by Charlotte Wilder / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 17 Mayıs 2018 tarihinde SI’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir. Yazı kaleme alındığında Doğu Konferansı final serisi henüz devam ediyordu.
Alternatif bir evrende, Amerika 2017/18 Boston Celtics‘i çok seviyor olabilirdi. En büyük iki yıldızı Kyrie Irving ve Gordon Hayward olmadan genç ve vazgeçmeyen bir takımla muhteşem bir gösteri sunuyorlar. İlk turda Milwaukee Bucks‘ın elinden kurtuldular, ikinci turda Philadelphia 76ers‘ı savaşarak geçtiler ve şu an da LeBron James’li Cleveland Cavaliers‘ı zorluyorlar ki bir yıl önce LeBron’un ekibine mağlup olmuşlardı.
Performansları beklentileri aştı ama onları asıl eğlenceli yapan Jayson Tatum, Terry Rozier, Al Horford, Marcus Smart ve Jaylen Brown gibi isimlerin oluşturduğu o hava. Tatum üçlük üstüne üçlük atarken gülümsememek, Smart kendini oradan oraya atarken ya da Horford smaçlarıyla Cavs‘i şaşkına uğratırken sevinmemek zor. Rozier sayesinde NBA gündemi atışmalara doydu. Bu oyuncuların hepsi harika bir basketbolla keyif veren iddialı underdog’lar.
Ancak sorun şu ki alternatif bir evrende değiliz. Buradayız ve Celtics bir Boston takımı. Ve Amerika’nın çoğu için Boston sporuna ilişkin şeyleri sevmek imkansız.
Geçtiğimiz 15 yıl boyunca Boston spor dünyasının kusursuz ailesi oldu. Onlardan hepimiz bir tane tanırız. Tatile çıkıp gittikleri yerlerden kalın, gösterişli ve yatak örtünüzden daha yumuşak ve havalı kağıtlardan kartpostallar atarlar ve genelde sadece bunun masrafı bile bütün yıl ödediğiniz telefon faturalarından daha yüksek olur. O kartla beraber gelen fotoğrafta herkesin giysileri birbiriyle uyumlu olur ama öyle ikiz gibi de durmazlar. Sanki Instagram’a verilen Nasıl Çekici ve Başarılı Olunur adlı reklamdan fırlamış gibilerdir. Kameraya bakıp kahkaha atarcasına gülerler. Çünkü her şey kusursuzdur ve kazanmak çok eğlenceli bir şeydir. Herkesin durumu hakkında uzun uzun yazarlar çünkü herkes çok iyidir.
Bir Boston taraftarı değilseniz insanın içinden duruma baktıkça formasını giyip engin denizlerde yürüyerek kaybolmak gelir. Muhtemelen şehrin tüm takımlarından nefret ediyorsunuzdur zaten. Red Sox artık beysbol için hikayenin kötü adamı gibi bir hale geldi. Patriots zaten Amerikan futbolunun Ölüm Yıldızı gibi. Bruins sadece varlığıyla bile insanların gözüne batıyor. Ve şehrin taraftarı işleri daha da kötü hale getiriyor. Ve buna hakkımız (evet, maalesef onlardan biriyim) var, ülkenin kalanı oybirliğiyle en katlanılmaz taraftar grubu olduğumuza karar verebilir. Belki Philadelphia bu konuda bize rakip olabilecek tek şehir.
Ancak 2012 Doğu Finali’nde 3-2 öne geçip kaybedişinden bu yana Celtics, Boston takımlarının da içinde “insaniyet” olduğunu gösterdi. Isaiah Thomas takımın bir kalbi olduğunu gösterdi, sonra Cavs‘e ve oradan Lakers‘a takas edildi. Hakemlere itiraz ederken küfür etmek yerine “Saçmalık” diyen bir insan olan Brad Stevens ligin en sevilen koçlarından biri. Celtics altı yıldır o tatil fotoğrafının köşesinde duran çalışkan küçük kardeş gibi. O malum mektupta kendisine ayrılan yer hayli küçük. Yani ailenin bir parçası değilseniz bile itiraf etmeniz gerekiyor: Sevilesi bir yanı olan bir çocuk.
Ama bu yıl, o küçük kardeş büyüdü. Mantar model saçını değiştirdi, artık şarkı söylerken sesi çatlamıyor ve gerçekten bir gelecek vaat ediyor. Özellikle sezon başlamadan önce umut veriyordu. Takıma Irving ve Hayward eklenmiş, çaylak olarak Tatum gelmişti. Horford, Brown, Smart, Marcus Morris, Rozier ve Aron Baynes gibi isimlerle gerçekten yenilmesi zor bir ekip olmaya adaydı.
Ama öyle olmadı. Hayward sezonun ilk altı dakikası bitirken yılı kendisi için bitiren bir sakatlıkla yere yığıldı, Irving sonraki yılın Mart’ında sakat dizi yüzünden sezonu kapattı. Boston’ın umutları da böylece bitti. Kimsenin pek bir beklentisi yoktu. Baynes ve Rozier’yle Joel Embiid gibi bir süperstarı durdurmayı ya da LeBron’a karşı üç galibiyet almayı hayal dahi etmiyorduk Ama başardılar. Ve gerçekten izlemesi çok keyifli bir takım oldular.
Evet, Boston’lıyım. Bu takımı çok seviyorum ve New England’ın dışında tamamen nefret edilen bir takım olmamaları da hoşuma gidiyor. Ama bunu hak etmediğimizi de itiraf etmeliyim. Bir Boston taraftarı olmak o bahsettiğim mükemmel ailenin bir parçası olmak demek. Gıcık kuzeniniz gibiler ama sonuçta kuzeniniz onlar. Bu Celtics takımı bizim inanılmaz güzel spor olayları listemize eklenmiş bir şey daha olma özelliğini taşıyor. Şımartılıyoruz. Ve bu çok güzel.