliyorum. Markelle’i uzun süredir tanıyorum. Draft’tan önce dahi arkadaştık. Onu bu halde görmekten nefret ediyorum. Umuyorum ne sıkıntı varsa çözülür. Hepimizin çözmesi gereken sıkıntıları var.”
Tatum oyununda bazı değişimler yapması gerektiğini hissettiğini söylemek üzereydi ancak sonradan koç Stevens’ın antrenmanda ve maç kasetlerinde ona hatalarını gösterdiğini ifade etti. Stevens her oyuncunun bir şeyler öğrenebileceği anlardan geçtiğini iddia ediyor. Stevens’a göre bu işin mantığı “bir oyuncunun galibiyete katkı yapacağı noktaları bulmak”. Bu biraz TED Talk’a benziyor ama Tatum bizim için basit bir tercüme yapıyor: “Üstüme çok düşüyor.”
Tatum bunun bir sorun olmadığını söylüyor. Sonuçta Koç K için de oynadı. “Koç K çok bağırır” diyor. “Koç K bana sürekli bağırırdı. Herkese bağırır.” Stevens bağırmıyor. Peki Tatum’ın dikkatini hangi konularda çekiyor?
“Her şey” diyor Tatum.
Bu konuda eğlenceli hikayeler var mı?
“Eğlenceli mi?” diye soruyor genç adam. “O anlar eğlenceli olmuyor. Ancak neden benim üstüme düştüğünü ve beni bazı konularda ayrı tuttuğunu anlıyorum. Adilik yapmaya çalışmıyor. Beni bir üst seviyeye taşımaya uğraşıyor.”
Stevens da kendi penceresinden Tatum hakkında konuşuyor. “Ona sert şekilde koçluk yapmama izin veriyor” diyor. Stevens Tatum’a güvenmek için bahsettiği galibiyete katkı yapacağı noktaları bulmayı beklememiş.
Stevens Tatum’ı draft ettiklerinde ellerinde özel bir oyuncu olduğuna inanıyormuş ancak hazırlık maçlarında bundan emin olmuş. Emin olmasına neden olan şey inanılmaz bir smaç veya kritik anda uzaklardan gelen bir üçlük de değilmiş.