By Kevin Arnovitz / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 20 Aralık 2017 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Terry Rozier’nin yükselişi çok hızlı oldu. İki hafta önce Eric Bledsoe kendisini tanımamış gibi yapabiliyordu ve tavrı çok da garip karşılanamazdı açıkçası. Celtics guard’ı Bledsoe’yu 23 sayıyla ateşe verip neredeyse maçı kazandıran bir üçlüğü gönderdiğinde ortalama NBA takipçisi onu pek tanımıyordu. Rozier sonuçta sezon başlarken 4.3 sayı kariyer ortalaması olan, %34’le şut atan, playoff’ta hiç 20 sayı attığı maç olmamış bir oyuncuydu.
Ama playoff’larda 19 sayı, 6.8 asist ortalamayla oynuyor. Takımın birinci oyun kurucusu konumunda playoff’taki ilk 8 maçta dört kez 20 sayı attı. Bledsoe’nun Bucks‘ını elerken yedinci maçta 26 sayıyla oynadı. Sonra 76ers’a karşı 29 sayı attı. Bir aydan kısa süre içerisinde Bledsoe’yla dalga geçebilecek duruma geldi.
Boston kötü bir playoff geçirse kimse onları suçlamazdı. Çünkü bugün izlediğimiz kadro takımın sezon başında sahip olmayı planladığı kadro değil. Yazın takımı Kyrie Irving ve Gordon Hayward’la takviye etmişlerdi. Ama Hayward’ın sezonun ilk maçında kaval kemiği kırıldı ve bileği çıktı. Irving, nisan ayında sezonu kapattı. Ama Celtics, Rozier gibi oyuncular sayesinde ayakta kaldı. Celtics koçu Brad Stevens bir kez daha sınırlı bir kadrodan basketbolun en büyük sahnesinde en büyük verimi alıyordu.
Evet, Brad Stevens. Kendisini biliyorsunuzdur, basketbol tarihinin en büyük koçu olarak görülüyor. Hatta ve hatta basketbolun mucidi James Naismith’in ölüm döşeğinde sevdiklerine dönüp “Benim en büyük başarım bir gün Brad Stevens’ın antrenörlük yapacağı sporu bulmak” dediği söyleniyor. Tabii o zaman kimse anlamamış. Çünkü Brad ismi dahi 1974’te kullanılmaya başladı.
Ona bir avuç sıradan NBA oyuncusu verin, playoff’a götürür. Orta seviye bir kolej takımı verin, okulu NCAA şampiyonluğuna oynatır. O koçluğun MacGyver’ı ve bunlar da en büyük icatları:
2018: Rozier
NBA çaylağı olarak ve ikinci yılında Rozier pek süre almayı hak eden bir oyuncu gibi gözükmüyordu. Kolejdeki tek yılında %30.6’yla üçlük atmıştı, NBA’deki ilk yılında da tam olarak bu yüzdeyle şut attı.
Bu sezon 80 maçta sadece 7 kez 20 sayı ya da üstünde atmıştı. Sadece playoff’larda dört kere bunu başardı. Playoff’lardaki üçlük yüzdesi %43.8’le normal sezondaki isabetinden yüksek.
Rozier bir yıldızı dönüşmesini sağlayan gelişimi için Stevens’a teşekkür ediyor. İzin günlerinde bile onun ilerlemesini takip etmek için işe gelen koçuna minnettar: “O her zaman oyuncusunu umursar, ilgilenir. Bazen çalışmanın ortasında parkeye atlar.
Yani Stevens sadece her zaman en doğrusunu yapan bir basketbol aklı değil, ilgili bir insan.
2017: Isaiah Thomas
11 ay öncesine dönelim. Celtics, Doğu Finali’nde ve NBA lotaryasında istediğini almış durumda. Celtics taraftarı büyük bir ikilem yaşıyor. Çünkü draft’ın ilk sırasındaki oyuncu da, takımın yıldızı da bir oyun kurucu.
Biri şöyle diyordu: “Isaiah Thomas hiçbir yere gitmiyor. Markelle Fultz da 1 numaralı yetenek. Yani ikisi beraber oynayabilir mi?”
Thomas ve Fultz beraber oynamalarının ne kadar iyi olabileceğiyle ilgili hevesli açıklamalar yapıyordu.
8 ay öncesine dönelim. Celtics, Thomas’ı Irving için takas etti. ESPN soruyordu: Kyrie mi, Isaiah mı? Karar, Kyrie’ydi. Çünkü daha gençti ama herkes böylesi önemli bir parçayı bir takasda göndermenin büyük bir karar olduğunu da söylüyordu.
Thomas’a bir de şimdi bakalım: Cleveland’daki dört ayı bize NBA’de gördüğümüz en kötü basketbolcuyu izletmiş olabilir. Lakers‘da da daha iyiydi ama yüzdesi yine %40’ın altındaydı. Ligin en iyi 498. savunmacısıydı. O zaman ne deniyordu bir de ona bakalım:
“Phoenix Suns, Isaiah Thomas’tan bir hastalık gibi kaçmalı.” Phoenix Suns! Thomas! Hastalık!
Bir yıl önce herkes Thomas’ın bir süperstar olduğuna inanıyordu. Thomas kariyerinde her yıl çift haneli ortalamalar tutturmuştu ama Stevens’daki iki sezonunda tam bir franchise oyuncusu gibi gözükmüştü. Kritik anlarda durdurulamazdı. İnsanlar ona “King in the Fourth” yani Son Çeyreğin Kralı diyordu. Geçen sene iki playoff turunda dört kez 30 sayı ve üstü attı. Wizards‘a karşı bir maçta 53 sayı attı.
Ne diyor bakalım:
“Stevens harika olmama izin verdi.” Ve şimdi, bir yıl sonra, lig en kötü takımlarından birinin Thomas’a ölümcül bir bulaşıcı bir hastalık gibi muamelesi etmesi gerektiği söyleniyor.