By Yılmazcem Özardıç/ info@eurohoops.net
NBA’de normal sezon için artık son bir buçuk aya girdik ve playoff yarışındaki takımlar, All-Star haftasonunun ardından normal sezonun bitimine kadar ligi kasıp kavuracak amansız playoff savaşını kızıştırıyorlar.
Tabii ki her takımın kendine has az ya da çok problemleri ve hedefe giden yolda önlerine çıkan taşlar var. Bazılarının daha çok, bazılarının daha az. Sezon ortasında yaşanan DeMarcus Cousins sakatlığı ve Blake Griffin takası özellikle Batı’da işleri tamamen karıştırdı ve üçüncü ile dokuzuncu arasında sadece üç büçük maçlık bir fark var.
Vakit kaybetmeden bu takımların ne gibi problemleri olduğunu, bu problemleri giderip hedefe nasıl ulaşacaklarını değerlendirmeye başlayalım.
Wizards Doğu’da dördüncü sırada ve büyük bir sürpriz olmazsa bu sıralarda playoff’lara girmeleri muhtemel görünüyor. John Wall’un şok sakatlığının onlara büyük bir darbe vurmasını herkes bekliyordu ancak kenardan gelip spot ışıklarının altına geçen Tomas Satoransky şu ana kadar orayı harika götürüyor. Wall’un dönüşü sonrası Wizards’ın çok uzun zamandır bir türlü bulamadığı Wall-Beal’ın ikisini de yedekleyebilecek guard rolünü rahatlıkla alabilir gibi duruyor. Beal bu sene ilk kez All-Star oldu ve her geçen gün üstüne koymaya devam ediyor. Wall’suz iyi oynamalarına çok önem vermiyorum çünkü geçici bir parıltı ve fikstür kolaylığı diye düşünüyorum.
Onların en büyük sıkıntısı senelerdir olduğu gibi Wall-Beal ikilisinin eline bakacak olmaları. Potter’a verdikleri kontrat ellerinde patladı bile. Morris ve Gortat’ın de geçtiğimiz yıllara göre pek farklı bir katkı vermelerini kimse beklemiyordur herhalde. Mahinmi, Oubre ve Satoransky playoff’larda kullanacakları parçalar olabilir ama onların kapasiteleri ne kadar ileri gitmelerini belirleyecek etken ve ben çok yukarıda görmüyorum. Koç Brooks’un da çok net eksikleri var. Playoff yarışında aşağılara düşmeyeceklerdir ancak beşinci sıraya elenirlerse hiç şaşırmam.
Sezonun en büyük sürprizlerinden biriyle karşı karşıyayız. Ligin dibinde yer alır, lotaryada ilk sıra kovalar tahminleri yapılan Pacers, En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ödülünün bir numaralı adayı Victor Oladipo’nun harika sezonu ve liderliğiyle beklentileri fazlasıyla aştı. Playoff’lara girmeleri çok büyük ihtimal ancak önemli olan beşinci sırayı koruyup koruyamayacakları. Myles Turner benim MIP adaylarımdandı ancak çok fazla şanssızlık yaşadı. McMillan çok iyi bir koç değildir ama takımı derli toplu tutmasını bilir, burada da bunu şu ana kadar çok iyi başardı.
Pacers’ın da en büyük problemi playoff potasındaki diğer her takımdan az bir tavanları olması. Evet, normal sezonda çok mücadele edip yüksek konsantrasyonla oynayarak iyi sonuçlar elde ettiler ama ilk kez All-Star olan Oladipo’nun etrafındaki yardımcı roller playoff’ta öne çıkıp maç ve seri alabilecek kadar üst düzey oyuncular değiller. Thad Young, Myles Turner, Lance, Collison gibi oyuncuların hepsi iyi ve değerli oyuncular ama yetmezler. Onlar takım olarak oynamayı başaran bir ekip ve sezon sonuna kadar Sixers-Milwaukee ve Miami’nin önünde kalmaları gerekiyor. Bu takımlara göre potansiyelleri çok daha aşağıda çünkü.
NBA’in en büyük hikayelerinden birine geldi sıra. Meşhur Process, ilk kez başarıya doğru kanatlanıyor ve playoff yapacaklar. Acıyla geçen yıllardan sonra Sixers taraftarları Embiid-Simmons çekirdeğinin geleceğe dair parıltılarını izlemekten büyük keyif alıyor. Redick, Covington, Saric, McConnell, Holmes gibi isimler de çok değerli yan parçalar. Hepsi belli başlı senaryolarda sezon içinde iyi maçlar çıkardılar. Fultz’un gizemli sakatlığı ve hala iyileşememesi Sixers’ın geleceğine küçük de olsa bir gölge düşürüyor ancak bunun bu sezon özelinde pek önemi yok çünkü zaten onlar Fultz’u hiç sisteme dahil etme şansını elde edemediler.
76ers’ın playoff’larda yukarıdaki Raptors, Celtics ve Cavaliers için en rahatsız edici eşleşme olması ihtimali çok ama çok yüksek. Ellerinde Embiid gibi bir oyuncu var bir kere. Maçı tek başına değiştirebiliyor. Keza Simmons da çok çok iyi bir çaylak sezonu geçiriyor. Takımın iki yaratıcısı çok potansiyelli isimler ama hiç tecrübeleri yok. Simmons çaylak yılını geçiriyor, Embiid dördüncü yılında 100.maçına çıkamadı. Bu oyuncularla playoff’da maç kazanılabilir ancak korakor geçecek bir seri boyunca ne kadar üst düzey istikrar gösterebilirler bu bir soru işareti. Ellerinde tecrübeli bir yaratıcı olmamaları onların en büyük eksiği. Bunu çözmek için çok fazla yapabilecekleri bir şey yok, koç Brown’ın efektif müdahaleleri bu konuda yardımcı olabilir. Ama playoff’ta kimsenin onlarla oynamak istemeyeceği bir takım çoktan oldular. Kim Embiid’e karşı oynamak ister ki.
Milwaukee’nin potansiyelinin bu sezonun ilk bölümünde bu kadar çok harcanması gözlerimi kanatıyordu. Giannis Antetokounmpo bildiğimiz gibi, her maç, her pozisyon, her saniye bildiklerinin ve yapabildiklerinin üstüne bir şeyler koyuyor. Kidd’i kovmaları her ne kadar ilk olarak Giannis’i çok üzse de takımın üstündeki ölü toprağını, soyunma odasındaki kötü atmosferi, savunmadaki saçma sapan stratejileri ve hücumdaki yetersiz setlerin bir kısmını değiştirmişe benziyor. Geçici koç çok fazla bir şey yapmadı bu arada. Normal insan ne yaparsa onları uyguladı ve sonuç ortada. Kidd Bucks‘ı geri çeken etmendi.
Sezon boyunca en büyük problemleri olan istikrarsızlık, playoff’ta başlarına büyük iş açabilir çünkü seri dediğimiz olay 7 maç üzerinden oynandığı için bir maçı ne kadar iyi oynarsanız oynayın iyi performansı seriye yansıtmanız gerekiyor. Ancak Doğu’daki en iyi ikinci oyuncuya sahip oldukları çok açık ve bu yukarıdaki her takımın kaçmak isteyeceği bir senaryo haline getiriyor onları. Jabari sakatlıktan eski performansına yakın bir oyun oynama sinyalleri vererek döndü. Middleton bir üst seviyeye çıktı. Bledsoe ve Maker çıkışta. Bucks’ın takımı bir toparlayıp düzenli bazı stratejileri oturtması halinde her şey onlar adına olumlu gelişebilir.
Wade geri döndü. Ne hikaye ama. Heat bu sene de elinde bir süper yıldız olmayan bir takım ne kadar ileri gidebilirse o kadar ileri gitmeye aday bir takım. Ellerinde çok fazla birçok şey yapabilen rol oyuncusu var. Josh Richardson. Justice Winslow. Kelly Olynk. James Johnson. Tyler Johnson. Wayne Ellington. Bam Adebayo. Rodney McGruger. Bu liste uzar gider. Takımın üzerine kurulduğu isimler Goran Dragic ve Hassan Whiteside. Whiteside’ın konsantrasyon problemi çok fazla ve potansiyelinin hep altında kaldı bu sene. Tabii bir de pastanın çileği Dwyane Wade var ki son iki maçta yaptıklarıyla sanki sene 2018 değil de 2008 gibi oynuyor.
Heat’in en büyük problemi ise net bir yıldızı olmaması nedeniyle maçın belli başlı bölümlerinde tamamen rakipleri tarafından ezilebiliyor olması. Tempoyu düşük tutmak bunun bir çözümü ancak ne kadar uğraşırsanız uğraşın oyun artık o kadar hızlı ki bunu yapamayabiliyorsunuz. Dragic iyi bir sezon geçiriyor ancak ne yapıp edip Whiteside’ın kafasını başka yerlerden alıp basketbol sahasına getirmeleri lazım. Bunu yapıp Wade’in de iyi bir performans sergilemesini sağlasalar dahi yukarıdaki 3 takıma çok büyük bir tehdit olmaları tavan olarak kolay görünmüyor.