2018 NBA Draftı: Lotarya Seçimlerinin Benzediği Yıldızlar

18/Haz/18 19:55 Haziran 22, 2018

Semih Tuna

18/Haz/18 19:55

Eurohoops.net

2018 Draftında Lotaryadan seçilecek genç yeteneklerin de benzedikleri yıldızlar var. Eurohoops Çeviri, bu oyuncuları karşınıza getiriyor!

by Grant Hughes / Çeviri: Yılmazcem Özardıç

Bu yazı ilk olarak 30 Mayıs tarihinde Bleacher Report’ya yayınlanmıştır.

NBA’in tecrübeli oyuncularıyla lige yeni adım atacak çaylakları benzetmek her zaman zordur. Hele hele o gençlerin çıktıkları çok az maç sayısı bunu daha da zorlaştırır. Bu konuda bir sıkıntı yok çünkü biz sadece bu çaylakların nasıl bir oyuncu olduklarına dair bir fikir yaratmak istiyoruz.

Burada gördüğünüz oyuncular direkt olarak karbon kopyalar değiller zaten ancak belli başlı özellikleri NBA’in yıldız isimlerine benziyor. Yani mesela olayı sizin için şöyle kolaylaştıralım, Bradley Beal denilince aklınıza iki numarada çok iyi bir şutör olmasının yanında iyi fizik ve yaratıcılık özellikleri de geliyordur. Fazla uzatmadan başlayalım.

Kevin Knox II, Kentucky, Kısa Forvet

Benzetme: Kelly Oubre, Jr.

Çok ham olan Knox Ağustos’ta 19 yaşına girecek ve bu listedeki tüm oyunculara göre kıyaslama yapması en zor isim kendisi.

15.6 sayı ortalamasıyla takımının en skorer ismiydi, iyi kat yapabiliyor ve üçlükten %34.1 isabet oranıyla oynadı. 2.07’lik boyu ile çoğu kanat oyuncusunun üstünden şut atabiliyor, daha ağır forvetler karşısında da çabukluğunu kullanabiliyor.

Knox savunmada mental özellikleri eksik bir oyuncu. Kentucky’de fiziksel özellikleri yerinde olsa da yeterince iyi bir savunmacı profili çizmedi.

Kelly Oubre Jr. da NBA’e buna benzer şekilde girmiş ve üçüncü sezonunda kendini lige kanıtlamıştı. Wizards‘lı Oubre bu sezon fizik olarak zorlansa da dört numarada 11.8 sayı ortalaması yakaladı ve ileride önemli bir ilk beş oyuncusu olacak gibi duruyor.

Knox da bu şekilde gelişim gösterebilir. Savunmada daha dikkatli olması ve NBA’deki daha iyi savunmacılara karşı hücumda fazla zorlamaktan vazgeçmesi gerek sadece.

Robert Williams Texas A&M, Pivot

Benzetme: DeAndre Jordan

Robert Williams da Jordan gibi fiziğine sığmayacak kadar atletik, alley-oop pası tamamlamak için büyük bir tehdit olan bir oyuncu. Hücumda boyalı alanda iş yapabiliyor ve Jordan kadar kötü bir serbest atışçı. Kolejdeki son sezonunda %47.1 ile serbest atış attı.

Aradaki fark savunmada olabilir. Williams’ın hızlı rotasyon hamleleri ve blok yetenekleri Jordan’dan daha üst seviyeye çıkabilir. DJ her ne kadar çok ribaunt çekip etkileyici bloklar yapsa da savunmadaki katkısı o kadar da büyük değil. Williams ise daha mobil, daha hızlı, adam değişmeye daha yatkın bir profil çiziyor. Tabii bunlar potansiyeli ve hiçbir zaman DJ kadar bile savunma yapacak seviyeye ulaşamayabilir.

Ancak yeterli fiziksel özellikleri var ve aynı zamanda NBA’e daha uyumlu bir oyunu bulunuyor. Kolejdeki alan açma konusundaki eksiklikler onun hücum gücünü kısıtlıyor.

Collin Sexton, Alabama, Guard

Benzetme: Eric Bledsoe

“Genç Boğa” lakabını sert değilseniz alamazsınız ve Collin Sexton’ın Eric Bledsoe kıyaslamasını dur durak bilmez motoru çok kolaylaştırıyor.

Bledsoe’nun playofflardaki efor seviyesi aklınızı karıştırmasın, Bledsoe lige geldiğinde tamamen eforla oynayan, çok atletik, savunmada deli gibi çabalayan ve hücumda da deli gibi potaya atak edn bir oyuncuydu.

Sexton da böyle. Hücumu yönlendirebilir ama sadece 3.6 asist ortalaması yakalaması yanında bir guard daha olsa veriminin artabileceğinin bir kanıtı. Bledsoe’ya bu alandan da benziyor. Sexton maç başına 19.2 sayı ortalaması yakaladı.

İki ayak üzerinden de bitirebilen, rakip savunmacıların üstüne gitmekten çekinmeyen Sexton çok fazla faul alabiliyor bu şekilde. Kolejde bile boyalı alan çok dolu olmasına rağmen bir şekilde potaya gidip basket çıkarmasını bildi, ya da faul aldı ki 7.6 faul denemesi ortalaması da bunu gösteriyor.

Sexton NBA’de de savunmacılarının üstüne deli gibi gidecek. Tabii yeteneklerinin de gelişmesi gerekecek.

Wendell Carter Jr., Duke, Uzun Forvet/Pivot

Benzetme: Kevin Love

Herkes Al Horford kıyaslamasını seviyor ve iyi bir kıyaslama bu. Wendell Carter Jr da Horford gibi tam anlamıyla parkede neredeyse her şeyi yapabiliyor, şut atabiliyor ve pek atlet değil. Peki ya Kevin Love?

Love da Carter gibi hücumda ayaklarını doğru kullanıyor, el hassasiyeti daha iyi ve topu kendisi mi kullanmalı yoksa takım arkadaşına mı çıkarmalı noktasındaki kararı doğru verebiliyor. LeBron James’in yanında oynamak Love’ı biraz daha net bir set şutörüne dönüştürmüş olsa da (Carter de %41’le üçlük attı) daha önceden ‘elbow’ denen yüksek posttan oyun kurabiliyordu.

Carter da Love gibi bunu yapabilir. Carter’ın oyunundaki en büyük eksik ise açık alanda savunma konusundaki sıkıntıları olabilir. Kendi fiziğindeki bir oyuncu için fena bir hıza sahip değil ama adam değişmelerde guardların karşısında durmakta zorlanabilir.

Aynı Kevin Love gibi.

Lonnie Walker IV, Miami, Guard

Benzetme: Victor Oladipo

Lonnie Walker, Oladipo’nun top kabiliyetinden çok çok geride ama Indiana’lı yıldız oyuncunun lige pek de iyi bir top hakimiyeti ile gelmediğini hatırlatmakta fayda var. Savunmada potansiyelli, üst düzey bir atlet, çalışma azmi yüksek ve üçlük konusunda istikrar sıkıntıları yaşayan bir gençti Oladipo.

Doğru alanda gelişimleri sağlayarak Oladipo da şimdiki haline dönüştü: hız, çabukluk ve şutu sayesinde All-NBA takımlarına seçilmeyi başaran bir combo guard.

Walker’ın potansiyeli de bu ve 19 yaşındaki oyuncu daha önce verdiği röportajda bir kulübün yüzü olabileceğini düşündüğünü dile getirmişti.

Draft Combine’da atletik özellikleri ile öne çıkan Walker, kolejde %34.6 ile üçlük attı ancak şut mekaniği iyi. Daha üst düzey bir şutöre dönüşebilir. Tabii Walker’dan bir playoff takımının en iyi oyuncusu olmasını beklemek şu anda saçma olur. Ama bundan beş yıl sonra Oladipo gibi olursa da kimse şaşırmamalı.

Miles Bridges, Michigan State, Forvet

Benzetme: Jae Crowder

Miles Bridges her iki forvet pozisyonunu da oynayabiliyor, oyun bu oyuncular lehine değişmiş gibi dursa da onun kısıtlamalarını da göz önüne çıkarıyor.

2 metre boyundaki Bridges’in NBA’de kısa bir dört numara olması yüksek ihtimal, kendisinden daha büyük rakiplere karşı güçlü fiziğini avantajına kullanabilir. Pasörlük ve yaratıcılık anlamında kısıtlı olan Bridges daha çok ayağını kurup şut atacak, kendisine doğru hızla koşan savunmacısını geçip potaya yönelecek ya da açık sahada sayı bulacaktır.

Tabii asist yapma özelliğini de tamamen ihtimal dışına atmamak lazım, hücum akışında pas trafiğini devam ettirebiliyor. Bu alanda biraz daha o trafiği başlatacak değil de bitirecek oyuncu konumunda olacaktır. Crowder hiçbir zaman Bridges kadar atlet olmadı ancak iki forvet pozisyonunu da oynayabilen, sert ve iyi bir şutör özellikleriyle Bridges’e benziyor.

Bridges’in hücum yeteneklerine güveniyorsanız Tobias Harris da güzel bir benzetme olabilir.

Michael Porter Jr., Missouri, Forvet

Benzetme: Daha Fizikli Andrew Wiggins

Aslında burada yapılacak en mantıklı şey Porter’ın benzetmesini yapmamak olabilir çünkü kolejde sadece 53 dakika oynayabilen bir oyuncu hakkında nasıl bir oyuncu olabileceğine dair bir tahmin yapmak için yeterli bilgi yok. Bunun tabii bir de sağlık kısmı var ve o ayrı bir hikaye.

Wiggins, yani yetenekli, atletik, skorer ancak mental olarak sıkıntılı bir oyuncu tipi sanki iyi gibi duruyor. Porter 2.10 boyunda yani Wiggins’ten yaklaşık 5-6 cm uzun. Muhtemelen çaylak yılında dört numara oynayacak, Wiggins bunu yapamıyordu. Wiggins’ten daha iyi bir şutör olabilir Porter ama iki oyuncu da verimli, yüksek yüzdeli şut seçiminde zorlanıyorlar.

Eğer Porter top hakimiyetini ve kararlarını geliştirirse iyi bir skorer, harika fizikli bir forvet olabilir. Yani burada çok fazla ‘olursa’ var. Wiggins de benzer şekilde görülüyordu.

Mikal Bridges, Villanova, Kısa Forvet

Benzetme: Tony Snell

İyimser olanlar Covington ve Otto Porter olarak benzetme yapabilirler. Ancak Mikal Bridges’in yaşı ve kısıtlamalarına bakarsak bu iyimserliği azaltmak mantıklı gibi gözüküyor.

Bridges 22 yaşına girecek 3 yıl kolej oynamış bir oyuncu. Yani çok büyük bir gelişim beklemek hata olur.

Üçlük ve savunma Porter-Covington kıyaslamalarına neden oluyor ancak dönem dönem Bridges’in ortadan kaybolma gibi bir kötü huyu var. Bu da Snell’in özelliği.

Bunun dışında Bridges Snell’in uzunluğu, inceliği ve hücumdaki şut yaratma sıkıntılarını da profilinde bulunduruyor. %43 ile üçlük attı ancak savunmacılar onun şutunu kapadığında potaya gitmekte zorlanıyor.

Savunma yapabilen ve şut sokabilen bir kanat olarak NBA’de değer görecekti Bridges. Ama üst düzey atletizm ve kendi skorunu yaratma konusunda sıkıntılar yaşıyor ve bu onun potansiyelini kısıtlıyor.

Trae Young, Oklahoma, Guard

Benzetme: Stephen Curry

Trae Young için iç karartan benzetmeler bulabilirsiniz.

Aaron Brooks, Trey Burke, Shabazz Napier gibi isimler bunların bazıları ve lotaryadan kimsenin seçmek istemeyeceği oyuncular. Young’ın fizik sıkıntısı, kötü savunması ve elit seviyenin uzağındaki şut verimliliği bu kıyaslamalarına neden oluyor. Onun oyuna yaklaşma şekli ise aynen Curry gibi.

Kimse Young’ın Curry’nin üretkenliğini sağlayacağını söylemiyor. İki kere MVP olmayı bırakın, All-Star seçilirse şanslı sayılır Young. Ancak dribbling üzerinden yolladığı uzaktan üçlükler, kendine olan büyük güveni ve harika pas vizyonu benzetmeleri haklı çıkarıyor.

Eğer Young kendisinden daha güçlü ve fizikli savunmacılar karşısındaki sıkıntılarını aşabilirse şutuyla ve pas yeteneğiyle ligde önemli bir oyuncuya dönüşebilir.

Mohamed Bamba, Texas, Pivot

Benzetme: Rudy Gobert

Bunun üstünde çok fazla düşünmeye gerek yok. Combine’da 2.40’lık kanat açıklığıyla herkesi kendine hayran bırakan Bamba’nın fiziksel özellikleri direkt olarak akıllara Utah Jazz‘li Rudy Gobert’i getiriyor.

Texas’ta 3.7 blok ortalaması tutturan Bamba’nın rakip hücumcuları sahaya çıktığı anda korkutan çok üst düzey bir çember koruyucu olması bekleniyor.

Bamba’nın ince fiziği, güç sıkıntısı ve hücumdaki kısıtlamaları eksik olarak görülse de Gobert de bunlara benzer sıkıntılar yaşamıştı kariyerinin ilk bölümünde. Bamba Gobert’in yaptığı gibi kas kütlesi ekleyip çember etrafındaki bitiriciliğini geliştirebilirse All-NBA savunmacısı ve hücumda da net katkı sağlayan bir oyuncu olması çok yüksek ihtimal.

Tabii Gobert’ten farklı olarak üçlük potansiyeli ele alındığında ise ‘bekle gör’ taktiği en iyisi. Eğer NBA’e geldiğinde biraz olsun alan açma yeteneği gösterebilirse Bamba’nın tavanı arşa doğru çıkıyor.

Jaren Jackson Jr., Michigan State, Uzun Forvet/Pivot

Benzetme: Serge Ibaka

Açık olmak gerekirse buradan Thunder‘daki zirve Serge Ibaka’dan bahsediyoruz. Eğer Jackson bir şekilde Ibaka’nın Raptors versiyonuna dönüşürse bu onun tavanı için üzücü olur.

Jackson 2018 Draftındaki en güvenli seçim olabilir, Ayton ve Bagley’e göre iki alanda da yaptığı işler onun daha kolay bir başarı yolu olmasını sağlıyor. Tabii %40’lık üçlük isabeti oranı da onu diğer uzunlardan ayırıyor.

The Ringer’dan Jonathan Tjarks’a göre Jackson yeni tarz bir savunma lideri. 2.11’lik boyu ve güçlü fiziği ile fizik ile hızın arasında bir kombinasyon yaratıyor. İçeride dominant olacak kadar fizikli ve yayın etrafında savunma yapabilecek kadar çabuk.

Tabii bir de dış şutu var, Ibaka’nın da vardı. Ibaka’nın en iyi günleri geride kaldı ama savunma dominasyonu ile yayın gerisinden şut yeteneği daha da önemli hale geldi günümüz NBA’inde.

Marvin Bagley III, Duke, Uzun Forvet/Pivot

Benzetme: Amar’e Stoudemire

Çabukluk, atletizm ve güç özellikleri Marvin Bagley’e bakıldığında direkt olarak gözüküyor, bu da benzetmeleri azaltıyor.

Ama Stoudemire ile yakaladık bu benzetmeyi. İkili oyunda topu yakaladığında inanılmaz bir bitiricilik. Bagley’in motoru Stoudemire’dan bile yüksek olabilir, bu da çaylak yılında Amar’e’den daha iyi savunmacı olmasını sağlayacaktır.

Stoudemire zaten hiçbir zaman pek iyi bir savunmacı olmadı.

Bagley şu anda savunmada pek fazla bir şey göstermedi ama Stat’ın en iyi zamanından bile daha çabuk olabilir. Bu da genç oyuncunun günümüz NBA’inde gereken adam değişme üzerine kurulu savunmada daha etkili olmasını sağlayabilir. Çünkü iyi bir çember bekçisi olması zaten beklenmiyor.

Şimdi tabii Bagley’i seçen takımın bir Nash bulması gerekiyor ki çok özel bir ikili izleyelim.

DeAndre Ayton, Arizona, Pivot

Benzetme: DeMarcus Cousins

Rakiplerini fiziksel olarak çiğ çiğ yiyen bir hücum canavarı yıldız?

Savunmada genelde odak sıkıntısı yaşayan ve sık sık kaybolan bir uzun?

Şutunu yayın gerisinden atabilen bir isim?

Direkt olarak ilk beş başlaması beklenen hücum ribauntunda büyük etki yapacak bir oyuncu?

Bir de hücumda katkı yaparken savunmada pes edecek bir pivot?

20.1 sayı 11.8 ribaunt %61.2 saha içi isabeti istatistikleri ile Arizona’daki tek yılını tamamlayan DeAnde Ayton’ın DeMarcus Cousins ile çok fazla benzer yönü var. Ayton muhtemelen daha yetenekli gibi duruyor lige girerken. Yüzü dönük ve post oyunu olarak üst düzey, bir de fiziği düşünülünce bu artık rakiplere ‘yazık’ hale geliyor. Cousins’ın rakiplerini fiziksel gücüyle ezip geçmesi de Ayton’a benziyor.

Ayton eğer Cousins’ın 14.1 sayı 8.6 ribaunt %43 saha içi isabeti çaylak yılı istatistiklerini yakalayamazsa şok edici olur.

Luka Doncic, Real Madrid, Guard

Benzetme: Manu Ginobili esintili Ricky Rubio

Eğer yukarıdaki benzetme Luka Doncic’i tanımlamanın zorluğunu göstermiyorsa ne gösterir bilmiyorum.

2.04’lük EuroLeague tarihinin en genç MVP’sinin fiziği ve oyun yapısı sanki Hidayet Türkoğlu’na benziyor ancak o da tam değil. Doncic’in saha görüşü muhtemelen en büyük yeteneği ancak Ben Simmons’la kıyaslandığında da atletizmi yetersiz.

Dribbling üzerinden şut atabilen Doncic çok verimli bir skorer gibi gözükmüyor ancak Ginobili tarzı bir pas yeteneği ve top kontrolü esintileri de bulunuyor. Rubio’nun saha içinde doğru açılarla doğru zamanlarda takım arkadaşlarına yolladığı paslar da Doncic’e benziyor.

Yüksek sürat ve atletizm konusunda kısıtlamaları olan Doncic’i fiziksel olarak benzediği kanat oyuncuları ile de kıyaslayamazsınız. Paul George değil bu adam.

Basitçe konuşursak gelişen şut ve saha görüşüne sahip, fizikli bir oyun kurucu. Rubio/Ginobili, Doncic’e yapabildiğimiz en iyi benzetme.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!