by Jordan Ritter Conn / Çeviri: Yılmazcem Özardıç
Bu yazı ilk olarak 30 Nisan 2018 tarihinde The Ringer’da yayınlanmıştır.
NBA salonlarındaki deplasman soyunma odaları genelde eğlenceden uzak alanlar olurlar. Muhabirler ter dolu havluların üstüne basarak genelde kaybeden oyuncular adına maçtaki sıkıntıları dinlemek üzere toplanırlar. Hareket edecek yer olmaz.
Ancak 21 Nisan’da Philadelphia 76ers, Miami deplasmanında 4.maçı kazandığında soyunma odası son derece şen şakraktı. Çaylak oyun kurucu Ben Simmons gülmüyordu ve düşüncelerinde kaybolmuş gibiydi. All-Star pivot Joel Embiid birçok soruya daha üstünü değiştirmeden cevap veriyor, Marco Belinelli ise Embiid’in etrafındaki kalabalığın dağılıp dolabına ulaşmak için tek başına bekliyordu.
Dario Saric ise oda boşalmaya başlarken çıktığı duşundan sonra hazırlanıp eve dönecek gibi duruyordu. Saric sezon içinde Embiid ve Simmons’ın yanında tamamlayıcı bir skorer ve yaratıcı olarak kendine uyan bir role oturdu ve playoff’larda çıktıkları 5 maçın 3 tanesinde 20 sayı üstü attı.
“O’nu seviyorum” diyor McConnell, “Bunun bir nedeni gerçekten ama gerçekten kazanmayı sevmesi. Kazanmayı çok seven birçok oyuncunun etrafında bulundum ama Dario sadece galibiyeti umursuyor, bu çok nadir gördüğünüz bir şey.” Saric hazırlanıyor ve bir ses duyuyor.
“Hey, Dario!”
Odanın diğer tarafında bir takım malzemecisi montunu çıkarıp T-shirtünü gösteriyor. Son iki maçta Miami’nin salonunda olsa da “Trust the Process”, “Philly vs.Everybody”, “Hinkie Died for Our Sins” gibi tshirtler çokça görüldü ancak malzemecinin üstündeki farklı. Tişörtte “The Homie Dario” yazıyor ve altında Saric’in yüzü var.
“Has..tir” diyor Dario ve gülüyor, “Bunlar pahalı be”
Aslında bedava. Sixers geçen Nisan’da bir maçtan önce 2500 tanesini dağıttı. Sonrasında da Saric’le iş birliği yapan bir şirket bunlar çoğalttı. Supreme logolu bir Homie, Hırvat bayraklı bir Homie, takım elbiseli bir Homie, Süper Dario, Kardeş Dario, 8 piksel Dario gibi birçok şekli var bu tshirtlerin. Saric son zamanlarda büyük başarılar yaşayan Philadelphia şehrinde oynayan, iyi üçlük atan, postta yetenekli, çok iyi bir pasör ve iyi bir ribauntçu, aynı zamanda da korkusuz bir savunmacı, genç bir basketbolcu.
9 yıllık profesyonel kariyerinde Saric Hırvatistan’da kurtarıcı, Philly’de bilinmezlik, rahatsız edici bir isim, bir kahraman ve bir dalga geçilme malzemesi oldu. Bu ay NBA playofflarında ilk kez mücadele etti. Miami karşısında gösterdiği skor yeteneği ve büyük anlarda öne çıkması, takımının Boston’ın karşısına çıkmasında önemli rol oynadı.
Şimdi ilk olarak Hırvatların, sonra Philadelphia’lıların fark edip sevdiği özellikleri tüm Amerika görüyor: galibiyette büyük rol oynayan, dizginlenemeyen bir Avrupalı. Sahada hilekarlıktan uzak, ancak zaman zaman sersemlik yapan bir Avrupalı. Röportajlar sırasında “S..eyim” demesi, serbest atışlarda şarkı söyleyip dans etmesiyle meşhur. Molalara giderken iki eli de açık, beşlik almak için hedefini bekliyor oluyor. Rakipler için ise sinir bozucu olabiliyor. Cavs‘i farklı yendikleri maçın sonunda yaptığı smaçtan sonra Cavs‘li Clarkson arkasından top fırlatmıştı. Çok genç bir takım için mükemmel bir genç tamamlayıcı parça.
Şu sıralar Saric’in motivasyonu basit, “Basketbol oynamaya devam etmek istiyorum” diyor Saric, “Basketbol oynamayı, antrenman yapmayı çok seviyorum. Her gün birbirimizle rekabet etmek takım olarak büyümemizi sağlıyor. Herkes benim yaptığımı yapabilse, bu kadar şanslı olsa keşke.”
NBA’deki ikinci yılında Saric yetenekleri için mükemmel rolü bulmuş gibi duruyor. Pozisyonel farklara bağlı kalmadan oynayan bir takımda çok yönlü, hem boyalı alandan hem de yayın gerisinden oynayabilen bir uzun. Üçlük atabiliyor ve kat yapan arkadaşlarını bulabiliyor (%39 üçlük, 2.6 asist ortalamaları var). Embiid’e posta topu geçirebiliyor ya da kendi başına oradan sayı bulabiliyor. Embiid’e göre saha içinde her yere gidebiliyor. Simmons ile de iyi bir uyum sağladı. Simmons’ın her 5 asistinin 1’inden fazlasını sayıya dönüştüren isim olan Saric, bu alanda takımda birinci.
Sixers uzun vadede şampiyonluk adayı olarak öne çıkıyor ve Saric potansiyel MVP’lerin yanında topsuz oynayabilecek kritik bir parça olması sebebiyle çok değerli. Miami’ye karşı üçüncü maçta yeteneklerini gösterdi: akıllı katlar, gözyaşı damlaları, etkileyici paslar ve önemli ribauntlar.
Bu seri Philly için bir faciaya dönebilirdi. Miami hızlı ve fiziksel, işini sessizden yapan, adeta tecrübesiz bir takımı bir anda dağıtmak için kurulan bir takım. Heat seri boyunca dirsek atmaktan çekinmedi, bir anda farkları kapatıp kontrolü eline alır gibi oldu ancak her defasında Sixers cevap verdi. Çoğunda da Saric bu cevapta en büyük rolü oynayan oyunculardandı. Üçüncü maçta Johnson şutunu bloklamasına rağmen topu tekrardan kazanıp Simmons’a yolladı ve smaç geldi. Johnson bir hızlı hücumda sert bir müdahalede bulunsa da turnikeyi bırakmayı başardı. Savunmacılar onu birkaç kere yalnız bıraktı ve 7’de 4 üçlük attı. 21 sayı 7 ribaunt 4 asistle maçı tamamladı ve belki de 7 maça gidebilecek serinin gidişatını değiştirdi. Takım Saric’in enerjisi, basketlerden sonra sıktığı ve gösterdiği yumruğu ve düdüklerden sonra gelen çığlıklarından beslendi.