EuroLeague’den NBA’e Takım Kurduk: İstanbul Eurohoopers Vol. 2

12/Mar/18 11:06 Mart 17, 2018

Semih Tuna

12/Mar/18 11:06

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’den NBA’e dört başı mamur bir takım çıkar mı? Eurohoops Fırın geçen sezon başlattığı geleneği bu yıl da sürdürüyor, Avrupa’nın en iyileri arasından dünyanın en iyi liginde yarışacak bir kadronun izini sürüyor.

By Mustafa Kocatürk/ info@eurohoops.net

Eurohoops olarak geçen sene başlattığımız geleneği devam ettiriyoruz ve EuroLeague’den oluşturduğumuz bir takımı NBA içinde hayal ediyoruz. Tabii ki şampiyonluk adayı bir NBA takımı kurmadık ama kaybetmek için birbirleriyle yarışan takımlardan biraz olsun sıyrılabilirlerdi.

Tabii ki birazdan takımımızda göreceğiniz 12 oyuncu, EuroLeague’in en iyi 12 oyuncusu değil. Öyle bir iddiamız da yok. Sadece takım düzeni içinde oluşturabileceğimiz en uyumlu, komplike ve yetenekli takımı kurmaya çalıştık.

Bu sezon tercihlerimizi yaparken ön plana koyduğumuz şey NBA’de oynanan basketbol ve takım uyumuydu. Onun için Jan Vesely, Sergio Rodriguez ya da Vassilis Spanoulis gibi yıldızlar kadromuza giremedi.

Girizgah kısmını çok fazla uzatmadan sizi yeni, rüya kadromuzla tanıştırmak istiyorum: İstanbul Eurohoopers!

PG – Nick Calathes

Eğer NBA’e bir kadro kuracaksınız, oyun kurucunuz birden çok işi üst seviyede yapıyor olmalı. Jayson Granger gibi sadece tempoyu belirlemesi, Thomas Heurtel gibi sadece inanılmaz paslar vermesi ve Janis Strelnieks gibi şut atması yetmez.

Onun için buradaki tercihim Nick Calathes. Üst seviye bir savunmacı ve oyun kurucu olan Nick Calathes, NBA’de fena geçirmediği sezonlarıyla da bu kadroda olabileceğini daha öncelerde göstermişti.

Göründüğünden daha çabuk ve açık alanda daha meziyetli olan Nick Calathes, artık NBA’in neredeyse hiç yarı sahaya kalmayan oyunuyla birlikte şut defektini gizleyebilir. Topa yön verirken bu kadar iyi savunmacı olması da cabası.

Kuban sezonunda bir geçiş hücumu takımına, PAO’daki ikinci döneminde bir yarı saha/düzen takımına liderlik edebileceğini gösteren Calathes; ilk PAO döneminde de ikinci ve hatta üçüncü adam olarak da verim verebileceğini göstermişti.

Tüm bunları alt alta yazınca Nick Calathes, kadronun başlangıç noktası için biçilmiş kaftan!

PG – Nando De Colo

Nick Calathes’le birlikte takımın harcını sağlam tuttuğumuza göre artık yeteneğe yatırım yapabiliriz. Yetenek deyince de Avrupa’daki komple oyuncu Nando De Colo.

Skorun her türlüsünü yaratabilen, oyun kurabilen, takıma liderlik edebilen ve karar anlarını oynayabilen De Colo, bunların yanında kötü bir savunmacı da değil. Üstüne üstlük çok iyi bir profesyonel ve NBA’deki 82 maçlık fikstürde buna ihtiyacınız çok fazla oluyor.

Nando De Colo, NBA’deki kariyerinde çok parlak işler yapamadı ama en azından NBA’e dağıttığı oyuncularla büyük bir kültür olan San Antonio Spurs’ün atmosferini uzun süre soludu. Gregg Popovich’le çalışmış olmak, NBA’de her zaman size artı yazar.

Nando De Colo’nun meziyetlerini çok fazla anlatmaya gerek yok. Eğer Avrupa’da bir takım kuracaksanız, direksiyonu ondan daha iyi birine veremezsiniz.

SG – Cory Higgins

Bu pozisyondan birbirinden üç farklı tipte oyuncu kullanacağım ancak hepsi ayrı amaca hizmet ediyor. Bunlardan ilki de CSKA Moskova’ya gittiğinden beri oyunun karakterini tanımlayan adamlardan biri olan Cory Higgins.

Higgins, NBA’de üzerinden döndüğü 3&D kalıbına Avrupa’da en iyi uyan isim. Atletizmi, savunma gücü, cut bilgisi ve keskin şutuyla (%46.6) Avrupa’da emsali çok az bulunan bir isim. Higgins gibi isimlerin Avrupa’da artık kalmaması da buradaki basketbolun zayıflamasındaki ana etkenlerden.

Cory Higgins’i NBA’de kuracağım birbirinden farklı yapılardaki her takıma alırım kuşkusuz. Çünkü onun sahip olduğu paketi, Avrupa’da oynanan basketbolun üzerinde.

Bu sebeplerden dolayı takımımızdaki en kesin yerlerden biir Cory Higgins’te. Ondan savunmayı tutkallamasını ve hücumda da takımı eksik oynatmamasını bekliyoruz. Karşılığını alabileceğimizden eminim.

SG – Alexey Shved

Kadroyu kurarken takım içindeki uyuma dikkat edeceğimi belirtmiştim ancak NBA’e takım kuruyoruz. Onun için takıma biraz yetenek depolamak şart.

Bu sebepten EuroLeague’in potayla arası en iyi oyuncusu Alexey Shved’i kadro dışı bırakmaya cesaret edemedim. Sonuçta maç başına 22 sayı ortalamadan bahsediyoruz. Hem de EuroLeague gibi düşük tempo ve zorlu savunmalar liginde.

Shved’in CSKA dönemindeki hali NBA’e daha uygundu. Atletikti, savunmada istekliydi, geçiş hücumunu çok iyi oynuyordu ve Jamont Gordon’la bela bir ikiliydi. Ancak şimdilerde de EuroLeague’de “Haydi bize skor üret” diyebileceğiniz daha iyi bir oyuncu yok.

Takımımızın normal sezonda sıkışma anlarında, güvenilir ve patlayıcı bir ele ihtiyacı vardı. Bu eksikliği Alexey Shved’le giderebileceğimizi düşünüyorum.

SG – Rodrigue Beabouis

Beabouis, bu kadronun en rolüne uygun oyuncusu olacak bence. Çünkü onu sadece bench’ten gelip takıma enerji katacak, skor üretecek, oradan oraya koşuşturacak, hızlı hücumda patlayacak oyuncusu olarak takımda görmek istiyorum.

İstanbul Eurohoopers’sın Terry Rozier’i, Fred VanVleet’i bir nevi. En uygun oyuncu dememin bir sebebi de kendisinin Baskonia’da da buna benzer bir rolde oynaması. Ondan gelecek katkıya mecbur değiliz ancak onun katkıları bizi çok daha iyi bir takım yapacak.

Beabouis’ı seçmemin tek sebebi yetenekleri ve role uygunluğu değil tabii ki. Beabouis, EuroLeague’de çok rastlayamadığımız bir NBA tecrübesine sahip: YÜZÜK! 2011 NBA şampiyonu olan Dallas Mavericks’in parçalarından biriydi.

30 yaşındaki oyuncu, o dönem vaat ettiği potansiyele ve sahip olduğu atletizme sahip değil. Ancak Baskonia döneminde oyununun olgunlaştığını da söylemek lazım. Artık daha güvenilir ve keskin bir bitirici. Onun için bu takımda süresi her zaman olacaktır.

SF – Luka Doncic

İlk iki pozisyonda Doncic’i görmemek sizi biraz germiş olabilir ancak sıkıntı yok. Tabii ki altın çocuk, geleceğin birinci sıra seçimi, müthiş yetenek ve şu an EuroLeague’in verimlilik puanı lideri Luka Doncic’e kadroda yerimiz var.

Onun yeteneklerini size daha fazla anlatmayı hem kendime hem de size zul olarak görüyorum. Çünkü geçtiğimiz bir buçuk yılı tüm Dünya’daki basketbol severler Doncic’in neden NBA’de bile tarihi değiştirebilecek bir oyuncu olabileceğine dair videolar izleyerek, yazılar okuyarak geçirdi.

Ben bu bölümde neden Luka Doncic’i 3 numarada değerlendirmek istediğimi kısaca anlatacağım. Çünkü; NBA’de artık dönem Ben Simmonsların, Draymond Greenlerin, LeBron Jameslerin, Gordon Haywardların dönemi. Bir takımı eğer top yönlendirebilen bir kanat oyuncusunun üzerine kurarsanız, yapılanmaya 1-0 önde başlarsınız.

Kısa rotasyonumuzla savunmada onu desteklediğimizi düşünüyorum. Ayrıca savunma konusunda da kendini geliştirecektir. Onun gelişimi ve önümüzdeki senelerde yapacağımız iyi draft seçimleri bizi 2021-2022 civarında bir yüzüğe götürebilir belki de….

SF – Will Clyburn

Bu rotasyonu iki kişiyle tamamlayıp Higgins’in yardımlarıyla kanat rotasyonumu “değişebilir” kılmak istiyorum. Onun için birden fazla pozisyonu oynayabilip birden fazla pozisyonu savunabilecek bir oyuncuyu tercih etmek istedim.

Bu pozisyon için diğer adayım Adam Hanga’ydı ancak NBA’de bir oyuncuyu artık hücumda saklayamıyorsanız oyunda tutamıyorsunuz. Onun için skorer yetileri ve gelişen şutuyla Will Clyburn bizimle birlikte trans-atlantik geziye çıkacak takımın içerisinde.

Will Clyburn’ün şut gelişimini biraz irdelemek lazım. Geçtiğimiz sezon Darüşşafaka’da oynarken yay gerisinden isabet oranı %28’di. Play-off’larda da Real Madrid, Clyburn’ü riske ederek Darüşşafaka’yı tamamen oyundan düşürmeyi başarmıştı.

Ancak Will Clyburn bu sezon tam %40.6’yla şut atıyor. Hem de geçen sezon 35 EuroLeague maçında bulduğu isabeti daha 26 maçta geçecek şekilde… Böyle gelişmeye açık oyuncular bir de atlet ve savunmaya yatkınsa hemen kadronuza katmalısınız. Ben de bu fırsatı kaçırmak istemedim ve Clyburn’ü takımıma aldım.

PF – Nicolo Melli

Bu takıma ülkemizden alacağım ilk oyuncu Nicolo Melli. Melli sahip olduğu yeteneklerle Avrupa’da 10 yılda bir gelen bir oyuncu tipi. Onu en çok andıran oyuncu, kariyerinin en iyi günlerindeki Viktor Khryapa’ydı.

Melli, iyi bir şutördür. Elit seviyede post oynar ve rakibiniz buna önlem almak zorunda kalır. İyi seviyede bir pasördür, hatta şu an EuroLeague’de ondan daha iyi pasör bir 4 numara var mı emin değilim ve bunların yanında çok da iyi bir ribauntçıdır.

Ancak bunlar Melli’nin kariyer evrimlerinin sonucu. Melli, Reggio Emilia ve Milano dönemlerinde atlet, savunmacı ve takıma enerji veren bir oyuncuydu. Yani anlayacağınız Avrupa’da bulabileceğiniz en komple yetenek Nicolo Melli’de.

Ayrıca yine topa yön verebilen kanatların ve uzunların altını çizmek gerekiyor. NBA takımları geçtiğimiz yaz Melli’ye ciddi ilgi gösterirken önem vermedikleri şey de buydu. Ondan iyi bir NBA oyuncusu olacağına şüphem yok.

PF – Toko Shengelia

Toko Shengelia, Nicolo Melli’nin aksine NBA’in havasını koklamış bir isim. Ancak o da kadromuzdaki birçok diğer oyuncu gibi orada kariyerinin ilk dönemlerinde tutunamadı ve kendi oyun kimliğini EuroLeague’de sahaya yansıtmayı başardı.

Tornike Shengelia’nın oyun türünün NBA’e çok uyduğunu söylemek kendimizi kandırmak olur. Ancak bu kadronun dışında bırakılmak için de çok yetenekli ve bir o kadar da etkili bir oyuncu. Öncelikle Printezis’le beraber ligin en iyi pota altı bitiricisi.

Bunun yanında ligin en iyi ribauntçılarından biri ve kendiliğinden pota altında bir direnç sebebi. İki sezondur görece yumuşak bir uzun olan Johannes Voigtmann’la beraber neredeyse zaafsız bir ikili oluşturdular.

Toko’nun boyu ve şut zaafiyet. takımımız için hoş değil. Ancak elimizdeki havuzda Toko Shengelia’yı dışarıda bırakabilecek bir yetenek göremedik. Onun için Gürcü bitirici takımımızın rotasyonu için kilit parçalardan biri olacak.

PF – Anthony Randolph

NBA’in havasını solumak demişken EuroLeague’deki en büyük NBA potansiyelini dışarıda bırakamayız. Sonuçta NBA’e bir lotarya seçimiyle henüz 19 yaşında girmiş bir oyuncudan bahsediyoruz.

George Karl’ın run&gun Denver Nuggets’ı gibi fena olmayan bir play-off takımında da genç yaşında bir rol oyuncusu olabildiğini de eklemek lazım. Avrupa’da yaptıklarıyla da NBA’e geri dönüş biletini hak etmediğini söyleyemezsiniz.

Ancak Randolph’a bu kadroda yer vermemin sebebi geçmişi değil, çok yönlülüğü. Atletizmi ve ayak çabukluğuyla NBA’de 3 ve 4 oynayabilen Randolph, small-ball beşlerde beş numaraya bile kayabilir. Sezonda 82 maç oynayacak bir rotasyon kuruyorsanız böyle çok yönlü oyunculara sahip olmak artı yazacaktır.

Randolph’un burada yaptıklarının da hakkını teslim etmek lazım. Kuban’la EuroLeague’de Final Four oynadı, Real Madrid’de iyi işler yaptı ve EuroBasket şampiyonu Slovenya takımının önemli isimlerinden biriydi.

C – Bryant Dunston

Eğer NBA’de oynamaya hazırlanıyorsanız, oradaki büyük fiziksel rekabete hazır olmasınız. Bunun içinde potanın altında Bryant Dunston gibi bir kas kütlesine sahip olmak sizin her zaman avantajınıza olacaktır.

Dunston, uzun savunması konusunda Ekpe Udoh NBA’e döndüğünden beri zirvede yalnız başına. Ligin blok lideri olan Dunston, blokladığı pozisyonların çok daha fazlasını da bozarak ayrı bir seviyede savunma yapıyor.

Hücumda da EuroLeague için fena olmayan yeteneklere sahip olan Dunston’ın NBA’de ne kadar verimli olacağı şüpheli. Ancak bu sezon özellikle Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde kullandığı üçlüklerin yoğunluğunu arttırırsa takımımız adına daha iyi olabilir.

Bu takımda Dunston’ın olmaması düşünülemezdi. Calathes – Higgins – Clyburn – Shengelia – Dunston beşiyle rakiplerimize bazı dakikalarda kan kusturduğumuzu düşündükçe takıma olan inancım artıyor.

C – Johannes Voigtmann

Yazının en başında NBA’e ve takımın geri kalanına uyum çerçevesinde seçimlerimi yapmış olduğumu belirtmiştim. Bunun en büyük örneği de karşınızda Johannes Voigtmann….

NBA’de 2016 Final serisi 5. maçını takip eden zamanda bir small-ball devrimi yaşandı ve bu devrim kabaca pivotların yok olmasını öneriyordu. Ancak bu akımın getirdiği doğal seçilim NBA’de yeni çeşit bir pivot yarattı: Oyun yapan pivot.

Artık NBA’de çoğu pivot kolayca 7 top kaybı ya da 5 asist rakamlarını görebiliyor. Bunun sebebi de yüksek postta topun onlara emanet olması. Bizim takımımızda yetenek seviyesi düşük bir takım olduğu için çağı yakalayarak fark yaratmalı ve Avrupa’nın en iyi pasör uzununa sahip olmalı.

Voigtmann’ın yapabildiği tek şey pas atmak değil. 2.14 boyuyla takımımızın en dev ismi olan Voigtmann, bu sezon tam %60’la üçlük atıyor ki sezon boyunca bolca deneme yaptığını da söylemek lazım. Ortalama 20 dakika oynamasına rağmen maç başına 4.2 ribaund çekiyor ve savunmada da ayaklarını çekmeyi her geçen gün daha iyi öğreniyor.

Eğer Avrupa’dan bir takım kurup NBA’de fark yaratmak istiyorsak bunun anahtarı Johannes Voigtmann’dan geçiyor. Eğer Voigtmann projem başarısız olursa sorumluluk benimdir, tüm oyuncularımızı tek tek draft hakkına çevirip gönül rahatlığıyla tanking yapabiliriz.