by Oliver Mahoney / Çeviri: Anıl Can Sedef
Bu yazı ilk olarak 15 Haziran 2018 tarihinde UpRoxx’ta yayınlanmıştır.
NBA Draft’ı riskli bir yatırım şekli, bütün bir organizasyonun geleceğini 19 ya da 20 yaşındaki bir oyuncunun potansiyelinin tamamını gerçekleştirmesi ihtimaline bağlıyorsunuz. Oyuncunun geçmişi ve kökeni ne olursa olsun, asla kesin bir seçenek yok. Avrupalı ve Amerika dışı oyuncular konusunda ise ekstra bir risk var. Kötü seçimler kolejden çıkma fiyaskolara kıyasla daha çok gündemde kalıyor. Kristaps Porzingis gibi her başarı hikayesinin ardından, Andrea Bargnani bir ibret öyküsü olarak hatırlatılıyor.
Yakın tarihin gördüğü en başarılı ve yetenekli Avrupalı genç olduğu iddia edilen Luka Doncic de kariyeri boyunca benzer soru işaretlerine maruz kaldı. Sloven oyuncunun henüz 19 yaşında FIBA EuroBasket, EuroLeague şampiyonluğu, EuroLeague’de sezon ve Final Four MV’si ödülü, iki İspanya Ligi şampiyonluğu ve burada saymayacağımız yarım düzine başarısı daha var. Temel olarak basketbol tarihinde 19 yaşındaki hiçbir oyuncu onun kadar profesyonel başarı kazanmadı ve bu konuda rakibi dahi yok. Fakat draft yaklaştıkça soru işaretlerinin daha da büyük endişelere dönüştüğünü, draft’ta nerede seçileceğini ya da seçilmesi gerektiği konusunda fazlasıyla kutuplaştırıcı bir tartışma oluştuğunu görüyoruz.
Birçok medya organı onu 2018 NBA Draft’ının 1. sırasıyla 3. sırasına arasına yazıyor. Ama NBA’in en imcclginç yaz olayına daha da yaklaştıkça draft tahminlerinde daha da aşağı düştüğünü görüyoruz.
EuroLeague’in ve Avrupa liglerindeki en üst kümelerin NCAA’den daha kaliteli turnuvalar olduğu şüphesiz. Draft sınıfının diğer üyelerine göre daha fazla profesyonellik tecrübesi var çünkü 16 yaşından bu yana profesyonel. Üst seviyede hayranlık verici bir performans sergilediği de düşünülürse (EuroLeague’de 16 sayı, 4 ribaunt, 4 asist ortalama) nerede seçileceği konusunda pek bir tartışma olmamalı. Ama takımlar hala onu seçmek konusunda çekingen.
Doncic’in insanı darmadağın edecek bir atletizmi yok, düzgün bir şutör olsa da NBA’de bu becerilerini tekrarlayıp geliştirmesinden şüphe ettiren biraz korkutucu nedenler var, özellikle de Mo Bamba ya da DeAndre Ayton gibi atletizm canavarlarını antrenmanda izledikten sonra biraz daha şüphe edilebilir. Önceki yıllarda üst seviye Avrupalı yetenekler, NCAA’den çıkma gençlere hep daha büyük kumar olarak görüldü. Ancak Doncic konusunda tam tersini hissediyorum. Belki tavanı şut atarak alan açabilen atletik bir devden daha aşağıda ama taban oyunu da fazlasıyla üst seviye.
Bu kadar bilgi, görüntü, dedikodu ve görüşe karşın Doncic’in diğer oyuncular tarafından nasıl bir yetenek olduğunu daha iyi anlamak istedik. Biz de meslektaşlarına, takım arkadaşlarına ve rakiplerine NBA’deki geleceği ve basketbolu konusunda ne düşündüklerini sorduk.
Şunları söylediler:
Anadolu Efesli Errick McCollum: Yaşına göre çok iyi bir oyuncu. NBA’e uyan bir kalıbı ve vücudu var fakat biraz daha kuvvetlenmesi, yağlarını atması lazım. Basketbol içgüdüleri harika. Harika bir pasör ve pick-and-roll oyuncusu, iyi bir ribauntçu ve sağlam bir şutör. Çok atletik ya da patlayıcı değil, NBA’de savunma ve şutuyla istikrarlı olarak alan yaratma konusunda sıkıntı yaşayacaktır. Ama çok kurnaz bir oyuncu, ikili oyunlarla yüksek tempolu oyunda başarılı olacaktır.
Bence iyi bir çaylak yılı geçirecektir. 12-14 sayı, 4 ribaunt, 4 asist ortalama bekliyorum. Her şeyden biraz yapabiliyor. NBA’de oyun kurucu oynayamaz, o kadar atletik değil ama bir kanat oyuncusu. İkili oyun becerisi, temposu, hız değiştirme özelliği, yüksek IQ’su ve kalıbı NBA’de harika iş yapar. Profesyonellere karşı oynadığı için yaz ligi ve diğer organizasyonlara göre daha sağlam bir rekabet gördü. Hazır gelecek, Dirk Nowitzki, Pau Gasol ya da Marc Gasol gibi bir oyuncu değil. O açıdan yanılıyorlar. Avrupalı uzunlar için NBA alışmak guard’lara göre daha kolay oluyor. Belli bir boy eşiğinin üstündeyseniz Avrupa’da top sürmek, şut atmak, birebir ve ikili oyun oynamak daha kolay. Çünkü Avrupa’da o tür bir fizikle eşleşebilecek oyuncular az.
Kendi boyuna ya da atletizmine yakın oyunculara karşı oynadığında neler olduğunu da gördüm. Çok zorlanıyor. Panathinaikos serisini izleyin. Hem alan yaratmakta hem de takım hücumunda yaratıcı olarak zorlandı, şut bulmakta ve savunmacısını geçmekte sıkıntı çekti. Panathinaikos, EuroLeague’in en atletik takımı ve NBA’de de bu tür bir atletizmle karşılaşacak.
Ama çok iyi bir profesyonel olacak. Hem hazır hem de çaylak oyuncu olarak etki yapmaya alışık olacak. Zirve formuna çıktığında maç başına 18 atacağını düşünüyorum ki NBA için harika bir sayı. Süperstar ya da her sene garanti All-Star seçimi olmayabilir. İlk sıradan seçiyorsanız bir numaralı seçenek olacak, kader değiştirecek bir oyuncu almalısınız. Çok iyi bir oyuncu ama Doncic takımınzdaki en iyi oyuncuysa NBA’de şampiyonluk adayı olamazsınız. İkinci en iyiyse playoff mücadelesi verirsiniz, üçüncüyse gerçekten iyi bir takımsınız demektir. Bence NBA’de harika bir kariyeri olacak, başarı kazanan iyi bir oyuncu olacak ama bir organizasyonun kaderini değiştirecek oyuncu değil.
San Pablo Burgos‘lu John Jenkins: Ne yazık ki bu sezon kendisine rakip olma şansı elde edemedim. Ama İspanya Ligi ve EuroLeague şakaya gelmez. Bu yaşta bu turnuvalarda yaptıkları büyük iş. Bence nBA’e hem mental hem fiziksel olarak NBA’e hazır, hatta avantajlı. Bir süredir yetişkinlere karşı oynuyor, birçoğunun da NBA tecrübesi var ve başının çaresine bakmaktan fazlasını başarmış bir oyuncu. Kolejden gelen oyunculardan bazıları kadar atletik olmayabilir ama Avrupa’da oynaması bir avantaj, örneğin bu sezon 60’dan fazla çıkmış olarak bitirecek. NBA takvimine alışması çok daha kolay olacaktır.
Ama bu draft’ta da çok yetenekli oyuncular var, herkesin kararı takımı nereye taşımak istediğine ve hangi role oyuncu istediğine bağlı. Gördüğüm kadarıyla çok iyi ikili oyun oynatıyor, oyunu iyi okuyor, genel olarak çok iyi bir oyun kurucu. İyi bir şutu var ve bence NBA’de daha da iyi bir şutör olacak.
Her GM için Ayton gibi bir uzunu pas geçmek zor. Ama ilk sıradan alınabilir mi bilmiyorum. Booker ve Ayton, Phoenix’te iyi bir ikili olabilir. Luka’yı çok topsuz oyunda görmedim ve Phoenix’te bunu çok daha sık yapması gerekir. Bence her ikisi de ilk günden takıma katkı yapmaya başlar. Ama Avrupa’da geçirdiği bu sezonun ardından 1 numaradan seçilmesi çok mantıklı geliyor.