by Petar Penev / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 8 Mayıs 2018 tarihinde ClutchPoints’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Profesyonel spor dünyasının acı gerçeği… Beklentilerin altında kalan oyunculara pek de tahammül gösterilmiyor. Tıpkı iki şampiyonluğu bulunan Ray Allen’ın NBA’le ilgili dediği gibi: “Hep benim için en son ne yaptığınız önemli.” Böyle zalim bir sistemde aylaklara yer yok.
Bu da lige giriş yapan genç oyuncular için dev bir problem oluşturuyor. Beklentiler, baskı ve mücadele düzeyi onlarda büyük hasar yaratıyor.
Bu sezon inanılmaz bir Yılın Çaylağı ödülü yarışı ile karşı karşıyayız. Bununla birlikte, bazı genç oyuncular da kariyerlerine sert bir başlangıç yaptılar. Ben Simmons ile Donovan Mitchell arasındaki yarışa kendilerini kaptıran basketbolseverler, NBA Draftı’nda ya da Yaz Ligi’nde kendileri için koyulan beklentileri karşılayamayan oyuncuları gözardı ettiler.
Bu şekilde dikkatin o iki isme kayması, söz konusu düşük performans gösteren oyuncuların kariyerleri için ya mükemmel bir gelişim fırsatı olacaktı ya da “İlk Hata” anlamına gelecekti. Her ne kadar önde gelen basın organları onları görmezden gelse de NBA camiası bunu yapmamalı.
Thon Maker – Milwaukee Bucks
Listemizde, ligde ikinci yılını geçiren tek oyuncu olan Thon Maker, aynı zamanda da Kevin Garnett’in övgüsüne mazhar olmuş tek isim. Evet, 2004 MVP’si ve 2008 şampiyonu, Thon Maker’ın bir gün lig MVP’si olabileceğini söyledi.
Ne yazık ki Maker’ın ligdeki ikinci yılında tüm Milwakuee taraftarlarının beklediği patlamayı yaptığını söylemek çok güç.
2016 yılında draft edildiğinde 2,16’lık pivotun Anthony Davis tarzı bir uzuna dönüşmesi bekleniyordu: Uzun, çevik ve harika bir sıçrama kabiliyeti olan bir uzun. Şut, post hareketlerinin de zamanla oturması bekleniyordu.
İlk sezonunda Thon Maker, alelade istatistikler yakalayıp 10 dakika süre alınca pek de dikkatleri çekmedi. Takım arkadaşı Michael Brogdan, Yılın Çaylağı seçilirken Sudanlı basketbolcuya da performansı için bir takdir gelmişti. Neticede Giannis Antetokounmpo’nun şu anki süperyıldıza dönüşmesi de zaman almıştı. Maker için niye beklenmesin ki?
Maker bu sezon takımda ikinci yılını geçirdi ve bu kez normal sezonda maç başına 16 dakika, playaofflarda da Greg Monroe’nun yokluğu nedeniyle 20 dakika süre aldı. Maalesef istatistikleri çok değişmedi ve maç başına 5 sayı, 3 ribaund ve 1’den az asist ile blok ortalamaları yakaladı. Boston ile oynanan playoff serisinde Maker, ciddi ölçüde artırdığı blok yüzdesi ile çok daha iyi bir performans ortaya koydu.
Bununla birlikte hücumda daha benzer bir oyun oynadı. Dahası, tüm yıl böyleydi. Draft öncesi dönemde çok şey beklenen atletizmi ve toplu yeteneği, Maker tarafından fazla kullanılmadı ve genelde pick-and-roll hücumları, alley-oop’lar ve tek tük üçlükler ile skor üretti.
Giannis’in aksine Maker post-up oynamıyor, hücum başlatmıyor ve nadiren beş saniyeden uzun dripling yapıyor. Artık biraz daha deneyimli olduğu düşünülürse onun artık “5 numaradaki Antetokounmpo”ya dönüşme zamanının geldiği tahmin edilebilir.
Onun dönüşümü, Bucks‘a ve takımın gelecek sezon kullanacağı rotasyona da çok bağlı olacak. Eğer 20 dakikanın altında süre alırsa Maker’in Kevin Garnett 2.0’a dönüşme şansı, daha ziyade Manute Bol 2.0’a dönüşeceği bir noktaya gelir.
Markelle Fultz – Philadelphia 76ers
NBA Draftı’nın 1 numarası olmak, lige giriş yapmanın en zor yolu olmalı. Özellikle son dönemlerde beklentilerin, girişteki havanın ve eleştirinin NFL seviyesine geldiği düşünülürse…
Tüm bunların ışığında Markelle Fultz da felaket bir giriş yaptı. Çaylak sezonu, yeteneklerini kaybetmesine yol açan soru işaretleriyle dolu bir sakatlık ile mahvoldu. Normal sezonda yalnızca 14 maçta forma giydi ve playofflarda hepi topu 23 dakika süre aldı.
Bu da “Süreç”i tamamlayacak son parça olması beklenen bir genç oyuncu için kötü bir haber. Şimdiye kadar Markelle Fultz, Brett Brown’ın rotasyonundan büyük oranda çıkmış gibi gözüktü. Her ne kadar eski Washington Huskies oyuncusu, oynayabilme yeteneğini geri kazanmış gibi gözükse de aynı zamanda fazla büyük bir yük hâline de geldi.
Bu durum özellikle de hataların takıma birkaç sayıdan fazlasına mâl olabildiği playofflarda böyle oldu. Fultz’un istatistiklerine bakıp da süre almadığını gördüğümüz zamanların temel sebebi bu işte. Muhtemelen onun da bununla bir derdi yok.
Bununla birlikte durumu kolay düzelecek bir durum değil. NBA camiası, onu bir draft fiyaskosu ya da “Süreç”in başka bir kurbanı olarak anmak konusunda şimdiye kadar çok acımasız davrandı. Büyük Julius Erving bile Boston’lı Jayson Tatum’ın ilk sıradan draft edilmesi gerektiğini söyledi. Böylesi bir karşılaştırmayla bürülü bir açıklama, Markelle Fultz’un yüzüne büyük bir tokat vurdu. Ondan şüphe edenleri haksız çıkarıp çıkarmayacağını henüz bilmiyoruz.
Frank Ntilikina – New York Knicks
New York Knicks tarafından sekizinci sıradan seçilen oyun kurucu Frank Ntilikina, NBA’e taraftarlar açısından çok da büyük beklentiler olmadan girdi. Fransa’da iki yıllık deneyimi bulunan yabancı bir oyuncuydu ve hepsi buydu.
Malik Monk, Kyle Kuzma, Donovan Mitchell ve Bam Adebayo gibi oyuncular hâlâ seçilebiliyorken onun neden ilk 10’da seçildiğini anlamak güçtü. Belki de Porzingis’in NBA’de yakaladığı başarı, Knicks‘in başka bir yabancı yeteneği seçmesinin temel sebebiydi.
Sezon boyunca Ntilikina daha ziyade benchten gelip istikrarsız performanslar gösteren bir isim oldu ve maç başına 22 dakika alıp 6 sayı ve 3 asist ortalamaları yakaladı. En çok sayı attığı maçlar da sezonun son iki maçı oldu ve o maçlarda 17 ve 16 sayı üretti. Ortalama hücumunun dışında savunmada bu açıklarını telafi etmedi ve savunma artı/eksi verimliliğinde sezonu negatif değerlerde tamamladı.
Bu açıdan bakılınca Ntilikina’ya daha fazla süre vermemek, eski koçu Jeff Hornacek’in hatası. Hornacek ayrıca bir de Ntilikina’nın çok da rahat olmadığı, şut temelli bir sistem uygulamaya çalıştı. Neyse ki Knicks, takımın başına Dave Fizdale’ı getirdi ve ufukta bir değişim gözüküyor. Belki de yeni bir çevre ve yeni bir tutum, Fransız guardın bir sıçrama yapmasında faydalı olur.
Josh Jackson – Phoenix Suns
Jackson’ın çaylak sezonu, bu listedeki diğer oyuncuların sezonları ile karşılaştırılınca en iyisi. Sezonun ilk yarısında aldığı kısıtlı süreler ve uyum sağlama konusundaki sıkıntısı nedeniyle daha kötüydü. Ancak sezonun ikinci yarısında Jackson’ın aldığı süreler arttı ve bu da sayı ve ribaund ortalamalarında ani bir artışa yol açtı.
Her ne kadar olağanüstü atletizmi nedeniyle ismi LeBron James karşılaştırmalarında geçmiş olsa da ayakta kalıp Suns hücumuna liderlik etmeyi pek de başaramadı. Ancak şimdiye kadar hiç de fena değildi. Herkesin çaylak sezonunda sansasyon yaratması beklenmiyor, değil mi?
Tüm bunlara rağmen Josh Jackson, bu sezon beklentilerin altında performans gösterdi çünkü çok genç bir Phoenix takımının lideri olmayı başaramadı. Fiziksel ve ses getiren bir basketbol oynadı ama yanlış şekilde. “Silah işareti” yüzünden aldığı 35 bin dolarlık ceza ve iki kez MVP seçilen Stephen Curry ile ilgili yaptığı yorumlar, Jackson’ı umut verici bir sporcudan ziyade fevri bir ergen gibi gösterdi.
Bu arada Eric Bledsoe’nun pılını pırtısını toplayıp ayrıldığı dönemde Suns, berbat bir sezon ortası karmaşasının içine düşmüştü. Takımın ana skoreri Devin Booker da sakatlıklar nedeniyle birkaç kez takımdan uzak kaldı.
Suns’ın ihtiyacı olan şey, Jackson’ın olgunluğu ve liderlik yeteneğiydi. Harika bir takım arkadaşı olsa da rolünü, takımın lideri olma düzeyine çıkarmayı pek de başaramadı. Aynen bu şekilde Phoenix, bir başka unutulası sezonu daha tamamladı.
Phoenix’e gelecek sezon drafttan bir üst düzey oyuncu daha gelecek ve yeni bir koç burada hükmünü sürecek. Umarım bu durum Josh Jackson’ın daha iyi bir oyuncu olarak geri dönmesine yardımcı olur.
Luke Kennard – Detroit Pistons
Luke Kennard’ın ortalamalarına bakarsanız, görece zayıf bir oyuncudan bahsettiğimizi düşünebilirsiniz. Ama öyle değil. Sezon başlamadan önce eski Duke oyuncusu, çaylaklar arasında en iyi şutör seçilmişti. Duke’ta geçirdiği harika iki sezonun ardından NBA’e giriş yaptı. Özellikle ikinci yılında neredeyse 20 sayı ortalama yakalayıp üç sayı çizgisinin gerisinden %43 ile atmıştı.
Muhtemelen Detroit’in onu Donovan Mitchell’ın üzerinde seçmesinin sebebi de buydu. (Bugün bakıldığında bu seçim pişman duyulası bir seçim gibi gözüküyor.)
Lige girdikten sonra Kennard, olması beklenen şutör olarak kendini gösteremedi. Maç başına üç sayı çizgisinin gerisinden yaklaşık üç deneme yaptı ve ortalama 20 dakika süre alıp yalnızca 8 sayı, 2 ribaund istatistikleri yakaladı.
Geçtiğimiz günlerde karşılıklı anlaşma sonucu yollarını ayıran baş antrenör Stan Van Gundy, daha öncesinde Kennard’ı birçok kez övdüğü hâlde onu hiç ilk 5’te başlatmamıştı. Kennard’ın yerine her defasında Reggie Bullock’u seçti Van Gundy. Avery Bradley ve Tobias Harris takas edildiğinde bile Kennard, ihtiyaç duyduğu süre artışını alamadı. Yalnızca sezonun son 18 maçında süreleri biraz arttı.
Özetlemek gerekirse, Luke Kennard’ın genç bir J.J. Redick olması bekleniyordu ancak skor anlamında o adımı atmadı. Maç başına çizgi gerisinden 2.7 deneme yapan şutör guard, en büyük gücünü kullanamadı. Bir de ondan hemen sonra seçilen Donovan Mitchell, olağanüstü bir çaylak sezonu geçirmişken Luke, NBA’e girdikten sonra yolunu kaybetmiş gibi gözüktü.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!