Anasının Kuzusu, NBA’in Geleceği: Marvin Bagley III

15/Mar/18 09:14 Mart 17, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

15/Mar/18 09:14

Eurohoops.net

Üç farklı lise, Duke’ta geçen bir yıl ve ailesinin koşulsuz şartsız sevgisi… Marvin Bagley III, dünyanın karşısına çıkarabileceği her şeye hazır! Eurohoops Çeviri, onun öyküsünü anlatıyor!

By Elizabeth Merrill/ Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 15 Ocak 2018 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Marvin Bagley III basketbol oynadığı gibi rap müzik yapıyor, yumuşak ve hızlı. Duke eşofmanını giyen Bagley, 2,11’lik boyu ve 107 kilogramlık ağırlıyla North Carolina’daki Raleigh’ın hemen dışındaki bir kayıt stüdyosuna giriyor. Camın diğer tarafında takım arkadaşları Grayson Allen ve Brennan Besser var. Onların gelmesi sebebi yalnızca dinlemek değil, aynı zamanda Bagley’i de rahatsız edecekler.

Noel arasının ölü haftalarında bir Perşembe günü ve her zamanki gibi kalabalığı toplamış. Annesi ve babası, Marvin Jr. ve Tracy, kardeşleri Marcus ve Martray ile birlikte stüdyonun dışındaki dar bir koridorda dikiliyorlar. Küçük kardeşi oturmak için yere eğiliyor. Bagley, basketbolda o kadar iyi ki geçtiğimiz yaz USC, Martray henüz 7 yaşında olmasına rağmen üç kardeşe de burs teklifi yaptı. Ancak bir bakıma buna değerdi. Bagley, birkaç ay önce Duke’a gitti ve aile de onunla birlikte California’dan Durham’a gitti. Bagley nereye, onlar oraya.

Bugün Bagley, Grammy ödüllü yapımcı Carolina’lı 9th Wonder için rap müzik yapacak. 9th Wonder, daha önce Jay-Z, Kendrick Lamar ve Drake gibi isimlerle çalıştı. Bagley ve bazı takım arkadaşları 9th’in bu bahar döneminde verdiği bir hip-hop tarihi dersini alıyorlar. 9th’in ismi Patrick Douthit. Bagley gelmeden önce 9th, 18 yaşındaki oyuncuyla hiç tanışmadığını ancak SoundCloud’daki bir kaydı dinlediğini ve Bagley’in sesinin çok ilgisini çektiğini, söyleyecek bir şeyleri olduğunu belirtiyor.

Bagley, kulağından kulaklıkları çıkarıyor ve mezun olup liseden erken ayrılabilsin diye sınıf değiştirerek üç yılda üç lise değiştirmesi ve şüphesiz birkaç ay içinde NBA Draftı’na gireceğini açıklamasıyla sonuçlanacak Duke’taki macerası sonucu göçmen hayatın getirdiği özel bir zamanda yazdığı sözleri başlatıyor.

Tanıyın beni, hep buralarda olacağım!

Çok şey gördüm ve buralardan bile değilim. Babam anlattı başımı dik tutmayı.

Yenilsen bile devam et, eğilmesin başın öne.

9th sesleri karıştırıyor ama bu Bagley’i engellemiyor. Onun sesi giderek güçleniyor.

“Bu işte doğuştan yetenekli bence,” diyor yapımcı, Marvin Jr. ile Tracy’ye. “Oraya girip her şeyi unutan insanlar gördüm. Tiye aldılar durumu. Bunu insanların rap yapamayacağına yemin ettiği bir nesilden gelerek yapması, bir de üzerine 18 yaşında olması…

İki ayrı kariyeri olabilir.”

“Nike Phamily” isimli AAU takımının koçu, Team Bagley’in lideri Marvin Jr., coşkulu övgüleri kabul ediyor ancak yalnızca bir anlığına.

“Daha iyi olmaya devam etmelisin,” diyor oğluna.

Raleigh’dan tekrar Duke’un kampüsüne dönüyoruz. Yoğun trafikte aşağı yukarı 30 dakikalık bir yolculuk. Allen ve Besser, NBA’de lotaryadan gitmeden, milyonlarca dolar kazanmadan, belki bir kayıt yaptıktan sonra Jay-Z ile takılacak kadar popüler olmadan önce yaklaşık beş ay birlikte oynamayı bekledikleri yeni takım arkadaşları ile ilgili kafa yoruyorlar. Bagley o sırada araçta değil. O, ailesiyle birlikte gitti. Bagley’in ailesiyle gideceğini babasından öğrenen Allen oldu. İlginç buldu Allen bunu.

“Hep kardeşleri, annesi ve babasıyla takılıyor,” diyor Allen. “Hep ona kendisi gibi davranan, süper yıldız Marvin Bagley gibi davranmayan insanlarla birlikte takılıyor. Kardeşlerinin de onunla dalga geçtiğine eminim. Bence onun bu kadar mütevazı olmasını sağlayan da bu.”

Bagley’in kendisi hakkında iyi hissetmek için bir sürü sebebi var. NCAA sezonunun ilk iki ayında Oklahoma’lı çaylak olası bir Trae Young istisnası hariç daha dominant bir oyuncu yoktu. Pazartesi günkü Miami maçı öncesi Bagley’in 14 double-double’ı vardı. Duke, 17 maç yapmıştı o güne kadar. Kasım ayındaki PK80 şampiyonası öncesi Bagley, Texas karşısında Mavi Şeytanlar’a 11 dakika kala 16 sayı gerideyken maçı kazandırdı ve 34 sayı, 15 ribaund, 2 asist ve 1 top çalma ile oynadı.

Solak uzun forvet, bir guard gibi topu yere vurabiliyor, bir Globetrotter gibi smaç basabiliyor ve dinleyin, henüz 18 yaşında ve lisede yalnızca iki yıl basketbol oynamışken sanki bunu onlarca yıldır yapıyor gibi gözüküyor. Pittsburgh karşısında alınan galibiyette Bagley, topu kazandı, hızlı hücumu başlattı, topu arkadaşına verdi, maceraperest bir pas aldı ve sonra da pozisyonu smaçla bitirdi. Maçın ardından Pitt koçu Kevin Stalling, muhabirlere Bagley’in bu hazırlık sürecinde izlediği en iyi oyunculardan biri olduğunu söyledi. 1960’lardan bu yana bir maçta 30+ sayı ve 20+ ribaund üreten ilk Duke oyuncusu oldu Bagley. Geçtiğimiz aylarda Florida State ile oynanan maçta 32 sayı ve 21 ribaund üretti. Ayrıca sayı (22,5) ve ribaund (11,7) ortalamalarında da ACC lideri.

“38 yıllık görev süremde, Duke’a gelmiş en eşsiz oyuncu,” diyor Mavi Şeytanlar’ın koçu Mike Krzyzewski, Bagley için. “Her şeyi yapabiliyor. Bazı açılardan Kyrie Irving de böyleydi. Ancak Kyrie, 8 maç sonra sakatlanırdı.

“2,11 boyuyla inanılmaz bir atlet Marvin. 11 yıldır ABD milli takımında NBA oyuncularına koçluk yapıyorum. Marvin, şimdiye kadar koçluk yaptığım oyuncular arasında en atletik 2-3 oyuncudan biri. İyi bir atlet değil, inanılmaz bir atlet. Aynı zamanda inanılmaz bir tekrar sıçrama yeteneği var. Başka bir deyişle, sıçradıktan sonra yere inmesi hiç vakit almıyor, hemen tekrar zıplıyor. Öğrenmek istiyor, deliliği yok. Harika bir çocuk, zeki ve inanılmaz bir motoru var. Asla kötü günü olmuyor. O gerçek bir hazine. Oynadığı dönemde NBA’deki en büyük oyunculardan biri olacak.”

Ancak 2017-18 sezonu hiç de kolay olmadı. Duke, ACC sezonuna 1 galibiyet ve 2 mağlubiyet ile başladı. Bagley’in Florida State karşısında rekor kırdığı maç olmasa hiç galibiyet alamayabilirlerdi de. Bagley, faulü aldıktan sonra panyanın tepesine çarptırarak soktuğu şut ile ivmeyi değiştirdi.

Duke’un çok kötü savunma yaptığı zamanlar oldu. Bu durum Mavi Şeytanlar’a Bagley’in tek sezonluk kolej basketbolu macerasında zarar verebilir. Bagley, bu yaz tekrar sınıf değiştireceğini açıkladığı zaman, Duke’a gideceğini ESPN’in SportsCenter isimli programında söylemişti ve kolej basketbolunun manzarası değişti. Duke, sezon öncesi şampiyonluk tahminlerinde favori konumuna yükseldi. Las Vegas tahminlerine göre de Mavi Şeytanlar’ın şampiyonluk oranları 1/7’den 1/3’e yükseldi.

Bagley’in tekrar sınıf değiştireceği haberler, yaz ortasına kadar çıkmamıştı ve o dönemde çoğu kadro belli olmuştu. Böylesi bir hamleyi bu kadar geç açıklayan son oyuncu 2011’de Andre Drummond olmuştu ve o UConn’u seçmişti. Bagley’in liseden erken ayrılması, NCAA’den kabul için beklemesi gerekiyordu. O kabul da Eylül başında geldi.

Duke, ilk olarak ona dokuzuncu sınıftayken bir burs teklifi yapmıştı ve babası orada büyüdüğü için Durham’a aşinaydı. Bagley, okula gitmek için resmi ziyaretini Temmuz ayında yaptı. Duke koçları, kayıt almayı bıraktıkları için genelde yılın bu zamanında kampüs ziyaretlerine gitmiyorlar. Ancak Marvin Bagley III, ziyaret planı  yaptığı zaman istisna yaratabiliyorsunuz.

Takım, Dame’s Chicken & Waffles’ta yemek yemeye çıktı ve Allen da Bagley’in pürüzsüz uyumu, akan muhabbet, alınan keyif nedeniyle şaşkına döndü. Bagley için tekrar sınıf değiştirebilmek için durmaksızın çalışılan bir yazda güzel bir ara oldu bu etkinlik.

“Biz farklı bir masada oturuyorduk,” diyor Duke’un yardımcı koçu Jeff Capel. “Onlar da kendi masalarında gülüyorlardı.

“Babası, ‘Marvin’i uzun zamandır böyle gülerken görmemiştim,’ dedi. Onu hatırlıyorum. O da diğer çocuklarla birlikteydi.”

Fotoğraf: ESPN

Bagley’in hikayesi memleketi Arizona’da, bir futbol sahasında başlıyor. Çok uzun bir çocuk Bagley, okuldaki diğer çocuklardan çok daha büyük. O dönemlerde Bagley’in boyu yaklaşık 1,98.

Bagley, takımının quarterback oyuncusu ve yağmur altında kendinden büyük oyunculara karşı oynuyor. Topu fırlatmaya hazırlanıyor, 99 numaralı formasıyla koca bir çocuk ona arkasından vuruyor. “O gündü işte,” diyor Bagley, “‘Futbol galiba bana göre değil,’ dedim. Ben basketbol oynayacaktım.”

Marvin Jr. da North Carolina A&T ve AFL’de futbol oynamış. Bagley’in anne tarafından dedesi Joe Caldwell ise efsanevi bir basketbol oyuncusuydu. 1964 yılında Detroit Pistons, onu NBA Draftı’nda ikinci sıradan seçti. Caldwell, o kadar sert bir savunmacıydı ki Hall of Fame Julius Erving, bir keresinde ABA’de onu Caldwell kadar iyi savunan kimse olmadığını söylemişti.

“Babasının mı yoksa dedesinin mi genlerini aldı bilmiyorum,” diyor Caldwell, “ama belki ikisinden de almıştır, çünkü kilit nokta bu. Babası muhtemelen oğlunun bu alanda gelişmesi için odaklanıp doğru şeyleri yapsa çok acayip bir futbolcu olabilirdi.”

Caldwell, Bagley’lerin Marvin III yaklaşık 10 yaşına gelene kadar kendisiyle yaşadığını söylüyor. Bir ara çocuğun arka bahçede yaptıklarından o kadar etkileniyor ki o dönemki Arizona State koçu Herb Sendek’e birkaç yıl dayanabilirse çok iyi bir oyuncusu olacağını söylüyor.

Bagley cüsseli bir çocuk olsa da Marvin Jr., koçların onu zorla post oyuncusu yapmasına izin vermiyor. Pota altında canavar gibi oynayan oyuncuların iyi olduğunu ancak bir guard gibi oynayabilen uzunların özel oyuncular olduklarını bilen babası, oğluna dripling yapmayı, pas atmayı ve üçlük atmayı öğretiyor. Eğer bir koç Bagley’i boyalı alana hapsedip şutları savuşturmasını isterse Marvin Jr. oğlunu başka bir takıma götürüyor. Bagley de böylece çok farklı takımlarda oynuyor.

Lisedeki ilk yılında Arizona’nın güçlü takımlarından Corona del Sol’da oynuyor Bagley. Orada bir eyalet kupası kazanıyor ve Arizona Republic’te yılın oyuncusu seçiliyor. O aralar yerini bulmuş ve mutlu gözüküyor.

Ertesi sezon ayrılıyor Bagley oradan.

Hillcrest Prep’e gidiyor. Orası okuldan ziyade bir basketbol kulübü gibi. Nevada’daki Findlay Prep modeli örnek alınmış. Findlay Prep’te öğrenciler yıl boyu antrenman yapıyor ve turneye çıkıp yüksek profilli turnuvalarda oynuyorlar. Hillcrest’e oyuncuların deneyimine akademik kısmı da ekleyen Starshine Academy katılıyor.

Bu hamle ile Bagley’in orada kalması ve Marvin Jr.’ın da yardımcı koç olarak işe başlaması bekleniyor. Marvin Jr. bu konuyla ilgili bir röportaj vermeyi reddetti. Yapılan bir telefon görüşmesinde ise bu yazının kendisiyle ilgili değil, oğluyla ilgili olmasını istediğini belirtti. 2016’da Sports Illustrated tarafından yayınlanan bir yazıya göre, Marvin Jr. Hillcrest’te yardımcı koçluk yapmadan önce UA Local 469’da tesisatçı olarak çalışıyor.

Sonra Bagleyler için Hillcrest’te işler çok çabuk kötüleşiyor. NCAA, Starshine Academy’yi ziyaret ediyor ve ders programının NCAA standartlarında olmadığı hükmünü veriyor. Yeni bir program olan Hillcrest de Marvin Jr.’ın umduğu itibarı yakalayamıyor.

Bagleyler bu kez de güney California’daki Sierra Canyon Lisesi’ne gitmek için oradan ayrılıyorlar. Bagley her ne kadar Arizona’daki arkadaşlarından ayrılmanın hayatındaki en zor an olduğunu söylese de babasını da hemen savunmayı ihmal etmiyor:

“Arizona’dan ayrılmak benim kararımdı,” diyor Bagley. “Birçok insan bu konuda babamı suçluyor. Ancak o çıkıp da bana ‘Pekala bunu yapacağız, şurada oynayacaksın’ demedi. Hiç böyle olmadı. Birlikte oturduk, bütün ailemle konuştuk. Neyin en iyisi olacağını konuştuk. Onlar da hep benim ne hissettiğimi, olup bitenlerle ilgili nasıl hissettiğimi sordular zaten. Ben onlara nasıl hissettiğimi, onlar da bana nasıl nasıl hissettiklerini anlattılar.

Neticede başımdan geçenler ve bulunduğum yerler benim kararımdı.”

Bagley, anne ve babasının hayatı boyunca yalnızca bir maçını kaçırdıklarını söylüyor. O gün hem onun hem de Marcus’un aynı anda AAU maçı var. Tracy, Marcus’un maçına gidiyor; Marvin Jr. ise Bagley için tribünde. Ailesi, bu konuda işleri sıkı tutuyor, koruyucu bir rol üstleniyor ve Bagley de böyle rahat hissediyor. Bazı ebeveynler, mesela LaVar Ball, çocuklarının sportif ününden zevk alsa da Marvin Jr. özellikle de Bagley, Duke’a geldiğinden beri medyadan sakınıyor.

Marvin Jr.’ın, oğlunun kariyerindeki müdahalesi ve Ball ailesi ile bir benzerlik taşıyıp taşımadığı sorulduğunda Krzyzewski, “Hiç alakası yok. Bu karşılaştırmaya girmem bile,” diyor. “Üst düzey oyuncularda bence giderek daha fazla ailenin kendilerine yakın olduğunu göreceğiz. Çünkü oyunculara çok fazla yatırım yapılıyor. Her şey yolunda gidecek olursa mali olarak, itibar anlamında, her konuda inanılmaz bir kariyerden bahsediyoruz sonuçta. Bu sebeple de her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak istiyorlar. Oyunculara yakın olmaları güzel.”