By Alex Kramers / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 6 Şubat 2018 tarihinde NBA.com’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Potansiyel saha içi generalleri ve çok yönlü uzunlarla dolu bir çaylak sınıfında Sacramento Kings guard’ı Bogdan Bogdanovic bir süredir dikkatleri çok çekmeden parlıyordu. Sessiz sedasız daha da verimli bir şut, net bir hücum yöneticiliği ve NBA’de yıllar geçirmiş bir veteranın sakinliğiyle.
Cephanesindeki sayısız hareketi ve yüksek basketbol zekasını göstermeye devam ederken NBA.com’un GM’ler arasında yaptığı ankete göre 2017 yazının en az değeri bilinen ve başarısı konuşulan transferlerinden biri o. Yavaş yavaş basketbolun genç oyuncuları arasında sanatkarane oyunuyla parlamaya başlıyor.
All-Star Haftasonu’nda Yükselen Yıldızlar maçının MVP’si olduktan sonra iki kez kariyer rekoru kırdı. Şu an çıta 25 sayıda. 1 Aralık’tan bu yana yükselen Bogdanovic bu süreçte %48’le 12.2 sayı üretti ve %42.3’le üçlük attı. Yanına 3.7 asist, 1 top çalma ekliyor.
“Bence ben tecrübeli bir oyuncuyum. Her akşam hazır olmayı biliyorum. İyi hissediyorum. Yorgunluk hissetmiyorum. Çaylak duvarına çarpmışım gibi hissetmiyorum” diyor.
Sırp oyuncu hala NBA çaylağı olarak gözüküyor ama 25 yaşındaki oyuncu profesyonel olarak ilk maçına 18 yaşında çıktı. Yani profesyonel basketbol konusunda kesinlikle acemi ya da başlangıç seviyesinde değil.
Şutörlüğüyle çocukluk kahramanı Peja Stojakovic’i hatırlatması ise tecrübeden öte bir beceri gerektiriyor:
“Peja benim pozisyonumda oynuyordu, ona çok hayrandım. Peja ve Vlade Divac’ı Kings’de izleyerek büyüdüm. Basketbol ve futbol oynuyordum ama 2002’de Yugoslavya altın madalyayı kazandı. Onu izlerken basketbol oynamam gerektiğine karar verdim.”
Avrupa’da yaşadığı onca başarı ve kazandığı onca başarının ardından Bogi’nin NBA’e hazır bir oyuncu olarak gelmesi hem şaşırtmadı hem de sevindirdi. Hem asist hem top çalma hem skor hem de üçlük isabeti alanlarında ligin en iyi 10 çaylağı arasında.
İlk 18 maçında %32’lik yüzde tutturmasının ardından sezon yüzdesini %39’a çekti ki bu da 100 denemesi olan çaylaklar içinde en iyi üçüncü isim olduğu anlamına geliyor. Aralık ayından bu yana Damian Lillard, Kevin Durant ve Bradley Beal gibi All-Star oyunculardan daha yüksek bir yüzdeyle üçlük atıyor.
Hem perdelerden çıkarken hem de dribbling üzerinden becerikli bir şutör. Bomboş kaldığında da çabuk şut mekaniğiyle işi hemen bitiriyor. Takımında boş şutları ondan iyi değerlendiren bir oyuncu daha yok.
Ama onu diğer tüm yaşıtlarından en çok ayıran orta mesafedeki keskinliği. NBA’de artık kayıp bir sanat niteliğindeki orta mesafe şutta Bogdan %48.6’yla isabet buluyor ki bu konuda geçildiği sadece iki isim var: Stephen Curry ve Chris Paul.
Eski takım arkadaşı George Hill anlatıyor: “O bir çaylak değil. Genç oyunculara bir çaylak gibi gözüküyor ama biz tecrübelilere göre o tecrübeli bir veteran gibi. Hayatı boyunca üst seviye basketbol oynamış. Oyunu doğru oynamayı biliyor. Takım ondan besleniyor. O hırsla, çabayla oynuyor. Kazanmak istiyor.”
Şut becerileri en fazla dikkati çeken taraf olsa da Bogdanovic öyle bir şut uzmanı olarak köşeye sıkıştırılamayacağını da gösterdi.
Hücumu yönetmekteki rahatlığıyla çaylak oyuncunun saha görüşü ve oyun kurma becerileri özellikle ikili oyunlarda pota çevresinde boşta kalan takım arkadaşlarına kolay basket imkanları getiriyor.
Kings koçu Dave Joerger anlatıyor:
“Nasıl oynanır biliyor. İkili oyunda pas atabiliyor, hızlı hücumda pas atabiliyor, pas atıp topsuz oynayabiliyor, ikili oyun bitirebiliyor.”
Bogdanovic top elinde olduğu pozisyonların %29.5’unda ikili oyunu yöneten oyuncu olarak hücumu kullandı. Bu konuda verimli şut yüzdesine bakıldığında takım lideri ve ikili oyun başına ürettiği 0.88 sayıyla bu konuda çaylaklar arasında da lider.
Takım arkadaşı De’Aaron Fox da bunun farkında:
“Bize harika katkı yaptı. Sahaya çıkıyor, oyununu oynuyor, gerekirse alley-oop pası atıyor, gerekirse başkalarını işin içine katıyor ya da kendisi sayı atıyor. Çaylak gibi oynamıyor, biz de bir çaylakmış gibi davranmıyoruz ona.”
Kosta Koufos ve Zach Randolph’a attığı kurnaz pasların yanı sıra asistlerinin neredeyse çeyreği Willie Cauley-Stein’ın ellerini bulmuş durumda.
Bogdanovic’e göre uyumun sebebi belli:
“Bir kere ikimiz aynı tarihte doğmuşuz. Her seferinde doğru oyunu oynamaya çalışıyorum, takım gibi oynamamız için uğraşıyorum. Birbirimizi sadece iki, üç aydır tanıyoruz. Ben bu adamlara inanıyorum ve iyi bir kimya oluşturduk. En önemlisi de bu.”
8 numara bu süreçte hücumun güvendiği skorer olmayı da başardı. En önemli yol ayrımlarında attığı basketlerle top sıcakken hiçbir endişesi olmadığını gösterdi.
Warriors’a karşı 27 Kasım 2017’de attığı maç kazandıran turnikenin Draymond Green’e yani geçen yılın NBA’de en iyi savunmacısı seçilen oyuncuya karşı olması bir şeyler anlatıyor. Sonraki pozisyonda ribaundu alıp faulü aldıktan sonra iki serbest atışı sayıya çevirmesi de.
Chicago’ya karşı da en zor anlarda sahneye çıktı, Bulls savunmacıları karşısında çevresinde bir sürü elle üçlüğü soktu.
Bogdanovic’e göre bunlar normal:
“Önemli şutları sokma tecrübem var, dolayısıyla atma konusunda da özgüvenim yüksek. Bazen top girer bazen de girmez.”
“Koç bana hep daha agresif olmamı söylüyor. Sanırım buna alışmam lazım. Burada oyunun temposu Avrupa’dan çok farklı.”
Yeni bir kültüre, lige alışmaya çalışan bir uluslararası çaylağın tecrübeli bir oyuncu gibi katkı vermesinin önemini unutmak çok kolay. Bogdanovic henüz NBA kariyerinde 50 maça çıktı ve Avrupa’dan NBA’e geçiş yapmak alışılması gereken farklarla beraber geliyor.
Bunun yanında NBA basketbolunun sertliği ve hızı da yeni oyuncular zorluyor, üzerinde uzun deplasman yolculuklarını, zorlu idmanları ve sık sık oynanan üst üste maçları da ekleyince acı verici bir takvim de buna ekleniyor.
“Atlantik’in diğer yakasından gelen oyuncular için bu biraz zaman meselesi. Bogdan çok tecrübeli, buradaki oyunla oradaki oyunun genişliği ve hızı anlamında biraz farklı. Hala bu knuda çalşıyor. Genelde oyuncular ikinci yıllarında daha rahat oluyorlar.”
Bogdanovic’e göre Avrupa’da basketbol daha az hız odaklı ve bire bire dayanıyor, topun dolaşması için tempo düşürülüyor ve sahada daha iyi bir alan paylaşımı yaratılıp ekstra pas doğru hücumun istisnası değil normu durumunda.
“NBA’de çok farklı. Daha çok özgürlük var. Yeteneğini göstermene izin veriyorlar. Avrupa’da daha çok takım basketbolu oynanıyor, hatalar azaltılmaya çalışılıyor. Başka türlü bir baskı var.”
Bu yüksek baskı ortamında çok başarılı olan Bogi, NBA ortamında yaptıklarından ve takımının derecesinden memnun sayılmaz.
İleriye bakıyor ve bütün yazı oyununu geliştirmeye ayırmayı planlıyor, genç Sacramento’nun çekirdeği bir kimlik yaratmaya devam ederken sabrın sonunun selamet olacağını söylüyor.
“Her seferinde söylüyorum. Bir, iki maç ya da üç galibiyet üst üste alma meselesi değil bu. Bir kültür yaratmamız lazım. İnanıyorum ki olacak.”
“Kanıtlamam ve geliştirmem gereken çok şey var. Bu yaz yedi, sekiz yıl sonra ilk kez benim için boş bir yaz olacak. Vücudum ve becerilerim üzerinde çalışacağım. Çok daha iyi bir oyuncu olabileceğimi biliyorum.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!