by Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net
Bu yazıda NBA.com, New York Times ve ESPN‘de çıkan yazılar kaynak olarak kullanılmıştır.
Houston’daki North Forest Lisesi’nde oynarken takımın yıldızıydı.
Her NBA oyuncusunun olduğu gibi. Birçok NBA oyuncusunun yaşadığı problemleri de yaşıyordu ve derslerde yeterli notları almakta zorlanıyordu.
“Okula gitmeyi benim için kolaylaştırmadılar” diyor Simmons, “Günde yedi dersim oluyordu. Birisi basketboldu. Diğer iki üç tanesinde görevlendirme hoca yolluyorlardı. Pek bir şey öğrenemiyordunuz. Bu da neden okula gittiğime dair kafamda soru işaretleri yaratıyordu.”
Okuldaki ikinci yılından sonra onu yetiştiren büyük annesi hayatını kaybetti ve hayatı tamamen basketbola kaydı. Simmons’ın annesi basketbolun hayatını kurtardığını söylüyor. Ancak işler pek de kolay olmamış.
Simmons North Forest’ta eyaletin iki MVP’sinden biri olsa da notlarındaki facia rakamlar ve yeterli GPA’i verememesi, onu Michigan State ve Marquette gibi okullardan uzak bırakmış ve lisedeki dördüncü yılına geçtiği yaz liseyi bırakmayı düşünmüş.
Derslerinden yeterli notları alamayan Simmons, adı sanı bilinmeyen küçük bir kolej olan Paris Junior College’a giderek üniversitedeki ilk yılında 12.2 sayı ortalaması tutturdu ve ikinci yılında Midland College’a geçti. 13.3 sayı ortalaması tutturan Simmons, bir sonraki yıl için daha büyük bir üniversite olan University of Houston’a transfer oldu ve NCAA kuralları gereği bir yıl kenarda bekledi.
2011-12 sezonunda Houston’la ilk kez Division I’da oynama şansı yakalayan Simmons, 14.7 sayı ortalaması yakaladı ve bir yıl daha kolejde oynama hakkına sahipti. Ancak evinde beslemesi gereken dört kız çocuğu olan Simmons hayatının en büyük hatalarından birini yaparak 2012 NBA Draftı’na gireceğini açıkladı ve bir menajerle anlaştı. Draft’ta seçilemeyen Simmons’ın seçenekleri azalmıştı.