Hatasız Kul, Kusursuz Çaylak Olmaz: NBA’de 10 Çaylağın 10 Kusuru

05/Haz/18 22:44 Haziran 22, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

05/Haz/18 22:44

Eurohoops.net

NBA’de 2017-2018 sezonu büyük oranda geride kalırken Eurohoops Çeviri, çaylak yıldızların yapabilecekleri ufak eklemeleri huzurlarınıza taşıyor.

by Grant Hughes / Çeviri: M. Bahadır Akgün

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 29 Mayıs 2018 tarihinde Bleacher Report’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de çaylakların kusurlarını bulurken bu ligde ilk yılınızda hayatta kalmanın da çok sık görülmeyen bir şey olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Artık oyun daha hızlı, oyuncular daha güçlü, daha akıllı ve daha fizikli. Düzenler değişiyor, zaaflar rakipler tarafından çok çabuk kullanılıyor ve bir takımla ikinci kez karşılaşan çaylaklar haliyle çok zorlanıyor.

Bu sezon çaylak performansına doyduk. Ben Simmons, Donovan Mitchell ve Jayson Tatum başta olmak üzere bazı çaylaklar veteran gibi oynadı. İstisnai işler yaptılar ve hatta açıklarını kapatmak için çok uğraştılar. 2017-18 Yılın Çaylağı takımları ile birlikte bu üçlünün de kapatacak çok zaafı var bu yaz.

Ben Simmons, Philadelphia 76ers: Tam, bütün, açık bir şut eksiği

Ben Simmons yalnızca şut atamıyor değil, denemiyor bile.

Boş kaldığı zaman potayla göz teması kurmayı bile reddeden biri için Simmons yine de akılda kalacak işler yaptı. Muhtemelen üç sayı döneminin tam ortasında tek bir üçlük atmadan Yılın Çaylağı seçilecek.

Savunma açısından boş kalsa da dışarıdan atmayacağını bildiğiniz bir oyuncu kadar iyi bir şey yok. Dağılan düzenler tekrar toplanıyor ve savunmacılar korkusuzca dışarıyı boş bırakabiliyorlar.

Simmons, 3-5 metre aralığında %31.6 ile, 5-7 metre aralığında %39.3 ile şut atıyor ancak daha geriden yüzdesi %0. Simmons’ın olağanüstü potansiyelini kısıtlayan da denemiyor olması.

Simmons, şutlarının yalnızca %3.9’unu 5 metre ve gerisinden denedi. Peki ya denediği 11 üçlük? Salladı öyle. Hepsini. Hepsinde de süre doluyordu. Simmons, diğer tek alternatif top kaybı olmadığı sürece şut atmayı reddetti.

Simmons’ın geliştirmesi gereken nokta belli…

Donovan Mitchell, Utah Jazz: Dripling üzeri şutlardaki yüzdesi

Yalnızca James Harden, Damian Lillard, Kemba Walker ve Chris Paul pull-up üçlüklerde Donovan Mitchell’dan daha fazla deneme yaptı bu sezon. Mitchell, 304 deneme yaptı.

Top kullanan bir oyuncunun hareket halindeyken şut isteği savunmaları bozar, onları adam değişimine zorlar, tepede bir perde sonrası mümkün olduğunca oyuncuyla kalmaya iter ya da teke tek pozisyonlarda o adamı sıkıştırmanız gerekir. En azından savunmacılar, topu kullanan oyuncunun pull-up üçlüklerinden korktuğu zaman bunu yapar yani.

Bu anlamda Mitchell, %29.3 ile isabet kaydetti. En az 200 pull-up üçlük deneyen 16 oyuncu arasında Mitchell’ın daha yüzdeli oynadığı tek oyuncu Russell Westbrook.

Hâli hazırda patlayıcı ilk adımı ile dinamik bir bitirici olan Mitchell, fazlasıyla iyi bir hücum oyuncusu. Ancak savunmacıları kendisinin üç sayı çizgisinin gerisinde dripling üzerinden etkili bir isim olduğu konusunda ikna edebilirse bu bambaşka bir seviyeye çıkar. Ligde kimse onun önünde duramaz.

Jayson Tatum, Boston Celtics: Fiziksel Güç

Çaylaklar genelde lige hücum konusunda Jayson Tatum kadar temiz girmiyorlar. Bu yüzden Tatum’ın hücumu konusunda bir öneride bulunmamıza gerek yok. İçeride ve dışarıda Tatum, tamamen etkili bir hücum silahı ve üç seviyede de iyi şut atabiliyor. Ayrıca NBA’de bu anlamda daha çıkabileceği nokta merakla bekleniyor.

Katma bir fiziksel güç daha da faydalı olabilir.

Doğu Konferansı final serisinde JR Smith öyle caydırıcı bir savunmacı olmamasına rağmen Tatum’ı topsuz oyunda fiziksel mücadele ile rahatsız etmeyi başardı. Smith, Tatum’ı ciddi oranda durdurdu ve bire bir pozisyonlarda vücudunu kullandı.

Tatum yine de böyle bir fizikselliği karşılayacak yeteneğe ve adaptasyona sahip ancak vücuduna biraz kas eklemesi durumunda (ki bu doğal olarak zaman içinde olacak) karşı koyma şansı da bulacak kendisinde. Zaten Tatum’ın driplinglerde daha kısa savunmacılara karşı ciddi bir avantaj sağlama yeteneği var. Fiziksel oyuna uyum sağlayabileceği oyun anlayışına da sahip.

Bunlar ayrıntı. Tatum aslında olmuş bir oyuncu.

Yalnızca güçlenmek onun için işleri daha da kolaylaştırabilir.

Kyle Kuzma, Los Angeles Lakers: Savunma

Her ne kadar %36.6’lık üçlük yüzdesi ve dış atışlardaki başarısı nedeniyle yaz ligine giriş şekli onu dış atışlara bağlı bir oyuncu gibi gösterse Kyle Kuzma, yalnızca iyi bir üçlükçü değil.

Harika ayaklara, makul bir fake sonrası potaya gitme yeteneğine ve gelişen bir saha görüşüne sahip olan Kuzma, bu özellikleriyle birçoklarının düşündüğünden daha iyi bir hücum silahı oluyor. Ancak maalesef kariyerinin bu aşamasında yalnızca hücum oyuncusu gibi gözüküyor.

ESPN’in Artı-Eksi veritabanında -1.57 savunma verimliliği ile 90 uzun forvet arasında 83. sırada bulunuyor ve o kenardayken Lakers‘ın savunma verimliliği 2.1 artış gösteriyor.

combo forvetler için savunma yapmak zor. Bunun da ötesinde çaylaklar gerçekten savunmada zorlanıyor. NBA’deki hıza, özel yapıya ve fiziksel mücadeleye adapte olmak acımasız ölçüde zor. Kuzma 2.06’lık boyuyla çabuk bir oyuncu ve ortalama savunmacı olacak meziyetlere sahip.

Ama şu an buna yakın bir seviyede değil.

Lauri Markkanen, Chicago Bulls: Post Oynama Yeteneği

Uzun rotasyonunda alan açan şutörler, bugünlerde NBA hücumunda hayati rol oynuyor ve Lauri Markkanen de daha şimdiden onlardan biri olduğunu kanıtladı.

Üç sayı çizgisinin gerisinden %36.2 ile isabet kaydetti. Belki ligde ortalama bir yüzde ancak 2.13’lük bir dev için bu yüzde harika. Dahası maç başına 5.9 gibi yüksek bir üçlük deneme ortalaması da yakaladı. Markkanen ayrıca dripling üzerinden iyi işler yaparken savunmada da beklenenin üzerinde bir yoğunluk ile oynadı.

Hücumdaki potansiyeline tam olarak erişmek için Markkanen’in post oyunlarında daha iyi olması gerekiyor.

Tamam, artık bu ligde post oyunları hüküm sürmüyor ancak rakipler Markkanen karşısında kısa oyuncularla kalıyorlar sık sık. Markkanen, pozisyon başına post-up’ta 0.81 sayı çıkardı ve bu da ligin %36’lık diliminde yer almasına neden oldu. Markkanen’i savunmak için dışarıda çabuk kanatlarını kullanan kurnaz koçları alt etmek için bu yeterli değil. Çoğu maçta rakipler Markkanen’in post hücumlarına kazanç gözüyle baktılar.

Eğer skor repertuarına daha fiziksel ve daha yakın mesafeden bir bileşen eklerse Markkanen, durdurulmaz olmaya çok yaklaşacak. Ve işin aslı hücumda yerleşip post’u öyle oynamasına bile gerek yok. Dirk Nowitzki ve Kevin Durant gibi büyük dış skorerler elbow üzerinden bire bir oynarken bunu gayet iyi yapıyorlar. Gelecek sezona post hücumu paketiyle giriş yaparsa Markkanen bir yıldız olmaya çok yaklaşır.

Lonzo Ball, Los Angeles Lakers: Potada bitiricilik

Herkes Lonzo Ball’un kötü dış şut stilini eleştiriyor ancak onun verimliliğini asıl düşüren şey daha yakın mesafede sayı bulma konusundaki sıkıntılar oldu.

Ball, bir metre içindeki şutlarında %49.4 ile isabet kaydetti. 1-3 metre aralığında ise %26.9 ile isabet buldu. Bu mesafelerde lig ortalaması sırasıyla %65.8 ve %39.4.

Tepede atletik patlayıcılık eksikliği Ball’u her zaman için elit bir bitirici olmaktan alıkoyabilir. O bitiriciliği sağlayacak ya da birçok iç savunmacıyı bozacak çabukluğa sahip değil. Dripling üzerinden de aynı sebeple bir fark yaratmakta zorlanıyor. Bu da bitiricilik sorunlarına çıkıyor. Önü açık olmayınca çok daha büyük bir atletizm dezavantajı oluyor.

Bu zayıflığı ele almak için yetenek gelişimine ve fiziksel dönüşüme ihtiyacı var. Ball, yaşı ilerledikçe saha içi farkındalığını geliştirecek ancak daha güçlü ve daha çabuk olması için çalışması gerekecek.

İyi haber: Deniyor.

Ball’un yaz dönemindeki çalışma programını anlatan Kyle Kuzma da Ball’un her gün ağırlık çalıştığını ve bu sayede gelecek sezon daha fazla sahada olmayı umduğunu söylüyor.

Birçok savunmacı karşısında pas veriyor Ball. Yeterli bir savunmacı bile olsa rakipler ona karşı daha çok önlem almak zorunda kalacak. Onun saha içi görüşüne sahip bir oyuncu için de böylesi bir önlem sahanın her yerinde takımına skor fırsatı sağlayabilir.

John Collins, Atlanta Hawks: Savunma Farkındalığı

Kötü geçen aylardan sonra John Collins’in üç sayı yüzdesi sezonun son üç ayında ciddi bir artış gösterdi. Ocak ayından itibaren %35.6 ile üçlük attı. Gerçi bu süreçte 45 üçlük gibi az sayıda üçlük denedi ancak gelişimi yine de heyecan verici oldu.

Collins ayrıca kendisinin pota civarında bitiriciliğini artıran ciddi bir sıçrama yeteneğine sahip olduğunu gösterdi ve hücum ribaundlarında da bu sebeple önemli etkiler yaptı.

Övgülerimizi sıraladıktan sonra asıl konuya gelelim: Collins’in savunmadaki içgüdülerini geliştirmesi gerekiyor. Tüm bu atletizm, Collins zekice kullanmadığı sürece o kadar da iyi değil.

Onca şut bozma çabası rakibinin kolay bir hücum ribaundu ve sayı yapması ile sonuçlandı. Rotasyonlar genelde bir adım geriden geliyordu ve Collins de çaylak sezonunda ciddi bir faul sorunu yaşadı.

Başarılı kişisel ribaund istatistiklerine rağmen Collins’in sahada olduğu bölümde Atlanta’nın takım savunma ribaundu düşüş gösterdi.

Hawks, Collins’in oynadığı dakikalarda rakiplerine %28.8 oranında hücum ribaundu verdi. Onun pivot oynadığında ise %34.8 ile hücum ribaundu verdiler. Her iki istatistik de bu sezon uzunlar arasında %10’luk dilimin altında bulunuyor.

Bazı oyuncular bu anlamda doğuştan gelen yeteneğiyle harika bir zamanlama algısına sahiptirler ve diğer oyunculardan daha iyi hissederler ribaundu. Ancak Collins için asıl iyi haber daha fazla çalışma yaparak bu özelliğini geliştirebilecek olması.

Dennis Smith Jr., Dallas Mavericks: Genel verimlilik

Saydığımız sorunlar arasında en geniş çaplı olan sorun bu ancak NBA tarihinin verimlilik anlamında en düşük sezonlarından birini geçiren Dennis Smith Jr. için başka bir seçenek yok.

Smith Jr. %47.3 veya altında bir doğru şut kullanma yüzdesini %28.8’in üzerinde bir top kullanma oranı ile yakalayan yalnızca dördüncü oyuncu. Diğer üç oyuncu ise Chris Webber, Kobe Bryant ve Michael Jordan. Böyle bakınca çok da kötü gözükmüyor… Tabii Webber’ın bu listeye 31 yaşında girdiğini fark edinceye kadar. Bryant ve Jordan da 37 ve 38 yaşlarındaydı.

Smith, hücumda büyük sorumluluklar alan bir çaylak olarak bu özgürlüğe sahip. Öğrenme süreci sancılı sonuçta ve Mavs de bu sezon hiç iyi değildi. Yeterli yardımı alamadı yani.

Ancak Dallas, Smith’ten organizasyonun mihenk taşı olmasını bekliyorsa %31.3 ile üçlük, %39.5 ile saha içi şut ve %69.4 ile serbest atış kullanmaya devam edemez. Bu şut dağılımları savunma uzmanı bir uzun için kabul edilemez olurdu. Takımın lideri bir guard için ise tarihi düzeyde kötü.

Ne zaman temas alacağına dair daha iyi bir içgüdü ve pota civarında patlayıcılığı sayesinde ne zaman bitireceğine dair bir içgüdü ile daha iyi bir şut seçiminin faydası olur. Smith, fiziksel olarak sınırı olmayan bir oyuncu. Çalışırsa istediği seviyeye çıkar.

Bogdan Bogdanovic, Sacramento Kings: Yaş

Üzgünüm ama bunun bir çözümü yok. Yani tabii ki Sacramento Kings zamanı çevirme konusunda ciddi bir teknolojik ilerleme kaydetmezse.

Bogdan Bogdanovic, bir çaylak için fazlasıyla gelişmiş gözüktü. Pas, dripling ve şut arasında karar vermek için tek bir saniye ona yetti. Ki genelde bu konuda tüm çaylakların eli ayağına dolaşır ama o sıklıkla doğru kararı verdi.

Devrilen oyunculara doğru pası verdi veya yön değiştirme fake‘i ile savunmaları yanıltıp istediklerini yaptı. Muhteşem işler.

Tertemiz şutunu da %39.2’lik üçlük yüzdesinden görebiliyorsunuz ve geliştiği zaman ne kadar iyi olabileceğinizi tahmin bile edemiyorsunuz.

Sonra da zaten 25 yaşında olduğunu fark ediyorsunuz.

Ağustos ayında 26 yaşını dolduracak olan Bogdanovic hâlâ gelişebilir ancak kariyerinin akıbeti düşünülünce yaşını hesaba katmamak mümkün değil. Çaylak sezonunda gösterdiği performans aslında zirvesi olabilir. Kyrie Irving, Anthony Davis, Giannis Antetokounmpo, Victor Oladipo, Bradley Beal ve Otto Porter gibi isimlerden daha büyük.

Bogdanovic, önemli sıçramalar yapacağı yaşları geride bıraktı. Artık fiziksel zirvesi son bulmadan ortalama bir gelişim umut edebilir yalnızca. Kötü gözüküyor ancak Bogdanovic gerçekten şu an verimli bir rotasyon oyuncusu. Bu yabana atılamaz.

Josh Jackson, Phoenix Suns: Şut mekaniği

Phoenix’teki kaybetme atmosferi gelişim için uygun değildi ancak Josh Jackson yine de gelişmeyi başardı.

2.03’lük kanat 11.2 sayı, 4.1 ribaund ve 1.2 asist ortalamaları yakaladı ve All-Star arası öncesi %46.8 ile doğru şut kullandı. Dahası All-Star arası sonrası dönemi 18.7 sayı, 5.9 ribaund ve 2.5 asist ortalamaları, %50.1 doğru şut oranı ile geçti.

O Jackson aynı zamanda iş ahlakı ve tavanını gösteren toplu oyun kurma ve savunma potansiyeli de gösterdi. Drafta yatmayan bir takımda bu özellikler fazlasıyla kullanışlı işler olabilirdi.

Jackson’ın geleceği için kilit nokta hala kat edebileceği çok mesafesi olan bir şut mekaniği düzenlemesi olacak. Sanki kafasının üzerinden pas çıkarıyor gibi şut atıyor ve bu da yavaş bir top çıkarma ile sonuçlanıyor. Top belinden yükseliyor, vücudunda yukarıya çıkıyor, sonra kafasının arkasına geliyor ve en son da Jackson topu mancınık gibi fırlatıyor.

All-Star arası sonrasındaki performansıyla bile Jackson yalnızca %25 ile üçlük attı. Eğer şutunu düzeltmezse lig ortalamasını yakalaması imkansız gözüküyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Fotoğraf: Getty Images