By Royce Young / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 14 Mart 2018 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
20 Ocak günü Cleveland’da Russell Westbrook, Oklahoma City Thunder soyunma odasının dışında, takımının galibiyetinin ardından dikilmiş taraftarlarla fotoğraf çektiriyor ve onlara imza dağıtıyordu. Westbrook, yine olabildiğinde hareketli ve dominant bir oyun oynamış ve 23 sayı, 9 ribaund, 20 asist üretmiş; Thunder da 148 sayı atmıştı.
Westbrook ile fotoğraf çektiren iki delikanlının babaları telefonu indirmiş, Westbrook diğer gruba geçmeden önce dikkatini çekmişti. Delikanlılar oldukları yerde zıplarken “İnanamıyorum!” diyorlardı.
“Ribaundları saydık,” diyordu baba. “Triple-double’a tek ribaund kaldı!”
Westbrook, maçın bitimine 3 dakika 31 saniye kala oyundan çıktı ve kariyerinin ikinci 20-10-20 maçını tek bir ribaund ile kaçırdı. Peşindeki triple-double hikayesi yüzünden sıkılan Westbrook, nazikçe sırıttı.
“Bir dahaki maça,” dedi. “Bir dahaki maça.”
Westbrook için durum bu işte: Birçok oyuncu için kariyerinin en büyük başarılarından biri olacak olay, onun için tek maçlık bir fırsat. (Şunu anlayalım: Westbrook’un kariyerinde diğer 29 aktif organizasyonun 23’ünden daha fazla triple-double var.)
Russell Westbrook, 2014-15 sezonuna kadar tam anlamıyla bir triple-double kralı olmadı aslında. O sezon Kevin Durant, sakatlığı nedeniyle yılın büyük bir kısmını kaçırdı ve bu da hepimizin ağzına Arazi Yakmış Russ’ın nasıl oynayabileceği konusunda bir parmak bal çaldı. Toplam 100 triple-double’ının 93’ü o sezondan sonra geldi.
“Vay be. Herhalde benim iki tane falan var,” diyor Thunder forveti Carmelo Anthony. “Böyle bir şeyin parçası olmak… Bilemiyorum. Işıldıyor. 100 triple-double… Işıldıyor.”
Ne zaman bir şeyden 100 tane olsa, içlerinden seçecek çok fazla seçenek oluyor. Ancak huzurlarınızda Westbrook’un üç haneli triple-double toplamı arasında en unutulmazları…
Jason Kidd, Russell Westbrook’un kariyerindeki ilk triple-double’a tanıklık ediyor. Layne Murdoch/NBA/Getty Images
Triple–double: No. 1
Maç: 2 Mart 2009 (Mavericks)
İstatistikler: 17 sayı, 10 ribaund, 10 asist
Belki de önceden bugünleri anlatıyordu o performans. Ya da zaten normali buydu. Her halükarda Westbrook’un ilk triple-double’ı çaylak sezonunda geldi. Bir başka 100 triple-double’a ulaşan yıldız Jason Kidd’in takımı Dallas Mavericks karşısında alınan 96-87’lik galibiyette 17 sayı, 10 ribaund ve 10 asistlik performans. Durant, sakatlığı nedeniyle oynayamıyordu. Westbrook; Kyle Weaver, Nenad Krstic, Thabo Sefolosha ve Nick Collison ile birlikte ilk 5’te başlamıştı.
O ilk triple-double’dan beri takımda kalan tek oyuncu Collison ve o da o güne dair hiçbir şey hatırlamıyor. Bu anlamda diğerleri de hatırlamıyor.
“Zerre umurumda değil,” dedi Collison geçtiğimiz hafta, yüzünde alaycı bir gülüşle.
Hiçbir Thunder oyuncusu, Westbrook’u Collison’dan daha iyi tanımıyor. Yaklaşık 10 yıldır Russ’ı izliyor ve o duygusal, kontrol dışı, acımasız, azimli, dünyayı haksız çıkaran çaylak; duygusal, kontrol dışı, acımasız, azimli, dünyayı haksız çıkaran bir süper yıldıza dönüştü. Umurunda olmadığını söylediğinde Collison’ın anlatmaya çalıştığı şey de bu.
“Yaptığı şeyler inanılmaz,” diyor Collison. “Ancak benim için daha ziyade oyuncu olarak kendisi ve takım olarak gittiğimiz nokta ile ilgili bir durum. Kişisel triple-double’ları hatırlayamıyorum ancak playoff serilerini ve büyük maçları hatırlıyorum. Onları gözardı etmek istemem. Büyük bir başarı ve maçlara bu kadar farklı açıdan etki edebiliyor olması muhteşem.
“Zerre umurumda olmadığı konusundaki lafımı geri alıyorum,” diyor Collison daha büyük bir gülümseme ile. “Ancak bu büyük anlar gibi hatırlamıyorum o günleri. Maçları ve onun yıllar içindeki yükselişini hatırlıyorum.”
O akşam Mavs karşısında Westbrook için de mihenk taşı oldu. Maçın ilk 5 dakikasında şut atmayan Westbrook, maçı saha içinden 6/18 şut isabet oranıyla tamamlamasına rağmen kendisi benchteyken son çeyreğe 16-2’lik seriyle başlayan Dallas karşısında takımına nefes aldıran isim olmuştu. O ilk sezonunda Westbrook’un asla bir şeyleri çözemeyecek gibi gözüktü bir sürü maç oldu ancak Mart ayındaki o maç, daha büyük şeylerin yaşanacağının bir habercisiydi.