NBA’in Yürek Burkan Hikayeleri: Giannis Antetokounmpo

10/May/18 22:54 Mayıs 19, 2018

Semih Tuna

10/May/18 22:54

Eurohoops.net

NBA’in yıldızlarının çoğu şu anda yaşadıkları etkileyici hayata en diplerden başlayarak geldiler… NBA’in Yürek Burkan Hikayeleri yazı dizimizin bugünkü konuğu Giannis Antetokounmpo!

by Yılmazcem Özardıç / info@eurohoops.net

Bu yazıda Grantland, Yahoo ve boston.com kaynak olarak kullanılmıştır.

Giannis Antetokoumpo’yu hepimiz tanıyoruz. Şu günlerde NBA’de izlemesi en keyifli, en heyecan verici genç yıldızlardan birinin öyküsü ise çok farklı, çok daha zor başladı.

Nijerya göçmeni bir anne babanın, Yunanistan’ın Atina şehrinin Sepolia yerleşkesinde hayatını sürdürmeye çalışan ince-uzun bir çocuğuydu Giannis. Anne babasının göçmen olmasının sebebi tabii ki de Afrika’daki zorlu hayat koşullarından kaçmak ve oğullarına daha iyi bir hayat şansı vermekti.

Giannis’in çocukluğu da Atina’nın sokaklarında gece sökene kadar çakma güneş gözlükleri ve hediye biblolar satıp akşam yiyecek bir şeyler bulmak amacıyla geçti. Eğer şans eseri yeteri kadar kardeşleriyle birlikte açlıktan ölmemek için karınlarını doyuracak kadardan fazla para kazanmışlarsa, o günkü karlarını ebeveynlerine evin faturalarını ödemeleri için veriyorlardı.

“Sokakta bir şeyler satıyorduk, oyuncak olsun, saat olsun, herhangi bir şey. Eğer 10 dolar kazanırsak iyi bir gün oluyordu bizim için” diyor Thanasis ve ekliyor, “Çünkü açlıktan o gün ölmeyeceğimiz garantileniyordu. Eve gidiyorduk ve yiyecek bir şeyimiz oluyordu. O gün güzel gündü.”

Ebeveynleri? İşsizlerdi. Neden? Çünkü siyahi göçmenlerin o dönem Yunanistan’da iş bulmaları neredeyse imkansızdı. Giannis ve kardeşi Thanasis, bu nedenle sürekli ailelerine maddi açıdan yardım etme gayesiyle çocukluklarını geçirdiler.

13 yaşında kardeşleriyle birlikte futbol oynarken onu keşfeden koçu Spiros Vellinaitis, Antetokounmpo ailesinin sürekli polis korkusuyla yaşadığını ve her gittikleri yerde polise yakalanıp ülkeden atılma ihtimalleri olduğunu bilerek günlerinin geçtiğini belirtiyor.

Ancak büyük zorluklara rağmen Giannis ve Thanasis’in oradan çıkıp daha büyük işler yapma, ailelerini daha iyi yaşatma istekleri içlerinde hiç sönmemiş. 13 yaşında Vellinatis, Giannis ve tüm dünyayı değiştirecek kararı alarak o ince fizikli gence basketbol oynamayı bilip bilmediğini sormuş.

“Turnike falan atamıyordu, topu nasıl sektirmesi gerektiğini bilmiyordu” diyor Vellinaitis.

“Kardeşlerimle birlikte futbol oynamaya odaklanmıştık çünkü babamız futbolcuydu. Bizi basketbolla tanıştıran Koç Vellinatis oldu” diyor Giannis.

Her ne kadar Giannis’in yetenek seviyesi çok aşağıda olsa da karakteri, fiziksel özellikleri ve iyiye gitme yolundaki isteği koçun dikkatini çekmişti bile. Koç, Giannis’e antrenörü olduğu genç takımında oynamasını teklif ettiğinde Giannis ailesine maddi açıdan yardım etmek zorunda olduğu için çalışması gerektiğini söylemiş ve bu teklifi reddetmiş.

“Eğer ebeveynlerine iş bulursam takıma gelir misin? diye sordum ve o zaman kabul etti” diyor Vellinaitis.

Filathlitikos kulübü genel menajeri, o dönem Giannis’in ebeveynlerine iş bulmak dışında kulübe bağlılığını kesin olarak sağlamak için aileye para yardımında da bulunmuş. Giannis ve kardeşi ilk dönemlerde antrenmanlara gelmekte zorlanınca evlerini taşımaları konusunda da yardımcı olmuşlar. İlk yıllar zor geçse de Giannis sadece basketbola odaklandığında her şey değişmiş.

“Genç takımın lideriydi ve hızlı şekilde as takıma çıktı” diyor Filathlitikos koçu Zivas ve ekliyor, “Takımının neye ihtiyacı varsa onu yapıyordu, ondan ribaunt ve blok katkısı bekleniyordu. Sayı atmak onun pek de ilgisini çekmiyordu.”

Giannis genç takımla son maçlarından birinde 50 sayı atınca birçok profesyonel ekibin dikkatini çekmiş. O dönemden kısa bir süre sonra Giannis’i izlemeye gelenlerden biri de Boston Celtics GM’i Danny Ainge olmuş.

“O maçı hatırlıyorum, Volos’ta oynanıyordu ve Ainge de bizim benchimizin sonunda oturuyordu. Rakip takım taraftarları bizim yöneticimiz falan olduğunu sanınca tepki göstermeye başladılar. Hatta belki de bir şeyler de atmışlardır” diyor Zivas.

Yıl 2012’yi gösterdiğinde Giannis Yunan 2.Ligi’nde kendini göstermeye başlamıştı bile. O zaman 2.07’ye kadar uzamıştı ve takımıyla ilk kez kendi kasabasından çıkıp düzenli olarak deplasmanlara gidiyor, profesyonel hayatı yaşıyordu. Bir yıl burada oynadıktan sonra tüm Yunanistan’ın gözü ona çevrilmişti. Giannis o zamanlar İspanyol kulübü CAI Zaragoza’ya gidiyormuş.

İlk teklif yapan onlarmış.

Aile dostu Tzikas, Giannis’in İspanya’ya gitme şansı karşısına çıktığında ne kadar heyecanlandığını dün gibi anımsıyor.

“Bana gelip ‘Zaragoza ile bir kontrat imzaladım, bana 400 bin euro verecekler. Ailemi de yanımda getireceğim ve kendime bir araba alacağım’ demişti” diyor Tzikas.

Antetokounmpo, NBA Draftı’nda yapılan tahminlerde yıl boyunca ikinci turun son sıralarından ilerilere doğru tırmandı. Yaz gelirken menajerinin Hawks ile bir anlaşma yaptığı ve 17.sıradan Atlanta’ya kalırsa daha da aşağı düşmeyeceği biliniyordu.

Ancak elini çabuk tutan Bucks GM’i Hammond, Antetokounmpo’yu 15.sıradan seçti. Durum böyle olunca Yunan oyuncunun Zaragoza ile imzaladığı kontratındaki ‘NBA’e gidiş opsiyonu’ kullanıldı ve Zaragoza’da hiç oynamadan Milwaukee’nin yolunu tuttu.

Giannis’i çekici kılan basketbola kendini adamış yapısı ve inanılmaz fiziksel özellikleriydi. Milwaukee’deki ilk yılında 2.07’den 2.11’e uzadı.

NBA’den kontrat bulmak demek milyoner olduğunuz anlamına geliyor. Giannis’in çaylak sezonunda ise işler pek öyle gitmedi.

Zaza Pachulia, Giannis’in ilk maaşını aldığı günü anlatıyor. “Paranın yarısının vergilere gittiğini gördü. Dönüp bana, ‘Vergi ödemeyeceğim bir yol var mı?’ diye sordu” diyor Zaza.

Brandon Knight, Giannis’in salonda oyuncular için koyulan yemekleri eve götürdüğünü anlatıyor. “6-7 kutu almış, eve giderken görüyorduk onu. Kekler, pastalar, içecekler, böyle şeyleri salondan alıp eve götürüyordu. Parasının cebinde kalmasına uğraşıyordu” diyor Knight.

Caron Butler, birkaç ayakkabıyı çöpe attığında Giannis’in tepkisini çektiğini anımsıyor. “Çöpe attığım ayakkabıları çöpten alıp, ‘Ne yapıyorsun? Bunlar iyi ayakkabılar!’ diye bana kızıyordu” diyor Butler.

Giannis’in çaylak yılının ilk bölümünde ailesinin evrakları konusunda sıkıntılar yaşanmış ve Birleşik Devletler’e bir süre gelememişler. Giannis o dönem, 400 dolara yeni çıkan PlayStation 4’lerden almış. Ancak oyunları doğru düzgün oynayamadan suçluluk hissetmeye başlamış çünkü ailesi zor şartlar altında yaşarken o 400 doları bunun gibi bir eğlenceye harcayamazmış.

Giannis, konsolu aldığı fiyatın aynısına dönemin asistan koçu Nick Van Exel’e satmış ve yenisini almak için 3 ay boyunca ailesinin yanına gelmesini beklemiş.

Giannis’in herhalde en ilginç anısı ise bir taraftarla yaşanmış. Bir maç öncesinde ailesine para yollaması gereken Giannis, taksiyle şehir merkezine gitmiş ancak havanın nasıl olduğunu fark edememiş. Önce ailesine para gönderen Giannis, daha sonra bir mağazaya girip kendisine mont almak istemiş ancak kredi kartı çalışmamış ve tüm parasını ailesine gönderdiği için nakit olarak da ödeyememiş.

Taksi için bile parası kalmayacak kadar her şeyini Yunanistan’a yollayan Giannis, maça yetişmek için son çare olarak koşmaya başlamış. Maça giden bir çift, koşan kişinin belli bir süre sonra Giannis olduğunu fark edince “Maça mı gidiyorsun?” demişler ve Giannis’i arabaya almışlar. Küçük Honda Fit’in arka koltuğuna sığmaya çalışan bu 2.10’luk dev, salonun önünde indikten sonra hızlı şekilde inip, “Hey!” demiş ve son kez eklemiş, “Teşekkürler, beni kurtardınız!”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!