by Anıl Can Sedef / info@eurohoops.net
2017 yazında Avrupa’nın zirvesi Turkish Airlines EuroLeague’den azımsanmayacak sayıda isim NBA’in yolunu tuttu. Bazılarınınki bir süredir bekleniyordu, bazılarının pek yakında Atlantik’in karşısına geçeceği düşünülüyordu, bazıları ise her anlamıyla gidişleriyle şaşırttı.
Sezon içerisinde de durum değişmedi: Bazıları beklenenin altında ya da üstünde kaldı, bazılarının hala daha da iyi olabileceği düşünülüyor, bazıları ise her icraatıyla ağızları açıkta bıraktı.
Eurohoops, Avrupa’nın NBA’e geçen yaz hediye ettiği yeteneklerin normal sezon performansını değerlendirdi:
Ante Zizic
Zizic’in sezon başladığında Cleveland Cavaliers‘daki kaderi belirsizdi, Cavs için normal sezon sona erdi ve playoff’lar oynanıyor. Ve durum pek değişmiş sayılmaz.
Sezonun sonuna doğru bulduğu ender fırsatların Cavs pota altındaki sakatlık salgınıyla artması ona yaradı ve potansiyelinin vadettiği işlerin bir kısmını gösterdi. Ama Boston Celtics, Kyrie Irving paketini tamamlamak için onu listeye eklediğinden bu yana NBA’deki kaderini çizmesi için daha fazlası gerekiyor.
Fakat Zizic için performansından ya da bulduğu şanslardan daha büyük sorun, şu an Cavs kadrosunda şut sokamayan tüm oyuncuların figüran olması. Kendisine yatırım yapan, kariyeri ve gelişimiyle ilgili planları olan Celtics yerine başka bir takımda olmasının en kötü yanlarından biri bu.
Zizic kadar Cavs de genç uzunun kariyeriyle ne yapacağını şimdilik bilmiyor.
Cedi Osman
İdeal. Cedi Osman’ın Cavaliers‘la ilk sezonunu daha iyi anlatabilecek bir kelime varsa ben bilmiyorum. Saha içi ve saha dışında neredeyse her şeyi doğru yaptığı bir normal sezonu geride bıraktı Cedi.
Önce oldukça mütevazı ve çalışkan bir oyun sergileyip bir çaylaktan beklenen “pişme sürecini” geçirmeye razı olduğunu gösterdi. Sonra oyununun sadece savunma ve çabadan ibaret olmadığını adım adım açığa çıkardı.
Fakat hiçbir adımda kendisine süre getiren, dönem dönem ilk beş başlamasını sağlayan şeyin saha içindeki sorumluluk duygusu, özverisi ve çalışkanlığı olduğunu da unutmadı.
Oyun bilgisinin NBA seviyesinde çok işe yarayacağını ve atletizmiyle ve şut becerisiyle birleştirirse “kombo” bir oyuncuya dönüşeceğini düşünenler yanılmadı. Hem hücumda hem savunmada LeBron’u en iyi tamamlayan isimlerden birine dönüştü.
Cavs‘in onun gibi daha fazla oyuncuya ve ona daha fazla süre vermeye ihtiyacı var. Ama Koç Lue bunun farkında mı? Emin değilim.
Bogdan Bogdanovic
Bogdanovic’in Avrupa çapında büyük bir oyuncu olduğunu 2016/17 EuroLeague playoff’larını izlemiş herkes biliyordu.
2017/18 NBA sezonunda Sacramento Kings‘i takip eden herkes Bogdan’ın NBA’de de böyle büyük bir isme dönüşebileceğini gördü.
Yıla “kombo guard” rolünde, zaman zaman da 3 numarada görev alarak başlayan Bogdanovic gösterdikleriyle Kings‘in dümenine yavaş yavaş ortak oldu. Sezon biterken takımdaki hiç kimsenin onun herhangi bir hücumu yönetmesini garipsediğini sanmıyoruz.
Sırp yıldızın kendini kabul ettirme süreci böylesine sancısız, telaşsız ama hızlı ve etkili geçti. Önce sahada topa hükmedebilecek becerileri olduğunu belli etti, oyunun hızına alıştığında da takımdaki herkes direksiyonu ona bırakırken rahattı.
Artık Bogdan’ın NBA’de nasıl bir rol bulacağı değil, kendine yaratacağı rolün ne kadar büyük olacağı konuşuluyor.
Oyun bilgisi, zekası, keskin becerileri ve çalışma ahlakıyla Bogdan’ın takımı için sahada oynayamayacağı rol neredeyse yok. Bu bütüncül yeteneği NBA seviyesinde keskinleştirebilirse yapabileceklerinin sınırı da yok.
Ekpe Udoh
Yanlış zaman, yanlış takım, yanlış rol. Udoh, Utah Jazz formasıyla NBA’e dönmeyi tercih ettiğinde benim gibi birçok kişi bu üç yorumu da içten içe düşünse de telaffuz etmek istemedi.
Çünkü EuroLeague’in Final Four MVP’si gerçekten Avrupa’nın en dominant oyuncusu olarak Atlantik’in öte yakasına geçiyordu ve Jazz‘de başarısız olacağı öngörüsü biraz önyargılı ve aceleci duruyordu.
Fakat zaman, maalesef, benim gibi şüphecileri haklı çıkardı. Udoh’un, Rudy Gobert sakatken dahi sınırlı olan süreleri, Fransız oyuncunun iyileşip forma girmesiyle resmen yok oldu.
Jazz’in disipline ve savunmaya dayalı oyunu ve oyuncuları Udoh gibi NBA için hayli sınırlı bir hücum repertuvarı olan bir oyuncuyu sahada tutmayı daha da zorlaştırdı. Sonuçta MVP unvanıyla NBA’e giden Ekpe şu an süre bulamıyor.
Amerika’da yaşamak, ailesine yakın olmak onu daha çok mutlu ediyor olsa gerek. Ama saha içinde verimli bir oyuncu olacaksa ya yeni bir takım bulması ya da Jazz’in yeni bir takım olması gerek.
NBA playoff’unda yakaladıkları başarı düşünülürse Udoh için daha mantıklı ihtimal ikinci değil.
Daniel Theis
Bu maddede öncelikle yapılması gereken, Celtics organizasyonuna şapka çıkarmak: EuroLeague’in en yakın takipçileri dahi Theis’ın NBA seviyesinde bu kadar çabuk ve kolay etkili bir rol oyuncusuna dönüşebileceğini öngörebilir miydi?
Bilemiyorum.
2017 yazında Celtics tarafından kadroya katıldığı haberi geldiğinde şaşkınlık uyandıran Theis sezon içerisinde yaptığı kıymetli işleri artırmayı başardı.
Ve 2017/18 normal sezonunun sonu geldiğinde Celtics’in gerçekten güvendiği oyunculardan olmayı başarmıştı.
NBA kariyeri boyunca hiçbir zaman bir yıldıza ya da bir rotasyon oyuncusundan fazlasına dönüşeceğini sanmıyorum. Ama Theis 2017/18 sezonu performansını istikrarla sürdürdüğü sürece kariyerinin sonuna kadar NBA’de iş bulacaktır.
Milos Teodosic
Sakatlıklar, sakatlıklar, sakatlıklar… Teodosic’in NBA’deki siftah yılında vücudunun kendisine ihanet etmesi başına gelen en büyük felaket oldu.
Ayağındaki sorun sene boyu nüks eden, rahatsız eden ya da sahalardan uzak kalmasına sebep olan Sırp oyun kurucu aslında NBA’e parlak bir giriş yaptı.
Ama bu sıkıntılar olmasa çok daha fazlasını yapabilirdi. Onun oynadığı maçlarda Clippers‘ın yükselen galibiyet sayısı da sahada olduğunda takımı için ne kadar çok sorunu çözdüğünün bir işaretiydi.
Yine de geliştirmesi gereken şeyler var: Bunların başında savunma ve şut performansının istikrara kavuşması geliyor. Ama bunlar için her şeyden önce sağlıklı kalması gerekiyor.
NBA’e geç gelişine yanan Milos’un rötarlı vuslatın keyfini çıkarabilmesi için 2018 yazını boş geçirmemesi hem sağlamlaşması hem de oyununda ileri gitmesi lazım.
Hem kendinin hem de Clippers‘ın buna fazlasıyla ihtiyacı var.
Darius Miller
NBA semalarını 2017’de bulan bir başka eski Brose Bamberg‘li. Listedeki çoğunluktan farklı olarak Miller bütün sezon fırsat aldı ve bütün sezon o fırsatı değerlendirdi.
Yeterince etkili olabildi mi? Tartışma konusu. Gidenler arasında daha potansiyelli isimler bulunuyor ve belki de onlardan biri bu kadar uzun süreli fırsatlar bulabilseydi daha da önemli işler yapabilirdi.
Ama Miller kendi kariyeri açısından oldukça olumlu bir sezonu geride bırakmış durumda. Fakat Pelicans‘ta başarı beklentileri de yükseltecektir.
Bu da bu sezonki performansının ona 2018 yazından sonra muhtemelen yeterli olmayacağını şimdiden gösteriyor.
Shane Larkin
Larkin, Avrupa basketbolunun çok istenen yıldız isimlerinden biriyken Boston Celtics rotasyonunun dibinde süre aramayı seçerek herkesi şaşırtmıştı.
Sezon boyunca yaptıkları herkesi şaşırtmaya aynı şekilde devam etti.
Muhteşem istatistikler yaptığını ya da yıldızlaştığını söylemek mümkün değil. Ama Celtics‘teki sakatlıkların yarattığı fırsatları da gayet iyi kullandı. Sahaya çıktığı maçlarda iz bıraktığı anlar onun için iyiye işaret.
Ancak tıpkı Miller gibi onun da daha fazlasını vermesi bir şekilde gerekecek. Yoksa rotasyonun çok kısıtlı süre alan kısmında kalmaya devam edecektir.
Brandon Paul
Sezon Brandon Paul için bittiğinden çok daha iyi başlamıştı. Ancak süresi de etkisiyle beraber giderek azalmış durumda. Seneye Spurs‘ün bu sezon parlatacağı daha önce hiçbir yerde kendini gösterememiş oyuncu olacağı izlenimini vererek başladı.
Fakat o çizgi sonrasında beklendiği gibi çıkmak yerine giderek düştü, düştü ve artık Brandon Paul’ün NBA’de bir yerlerde olduğunu pek kimse hatırlamıyor.
Yine de atletizmi, savunmadaki enerjisi, bilgisi ve inadı ligde bir yerlerde bir şans daha bulabileceği anlamına gelebilir.
Yine de zor gözüküyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!