By Talek Harris / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak smh.com’da yayınlanmış ve Operation Yao Ming kitabından esinlenilmiştir.
Çin’in NBA’e ithal ettiği ilk oyuncu olan, yıllarca her attığı adım takip edilen ve formasını giydiği Houston Rockets‘ın armasını değiştirmesine neden olacak kadar büyük etkiler yapan Yao Ming’in kariyeri şanssız sakatlıklar nedeniyle erken bitti. Ancak ondan bu yana kimse bu kadar büyük bir etkiyi saha dışında yaratmadı.
Peki ya Çin Halk Cumhuriyeti, spordaki yıllar süren başarısızlığını ortaya koyduğu yeni kurallarla noktalamak isterken Yao Ming’i bilerek yaratmış, sonra da yasa dışı ilaçlar ve hormonlarla daha da fiziksel olarak geliştirerek NBA’e göndermişse? Bu iddiaların hepsi ‘Operasyon Yao Ming’ adlı kitapta paylaşılmıştı.
Kitabın iddiasına göre Çin’li basketbol devi Yao Ming rastgele doğan bir çocuk değildi. Yao spor için devlet tarafından yaratılmış, isteklerine karşı gelerek eğitilmiş ve boyunu uzatmak için üstünde bir takım şüphe uyandıran bilimsel çalışmalar yapılmıştı.
2.28’lik eski Houston Rockets pivotu çocukluğu adeta bir acemi birliği koşullarında geçen binlerce potansiyel Çinli sporcudan biriydi ve yıllar boyunca çok ağır, cezalı antrenmanlara maruz kaldı.
Operasyon Yao Ming kitabının yazarı Brook Larmer, Çin’in ilk başarılı basketbol ürünü ve dünya üzerindeki en çok tanınan yüzü Yao Ming’in yaklaşık 50 yıl önce Mao Zedong tarafından devlet adına uygulamaya konulan ağır, eski yöntemlere dayanan programın bir sonucu olduğunu iddia ediyor.
“Yao Çin’in modern ilerlemesi için çok iyi bir sembol, Pasifik’in karşısına geçen bir reklam ikonu ve Batı ile Doğu arasında büyük bir köprü görevi görüyor” diyor Larmer, “Ancak aynı şekilde Ming, Çin’deki sosyalizmin son kalelerinden olan sistemin bir parçası.”
Larmer Yao’nun doğumunu spor yoluyla ülkenin övünecek bir şeye sahip olmasını isteyen yetkililerin, ailesini iki jenerasyon boyunca takip ederek gerçekleştirdiğini söylüyor.
Yazar doktorların gençlerin kemik yapılarına ve saç örneklerine bakarak hangi sporu ne kadar üst seviyede yapabileceklerine dair bir tahmin yürüttükleri sistemden bahsediyor. Bu sisteme göre ağırlık kaldıranların güçlü gövdeleri, dalışçıların küçük kalçaları ve basketbolcuların uzun boyları olması gerekiyor.
“Jenerasyonların git gide uzaması bir kaza değil” diyor yazar, “Kuzey Çin’e giden ilk NBA gözlemcilerinden biri 20’den fazla 2.10’dan uzun Çinli görünce ne yapacağını bilememiş.”
Yao’nun dedesi Şangay’ın en uzun adamlarından biriymiş ve basketbol oynamak için çok geç keşfedilmiş. Ancak onun oğlu, 2.05’lik Yao Zhiyuan malum spor sisteminde kendini bulmuş.
Sonra Zhiyuan 1.82’lik, Çin’in kadın milli takımının kaptanı Fang Fengdi ile eşleştirilmiş.
Bu ikili öjenik bir durumda, bir dönemler Naziler tarafından kullanılan ve sonra Pekin tarafından alınan gen havuzu manipülasyonuna maruz kalınan sistemde evlendirilmiş.
“Bu ulusal bir yetiştirme programı değil, Şangay yetkililerinin ikiliyi birlikte getirme isteğiydi” diyor Larmer, “Yao doğduğunda ülkede ve Şangay’da spor topluluğunun içinde olan herkes çok özel biri olduğunun farkındaydı.”
Dev adam 8 yaşında Çin’in boy ortalaması olan 1.71’i bulmuş ve ebeveynleri ile kendisinin karşı gelme çabalarına rağmen basketbola zorla yönlendirilmişti.
“Kendilerinin de içinden geldiği, acı ve zorluklarla dolu sisteme ebeveynleri oğullarının girmemesini istediyse bile seçenekleri yoktu” diyor Larmer, “10 yıl boyunca basketboldan nefret etti. Sevmiyordu, iyi de oynayamıyordu.”
8 yaşındaki Yao çok zor, gergin ve disiplinli antrenmanları acımasız koçların direktifleri altında yapmaya başladı.
Aynı zamanda bilim adamları boyunun uzaması için ona gizemli ve içinde ne olduğu tam olarak bilinmeyen protokoller uyguluyordu. Bu da tabii ki Çin’in doping skandalları ile gündeme geldiği günlerde hormon tedavisi riskini ve olasılığını son derece yukarı seviyelere çekti.
“Yao konusunda net bir kanıtım yok ama 1990’larda oyuncuların kondisyonlarını ve güçlerini artırmak adına bazı deneyler yaptıklarına dair bilgiler bulunuyor” diyor Larmer.
“Birileri Çin’in ekonomik, diplomatik, askeri konulardaki gücünün spora ihtiyaç duyulmayacak kadar yukarıda olduğunu düşünebilir. Ancak spor Çin’in dünyadaki pozisyonu açısından gözle görülebilir ve heyecan verici bir gösterge. Ulusal açıdan bu konudaki hisler de çok güçlü, bu yüzden kolay kolay vazgeçeceklerini sanmıyorum. Altın madalyalar onlarda bağımlılık oldu. En tepeye çıktığınızda bundan nasıl vazgeçebilirsiniz ki?”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!