By Kevin O’Connor / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 21 Mart 2018 tarihinde The Ringer’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de normal sezonun bitimine üç hafta kala dokuz takım şimdiden playoff yarışının dışında kaldı. Her ne kadar dışarıdan izlemek acı verecek olsa da her camiaya umut ışığı verecek şeyler de olmadı değil. Bu aydınlık gelişmelerin bazıları, ligde dibe demir atan takımlar için güzel günlerin habercisi olabilir.
Huzurlarınızda bu takımlar için şimdilik güneş ışıkları…
Suns: Josh Jackson
Devin Booker aslında asıl adam. 22 yaşından önce maç başına 24 sayıdan fazla ortalama yakalamak üzere ve eğer başarırsa NBA tarihinde bu yapan dokuzuncu oyuncu olacak. Ancak Suns hâlâ iyi bir noktada değil çünkü takımın kalanı tekliyor. Booker’ın yardıma ihtiyacı var ve o yardımı Jackson’dan almaya başlıyor. Ağır bir başlangıç yapan Kansas’lı çaylak, son 20 maçta 17.1 sayı ortalaması yakaladı ve çok yönlü bir hücum repertuarı sundu.
Jackson, geçiş hücumlarında en iyi oyununu oynuyor. Savunma ribaundu alıyor, geçiş hücumunu başlatıyor ve şutunu yaratmak için fiyakalı hareketler yapıyor.
Ancak en iyi hücumcular, set savunmalarına karşı da skor üretebilir. Jackson, doğal hızı ve atletizmine kontrol bileşenini de ekleyerek bir miktar aşama kaydetti. Yngwie Malmsteen olmak yerine Jackson, repertuarına biraz David Gilmour ekliyor.
Çabuk hız değiştirebilmesi ve tempoyu belirleyebilmesi, Jackson’ın potaya daha etkili gitmesini, faul almasını ve dripling üzeri şutunu yaratmasını sağladı. Onun gelişimi, görece sezon sonunda ve NCAA turnuvasında parıltılar verdiği kolej günlerini hatırlatıyor. Ayrıca istatistikleri de maçın “ölü zaman”larında üretilen istatistikler değil. Jackson, üç yıldızından mahrum Warriors savunması gibi bitik savunmalara 36 sayı attı, Grizzlies gibi kötü savunmalara 29 sayı attı ancak aynı zamanda Jazz gibi harika savunmalara da son iki maçında 39 sayı atmayı başardı.
Özellikle de lige hücumda ham olması beklenerek girdiği düşünülünce bir çaylak olarak onun istikrarı ümit veriyor. Statik üçlüklerinin hâlâ geliştirilmesi gerekiyor. %28,5 ile statik üçlük atıyor. Keza yarı saha hücumlarında potadaki bitiriciliğini de geliştirmeli. (%47,9 ile hücum ediyor.) Ancak bunlar da yaşam belirtisi. Yeni yıldaki 34 maçının 29’unu kaybeden bir takım için nerede olumlu bir şey görürseniz ona tutunmalısınız. Booker, Jackson ve 2018 yılında üç ilk tur draft hakkı ile kimi alırlarsa, durumu çabucak tersine çevirebilir.
Kings: Buddy Hield
Hield, Oklahoma’daki son senesinde kolej tarihindeki en iyi şut performanslarından birini sergiledi ve 2015-16 sezonunda, genelde de savunmacılar etrafına dizilmişken %45,7 ile isabet kaydetti. Geçtiğimiz yılın dev Boogie takasında Pelicans‘tan Kings‘e takaslandıktan sonra Hield, Sacramento’da çabucak ritm buldu ve o ritmi bu sezona da taşıdı.
Hield, şimdiden NBA’in en ölümcül şutörlerinden biri olmuş durumda. 207 pas üzerinden üçlük denemesinde %49,3 ile isabet kaydetti. Bu isabet oranı, 100’den fazla deneme yapan 185 oyuncu arasında onu ikinci sıraya yerleştiriyor ve ligde yalnızca %50,3 ile şut atan Kevin Durant, ondan daha yüksek bir isabet oranıyla oynuyor. Dahası, Hield öyle köşede bekleyip bir tek boş şutlar da atmıyor. Yalancı cut yapıp aniden alan açacak hareketlenmeye geçebiliyor:
Kings, Hield’ı perde labirentinden çıkarıp sistem içinde onun şut yeteneklerini kullanıyor. 24 yaşındaki oyuncu, perde çıkışlarında ve dripling sonrası elden aldığı toplardaki 70 üçlük denemesinin 30’unda isabet kaydetti. Bu sayılar JJ Redick seviyesinde sayılar. Dahası, Hield, sahadaki açısı ve yerinden bağımsız her yerden atış yapabilecek şekilde ayaklarını kurabiliyor ve el hassasiyetine de sahip.
Redick, 2016 yılında bana ayakları kurabilmenin sahadaki her şeyin temelini oluşturduğunu söylemişti. Eğer durum gerçekten buysa, Hield’ın verimli bir kariyer için temeli sağlam. Hield-Redick karşılaştırması, 2016 draftı öncesi popüler bir karşılaştırmaydı ancak mükemmel bir karşılaştırma değildi. Zira Hield’ın daha iyi bir top kontrolü ve daha çabuk bir ilk adım ile daha dinamik bir dripling üzeri skoreri olması bekleniyordu. Hield, dripling üzeri üçlüklerde %32.4 ile isabet kaydediyor. Yani o beklenti tam anlamıyla karşılanmış değil ancak oyunun hızına adapte olup yeni hareketler kazandıkça aşama kaydediyor. Hield, bu çıkışını sürdürürse Kings de sürdürecektir.
Bulls: Bobby Portis
Bulls‘ta tüm gözler haklı olarak muazzam bir çaylak sezonu geçiren Lauri Markkanen’in üzerinde ancak onun yedeğini de gözardı etmeyin. Ligde üçüncü yılını geçiren uzun Portis, evet Nikola Mirotic’i yumruklayan Portis, sessiz sedasız 13.3 sayı ve 6.7 ribaund ortalamalarıyla oynuyor ve All-Star arasından bu yana daha da parladı. O dönemden bu yana ortalamalarını 16.2 sayı, 8 ribaund ve 2.2 asist seviyesine çekti. Dahası bu süreçte maç başına 27.1 dakika süre alan Portis, üç sayı çizgisinin gerisinden de %41.5 ile isabet buldu. 100 pozisyon başına kaydedilen istatistikleri incelemek riskli bir iş olabilir ancak her Michael Beasley için bir de Paul Millsap var. Portis, bu karşılaştırmanın Millsap tarafı olabilir. 23 yaşındaki oyuncu 100 pozisyon başına 28.2 sayı atıyor ve 14.3 ribaund alıyor. Bu da onu Anthony Davis, Joel Embiid, Boban Marjanovic ve Julius Randle gibi isimlerin yanına koyuyor.
Randle, bu ay maç başına 34 dakika süre alıp neredeyse kendisinden beklenen istatistikleri bire bir yerine getirdi. Portis, bu performansını çoğunlukla kenardan gelen oyunculara karşı gösteriyor ancak onun ilk 5 oyuncularına karşı neler yapacağını da görmek isterim. Verdiği parıltılar bile kendi başına ilgi çekici. Üç sayı çizgisinin içlerinden harika bir şutör ve bu durum o çizginin gerisine de yansıyor. Dahası alan kapatmalara karşı hücum edecek kadar koordine oynayabiliyor ve post oyununda da ters eşleşmeleri iyi kullanıyor. Portis’in Taj Gibson seviyesine gelmek için savunmasının astronomik ölçüde iyileşme göstermesi gerekiyor ancak Portis’i izlediğiniz zaman Gibson’ın oyun motoru ve yoğunluğunu anımsamamak güç.
Bulls, bu sene drafta yatıyor. Şu anda 70 maçta aldıkları 24 galibiyet ile ligin en kötü sekizinci takımı durumundalar ama en azından Markkanen, Portis ve diğerleri gelecek adına umut işaretleri veriyor.
Grizzlies: Kadroyu Bozmadan Drafta Yattılar
Ben uzun süre Grizzlies‘in Marc Gasol ve Mike Conley’i takaslayarak kadroyu bozmayı düşünmesi gerektiği kanısındaydım. Ancak Gasol 33 yaşında, ayak sakatlığı nedeniyle kariyerinden iki yıl gitti ve düşüş emareleri gösteriyor. Conley ise 30 yaşında, aşil sakatlığı nedeniyle sezonun neredeyse tamamını kaçırdı ve konratında 97.5 milyon dolarlık bir ödeme var. İkisinden biri için bu noktada iyi bir takas seçeneği bulmak zor olabilir.
Ancak bir de şöyle bir durum var: Grizzlies yine de kimseyi takaslamadan kadroya genç bir parça ekleyecek. Kadronun bu yaz patlamayacağını varsayarsak, mevcut çekirdekleri ve elit bir yetenek ile başlayacaklar yeni sezona. Grizzlies, ligin şu anda en kötü ikinci takımı. Sezonu bu noktada bitirecek olurlarsa ilk üçten seçim yapma şansları %55.8 olacak ve yetenek dolu bir draft sınıfında ilk beş sıradan seçim yapmaları kesin olacak.
Conley’in can sıkan kalça sakatlığı, ortadan kaybolursa bir nimet olabilir. Artık daha fazla maç kaybederek sezonu iyi bitirmeleri gerekiyor. Bunu mahvetme Memphis.
Hawks: Taurean Prince
Prince’in Hawks‘ta neler yaptığını izlemediyseniz acıyorum size. Ligde ikinci yılını geçiren forvet savunmada harika mücadele ediyor, geçiş hücumlarında savaşıyor ve sahanın her yerinden skor üretiyor. Son zamanlarda bu çabalarının somut sonuçlarını alıyor ve yüksek verimlilikle sayı atıyor. Son beş maçta Prince 26.8 sayı, 7 ribaund ve 3.8 asist üretip iki maçta 38’er sayı attı.
Dahası, Prince bu sayıları maçların “ölü dakikalarında” da atmıyor. Hawks koçu Mike Budenholzer, onu bire bir hücumlardan pick-and-roll’lere, perde sonrası elden top almalara kadar her türlü pozisyonda kullanıyor. Koç Bud’ın kalın, 2 metrelik uzununu perdelerden çıkarıp üçlük attırabilmesi de pozisyonun basketbol sözlüğünden çıktığı günlerin bir kanıtı.
Baylor’daki son yıllarında iyi yaptığı şeyleri göstermişti Prince ancak “kahraman modunu” açıp da şutları sokamadığı zaman şut seçimlerini izlemek can sıkıcı oluyordu genelde. Ancak şutunu geliştirdi ve güvenilir bir skorer olmak üzere top kontrolünü de daha iyi bir seviyeye getirdi. Hawks’ın iyi bir takım olmasına uzun zaman var ancak ellerinde bazı mücevher ve inciler var: Kendi draft hakları ve Prince.
Magic: Mario Hezonja Küllerinden Doğdu
Magic, Ekim ayında Hezonja’nın kontratındaki uzatma seçeneğini kullanmadı. Bu da 2015 Draftı’nın 5 numarasının bu yaz serbest kalacağı anlamına geliyor. Orlando yönetimini suçlayamazsınız. Hezonja, üç yılda %42 ile saha içi isabet oranı kaydetti ve 5.2 milyon dolarlık maaşı da bu yaz kısıtlı olması beklenen serbest oyuncu piyasasında yüksek bir meblağ gibi gözükecekti.
Ancak Hezonja, onu en başta üst sıralardan seçtiren parıltıları tekrar gösterdi ve 1 Şubat’tan bu yana dört maçta 20+ sayı attı. Mart ayında yine sıkıntılı performanslar gösteriyor ancak 23 yaşındaki oyuncu en azından benim dikkatimi tekrar çekti. Hezonja, lige daha ziyade bir kanat oyuncusu olarak girmişti ancak bu sezon uzun forvet pozisyonunda daha çok oynadı. Bu da onu ilgi çekici bir pick-and-roll tehdidi yapıyor. Hâlâ yeterince şut sokamıyor ancak soktuğu zaman istikrarlı bir rotasyon oyuncusu olacak. İster yeni Magic düzeninde olsun ister başka bir yerde, istikrarlı bir durumda nasıl performans göstereceğini görmek isterim.
Nets: Caris LeVert
Nets, takım kimliğini yeniden inşa ederken LeVert de organizasyonun iyimser bakma sebeplerinden biri oldu. 23 yaşındaki uzun ince guard, All-Star arasından bu yana 100 pozisyon başına 27.1 sayı, 7.2 asist ve 5.6 ribaund ortalamaları ile oynuyor ve parıltılı bir skor verimliliği ortaya koyuyor. %55.8 ile saha içi isabeti kaydeden LeVert, %59 doğru şut kullanma oranına sahip. LeVert, sezon başında topu çemberden geçirmek konusunda sıkıntı yaşadı ancak kolejdeki gibi doğru kararları almak konusunda iyi içgüdülere sahip olduğunu gösterdi. Artık şutları da giriyor.
LeVert, fiyakalı, düzensiz bir top kontrolü yeteneğine sahip ve istikrarsız bir atlet. Bu da savunmacıların yerde kalmasına neden oluyor. Yukarıda gördüğünüz gibi, üçlük atmak için yükselebiliyor ya da potaya hücum edebiliyor.
Nets taraftarları için kayıp geçen bir sezonun daha ardından olumlu şeyler düşünmek zor olabilir. Ancak LeVert kadar uzun olup üç yerden de skor üretebilen, pas verebilen ve çok yönlü savunma yapabilen çok oyuncu yok. Etrafındaki yetenekler daha iyi olduğunda LeVert’in yapabildikleri de çok daha fazla takdir görecek.